Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/211 E. 2020/169 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/211 Esas
KARAR NO : 2020/169

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2020
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında Mart 2016 ayından itibaren cari hesap sistemi ile ticari ilişki başladığını, ticari ilişki içerisinde müvekkili ile davalı arasında gerek Türk Lirası gerekse de döviz ile ticari işlemler yapıldığını, döviz ile yapılan satış işlemlerinde ödeme tarihlerinin vadeye bağlandığını, vadeli satışlarda ise mal teslimi tarihinde döviz ve kur bedelinin belirtilerek Türk Lirası olarak fatura düzenlendiğini, ödemenin döviz ile yapıldığında vade tarihindeki kur değerlemeden doğan fark için yeni bir fatura düzenlendiğini, ancak bu fatura için karşı taraftan herhangi bir bedel talep edilmeksizin işlemin sonlandırıldığını, döviz olarak düzenlenen faturanın Türk Lirası ile ödenmesi halinde ise, ödeme tarihindeki kur değerlemeden doğan fark için yeni bir fatura düzenlendiğini ve fatura bedelinin karşı tarafa borç olarak yüklendiğini, müvekkilinin davalıya döviz ile satış yaptığını, fatura bedelinin satış işlemi tarihindeki kur bedeli ile faturanın döviz kuru ve yabancı para miktarı belirtilerek Türk Lirası olarak tanzim edildiğini, davalı tarafın Türk Lirası çeki ile ödeme yaptığını, çekin vadesi geldiğinde döviz ile düzenlenen faturalardan kaynaklı olarak kur değerleme bedelinin ortaya çıktığını, müvekkilinin 4 farklı çekle yapılan ödemelere ilişkin kur değerlemeden kaynaklanan sıralı faturalar düzenleyerek davalı tarafa gönderdiğini, davalı tarafın söz konusu faturaları teslim aldığını ve herhangi bir ihtarname ile iade etmediğini, devamında da bu faturaları ödemediğini, müvekkili ile davalı taraf arasında Mart 2016 ayından itibaren başlayan ticari ilişki süreci sonunda 20/01/2017 tarihinde karşılıklı mutabakat formu imzalandığını, 2017 yılı içerisindeki cari hesap işleminin ise 20/02/2018 tarihindeki mutabakat formunun imzalanarak sonlandırıldığını, müvekkilinin söz konusu alacaklarını tahsil etmek için … 26. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazının haksız olduğunu iddia ve beyan ederek itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davaya cevap verilmediğinden H.M.K.’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
… 26.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı şirketin davalı aleyhinde cari hesap alacağının tahsili amacı ile 51.245,29.-TL üzerinden icra takibi yaptığı, davalı vekilinin 14/12/2018 tarihli itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce, taraf şirketlerinin Mart 2016-Şubat 2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 17/01/2020 teslim tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava kur farkı alacağının tahsili istemiyle girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın kur farkı alacağından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda, davaya konu kur farkı faturalarındaki tutarların, USD türünden düzenlenen faturalara müteakip tahsil edilen TL çekler sebebiyle oluştuğu yönünde tespite yer verilmiştir. Kur farkına esas olan faturalar incelendiğinde, satılan malların döviz karşılığının gösterildiği ve bu nedenle ödeme tarihlerine göre kur farkı istenebilmesi mümkün ise de; dava konusu uyuşmazlıkta davalının çekle ödemede bulunduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Yargıtay 19.HD.2018/1227 E- 2019/1611 K. 13/03/2019; Yargıtay 19 HD 2018/965 E-2019/5447 K. 05/12/2019 )
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükle bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 618,92.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 564,52.-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan 900,00.-TL gider avansından artan avans olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 7.461,89-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-İstanbul Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.13/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır