Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2020/623 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/183 Esas
KARAR NO:2020/623

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/04/2019
KARAR TARİHİ:30/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davaya ve takibe konu faturadan doğan sorumluluklarını yerine getirdiğini, davalının üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirmediğini, müvekkiline hiçbir şekilde ödeme yapmadığını, davalı tarafın borcundan kaynaklı temerrüde düştüğünü bunun üzerine …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında takibe geçildiğini, davalının borca ve takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket yetkilisi … ile davacı … arasında … ili, … ilçesinde davalı şirket yetkilisi adına kayıtlı bir dairenin boya ve badanasının yapılması için tarafların anlaştığını, müvekkili şirketin bu anlaşmaya istinaden ödemelerinin bir kısmını müşteri çeklerini ciro ederek ödediğini, bakiye kalan bir kısmın da yine müşteri çeklerini şirket yetkilisi … tarafından şahsi ciro edilerek ödendiğini, davacının taraflarca anlaşılan bedele aykırı olarak fahiş bedelli faturalar tanzim ederek müvekkiline gönderdiğini, müvekkili şirketçe de faturaların davacıya iade edildiğini, davacının faturada yazılı olan emtiaları boya ve badana işinde kullanmadığını, davacı tarafça kötü niyetli olarak kullanılmayan emtiaların faturaya yansıtıldığını, davacının boya ve badana işini bitirmeden anlaşmaya aykırı olarak iş yerinden ayrıldığını, yapılan işlerin ayıplı ve eksik olduğunu, faturadaki mal ve hizmetlerin müvekkili şirkete tam olarak sağlanmadığını, davacının tam olarak doğmamış alacağı yönünden takip başlatmasının kötü niyetli olduğunu, icra takibinde iki tane borçlu olduğunu, birinci borçlunun … ikinci borçlunun da müvekkili şirket olduğunu, davacının … adına dava açmamasının nedeninin … tarafından müşteri çekleriyle ödenen paraları tekrardan müvekkili şirketten tahsil edilmek istenmesi olduğunu, müvekkilinin borcu olmadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, İ.İ.K.’nın 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
…. İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasının tetkikinde; davacının davalı aleyhinde cari hesap alacağının tahsili amacı ile 21.247,55.-TL üzerinden icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçlular vekiline 11/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlular vekilinin 07/02/2019 tarihli itirazı ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı … sisteminden çıkartılarak dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı vekilince fatura ve sevk irsaliyesi asıllarının ibraz edildiği, 9061 kasa numarası ile Mahkememiz kasasına alındığı görülmüştür.
Sözleşmeler Hukukunun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nisbiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def’i niteliğinde olmayıp itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davacı, davalı ile aralarında eser sözleşmesi düzenlendiği iddiasıyla sözleşmeden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itiraz üzerine eldeki davasını açmıştır. Dosya kapsamına sunulan 22/09/2017 tarihli sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin taraflarının davacı … ve dava dışı … oldukları anlaşılmaktadır. Sözleşmede davalı şirketin isim ve kaşesinin bulunmadığı gibi davalı şirket adına atılmış herhangi bir imzanın da bulunmadığı, bu hali ile davalı şirketin sözlemenin tarafı olmadığı ve taraf sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40.-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 258,96.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan 204,56.-TL harcın davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 3.400,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 1.600,00.-TL gider avansından geriye kalan bakiyenin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.30/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır