Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/112 E. 2021/179 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/112 Esas
KARAR NO:2021/179

DAVA:Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2019
KARAR TARİHİ:02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili sigorta acentecisinin 07/12/2015 tarihli Sigorta Acentecilik Sözleşmesine istinaden birlikte çalıştıklarını, …. Noterliği vasıtası ile 01/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameye istinaden ihbar tarihinden itibaren 3 ay sonu itibariyle acentelik sözleşmesinin davalı şirketin tek taraflı feshi sebebi ile sona erdiğini, davalının fesih ihbarnamesinde, feshe sebep herhangi bir neden belirtilmediğini, müvekkilinin kusuruna dayalı tek taraflı sözleşmeyi fesih etmesine olanak sağlayan herhangi bir sebebin meydana gelmediğini, davalı şirketin hiçbir sebebe dayanmadan tamamen kendi tasarrufu nedeniyle müvekkili ile arasındaki sözleşmeyi sona erdirdiğini, fesih nedeniyle müvekkili şirketin uzun yıllardır acenteciliğini yapmakta olduğu şirket ile çalışmasının sona ermesi sebebi ile daha sonra devam edecek sözleşmeler nedeniyle ve elindeki portföyün şirketin de kullanımın da olması sebebiyle zarara uğrayacağını, davalı firmanın müvekkili ile 2 yılı aşkın süredir devam eden acentelik ilişkisine istinaden herhangi bir denkleştirme tazminatı da ödemediğini, bu nedenlerle TTK 122.madde ve sair hükümler gereğince davalı … şirketinin müvekkilinin yıllarca göstermiş olduğu çaba ve gayret ile sağlamış olduğu portföy nedeniyle bir denkleştirme tazminatı ödemesi gerektiğini iddia ve beyan ederek şimdilik 118.046,00.-TL denkleştirme tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı … şirketinden alınarak müvekkili sigorta acentesine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki menfaat olmadığını, davacının talep ettiği alacağın, davacı tarafından tespit edilmesinin her şartta mümkün olduğunu, bu sebeple davacının belirsiz alacak davası açmasında hukuki menfaatinin olmadığının açık olduğunu, davacının müvekkili şirket tarafından Acentecilik Sözleşmesinin haksız feshedildiğine dair iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin belirsiz süreli sözleşme olduğunu, TTK 121/1 maddesi uyarınca belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin, taraflardan her birinin üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebileceğini, müvekkili şirketin, şirket uygulaması gereği almış olduğu karar neticesinde davacı yanın Acentelik Sözleşmesini 3 ay sonra etkisini doğurmak üzere feshettiğini, müvekkili şirketin kanunda belirtilen 3 aylık ihbar süresine uyarak ve haklı gerekçelerle sözleşmeyi feshettiğini, tarafların tacir olduğunu, her tacir ticari işletmenin menfaatlerini gözetmek ve korumakla yükümlü olduğunu, bu doğrultuda salt acentenin kusursuz olmasının sözleşmenin devamlılığı için yeterli olmadığını, davacı şirketin kendisine verilen hedeflerin sürekli altında kaldığının göründüğünü, davacı acentenin kendisine verilen, kendisinin de kabul ettiği hedefleri gerçekleştirmemesi nedeniyle karşılıklı iş ilişkisinin devamının imkansız hale geldiğini, davacı acentenin vekil edene karşı olan yükümlülüklerini ihlal ettiğini, vekil edenin menfaatlerini korumak yerine vekil edenin menfaati aleyhine işlem tesis ettiğini, davacı acentenin müvekkili şirket dışında da sigorta şirketleriyle de çalıştığını, Acentelik Sözleşmesinin haklı nedenle feshedilmesi nedeni ile davacı acentenin komisyon kaybı ve portföy tazminatı alacağı talebinin bir dayanağının bulunmadığını, davacı acentenin halen tüm sigortacılık faaliyetlerine devam ettiğini, davacının denkleştirme tazminatına hak kazanmadığını, müvekkili şirketin davacının portföyünden önemli bir menfaat elde etmediğinin tespit edildiğini, davacı acentenin sözleşme sonrası müşterilerini kaybettiği ya da müvekkili şirketin davacı tarafın müşterilerinden menfaat elde ettiğine dair hiçbir durum söz konusu olmadığını iddia ve beyan ederek davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklı denkleştirme tazminatı talebine ilişkindir.
01/11/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname aslının ve tebliğ şerhli onaylı örneğinin Mahkememize gönderilmesi için …. Noterliği’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır ve … kasa numarası ile Mahkememiz kasasına alınmıştır.
Davacı vekili tarafından Mahkememizin 10/10/2019 tarihli duruşmasında ibraz edilen 07/12/2015 tarihli … A.Ş Acentelik Sözleşmesi, 07/12/2015 tarihli, Zorunlu Deprem Sigortasına İlişkin Yetki Devri Sözleşmesi, 07/12/2015 tarihli, Sigorta poliçe Tahsilatlarının Banka Kartları ve Kredi Kartları ile Yapılmasına İlişkin Sözleşme asılları … kasa numarası ile Mahkememiz kasasına alınmıştır.
Davacı şirketin, diğer sigorta şirketlerinin acenteliğini yapıp yapmadığı hususunun araştırılarak Mahkememize bilgi verilmesi için … Birliği’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı şirkete ait … (…) hesap numaralı banka hesabına, davalı şirket ile davacı arasındaki komisyon ödemeleri içeren 07/12/2015 – 01/05/2018 tarihleri arasındaki işlemleri içeren hesap kayıtlarının gönderilmesi için … Bankası … Şubesi’ne yazılan müzekkere cevabı ve ekleri dosya kapsamına kazandırılmıştır.
İddia, savunma ve ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlığın halli bakımından, Mahkememizce resen seçilecek Serbest Muhasebeci Mali Müşavir vasıtasıyla taraf şirketlerin 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davacının Acentelik Sözleşmesinin feshinden kaynaklı davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının hesaplanması yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
01/10/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; 07/12/2015 tarihinde yapılan süresiz Acentelik Sözleşmesinin yasal tebligat yapılıp bekleme süresine uyulmak suretiyle 11/12/2017 tarihi itibariyle feshedildiği (19/03/2018 tarihinde ikinci azil ille sonuçlandığı) ve fesihte acentenin kusuru bulunmadığı yönünde değerlendirildiğini, davalı tarafın değerlendirmesine göre acente branş bazında dağılımı olarak tüm üretimin Trafik Branşı %0,894, Kasko Branşı %0,55, Ferdi Kaza %0,05, 3.Şahıs Zorunlu Mali Mesuliyet %0,01, Zorunlu Tehlikeli Madde %0,01, Elektronik Cihaz %0,19, İşyeri Branşı %0,4 ve Konut Yangın Branşında %0,21 oranında üretim gerçekleştirilmiş olduğu, 07/12/2015 tarihinde Acentelik Sözleşmesi yapıldığı fiili olarak işlem ekranının açık olduğu 07/12/2015 – 11/11/2017 tarihinden acentenin kapandığı 19/03/2018 tarihine kadar yaklaşık 24 aylık süre içerisinde iptal edilen üretimler ve iptal edilen komisyon tutarları düşüldükten sonra tüm branşlarda toplam 2.394.904,26.-TL üretim gerçekleştirildiği, 269.780,58.-TL net komisyon geliri elde edildiğini, 24 aylık acentelik sürecinde 269.780,58.-TL’lik net komisyon geliri elde edildiğinin hesaplandığı, elde edilen toplam net komisyonun 24 ay için 269.780,58.-TL olduğu, davacı şirketin davalı şirketten talep ettiği denkleştirme tazminatının 134.890,29.-TL olarak hesaplandığı, başkaca açık hesap taleplerinin olmadığı, davalı şirket vekilinin talep ettiği hakkaniyet indiriminin takdirinin Mahkememize ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından dosyanın önceki rapor düzenleyen bilirkişiye tevdii ile ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve 04.12.2020 tarihli ek bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın Acentelik Sözleşmesinin feshinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 6012 Sayılı TTK’nun acentelik sözleşmesinde denkleştirme istemi 122.maddesinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında 07.12.2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi imzalandığı, başka ifade ile taraflar arasında 2015 yılından beri devam eden acentelik ilişkisi bulunduğu, sözleşmenin 22.maddesi ile taraflardan birinin üç ay önceden ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmeyi feshedebileceklerinin düzenlendiği, buna göre belirsiz süreli sözleşmenin TTK’nun 121/1 bendine göre üç ay önceden ihbarda bulunulmak suretiyle feshedilebileceği, davalı tarafça …. Noterliği’nin vmiye numaralı 01.11.2017 tarihli ihtarnameye istinaden ihbar tarihinden itibaren 3 ay sonrasına davalı şirketin sigorta acenteliğinin sona erdiğinin ihtar edildiği, 3 aylık süresinin sonunun 01.02.2018 tarihi olduğu, davalı tarafça …. Noterliği vasıtasıyla 3.ay sonunda fesih ihtarnamesinin 19.03.2018 tarihinde 04086 yevmiye sayılı ihtarnameyle yapıldığı, tebligatın 21.03.2018 tarihinde alındığı ve 01/03/2019 dava tarihi itibariyle davanın TTK’nun 122/4 bendi uyarınca bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 2015 yılından itibaren fesih tarihine kadar devam eden acentelik ilişkisinin bulunduğu, davalının TTK’nun 121/1 maddesine ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun şekilde üç aylık ihbar süresine uyarak sözleşme ilişkisini feshettiği anlaşılmıştır. Denkleştirme isteminde bulunabilmenin ilk şartı TTK’nun 122/3 bendi uyarınca sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedilmemiş olmasıdır. Somut olayda davalı sözleşmeyi haklı nedenlerle feshetmemiş, olağan fesih hakkını kullanmıştır. Denkleştirme isteminde bulunabilmenin ikinci şartı ise TTK’nun 122/1 bendinde düzenlenmiştir. Buna göre; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa veya acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir denkleştirme tazminat isteyebilir. Somut olayda Mahkememizce aldırılan 04/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalının sözleşmenin feshinden sonra, 2018 yılında davacı acentesinin portföyünden yararlandığı poliçe bilgileri olarak, 2018 yılında yaşayan poliçelerin 528 adet olduğu, net prim toplamı 361,440,00-TL komisyon tutarı 41.685,00-TL olduğu ve 2018 yılında yenilenen poliçelerin 28 adet olduğu, net prim toplamı 15.307,00-TL komisyon tutarının 2.278,00-TL olduğunun tespit edildiği, buna göre davacının bulduğu yeni müşteriler sayesinde, davalının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ettiği hususunun davacı tarafça kanıtlanamadığı ve denkleştirme isteminde bulunabilmesinin şartlarının gerçekleşmediği kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından, dava açılırken davacı taraftan peşin alınan 2.015,94.-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, artan 1.956,64.-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’deki esaslara göre belirlenen 15.164,37.-TL nispi vekalet ücretinin, davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından artan avans olması halinde hüküm kesinleştiğinde ve talep edildiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-… Arabuluculuk Bürosu tarafından ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk tarife bedelinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin huzurunda, diğer tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.02/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır