Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/973 E. 2019/146 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/973 Esas
KARAR NO : 2019/146
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 12/10/2018
KARAR TARİHİ: 12/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin davalı ile birlikte …ŞTİ de %50 şer oranında ortak ve yetkili müdür olduklarını, şirketin 2017 yılının şubat ayında kurulduğunu, Finansal ve stratejik danışmanlık hizmeti sunduğunu, işin devamında taraflar arasında şirket işlerindeki aksaklıklar nedeniyle anlaşmazlıklar meydana geldiğini, yaşanan sıkıntıların davalının ortaklığı ile şirketin faaliyetini sürdürmesini imkansız hale getirdiğini, davalının kar etmediği gerekçesi ile şirketi kapatmak istediğini, müvekkilinin üzerinde baskı oluşturduğunu, şirkete gelmeyip belgeleri müvekkiline vermediğini, şirketin imza sirküleri, faturalar, şirket kaşesi v.b gibi tüm belgelerini toplayıp götürdüğünü, şirketin tasfiyesi için müvekkilini tehdit ettiğini, aynı işi yapan rakip firma ile anlaştığını, müvekkiline ihtarname göndererek ortaklığı bitirmek isteğini ve baskısını sürdürdüğünü, müvekkilinin şirketin feshini istemediğini, tek ortak olarak da faaliyetini sürdürebileceğini belirterek davalı ile birlikte çalışmasının mümkün olmadığından haklı nedenle davalının ortaklıktan çıkarılmasına, yönetici sıfatının ve yetkilerini kullanmasının tedbiren önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde ve özetle; 6102 sayılı TTK daki düzenleme uyarınca ortağın ortaklıktan çıkarılmasının, bu konuda genel kurulda karar alınmasından sonra şirket tüzel kişiliği tarafından mahkemeden istenileceğini, diğer ortak veya ortakların mahkemeden bu yönden istekte bulunabilmeleri konusunda yasal bir düzenleme bulunmadığını, somut olayda iki ortaklı şirket için bu düzenlemenin kabulü halinde tek kişilik limited şirkete imkan tanınamayacağını ve bu durumun yasanın ruhuna aykırı olduğunu, TTK nın 636/3 maddesi hükmüne göre ortağın şirketin feshini istiyebilemesi mümkün iken şirketin tüzel kişiliği korunarak diğer ortağın çıkarlımasının istenemeyeceği yönündeki kabulün yasanın amacına uymayacağını, bu nedenle kollektif şirketlere özgü TTK nın 257 maddesinin kıyasen limited şirketlere de uygulanması gerektiğini, şirketin feshi yerine ortaklardan birinin şirketten çıkarılmasına karar verilebileceğini, aksi halde davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacı karşı davalının şirkete karşı olan sadakat ve dürüst davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, haksız rekabette bulunduğunu, müvekkilinin deneyimli bir üst düzey yönetici olduğunu, şirketin faaliyet konusu gereği ortakların devamlı olarak birbirleri ile yakın ilişki içinde olmaları ve yürüyen projeler hakkında birbirlerini bilgilendirmeleri gerektiğini, davacının ise Nisan 2018 den itibaren müvekkili ile görüşmediğini, projelerle ilgili bilgi vermediğini, potansiyel projelere kayıtsız kaldığını, değişik müşteri adayları ile kendi adına görüşmeler yaptığını, şirketin mail hesabındaki tüm verileri yok ettiğini ve 13/09/2018 tarihinde şirket ile aynı faaliyet konusunda “…” markasının ticaret unvanında kullanmak suretiyle, yeni bir şirket kurduğunu ve haksız rekabette bulunduğunu, bu konuda İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan davanın derdest olduğunu, ayrıca hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, bütün bu nedenlerle davacı ile bir arada bulunamayacaklarını, davacının hukuka aykırı eylemleri nedeniyle ortaklıktan çıkarılması gerektiğini, 6102 sayılı TTK nın 613 ve 626 maddeleri kapsamında; sadakat ve dürüstlük yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının TTK nın 631/2 maddesi gereğince haklı sebeplerle müdürlük hakkının ve temsil yetkisinin kaldırılması gerektiğini, şirket ortaklığından çıkarılması için aranan tüm haklı sebeplerin oluştuğunu, iki ortaklı limited şirkettebu konuda TTK 621 maddesinde belirtilen kararın alınabilmesi mümkün olmadığından TTK nın 257 maddesinin kıyasen uygulanarak şirketin tüzel kişiliğinin korunması ve karşı davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, şirketteki yönetim ve temsil yetkisi hakkının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava ve karşı dava; 6102 Sayılı TTK.nun 621/1-h ve 640/3. Maddesi hükmüne dayalı olup, davacı ve davalının ortağı oldukları limited şirket ortaklığından haklı sebebe dayanılarak çıkarılması istemine ilişkindir.
Karşı davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilerek incelenmiş; dava tarihi itibari ile davacı şirketin ticaret sicilinde tescilli bulunan yasal ikametgahı mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar dahilinde kalındığından HMK’nun 14/2. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde Mahkememiz kesin olarak yetkili bulunmaktadır.
Tarafların ortağı olduğu ve karşı davalı olarak gösterilen … ŞTİ nin sicil dosyası incelendiğinde;
… Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, ortaklarının davacı karşı davalı … ile davalı karşı davacı … oldukları ve %50 şer oranında pay sahibi ortak ve müştereken şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür oldukları tespit edilmiştir.
6102 sayılı 640/3 maddesi hükmüne göre; şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması mümkündür. Ancak TTK’nun 621/1-h maddesi hükmüne göre, bir ortağın haklı sebepler dolayısıyla şirketten çıkarılması için mahkemeye başvurulması ve bir ortağın şirket sözleşmesinde öngörülen sebeplerden dolayı şirketten çıkarılması için temsil edilen oyların en az 3’te 2’sinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunca alınmış bir genel kurul kararı bulunması gerekmektedir.
Limited şirket sözleşmesinde, bir ortağın Genel Kurul Kararı ile şirketten çıkarabileceği sebepler öngörülebilir (TTK 640.mad) bu sebeplerden birinin gerçekleşmesi halinde genel kurul ortağı şirketten çıkarma kararı alabilir. Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinde itibaren 3 ay içinde iptal davası açabilir.
Ortaklar genel kurulunun karar alması halinde, bir ortağın haklı sebeplerle şirketten çıkarılması mahkemeden istenilebilir (TTK 640/III mad.) mahkemece, ortakların haklı sebep olarak gösterdiği hususlar kabul edilecek olursa, mahkeme ortağın şirketten çıkarılmasını karar verir. Haklı sebepler ortaklık ilişkisinin dürüstlük kuralı çerçevesinde devam ettirilmesini imkansız hale getiren olaylara bağlı olarak ortaya çıkar. Bu konuda; somut olayın şartlarına bakarak genel kurul tarafından bildirilen olayların haklı sebep olup olmadığına mahkemece karar verilmelidir.
Ortaklardan birinin iflası halinde, iflas idaresi en az 6 ay önce ihbar etmek şartıyla şirketin feshini isteyebilir, ortaklardan birinin payını haczettirmiş olan alacaklı da aynı hakka sahiptir. Bu durumda şirketin dağılmasını önlemek için, başvurulabilecekler yollardan biri de ortağı şirketten çıkarmaktır. Buna göre; ortaklar genel kurulu, aleyhine takip yapılan ortağın koymuş olduğu sermayenin gerçek değerini alarak şirketten çıkarılmasına karar verebilir.
Açıklanan yasal düzenlemeye göre; limited şirket ortağının diğer ortak aleyhine şirket ortaklığından çıkarılması istemi ile dava açamayacağı sonucuna varılmaktadır. Limited şirket ortaklığından çıkarmak için yukarıda açıklandığı gibi TTK nın 621/1-h bendi uyarınca; genel kurulda usulüne uygun bir karar alınması gerekmektedir. Somut olayda olduğu, gibi eşit paylı ve iki ortaklı limited şirketlerde böyle bir karar alınması mümkün olmayabilir.
Davalı karşı davacı vekili bu durumda; kollektif şirketlere özgü hükümlerin uygulanabileceğini ve TTK 257.maddesi hükmünün kıyasen iki kişilik limited şirketlere de uygulanarak, şirket tüzel kişiliğinin korunarak haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın şirketten çıkarılması ve şirketin tek ortaklı olarak devamına mahkeme tarafından karar verilebileceğini ileri sürmüştür.
Somut olayda; taraflar eşit paylı iki ortak olup, karşılıklı olarak diğer ortağın sadakat ve dürüstlük yükümlülüğünü ihlal ederek haksız rekabet içerisine girdiğini, şirketteki yönetim hakkını ve temsil yetkisini kötüye kullandığını, bu nedenlerle haklı sebeplerle ortaklıktan çıkarılması gerektiğini ileri sürmektedir. Haklı sebeplerin varlığında ve şirketin feshi isteminde bulunulması halinde; TTK nın 636/III maddesi uyarınca, mahkeme fesih istemi yerine, davacı ortağı payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına ya da duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. Dava ve karşı davada şirketin feshi yolunda bir istem bulunmamakta, diğer ortağın çıkarılarak tek ortak olarak şirketin tüzel kişiliğinin devamı istenilmektedir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; limited şirketlerde şirket ortağının diğer ortağın çıkarılması yönünde talepte bulunmasına ilişkin olarak yasada açık bir düzenleme bulunmadığı, bu istemin genel kurulda karar alınmasından sonra şirket tüzel kişiliği tarafından ileri sürülmesi gerektiği, asıl ve karşı dava da davacının ve karşı davacının aktif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Husumet bir dava koşulu olup, yargılamanın her aşamasında doğrudan gözetilir. Bu eksikliğin sonradan giderilmesi de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle asıl davanın ve karşı davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Asıl davanın REDDİNE
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl davada HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 200,00 TL gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Asıl davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Asıl davada davalı tarafından yatırılan 320,00 TL gider avansından geriye kalan 66,50 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Asıl davada davalı tarafça yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 253,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karşı davanın REDDİNE,
Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40 TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubuna,
Karşı davada karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
Karşı davada davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karşı davada HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 320,00 TL gider avansından geriye kalan 66,50 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Karşı davada davalı … tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 200,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Taraf vekillerininhuzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
44,40 TL PEŞİN HARÇ
35,90 TL KARAR HARCI
8,50 TL. KALAN HARÇ