Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/926 E. 2019/956 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/926 KARAR NO : 2019/956

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9.maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız ve tarafsız İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin kararıdır.
Davacının avukatı dava açan dilekçesinde özetle;
Davalı şirketin; muris …’nın % 78 hissesine sahip olduğu vefatı üzerine Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … tereke sayılı dosyası ile yönetilen bir şirket olduğunu, tereke mahkemesi tarafından tereke temsilcisi olarak atanan …’ın % 78 şirket hissesini temsilen kullandığı oy ile şirket genel kurulunda tek başına kararlar alabildiğini, tereke temsilcisinin gerek davalı şirketin, gerekse terekeye ait diğer şirketlerin genel kurullarında temsil ettiği tereke hisselerine dayanarak ve diğer mirasçıların taleplerini yok sayarak ekonomik olarak güçlü konumda ki mirasçı …’nın menfaat ve isteklerine göre davranıp kararlar aldığını, 04/07/2018 tarihinde yapılan davalı şirketin olağan genel kurulunda, tereke temsilcisinin oy oranına dayanarak şirket ve hissedarlara zarar verecek kararlar aldığını, % 3 paya sahip davacının alınan kararlara karşı muhalefet ettiğini ve muhalefet şerhinin tutanağa geçirildiğini, Türk Ticaret Kanununun 414.maddesine aykırı olarak genel kurul çağrısının usulüne uygun yapılmadığını, bu suretle genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunu, yine butlan nedeniyle geçersiz olduğunu, genel kurulda …’nın yeniden yönetim kuruluna seçildiğini, adı geçenin toplantıya katılmamasına, yazılı yada sözlü talebi olmamasına rağmen varmış gibi gösterilerek yeniden yönetim kuruluna seçilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanununun 413.maddesine aykırı olarak genel kurulda finansal tabloların onaylanmasına ilişkin madde ertelenmesine, ibralarında yapılmamasına rağmen yönetim kurulunun seçildiğini, bu nedenle davacının muhalefet ettiği 6.maddenin iptalinin gerektiğini, genel kurulda usul ve yasaya aykırı olarak yönetim kurulu üyelerine rekabet yasağı hükümlerine aykırı olarak hareket etme yetkisinin verildiğini, bu yönde ki 8.maddenin iptalinin gerektiğini beyanla, genel kurul kararlarının uygulanmaması ve yönetim kurulu üyelerinin göreve devam etmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı şirketin yönetimi için kayyum heyeti atanmasına, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine kabul edilmemesi halinde genel kurul kararlarının butlan nedeniyle iptaline, genel kurul kararlarının tamamının iptal edilmemesi halinde genel kurulun 6 ve 8.maddelerinin iptaline, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalının avukatı cevap dilekçesinde özetle;
Davacının açmış olduğu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve reddinin gerektiğini, 04/07/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulun yasanın aradığı tüm şartlar yerine getirilerek yapıldığını, genel kurulun yada genel kurulda alınan kararların iptalini gerektiren bir husus bulunmadığını beyanla, davalı şirketin uğrayacağı muhtemel zararlar için Türk Ticaret Kanununun 448.maddesi gereğince davacının teminatla yükümlü kılınmasına, davanın ve davacının taleplerinin reddine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Elde ki dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 445.maddesine dayalı olarak açılmış olup, davalı … Şirketinin 04/07/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti, butlanı nedeniyle iptali, mümkün olmaması halinde genel kurulun 6 ve 8 nolu gündem maddelerine ilişkin kararların iptali istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, davanın harçları karşılanmak suretiyle 02/10/2018 tarihinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 445.maddesinde öngörülen hak düşürücü nitelikte ki 3 aylık süre içerisinde açıldığı, davalı şirketin dava tarihinde ki ticaret sicilinde kayıtlı şirket merkezinin (-…-) mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar içerisinde yer alması nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Yasasının 14/2, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 445.maddesi gereğince davaya bakma hususunda mahkememizin kesin yetkili olduğu, davacının davalı şirketin hissedarı olduğu, genel kurul toplantı tutanağı içeriğine göre davacının genel kurul toplantısına katıldığı, muhalefetlerini tutanağa geçirttiği, analışmıştır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, Beykoz …Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyası örneği, davalı şirket sicil dosyası, ana sözleşmesi ve 04/07/2018 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar örneği ile hazirun cetveli dosyaya ikame olunmuştur.
Tarafların yazılı ve oturum zabıtlarına geçen beyanları göz önüne alındığında;
-Davacının … Şirketinin hissedarlarından olduğu,
-Davalı … Şirketinin 2017 yılı olağan genel kurul toplantısının 04/07/2018 tarihinde yapıldığı,
-Davacının toplantıya iştirak ederek alınan kararlara muhalefet ettiği, muhalefetini tutanağa geçirttiği hususlarında taraflar arasında her hangi bir uyuşmazlık yoktur. Elde ki dava da taraflar arasında ki mahkememizce giderilmesi gereken uyuşmazlık;
a-)… Şirketinin yönetimine kayyum atanmasına ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği,
b-)Genel Kurul çağrısının usulüne uygun yapılmamış olması nedeniyle, Genel Kurulun yok hükmünde sayılıp sayılmayacağı, butlan sebebiyle geçersiz olup olmayacağı,
c-)Genel Kurulun 6 ve 8 nolu gündem maddelerine ilişkin kararların iptali istemine ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarıdır.
Davacı açmış olduğu davada, şirket yöneticilerinin şirketi ve hissedarları zarara uğratıcı kararlar alıp faaliyetlerde bulunduklarını, grup şirketlerinin yöneticiler tarafından zarara uğratıldığını, bu hususun bağımsız denetçi raporu ile sabit olmasına rağmen yeniden yönetim kuruluna seçildiklerini, beyan ve iddia ederek davalı … Şirketinin yönetimine mahkemece resen seçilecek bağımsız, tarafsız kayyım heyetinin atanması isteminde bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlerin yönetimine dışarıdan müdahaleye, yani şirkete mahkemece yönetim kayyımı atanmasına olanak sağlayan açık bir kanun hükmü bulunmamaktadır. Sermaye şirketlerinde kayyım atanması ile ilgili olarak, kanunda bulunan tek madde, azınlık pay sahiplerinin genel kurulu toplantıya mahkeme marifeti ile çağrısını düzenleyen Türk Ticaret Kanununun 412.maddesi hükmüdür (-madde 412… Mahkeme toplantıya gerek görürse, gündemi düzenlemek ve kanun hükümleri uyarınca çağrıyı yapmak üzere bir kayyım atar-) Ancak burada ki kayyımlık yönetim kayyımlığı değildir. Bu nedenle somut olayda Medeni Yasanın 427/4.maddesinin irdelenmesi ve somut olayda şirkete kayyım atanmasına ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi gerekir.
Medeni Yasanın 427/4.maddesi “Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa” tüzel kişiye kayyım atanabileceğini öngörmüştür.
Anonim Şirketlerin yasal ve zorunlu organları Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Denetim Kuruludur.Anonim Şirketlere yönetim kayyımı atanmasının koşulu Medeni Yasasının 427/4.maddesinin açık hükmünden anlaşılacağı üzere Anonim Şirketin zorunlu organlarından yoksun kalmasıdır. Somut olay bu doğrultuda ve davalı şirketin zorunlu organlarından yoksun olmadığı (-ki bu hususta davacının iddiası yoktur-) göz önüne alındığında, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin koşulların gerçekleşmediği kuşkusuzdur. Türk Ticaret Kanununun hiçbir maddesinde, ortaklardan birisinin genel kurulun ya da müdürün aldığı kararla şirketi veya pay sahiplerini zarara uğratması durumunda, mahkemeden yönetim kayyımı talep edebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Davacının alınan kararların kendisini zarara uğrattığı gerekçesine dayanarak, sermaye şirketlerinin yapısına tamamen aykırı, kanununda yer verilmeyen bir talebi ileri sürerek mahkemeden şirkete yönetim kayyımı talep etmesi hukuka uygun değildir. Özetle ve öz olarak, davalı şirketin yasal organlarından yoksunluğunun mevcut olmaması, davacının dayanağı sebeplerinde şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektirecek sebeplerden olmaması nedeniyle, davacının bu hususta ki istemi yerinde bulunmamıştır.
Davacı açmış olduğu dava da ayrıca, genel kurul çağrısının usulüne uygun yapılmadığını (-en az iki hafta önceden ticaret sicilinde ilan edilmediği gerekçesiyle-) bu nedenle alınan kararların yok hükmünde olduğunu yada butlanla malul olup geçersiz olduğunu iddia etmiştir.
Anonim Şirketlerde Genel Kurula çağrı şekli 414.maddede düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 414.maddesi “(1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.
(2) Sermaye Piyasası Kanununun 11 inci maddesinin altıncı fıkrası hükmü saklıdır” şeklindedir.
Türk Ticaret Kanununun 414.maddesinde çağrının şekli belirlenmiş olmakla birlikte, ilgili ilanın içeriğiyle ilgili ayrıntılı düzenleme Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 11.maddesinde yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanununun 446.maddesine göre çağrının gereği gibi ilan edilmemesi, iptal davası açma hakkını haiz olmak için yeterli olmayıp, bu aykırılığın iptali istenen genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Başka bir ifadeyle söz konusu aykırılık olmasaydı genel kurulun o kararı/ kararları alamayacağı olgusunun ispat edilmesi gerekir. Genel Kurula çağrı ilanının ticaret sicilinde usulüne uygun ilan edilmediği, bu suretle Genel Kurulun yok hükmünde olduğu, yada butlanla malul olduğu iddiasında bulunan davacı, Genel Kurul kararlarının bu aykırılık sebebiyle alındığı, aykırılık olmasa idi Genel Kurulun yargılama konusu kararları almayacağı hususunu ispat edememiştir. Hal böyle olunca da davacının iddia ve istemi yerinde bulunmamıştır.
Davalı … Şirketinin 2017 yılına ait 04/07/2018 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinden, gündemin 2017 yılı faaliyet raporunun müzakeresi ve onayına ilişkin gündemin 2.maddesinin, 2017 yılı finansal tablolarının müzakere ve onayına ilişkin gündemin 3.maddesinin, Yönetim Kurulu Üyelerinin 2017 yılı faaliyetleri nedeniyle ibralarına ilişkin gündemin 4.maddesinin görüşülmesinin ertelendiği, gündemin 6.maddesi ile davacının muhalefetine rağmen oy çokluğuyla yönetim kurulu üyelerinin seçiminin yapıldığı, gündemin 8.maddesi ile davacının muhalefetine rağmen Yönetim Kurulu Üyelerine Türk Ticaret Kanununun 395 ve 396.maddelerine göre gerekli izinlerin oy çokluğuyla verildiği anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanununun 413/3.maddesi “Yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tablolarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır” gerekçesi ise “Bu madde genel kurula yönetim kurulu üyelerini her olağan genel kurul toplantısında görevden alabilme olanağını vermektedir. Hükmün temelindeki mantık şudur: Genel kurul yılsonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun ortaya koyduğu sonuçlardan memnun kalmamışsa yönetim kurulunu değiştirebilmelidir; icraatı beğenilmeyen bir yönetim kurulu süre endişeleriyle görevde tutulmamalıdır” şeklindedir. Az yukarıda açıklandığı üzere, 2017 yılı ile ilgili 04/07/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında yıl sonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyetin müzakeresi ve onaylanması, yine yönetim kurulu üyelerinin 2017 yılana ait faaliyetleri sebebiyle ibralarının görüşülmesi ertelenmişken aynı toplantıda gündemin 6.maddesi gereğince oy çokluğuyla alınan kararla yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi (-yıl sonu finansal tablolarının ve yıllık faaliyetin müzakeresi ve onaylanması, yine yönetim kurulu üyelerinin 2017 yılana ait faaliyetleri sebebiyle ibralarının görüşülmesi ve değerlendirilmesi halinde genel kurulun yönetim kurulunun seçimi hususunda başkaca bir tasarrufta bulunabileceği göz ardı edilerek-)
Türk Ticaret kanununun 413/3.maddesine uygun bulunmadığı gibi, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına da uygun bulunmamıştır. Bu sebeple mahkememiz gündemin 6.maddesi gereğince alınan kararla yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine ilişkin kararın iptalinin gerektiği kanaatine varmıştır.
2017 yılı ile ilgili 04/07/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında gündemin 8.maddesi gereğince alınan kararla davacının muhalefetine rağmen şirketle işlem yapma, borçlanma ve rekabet hususunda yönetim kurulu üyelerine izin verilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 395.maddesine göre, Yönetim Kurulu Üyelerinden hiçbirisi, Genel Kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz. Görüldüğü üzere Yönetim Kurulu Üyelerine getirilen şirketle işlem yapma yasağı, koşullu olarak düzenlenmiştir. Zira kanun, Genel Kuruldan izin alınmadan şirketle işlem yapılmasını yasaklamaktadır. Bir başka deyişle, söz konusu yasağı mefhum-u muhalifine göre yorumlar isek, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Kuruldan izin alarak, şirketle kendisi veya başkası adına işlem yapabilir, bu durumda, şirket yapılan işlemin batıl olduğunu ileri süremez. Türk Ticaret Kanununun 396.maddesine göre, Yönetim Kurulu Üyelerinden herhangi birisi, Genel Kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendisi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Buna karşılık, şirketle işlem yapma yasağında olduğu üzere rekabet yasağı da koşullu olarak düzenlenmiştir. Yani, Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Kurulun iznini alarak, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapabilir ya da aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla girebilir. Bu durumda, şirket kendisinden tazminat isteyemez veya dava açamaz. Türk Ticaret Kanununun 395 ve 396.maddelerinin açık hükmü karşısında somut olayda, Genel Kurulun Yönetim Kurulu Üyelerine şirketle işlem yapma ve rekabet etme izni vermesi kararında, usul ve yasaya aykırılık görülmediği gibi iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı bir yön de görülmemiştir. Hal böyle olunca da davacının gündemin 8.maddesi gereğince alınan kararın iptali istemi yerinde bulunmamıştır.
Netice de açıklanan vicdani kanaate uygun aşağıda ki karar verilmiştir.

H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davacının şirkete kayyum atanması isteminin REDDİNE,
2-)Davacının 04/07/2018 tarihli Genel Kurul Kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemi ile Genel Kurul Kararlarının butlan sebebi ile iptali isteminin REDDİNE,
3-)Davacının 04/07/2018 tarihli Genel Kurul Kararlarından 8 nolu maddenin iptali isteminin yerinde olmaması nedeniyle REDDİNE, 6 nolu maddeye ilişkin istemin kabulüne, 04/07/2018 tarihli Genel Kurulun 6 nolu maddesinin Türk Ticaret Kanununun 413/3.maddesi gereğince iptaline,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40 -TL maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen 227,35 TL yargılama giderinin davadaki haklılığına göre 2/3 ünün davacı üzerinde bırakılmasına 1/3 ünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Hukuk Muhakemeleri Yasasının 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan avansın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-)Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,

Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
44,40- TL. KARAR HARCI
35,90 TL. PEŞİN HARÇ
8,50 -TL. KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
77,00 TL İLK GİDER
150,35 TL POSTA MAS.
227,35 TL TOPLAM