Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/898 E. 2022/536 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/898 Esas
KARAR NO : 2022/536

DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARŞI DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak ve Teminat Mektubunun iadesi (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM: Asıl davada davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında Kamu İhale Kanunun 3/G maddesi kapsamında, konusu 2000 adet … olan mal alım sözleşmesi akdedildiği, müvekkil … A.Ş.’nin sözleşmeden doğan ücret edimini eksiksiz ve tam olarak yerine getirmesine rağmen; davalı tarafın teslim ettiği ürünlerde önemli arızalar meydana geldiği, … A.Ş.’nin işbu sözleşme kapsamında 03/10/2016 tarihli ve … numaralı faturaya istinaden 2.828.129,60-TL’ yi muhatabın hesabına tam ve eksiksiz olarak ödediği, davalı tarafın teslim ettiği ürünlerde sık sık pil, SIM yuvası, ses kartı, hoparlör, … bellek, ekran gibi majör arızalar meydana geldiği, ürünlerdeki ayıplar ile sözleşme ve teknik şartnameye aykırılıkların, yüklenici firmaya defaatle bildirilmesine karşın hiçbir somut çözüm getirilmediği, arızaların devam ettiği, dava dosyasında bulunan ihtarnamelerden de sonuç alınamadığı, ürünlerdeki ayıp ve kusurların önemli bir kısmının kabul süresince anlaşılamadığı, ürünler sahada kullanılmaya başlandığı andan itibaren kendini belli etmeye başladığı, teknik şartnameye aykırılıkların; ses çalmaması, rtc pilin kısa sürede boşalması, lcd ekran görüntülerine ilişkin problem, sım kart konnektörünün lehimlerinin eksik yapılmış olması olduğu, sözleşmeye aykırılıklarla ilgili sözleşmenin 12.4.,12.5, 12.6 maddeleri gereği pek çok kez müdahale ve onarım talep edildiği, onarımın mümkün olmaması durumunda ise arızalı ürünlerin yenileri ile değiştirilmelerinin istendiğini, ancak davalı tarafın arızaları gideremediği, taleplerin sözleşmenin 12.7 maddesine göre 5 iş günü içerisinde yerine getirilmediği, davalı tarafın 20/02/2018 tarihli cevabi ihtarnamesinde beyan ettiği, “müvekkil kullanımdan kaynaklanan arızaları tamir etmeye veya yenisi değiştirmeye de gönüllüdür” ifadesinin kusurlarını kabul ettiklerinin göstergesi olduğu, yüklenici firmanın teslim ettiği ürünlerdeki ayıpların sadece … A.Ş. değil İstanbul toplu ulaşımını da olumsuz etkilediği belirtilmiş, sonuç olarak taraflar arasında akdedilmiş 01.02.2016 tarihli … nolu mal alım sözleşmesinden TBK 227/1 ve 229 gereği dönülerek, 03.10.2016 tarihli … numaralı faturaya istinaden ödenen ücretin işlemiş avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep ve dava edilmiştir.
Karşı davada davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 25.03.2014 ve 01/02/2016 tarihli iki ayrı sözleşme yapıldığı, her iki sözleşme ile karşı tarafa 2.000 er ürün verildiği, ilk sözleşme ile 49.000-USD tutarında ikinci sözleşme ile 48.000-USD tutarında kesin ve süresiz teminat mektubu verildiği, her iki sözleşmede kesin teminatın geri verilmesi hususunun madde 8.3.1′ de “kesin teminat ve ek kesin teminat taahhüdün sözleşme dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin garanti süresi sonunda bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra yükleniciye iade edilir” şeklinde düzenlendiği, yani teminat mektubunun iadesi için garanti süresinin sonu zaman olarak belirlendiği, bu durumda birinci sözleşmenin garanti süresinin 12.03.2017 ve 03.04.2015 tarihlerinde dolduğu, ikinci sözleşmenin ise 23.09.2018 tarihinde dolduğu, öncelikle birinci sözleşme kapsamında teminatın nakde çevrilmemesi gerektiği belirtilmiş, her iki sözleşme kapsamında davacıya verilen teminat mektuplarının iadesine, haklı davanın kabulüne karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA: Asıl davada davalınin vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında ilki 25.03.2014 tarihli “…” ile ikincisi 01.02.2016 tarihli “… Mal Alım Sözleşmesi” olmak üzere iki sözleşme imzalandığı, her iki sözleşmenin de konusunun kısaca validatör ana kart ve LCD ekranların satın alınması ve garanti süresi içinde garanti kapsamında hizmet verilmesi olduğu, müvekkilin ayrıca 36 modüle, WİFİ modüle, WİFİ ve 3G antenler, vidalar, konverter kart sattığı, müvekkilin yalnızca içerisindeki ana kartı ve LCD ekranını sattığı, diğer parçaların başka firmalardan temin edildiği ve montajının da bizzat davacı tarafından yapıldığı, her iki sözleşme kapsamında 2000’er adet ürün verildiği, davanın konusunun ikinci sözleşme ile satılan ürünler olduğu, ilk sözleşme ile satılan ürünler ile ilgili hiçbir sorun olmadığını, bu sebeple davacı tarafça ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlerin hangi sözleşme kapsamında verildiğinin tespit edilmesi gerektiği, davacının sık sık pil, sim yuvası, ses kartı, hoparlör, eMMC bellek, ekran gibi arızalar meydana geldiğini, ürünlerin teknik şartnamede taahhüt edilen özelliklere haiz olmadığını ileri sürdüğü, ancak ürünlerin birlikte tasarlandığı ve davacı tarafça aylarca test edilerek alımına karar verildiği, müvekkilin teslim ettiği ürünlerin tamamının imzalı sözleşmeye ve teknik şartnameye uygun olduğu, davacının satın alacağı ürünü aylarca kendi ofislerinde ve sahada teste tabi tuttuğu, ardından davacı tarafından teyit edildikten sonra ürünlerin Tayvan’da üretildiği ve 2000 adet teslim edildiği, bu anlamda davacının ürünlerdeki ayıpların kabul sürecinde anlaşılamadığı, sahada kullanıldığında anlaşıldığı iddiasının hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği, sözleşmenin 21.6 ve 25.1 maddelerinde davacının satılan ürünleri teste muayeneye tabi tutacağından ve kabulden bahsedildiği, davacının ileri sürdüğü ayıpların kullanımla ortaya çıkan sonradan anlaşılan ayıplar olmadığı, müvekkilin her zaman ürün geliştirmesi ve ürünlerde çıkan problemlerde destek olduğu, ayıca birinci ihtarda belirtilen arızaların pil, sim yuvası, ses kartı, hoparlör, eMMC bellek, ekran olmak üzere 6 kalem olarak belirtildiği, ikinci ihtarda ise ses çalmaması, RTC pil, ekran, sim yuvası olmak üzere 4 kalem olarak belirtildiği, ikinci ihtarda ses arızasının giderilmesi dışında hiçbir onarım talebinin yerine getirilmediği dendiği, ikinci ihtara göre eMMC sorununun çözüldüğünün anlaşıldığı, yani davacının hiçbir soruna çözüm getirilmediği iddiasının da doğru olmadığı, davacının ayıplı olduğu iddiası ile müvekkile teslim ettiğini ileri sürdüğü ürün sayısının 2.000 + 2.000 adet toplam 4.000 adet üründen yalnızca 24 tane olduğu, davacı tarafından ikinci sözleşmeden dönme talebi ile açılan davanın arızalı ürün sayısı dikkate alındığında sözleşmeden dönmenin mümkün olmadığı, davacının ses çalmadığı iddiasını öne sürdüğü, ancak öncelikle kaç tane üründe bu arızanın yaşandığının tespit edilmesinin gerektiği, burada problemin davacının kullanmak istediği sesin frekansından kaynaklandığı, … pilin kısa sürede boşalması sorunu ile ilgili olarak, davacının maliyet kaygısı güderek şarj edilebilir pil değil, değiştirilebilir pil istediği, davacının teslim aldığı ürünleri aylar sonra kullanmaya başladığı, haliyle pilin bitmesinin normal olduğu, LCD Ekran görüntülerine ilişkin problem hakkında ise; bahse konu problemin LCD’ ye konverter kartından olan bağlantı kablosunun kasılmasından kaynaklandığı, bunun da davacının montaj hatasından kaynaklandığı, bu sorunla gönderilen ürünlerden yalnızca 3 adedinin ikinci sözleşme ile verilen ürün olduğu, SIM kart konnektörü lehimlerinin eksik yapılış olması konusunda; lehimlerin eksik yapılmadığı, bahse konu lehimlerin temel bir ayıp olmadığı, basit bir şekilde çözülebileceği, ikinci sözleşme ile verilen ürünlerden yaklaşık 10 tanesinde bu soruna rastlandığı ve çözümünün gerçekleştiğini beyan ederek; asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı davada davalı vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; asıl davada dava dilekçelerinde ileri sürmüş oldukları … tarihli, … no’lu … Mal Alım Sözleşmesinden, TBK m. 227/1 ve 229. gereği dönülerek, fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak üzere; sözleşme kapsamında 03.10.2016 tarihli ve A-021351 numaralı faturaya istinaden KDV dahil toplam ödediğimiz 2.828.129,60-TL’nin beher ödeme tarihinden itibaren işlemiş avans faizi ile, ürün arızaları sebebi ile doğrudan ve dolaylı tüm maddi zararların, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalı karşı davacıdan tahsili ile karşı davalının haksız ve mesnetsiz iddialarının reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava; taraflar arasında düzenlenen 01/02/2016 tarihli sözleşmeden dönülmesi ve 03/10/2016 tarihli faturayla ödenen toplam 2.828.129,60 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren işlemiş avans faiziyle tahsili ve ürün arızaları sebebiyle oluşan doğrudan ve dolaylı zararların tazmini istemli davadır.
Karşı dava; 25/03/2014 tarihli ve 01/02/2016 tarihli sözleşme ile verilen 49.200 ve 48.000 USD bedelli kesin ve süresiz teminat mektuplarının asıl davacıdan alınarak karşı davacıya verilmesi istemli davadır.
Hem asıl hem de karşı dava tarihi itibariyle, 7155 Sayılı Kanunun 20. Maddesi ile TTK’ya eklenen 5/A maddesi henüz yürürlüğe girmemiş olduğundan, asıl ve karşı davalarda arabuluculuğa başvuru dava şartı değildir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; asıl davada, dava konusu 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya teslim edilen ürünlerin, sözleşme ve teknik şartnameye uygun olup olmadıkları, ayıplı olup olmadıkları, ayıplı iseler ayıbın mahiyetinin(açık, gizli) ne olduğu, ayıbın imalat hatasından mı kullanım hatasından mı kaynaklandığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşıldığından, sözleşmenin kurulmasındaki amaç da göz önünde bulundurularak, TBK’nun 227/4 fıkrası uyarınca, ayıp mevcut ise ayıba rağmen onarım veya satış bedelinden indirim yapılarak ürünlerin bu haliyle kullanılmaya devam edilip edilemeyeceği, başka ifade ile durumun sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasını haklı gösterip göstermediği, onarımın mümkün olup olmadığı, ayıpların niteliğine göre satış bedelinde indirim yapılabilecek ise indirim tutarının ne olabileceği, taraflar arasındaki sözleşme birden fazla mal satımına ilişkin olduğundan TBK’nun 230/1 maddesi uyarınca sözleşmenin tamamından dönülmesini mümkün olup olmadığı, ürünlerin kaç tanesinin ayıplı olduğu; karşı davada; karşı dava konusu 25/03/2014 tarihli sözleşme kapsamında verildiği iddia olunan 49.200-USD bedelli teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı, karşı dava konusu 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında verildiği iddia olunan 48.000-USD bedelli teminat mektubunun iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşmeler, teminat mektubu örnekleri, şirketlerin sicil kayıtları, 01/02/2016 tarihli sözleşmenin ekindeki teknik şartnamenin yeminli tercümesi, 01/06/2016 tarihli sözleşme, 25/03/2014 ve bu sözleşmeye ek 17/12/2014 tarihli sözleşme konusu ürünlerin davacı karşı davalıya teslim tarihlerini gösterir irsaliyeli fatura örnekleri dosya arasına alınmıştır.
Asıl davada davacı vekilince; ara karar uyarınca 2016 tarihli ikinci sözleşme kapsamında satın alınan ürünlerden ayıplı çıktığı iddia olunan ürünlere ilişkin liste sunulduğu anlaşılmıştır. Ancak listenin incelenmesi neticesinde, listede ürünlerin seri numaralarının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce davalı karşı davacı vekiline, dava konusu 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında teslim edilen 2000 adet ürün nedeniyle kendilerine yapılan arıza bildirimleri neticesinde, verilen teknik destek işlemlerine yönelik tutulmuş tüm teknik servis kayıtlarını mahkememize sunması için kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içerisinde teknik servis kayıtları dosyaya sunulmamış olmakla birlikte, taraflar arasında yapılan e-mail yazışmalarının örnekleri, asıl davacı tarafından onarım için gönderilen bir kısım ürünün onarılarak iade edildiğine dair irsaliye faturası örnekleri dosyaya sunulmuştur. için bir aylık kesin süre verilmesine, aksi halde dosyanın mevcut durumuna göre değerlendirme yapılacağının ihtarına(ihtar edildi)
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre yukarıda tespit edilen uyuşmazlıkların halli için sözleşme konusu ürünler ile tarafların 2014-2016 yılları ticari defter ve kayıtları ile tüm dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak bilirkişi heyet raporu alınmıştır.
12/07/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasına sunulu belgeler ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; dava konusu kartlarda meydana gelen arızaların tasarım ve/veya üretim hatasından kaynaklandığı ve arıza tespit edilen ürünlerin ayıplı ürünler olarak nitelendirilmesinin gerektiği, bu ayıpların kullanım sonucunda anlaşılabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu, dava konusu ürünlerden arızalı olanların ancak bu ürünler kullanılmaya başlandıkça tespit edilebileceği kanaatine varılmakla, dava konusu ikinci parti ürünlerin tamamının arızalı olduğuna dair bugünden bir değerlendirmede bulunmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla kartların bazılarının düzgün işlevini yerine getiriyor olabileceği, ayrıca kartlarda meydana gelen arızaların belli bir maliyetle giderilebileceği, bu sebeple de sözleşmenin tümden feshi yerine belirlenecek bir oran üzerinden onarım-ayıp bedeli çıkartılması ve sözleşme tutarından düşülmesinin uygun olacağı, dolayısıyla fesih yerine arızalı ürünlerin onarım bedeli olarak belirlenecek bir oran üzerinden toplam sözleşme bedelinde indirime gidilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmakla, takdir mahkemede olmak üzere, dosya kapsamındaki bilgi belgeler ve tarafların beyanları doğrultusunda, toplam sözleşme bedelinde %50 oranında bir indirime gidilmesinin uygun olacağı, asıl dava açısından davalının teslim ettiği ürünler dolayısıyla davacı tarafın KDV dahil 1.414.064,80 TL’si indirim talep edebileceği, diğer bir ifade ile davacının teslim edilen ayıplı ürünler dolayısıyla davalı taraftan 24.09.2018 dava tarihi itibari ile 1.414.064,80-TL’si asıl alacağının olduğu, iş bu tutar ile ilgili davalının iş bu dava tarihinden önce temerrüdüne dair dosya kapsamında vesaik (İhtarnamelerin sözleşme kapsamında ki işlerin ayıplarının giderilmesine yönelik olduğu) bulunmadığı nazara alındığında talep edilen faizin 24.09.2018 dava tarihi sonrasında işletilmesi gerektiği, karşı dava konusu edilen teminat mektuplarının dava ve karşı dava tarihleri itibari ile davacının hesaplanan 1.414.064,80 TL’lik asıl alacağından (24.09.2018 tarihi itibari ile 605.429,64 TL olduğu dikkate alındığında) az olduğu nazara alındığında iş bu davaya konu olmayan 25.03.2014 tarihli sözleşme kapsamında davacı idareye verilen 49200-USD bedelli … Bankası tarafından verilen 08.04.2014 tarih … numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesi ile ilgili takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olması gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edilmiş, davacı karşı davalı tarafından indirimin uygun olmadığı, davalı karşı davacı tarafından ise inceleme kapsamında sadece bir ürünün incelendiği, bu ürünün de hangi sözleşme kapsamında satın alınan ürün olduğunun belli olmadığı, 2016 tarihli sözleşme konusu 2000 adet ürünün tamamının incelenmesi gerektiği belirtilerek itiraz edilmiştir.
Dosya kapsamında dava konusu olmayan 25/03/2014 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye ek 17/12/2014 tarihli sözleşme kapsamında asıl davacıya teslim edilen 2000 adet 5.7 inç… ekranın seri numaralarına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gibi, dava konusu 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında davacıya teslim edilen 5.7 inç LCD ekranın(…) seri numaralarına ilişkin bilgi ve belgede bulunmadığı anlaşıldığından; taraf vekillerine 25/03/2014 ve bu sözleşmeye ek 17/12/2014 tarihli sözleşme kapsamında teslim edilen LCD ekranların seri numaralarını; 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında teslim edilen LCD ekranlarının seri numaralarını iki ayrı liste halinde mahkememize sunmaları için bir aylık kesin süre verilmiş, akdi halde dosyadaki delillere göre değerlendirme yapılacağı ihtar edilmiştir. Davacı karşı davalı vekili, ürünlerin seri numaraların tespit edilemediğine dair beyan sunmuş, davalı karşı davacı vekili tarafından dosyaya bir liste sunulmuş ise de; bu listede de ürünlerin seri numaralarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmalarına göre; davalı karşı davacı tarafından keşif sırasında incelenen LCD ekranın dava konusu olmayan 25/03/2014 ve buna ek 17/12/2014 tarihli sözleşme kapsamında teslim edilen ürün olduğu savunulduğundan; seri numaraları D15, OA11 ve OC11 ile başlayan ve her birinden en az üç adet olmak üzere toplam en az dokuz adet LCD ekran üzerinde ; dava konusu 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafından davacıya teslim edilen ürünlerin, sözleşme ve teknik şartnameye uygun olup olmadıkları, ayıplı olup olmadıkları, ayıplı iseler ayıbın mahiyetinin(açık, gizli) ne olduğu, ayıbın imalat hatasından mı kullanım hatasından mı kaynaklandığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı anlaşıldığından, sözleşmenin kurulmasındaki amaç da göz önünde bulundurularak, TBK’nun 227/4 fıkrası uyarınca, ayıp mevcut ise ayıba rağmen onarım veya satış bedelinden indirim yapılarak ürünlerin bu haliyle kullanılmaya devam edilip edilemeyeceği, başka ifade ile durumun sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasını haklı gösterip göstermediği, onarımın mümkün olup olmadığı, ayıpların niteliğine göre satış bedelinde indirim yapılabilecek ise indirim tutarının ne olabileceği hususlarında ek bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
23/05/2022 teslim tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; dava dosyasına sunulu belgeler ile yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; ilk inceleme konusu ürün ile ikinci inceleme konusu D15 ile başlayan seri numaralı 5 adet teknik incelemesi yapılan kartlarda meydana gelen arızaların tasarım ve/veya üretim hatasından kaynaklandığı ve arıza tespit edilen ürünlerin ayıplı ürünler olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu ayıpların kullanım sonucunda anlaşılabilecek gizli ayıp niteliğinde olduğu, dava konusu ikinci parti ürünlerin tamamının arızalı olduğuna dair bugünden bir değerlendirmede bulunmanın mümkün olmadığı, dolayısıyla kartların bazılarının düzgün işlevini yerine getiriyor olabileceği, ayrıca kartlarda meydana gelen arızaların belli bir maliyetle giderilebileceği, bu sebeple de sözleşmenin tümden feshi yerine belirlenecek bir oran üzerinden onarım- ayıp bedeli çıkartılması ve sözleşme tutarından düşülmesinin uygun olacağı, dolayısıyla fesih yerine arızalı ürünlerin onarım bedeli olarak belirlenecek bir oran üzerinden toplam sözleşme bedelinde indirime gidilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmakla, takdir mahkemede olmak üzere, dosya kapsamındaki bilgi belgeler ve tarafların beyanları doğrultusunda, toplam sözleşme bedelinde %50 oranında bir indirime gidilmesinin uygun olacağı, asıl dava açısından davalının teslim ettiği ürünler dolayısıyla davacı tarafın KDV dahil 1.414.064,80 TL’si indirim talep edebileceği, diğer bir ifade ile davacının teslim edilen ayıplı ürünler dolayısıyla davalı taraftan 24.09.2018 dava tarihi itibari ile 1.414.064,80 TL’si asıl alacağının olduğu, iş bu tutar ile ilgili davalının iş bu dava tarihinden önce temerrüdüne dair dosya kapsamında vesaik (İhtarnamelerin sözleşme kapsamında ki işlerin ayıplarının giderilmesine yönelik olduğu) bulunmadığı nazara alındığında talep edilen faizin 24.09.2018 dava tarihi sonrasında işletilmesi gerektiği, karşı dava konusu edilen teminat mektuplarının dava ve karşı dava tarihleri itibari ile davacının hesaplanan 1.414.064,30 TL’lik asıl alacağından (24.09.2018 tarihi itibari ile 605.429,64 TL olduğu dikkate alındığında) az olduğu nazara alındığında iş bu davaya konu olmayan 25.03.2014 tarihli sözleşme kapsamında davacı idareye verilen 49200 USD bedelli Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından verilen 08.04.2014 tarih 075-B2-028253 numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesi ile ilgili takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olması gerektiği belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında asıl ve karşı davaya konu; 25/03/2014 ve buna ek 17/12/2014 tarihli sözleşme ile 2.000 adet …; 01/02/2016 tarihli sözleşme ile 2.000 adet combo validatör … olmak üzere toplam 4.000 adet ürünün satışına ilişkin iki ayrı ana sözleşme yapıldığı, ilk sözleşme ve ek sözleşme konusu ürünlerin 12/03/2015 tarihinde, ikinci sözleşme konusu ürünlerin ise 03/10/2016 tarihinde davacı karşı davalıya teslim edildikleri, asıl davacının 01/02/2016 tarihli sözleşmeye konu ürünlerde ayıp çıktığından bahisle sözleşmeden dönme hakkını kulladığını, bu nedenle ödediği paranın iadesini talep ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında yapılan ve inkar edilmeyen e-mail yazışmalarından 2016 yılı mart ayı ile 2017 yılı Eylül ayı aralığında hangi sözleşme kapsamında olduğu tespit edilemeyen bir kısım ürünlerle ilgili arıza yazışmaları yapıldığı, davacı karşı davalı tarafından davalı karşı davacıya gönderilen bir kısım ürünün tamir edilerek davacı karşı davalıya irsaliye fatura ile iade edildikleri anlaşılmıştır. Mahkememizce yaptırılan her iki bilirkişi incelemesi esnasında da davacı karşı davalı tarafından arızalı olduğu iddia olunan ve ikinci sözleşme kapsamında satın alınan ürünlerin tamamı incelemeye sunulamamıştır. Zira bu ürünlerin bir kısmının halen şehir içi toplu ulaşımda kullanıldıkları beyan edilmiştir. Yine asıl davacı tarafından dosyaya arızalı olduğu bildirilen ve 1943 adet ürün içeren liste sunulmuş ise de; bu ürünlerin seri numaraları hangi sözleşme kapsamında satın alındıkları anlaşılamamıştır. Bilirkişiler tarafından her iki incelemede toplam beş adet ürün incelenebilmiştir. Bu ürünlerin de hangi sözleşme kapsamında satın alındıkları tespit edilememiştir.
6098 Sayılı TBK’ nun 230/1 fıkrası uyarınca, birden çok mal veya birden çok parçadan oluşan bir mal, birlikte satılmış olup da bunlardan bazıları ayıplı çıkarsa, dönme hakkı bunlardan ancak ayıplı çıkanlar için kullanılabilir. Ancak, alıcıya veya satıcıya önemli bir zarar vermeksizin ayıplı parçanın diğerinden ayrılmasına imkân yoksa, dönme hakkının satılanın tamamını kapsaması zorunludur. Asıl davaya konu 01/02/2016 tarihli sözleşme 2000 adet ürün satışına, diğer değişle birden çok mal satışına ilişkindir. Asıl davacı bu sözleşme ile satın alınan ürünlerden bir kısmının ayıplı çıktığını öne sürerek, sözleşmenin tamamından dönme hakkını kullandığını beyan etmiştir. Oysa anılan hüküm uyarınca birden çok mal satışında, yalnızca ayıplı çıkan mallar yönünden dönme hakkı kullanılabilir. Zira birden çok mal satışı, aslında satılan mal adedi kadar satış sözleşmesinin mevcut olduğu anlamına gelir. Asıl davalı/satıcı ürünleri ayıpsız teslim ettiğini veya ayıptan doğan diğer seçimlik hakların tüketildiğini ispat yükü altında olmakla birlikte, 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında satın alınan 2000 adet üründen kaç adedinin ayıplı çıktığını ispat yükü asıl davacı üzerindedir. Zira davacı ancak bu kadar adet mal için sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Somut olayda asıl davacı tarafça, 01/02/2016 tarihli sözleşme ile satın alınan ürünlerin kaç adedinin arızalı/ayıplı olduğu ispat edilememiştir. Bu nedenle ispat olunamayan asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede; taraflar arasındaki 25/03/2014 ve 01/02/2016 tarihli ana satış sözleşmelerinin 12.11.1 maddesinde garanti süresinin, ürünlerin idarece kabul edilmesinden itibaren 24 ay olduğu, 8.3.1 maddesinde ise; taahhüdün sözleşme dökümanlarına uygun olarak yerine getirildiğinin ve garanti süresi sonunda satıcının idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile teminat mektuplarının satıcıya iade edileceği kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Davacı karşı davalının ilk sözleşme ile satın alınan ürünlerde(İstval1) ayıp bulunduğuna dair bir savunması mevcut değildir. Taraf defter ve kayıtlarına göre karşı dava tarihi itibariyle tarafların karşılıklı borç ve alacaklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Her iki sözleşmeye konu ürünlerin davacı karşı davalı tarafından teslim alınarak kullanılmaya başlandıkları sabittir. Davacı karşı davalı, asıl davada, ne bilirkişi incelemesine tabi tutulan ürünlerin, ne taraflar arasındaki e-mail yazışmalarına ve davalı karşı davacının tamir ederek/yahut yenisi ile değiştirerek davacı karşı davalıya gönderdiği ürünlerin( tamir nedeniyle düzelenen irsaliye faturalarına konu edilen), ne de dosyaya sunduğu 1943 adet ürün içeren listeye konu ürünlerin ikinci sözleşme kapsamında satın alınan ürünler olduğunu ispat edemediği gibi, kaç adet ürünün ayıplı olduğunu da ispat edememiştir. Bu nedenle davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya borcu bulunduğundan bahsedilemez. İlk sözleşme ve buna ek sözleşme konusu ürünler 12/03/2015 tarihinde, ikinci sözleşme konusu ürünler ise 03/10/2016 tarihinde davacı karşı davalıya teslim edilmişlerdir. Bu tarihlerden itibaren işlemeye başlayan 24 aylık garanti sürelerinin 16/11/2018 tarihinde dolduğu, her iki sözleşme için verilen teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır. Bu nedenle karşı davanın kabulüne, 25/03/2014 tarihli sözleşme kapsamında verilen … Bankası, … Şubesi tarafından tanzim edilen 08/04/2014 tarih ve … numaralı 49.200-USD bedelli teminat mektubu ile 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında verilen, … Bankası … Şubesi tarafından tanzim edilen 09/03/2016 tarih, 623628 sayılı 48.000-USD bedelli teminat mektuplarının davalı tarafından davacıya iadesine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
ASIL DAVADA
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 48.297,39-TL harçtan mahsubu ile kalan 48.216,69-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 114.731,33-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
KARŞI DAVADA
1-Davanın KABULÜNE, 25/03/2014 tarihli sözleşme kapsamında verilen … Bankası, … Şubesi tarafından tanzim edilen 08/04/2014 tarih ve… numaralı 49.200-USD bedelli teminat mektubu ile 01/02/2016 tarihli sözleşme kapsamında verilen, … Bankası … Şubesi tarafından tanzim edilen 09/03/2016 tarih, 623628 sayılı 48.000-USD bedelli teminat mektuplarının davalı tarafından davacıya iadesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 35.581,66-TL nispi karar ve ilam harcından 8.880,64-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 26.701,02-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 43.094,25-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı davalı tarafından yatırılan 8.880,64-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı ve 16,80,-TL posta masrafları olmak üzere toplam 8.933,34-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır