Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/875 E. 2021/247 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/875 Esas
KARAR NO:2021/247

DAVA :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/09/2018
KARAR:RED
KARAR TARİHİ:18/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilleri ile davalı arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, tarafların ticari defterlerine ve cari hesap bakiyesine göre müvekkilinin davalıdan alacaklı durumda olduğunu, davalının ciro yoluyla teslim aldığı müvekkilinin düzenlemiş olduğu 13/03/2017 düzenlenme tarihli, 15/10/2017 vade tarihli 15.000 TL bedelli senet için müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı yanın müvekkillerine karşı ticari defterlerine ve cari hesap bakiyesine göre alacaklı olmadığı halde bedelsiz hale gelen senedi takibe koyarak tekrar tahsil etme girişiminde bulunduğunu, tarafların ticari defterleri ve cari hesap bakiyesi incelendiğine, görüleceği üzere Müvekkillerinin davalı yana borçlu değil aksine alacaklı durumda olduklarını, müvekkili şirketin davalı yandan olan alacağı için … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış olduğu ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin icra takibiyle alacağına kavuşamadığını, üzerine birde davalı yanın kötü niyetle açmış olduğu işbu takibe muhatap kaldığını, davalının işbu icra takibini açmasında tamamen kötü niyetli olduğunun aşikar olduğu, müvekkilinin ticari hayatında ödemelerini hiçbir zaman aksatmayan bir firma olduğunu, davalı yana olan ticari ilişkilerinden kaynaklı tüm borçlarını vadesinde ödediğini, her iki tarafında tacir olduğunu, bu durumun tarafların ticari defterlerinin ve cari hesap bakiyelerinin incelenmesi neticesinde sübuta ereceğini, ayrıca müvekkilinin davalı yandan alacaklı olduğunu, davalı hakkında kesinleşmiş icra takibi mevcut olduğunu, davalı yanın senedi ciro yoluyla devraldığı … Ltd. Şti’yi işbu takipte borçlu olarak eklemediğini, bu borçluya karşı herhangi bir talepte bulunmadığını, davalı yanın işbu takibi açmakta tek gayesinin kendine borçlu olmayan üstelik alacaklı konumunda olan müvekkillerinin ticari itibarını zedelemek ve onları zor duruma düşürmek olduğu, davalı yanın müvekkillere karşı kendisinin borçlu olduğunu bildiği halde bu takibi açtığını, yalnızca bu durumun dahi kötü niyetin ispatı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunun aşikar olduğundan dava konusu haksız durum sebebiyle müvekkillerinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının oldukça açık olduğundan öncelikle başlatılan icra takibinin mahkemece takdir edilecek teminat mukabilinde İhtiyati Tedbir Yoluyla Durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini; Mahkemece bunun uygun görülmemesi halinde icra dosyasına girecek paranın alacaklı yana ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettikleri, tarafların ticari defterlerinin incelenmesiyle ispatlanacağını, davalı yanın iş bu takibi kötü niyetle ve müvekkili zarara sokmak maksadıyla açmış olduğundan davalı yan aleyhine dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı taraftan herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı tarafın 6100 S. HMK m. 128 kapsamında süresinde cevap vermemenin sonucu olarak iddia olunan vakıaları tamamen inkar etmiş sayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı avalist … ve davacı keşideci Intertek … LTD. Şti. , davalı ciranta hamil ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklanan davalı alacağının bulunmadığının tespitini, …. İcra Dairesi’ nin … E sayılı takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir. İddia olunan vakıaları inkar etmiş sayılmıştır.
Dava; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile davacı şirketin davalı şirketten açık hesap alacağının (…. İcra Dairesi’ nin… Esas sayılı takipte davacı şirket davalı şirket aleyhine 79.207,71 TL açık hesap alacağı yönünden takip yapmış olduğu anlaşılmaktadır.) varlığı ile bedelsizlik iddiası ile davacının …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip ile dava konusu olan 15.10.2017 vadeli 15.000,00 TL bedelli senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenilmiştir. Senet incelendiğinde lehtarın dava dışı … … Ltd. Şti. olduğu görülmektedir.
Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile ticari şirket olan tarafların ve dava dışı lehtar şirketin ticari kayıtları incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller hakimce kanuni taktir hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. İş bu davada ispat yükünün davacı tarafta olduğu İİK m. 72 gereği kanunen değerlendirilmiştir.
Davacı tarafın neden davalı tarafa borçlu olmadığını, neden paranın verilmesinin lazım gelmediğini, 13/03/2017 düzenleme tarihli, 15/10/2017 vade tarihli 15.000 TL bedelli senetin varlığının ispatla yükümlü olduğu değerlendirilmiştir.
Senetlerde imzaların istiklali ilkesi ile senetlerin illetten mücerret olduğu ilkesine dikkat edilmiştir.
İbraz edilen ve delil olarak kabul edilebilmesi için usule uygun tutulan ticari kayıt ve defterlere itibar edilebileceğinin şart olduğu hususuna dikkat edilmiştir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Davacı şirket ile davalı şirketin ticari defter ve kayıtları ve taraf şirketlere mali müşavirlik ve muhasebe hizmeti veren dava dışı YS Lider … Lti Şti ticari defter ve kayıtları incelenmiştir.
Bilirkişi … … tarafından hazırlanan 19/11/2020 havale tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir.
Davacı, davalı şirket ve dava dışı Tasf. Hal … Ltd. Şti tarafından incelemeye sunulan 2017 yıllarına ait ticari defterlerini TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, dava konusu 15/10/2017 vade 003 nolu 15.000-TL’lik senedin dava dışı … Ltd. Şti lehtar olarak adına düzenlendiği ve ciro yolu ile davalı tarafa geçtiği, dava konusu senedin tarafların ticari defterlerine veya cari hesap ekstrelerinde kayıt edilmediği, dava konusu senedin senedi keşide eden davacı şirket tarafından borcuna karşılık olmak üzere dava dışı Tasf. Hal. … Ltd. Şti’ne verildiği anlaşılmakla ve dava konusu senedin borç karşılığında verildiğinin görüldüğü teknik olarak değerlendirilmekle menfi tespit talebinin bu çerçevede kabul edilemeyeceğine kanaat getirilmiştir.
Senedin tarafların ve dava dışı lehtarın ticari defter ve kayıtlarında bulunmaması nedeniyle senedin illetten mücerret olup keşidecinin lehtar ile arasındaki bedelsizlik iddiasının hamil açısından dinlenemeyeceği, senetten dolayı menfi tespit talebinin reddinin gerektiğine karar verilmiş senedin illetten mücerret olduğu, imzaların istiklali ilkesi gereğince imza atanların her birinin ayrı ayrı yasal hamile karşı sorumlu olduğu, davacı şirketin açık hesap alacağına dayanarak bedelsizliği ileri sürmesinin hukuken uygun olmadığı ve dürüstlük ilkesi gereğince açık hesabın tek taraflı oluşturup davalı tarafa karşı senet nedeni ile ileri sürülemeyeceği değerlendirilmiştir. Yine, avalistin ( davacı …) senetteki hukuki durumu değerlendirilmiş, TTK m. 702/2 gereği teminat senedi iddiası ile veya bedelsizlik yönünden savunmasına itibar edilemeyeceği, avalistin imzasının sonuçlarına katlanacağına kanaat getirilmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacı şirketin keşideci olarak sorumlu olduğuna, bedelsizlik iddiasını incelenen kendi ve lehtar dava dışı şirket kayıtlarından ispatlayamadığına, yine davalı şirket kayıtlarından da ispatlayamadığına aksine dair bilgi ve belge bulunmadığına, açık hesap alacağının varlığının iddiasının senedin bedelsiz kaldığına dair değerlendirilemeyeceğine ve davacı avalistin TTK m. 702/2 gereği sorumlu olduna kanaat getirilmekle aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacıların davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 59,30 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 281,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 222,20 TL daha harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır