Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/873 E. 2020/199 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/873 Esas
KARAR NO : 2020/199

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR :RED
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirketin üzerinden sağlanan internet ve sunucu barındırma hizmeti, davalı … A.Ş’nin (…) kullanımına sunulduğunu, taraflar arasında belirli bir süredir devam etmiş olan hizmet ilişkisinin taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesini ispatlar nitelikte olduğunu, davalının taraflar arasında süre gelen hizmet ilişkisinden kaynaklanan fatura, cari hesap ekstresinden kaynaklanan (faiz ve masraflar hariç olmak üzere) 17.191,63 TL alacağı müvekkil şirkete taraflarca mutabık kalınarak belirlenen şartlarda ve sürede ödemediği için, söz konusu faturalardan kaynaklanan alacak ile ilgili olarak davalıya gönderilen 11/06/2018 tarihli yazı ile borcun 21 gün içinde ödenmesi gerektiği aksi halde alacağın hukuki yollardan tahsil edileceğinin belirtildiği ve daha sonra davalı aleyhine 17/07/2018 tarihinde İstanbul … İCra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 30/07/2018 tarihinde icra takibinin tamamına yapmış itirazı ile takibi durduğunu, davalının ödemekle yükümlü olduğu tutar ve son ödeme tarihinin ayrıntılı ve açık şekilde düzenlendiğini, cari hesap dökümünden ve ticari defterin incelenmesinden anlaşılabileceği üzere davalının yükümlülüklerin yerine getirmediğini, davalı borçlu tarafından… ve …numaralı fatura borçlarının ödenmediğini, söz konusu faturalar dayanak gösterilerek davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının anapara borcunun yanı sıra borcun fer’ilerine de itiraz ettiğini, tarafların serbest iradeleri ile söz konusu hizmet ilişkisine yönelik şartlarda mutabık kaldığını ve müvekkil şirketin üzerine düşen edimi eksiksiz ve en iyi şekilde yerine getirdiğini, borçlunun ödenmesi gereken hizmet bedellerinin ve işbu ödemelerin yapılacağı tarihlerin net olarak belirlendiğini, müvekkili şirket alacağının likit olduğunu, davacı müvekkili şirketin alacaklarının teminata bağlı olmadığını, davalının müvekkil şirkete olan borcunu aksattığı gibi salt takiplerin sürüncemede kalması adına aleyhine yapılan takibe itiraz ettiğini, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak için kaçma hazırlığı içine girmesi muaccel ve rehinle temin edilmemiş alacağını tehlikeye düşürdüğünü belirterek dava sonuçlanıncaya kadar, borçlulara ait menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının İKK’nın 257. Maddesi ve devamına yer alan hükümler gereğince 17.191,33 TL üzerinden ihtiyaten haczini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına vaki borçlunun itirazının iptalini, takibin ticari avans faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte takip tarihindeki koşullar ile aynen devamını, borçluların %20’den az olamamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının dava dilekçesini kabul etmediğini, davacının ihtiyati haciz talebinin hiçbir hukuki temeli olmadığını, nitekim müvekkil şirketin faaliyete girdiği günden beri turizm piyasasında gittikçe büyüyen bir şirket olduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz talebinin dayandırıldığı kaçma hazırlığının müvekkili şirketin ticari durumu değerlendirildiğinde hukuka ve hayatı olağan akışını aykırı olduğunu taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme olmadığını, bu nedenle sözleşmenin feshi halinde fesih tazminatına ilişkin bir bedel ödeneceği hususunun mümkün olmadığnıı, davacıya ödenmemiş bir fatura bulunmadığını, dava konusu faturaların müvekkiline gönderilmediğini, ticari defter kayıtlarına alınmadığını, müvekkili şirketin icra takibine konu faturalara ilişkin borcu bulunmadığını, davacının faturalarına konu hizmetin müvekkili tarafından alınmadığını ve kullanılmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, faturaların varlığı tek başına hizmetin verildiği ve kullanılıp tüketildiği anlamına da gelmediğini, davacının iddia etmiş olduğu fatura alacağının dayanağı olan hizmetin tam ve eksiksiz olarak verildiğini ispat etmesi gerektiğini, aksi halde şüpheli olan ve varlığı ispatlanamayan alacakların talep ve tahsilinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetini, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı- alacaklı İstanbul … İcra Dairesinin… E. sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine abonelik sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap alacağı için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır. Davalı genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş, sorumlu olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazlarının iptali, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan açık hesap alacağının varlığı ve varsa miktarına ilişkindir.
4721 Sayılı TMK m. 6 ve m. 7 ile 6100 Sayılı HMK 187- 293. maddeleri ve İİK m.67 gereğince ispat hususuna, ispat kurallarına dikkat edilmiştir. 6100 Sayılı HMK m. 222 gereğince usule uygun tutulan ticari kayıt ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceği ilkesine dikkat edilmiştir. Ayrıca faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır hükmü dikkate alınmıştır. İş bu davada davacı taraf iddialarını somutlaştırmak ve alacağının varlığını ispatlamak durumundadır. Hüküm kurmaya elverişli denetlenen belirli içerikte olan iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında teknik bilirkişi raporu alınmıştır ancak hukuki değerlendirme kapsamında re’ sen hukukun Hakim tarafından uygulanması gereği rapor içeriğindeki bilgilere itibar edilerek sonuca ulaşılmış ancak sonucuna itibar edilmemiştir. Bilirkişi Elektronik Yüksek Mühendisi … ve SMMM … tarafından hazırlanan 08/08/2019 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacı taraf abonelik sözleşmesi gereğince açık hesaba dayanarak fatura düzenlemiş olup iş bu alacağını kayıt altına almıştır ancak davalı ticari kayıtlarında alacağın varlığı bulunmamakla davalı davacıya borçlu görünmemekte ve faturalarda teslim alan kısmında imza olmadığı için faturalar davalıyı bağlamamaktadır, bunun sonucuna göre de davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının kötü niyetine dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamakla kanaat oluşmamakla davalı lehine tazminata hükmolunmamıştır.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine, davalı lehine şartları oluşmamakla tazminata hükmolunmasına yer olmadığına,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 207,64 TL harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına ve bakiye 153,24 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İş bu dava nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı taraf iadesine, artan davalı delil avansının talebi ile karar kesinleşince iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır