Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/865 E. 2021/221 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/865 Esas
KARAR NO:2021/221

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/09/2018
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 21/06/2014 tarihinde müvekkilinin yaya konumundayken dolmuş duraklarına yakın … servisinin içerisinden çıkan plakasının ve marka modelini hatırlanamadığı kimliği meçhul olan bir aracın müvekkiline çarptığını, kaza sebebiyle müvekkilinin yaralandığını, müvekkili adına davalıya 20/07/2018 tarihinde başvuru yapılmasına rağmen çeşitli nedenlerle dava tarihine kadar taraflarına ödeme yapılmadığını beyanla davanın kabulü ile şimdilik 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100-00-TL maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL tazminatın davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı vekili tarafından maluliyet tazminatına ilişkin olarak müvekkili kuruma başvuruda bulunulduğunu ve müvekkili kurum tarafından … sayılı hasar dosyası oluşturulduğunu, müvekkili kurum tarafından, sorumluluğun yerine getirilebilmesi için ”Özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde yetkili bir hastaneden alınacak, varsa trafik kazasından kaynaklanan kesin ve kalıcı arazlar ile bu arazlar ile ilgili maluliyet oranını gösterir sağlık kurulu raporu” ve diğer ilgili evrakların gönderilmesinin talep edildiğini ancak davacı yan tarafından müvekkili kuruma geri dönüş sağlanmaksızın haksız yere dava açıldığını, müvekkili kuruma geçerli bir başvuru yapılmaksızın huzurdaki dava ikame edildiğinden davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, öncelikle tespit edilemeyen aracın varlığının ve bu aracın kazaya sebebiyet verdiğinin somut delillerle ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun belirlenebilmesi için öncellikle aracın kusur durumunun tespiti gerektiğini, Güvence Hesabı’nın sorumluluğu kaza tarihi itibariyle sakatlık hallerinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası teminat limiti ile sınırlı olduğunu, 21.06.2014 tarihinde meydana geldiği belirtilen kazaya ilişkin vefat ve maluliyet halinde teminat limitinin kişi başına 268.000 TL ile sınırlı olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, Güvence Hesabı aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarına hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tedavi evrakları, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/10830 soruşturma sayılı dosyası, hasar dosyası, nüfus kayıt örnekleri, sosyal ekonomik durum araştırma tutanakları ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
… Adli Tıp Kurumu …İhtisas Kurulunun 23/12/2020-… karar sayılı raporunda; 03/08/2013 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, … kızı, 01.09.1956 doğumlu …‘ün 21.06.2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve … sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak;
Gr1 VIII (2Aa……….20)A %24×1/2=A %12,
E cetveline göre %15.2 (yüzdeonbeşnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüşü bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın trafik kazasına karışması neticesinde yaya konumunda bulunan davacının yaralanmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacının kaza nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi tazminat tutarının ne olduğu, bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve … sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve … sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve … sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle MK md.6 uyarınca; davacı taraf iddiasını ispatla mükellef olduğundan davacı, iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat etmekle yükümlüdür. Somut olayda ise; 21/06/2014 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen olayla ilgili olarak açılan soruşturma dosyasında yer alan 21/06/2014 tarihli tutanakta ”…kazaya dair herhangi bir iz, delil, emare ve görgü tanığına rastlanılamadığı, bu kazanın oluşumu ile ilgili yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağının düzenlenemediğinin” belirtildiği, yine aynı dosyada 23/06/2014 tarihli tutanakta ise ”…servis giriş kısmında kameranın olduğunu ancak sistemdeki bir arıza nedeni ile kayıt yapmadığını, görüntülerin bu nedenle olmadığı, servis içerisindeki diğer kameralara bakıldığında da olay yeri ve çevresini göstermediği anlaşılması üzerine olay ile ilgili kamera görüntülerinin anılamadığının” belirtildiği, keza soruşturma dosyasının da 10/07/2014 tarihli karar ile dosyamız davacısının yaralanmasına neden olayla ilgili olarak yapılan tahkikat neticesinde olayı gerçekleştiren şüphelinin kimliğinin tespit edilememesi nedeniyle daimi aramaya alınmasına karar verildiği, bu durumda, davacının 10/07/2014 tarihinde meydana gelen yaralanmasının bir trafik kazasından kaynaklandığı hususu davacı tarafından somut olarak kanıtlanamadığı gibi, bir an için yaralanmanın trafik kazasından kaynaklandığı kabul edilse dahi, davacının beyanları dışında kazanın oluş şekli konusunda hiçbir belirleme bulunmadığından, sadece davacının soyut iddiaları değerlendirilerek kusur belirlemesi yapılamayacak ve dolayısı ile de davalı Güvence Hesabının sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir.
Bu kapsamda, davacının Medeni Kanunun 6.maddesinde düzenlenen ispat yükümlüğünü yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden Mahkememizce davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 23,40-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …

Hakim …