Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/858 E. 2020/156 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/858 Esas
KARAR NO : 2020/156

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/09/2018
KARAR :KABUL
KARAR TARİHİ : 13/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Bankalarının temizlik hizmeti alım işi yüklenicelir … Şti, … Şti, …Şti., …Şti. Bünyesinde resepsiyon görevlisi olarak 01/08/2012-26/05/2017 tarihleri arasında çalışmış olan … üst. 26/05/2017 tarihinde evlilik nedeniyle görevinden ayrıldığını ve kendisine Bankalarının … Bölge Müd. 07/06/2017 tarih ve 2581 sayılı …’u üzerine 15.361,42 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, dava sebebinin dava dışı işçiye bankalarınca ödenen 15.244,83 TL tutarındaki kıdem tazminatının davalı şirketlerin sorumluluğunda olduğunu, davalı şirketler ile olduğunun açıkça düzenlendiğini, bu nedenle banklarınca dava dışı işçiye yapılan ödemenin davalılardan rücuen tahsil edilmesi gerektiğini beyan ederek fazlalaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere toplam 15.361,42 TL’nin ödeme tarihi olan 30/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan rücuen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
… Şti (tarihsiz) cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu haksız ve hukuka aykırı talebinin öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, davacıya karşı bir borcu bulunmadığını, davacı ile aralarındaki sözleşme şartları incelendiğinde müvekkil şirketin davacı bünyesinde çalışan işçilerin işçilik alacakları hususunda herhangi bir sorumluluk yüklenmediğini, çalışanlara yalnızca maaş ödemekle yükümlü olduğunu, davacı tarafın aksi iddialarının gerçek dışı olduğunu, kıdem tazminatının bu kapsamda olmadığını, davacı tarafın tüm firmalarla akdettiği aynı sözleşmenin geçerliliğinin olmadığını, sözleşmedeki sorumluluk maddesinin Türk Borçlar Kanunun 20.maddesinde bahsi geçen genel işlem koşulları olduğunun anlaşıldığını, Türk Borçlar Kanununun 20.ve 21.maddesi hükümleri gereği sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğundan yazılmamış sayılması gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında gerçek anlamda bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olmadığından işçilik alacaklarından asıl işverenin sorumlu olduğunu, Yargıtay 9.HD nin 2007/309 E.-2007/1006 K. Sayılı ve Yargıtay 22.HD nin 2011/153331 E.-20I2/8459 K. Sayılı e1 1 ‘ îreği, davacı ile müvekkili arasında gerçek anlamda bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığının görüldüğünü, İş Kanunu 112/2-a maddesi hükmü gereği, sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, davayı kabul etmemekle birlikte Yargıtay’ın görüşüne göre asıl işverenin en az % 50 oranında işçilik alacakları ve tazminatlardan sorumlu tutulabileceğini, alt işverenin de kendi döneminin yarısından sorumlu tutulabileceğini, davacı müvekkili nezninde 01.02.2013-31.12.2013 tarihleri arasında çalışmış olup, davacının talep ettiği tüm kıdem tazminatından sorumlu tutulması mümkün olmadığını, bu konuda Türk Borçlar Kanununun İç İlişki Başlıklı 167.maddesi hükmü gereği davacı iddiaları gerçek dışı olup, talebin kabul edilmesinin hukuka aykırı olacağını, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 2015/34243 E.-2016/18846 K. sayılı emsal kararında “….kıdem tazminatından her bir davalının kendi dönemine isabet eden miktar üzerinden sorumlu olduğu kabul edilerek bu şekilde tespit edilecek miktarın 1/2 sinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken” denildiğini beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmiştir.
…Şti’nin 13.12.2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusu işçilik alacağına dair rücu davası olduğunu, davanın İş Mahkemesinde açılması gerektiğinden görev itirazında bulunduklarını, iş bu rücuan tazminat davasının hukuka ve yasaya aykırı olup müvekkilinin yapılan ödeme ile ilgili herhangi bir hukuki sorumluluğu bulunmadığını, davacının yaptığı ödemeden sorumsuz olduğunu iddia edemeyeceğini, müvekkilinin işçi ile belirli süreli iş sözleşmesi imzaladığını, İş K. Hükümleri gereği kıdem tazminatı ödemesinin sözkonusu olmadığını, davacının rücu hakkı bulunmadığını,, 4857 sayılı kanunun 112. Maddesinde 2014 yılında değişiklik yapılarak kamu kurumlarının sorumluluğu pekiştirildiğini, Davacı taraf ile yapılan hizmeti alımı sözleşmesi ve bu sözleşmeye ilişkin idari ve teknik şartname ile mali hesap tablosu incelenirse davacı tarafın, isçilerin kıdem tazminatı ücretlerinden müvekkilinin sorumlu olduğuna dair hüküm olmadığı, taşeron olan müvekkiline kıdem ödemesi yapmadığı bu nedenle müvekkili ödemediği bedeli almaya hakkı bulunmadığı açıkça görüleceği, aksine karar verilmesi halinde davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine sebep verileceğini beyan ederek haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan kıdem tazminatının rücusu kapsamında dava dışı …’ e ödenen 15.361,42 TL nin ; 1.593,69 TL’sinin davalı … Şti’den, 2.921,77 TL’sinin davalı … Şti’den, 9.562,15 TL’sinin davalı … Şti’den, 1.283,81 TL’sinin davalı …Şti’den ayrı ayrı sorumlu olmaları kaydı ile ödeme tarihi olan 30/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile sorumlu olmadıklarından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan dava dışı işçi …’ e ödenen 15.361,42 TL nin davalılara sorumlulukları oranında rücu edilip edilemeyeceğine, rücu edilecekse miktarına dairdir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile ticari kayıtlar incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. Bilirkişiler SMMM … ve aktüerya hesap uzmanı …’in 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; dosyaya sunulu davacı ile davalı … Şti, davalı …Şti, davalı … Şti, davalı … Şti arasındaki hizmet alım sözleşmeleri incelenmiş, işçilerin kıdem tazminatı açısından davalıların kendi hizmet dönemlerinde sorumlu olduğu ancak davacının iş bu sözleşmeden kaynaklanan aralarındaki sözleşme taraflarını bağlayan iç ilişkiyi dava dışı sözleşme dışı üçüncü kişilere yani işçiye ileri sürememesi nedeniyle ödeme yaptığı ancak davalılara sözleşme gereği rücu hakkının bulunduğu görülmüştür. Davacının dava dışı işçiye ödeme yaptığına dair dekont incelenmiştir. İşçinin SGK kayıtları ile dava tarafları arasındaki sözleşmeler incelendiğinde davacı ile davalılar arasında dönemsel sözleşmeler mevcut olup dava dışı işçinin davalı … Şti nde 01.08.2012- 31.01.2013 tarihleri arası 180 gün , davalı … Şti nde 01.02.2013- 31.12.2013 tarihleri arası 330 gün , davalı … Şti nde 01.01.2014- 31.12.2016 tarihleri arası 1080 gün, davalı … Şti nde 01.01.2017- 26.05.2017 tarihleri arası 145 gün hizmeti bulunduğu anlaşılmıştır. Ödenen 15361,42 TL kıdem tazminatı toplamı dikkate alınıp 1735 gün toplam hizmet olunca günlük 8.8538 TL den her bir davalının sorumlu olduğu döneme tekabül eder şekilde yapılan hesaplama ile aşağıdaki hüküm sonucuna varılmıştır.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının tam kabülü ile; 1593,69 TL’nin davalı … Şti’den, 2921,77 TL’nin davalı…Şti’den, 9.562,15 TL’nin davalı …Şti’den, 1283,81 TL’nin davalı … Şti’den ayrı ayrı sorumlu olmaları kaydı ile ödeme tarihi olan 30/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline davacıya verilmesine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 1.049,34 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 262,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 786,99 TL harcın davalılardan …Şti’den 43,30 TL’sinden davalı …Şti’den 134,00 TL’ sinden davalı … Şti’den, 587,50 TL’ sinden davalı … Şti’den 22,20 TL’ sinden ayrı ayrı sorumlu olmaları kaydı ile tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 262,34 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 2.081,20 TL yargılama giderinin davalılardan … Şti’den 215,90 TL’nin davalı …Şti’den 395,90 TL’nin davalı …Şti’den, 1.295,50 TL’nin davalı … Şti’den 173,90 TL’nin ayrı ayrı sorumlu olmaları kaydı ile davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan …Şti’nin tamamından, …Şti’nin 1.593,69 TL’sinden, davalı …Şti’nin 2.921,77 TL’sinden, davalı … Şti’nin 1.283,81 TL’sinden sınırlı ve sorumlu olmaları kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …Şirketi vekili yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır