Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/85 E. 2021/26 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/99 Esas
KARAR NO:2021/28

DAVA:Alacak Davası (Ticari Nitelikteki Kredilerden Kaynaklanan Rekabet Kurulu Kararına Dayanan Kartel Faizi İddiası ile Maddi Zararın Tazmini Alacağı Davası)
DAVA TARİHİ :25/01/2018
KARAR:DAVANIN REDDİ
KARAR TARİHİ:14/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin davalı … … numaralı ticari müşterisi olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan 27/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında kullanmış olduğu 9 adet krediyi ödeyerek kapattığını, müvekkilinin Türkiye’de faaliyet gösteren 12 bankanın Rekabet Kurulu tarafından incelemeye alındığı ve bu inceleme neticesinde söz konusu bankaların mevduat kredi ve kredi kartı hizmetleri konusunda anlaşma veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiğini öğrenmiş bulunduğunu, Rekabet Kurumu Başkanlığı’nın … Karar sayılı ve 08/03/2013 tarihli bu kararına göre, banka müşterileri olan tüketici olduğunu, tacirler ve kamu kurumlarının mağdur edildiği tespit edildiği, Rekabet Kurulunun gerekçeli kararının değerlendirilmesi bölümünde yaptığı tespite göre bu dönemde kartel oluşturulan 12 banka 21/08/2007 ve 22/09/2011 tarihleri arasında kredi kartlarında 20 baz puanlık bir kartel uzlaşması (ortak faiz artırımı) yoluna giderek o dönemde kredi, artı para ve kredi kartı kullanan tüm müşterilerinden haksız ve hukuksuz bir şekilde fazla faiz tahsil ettiklerini, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57. Maddesi ve 58. Maddeleri gereği kartel faizi sebebiyle meydana gelen zararının 3 katının müvekkili şirkete ödetilmesini Mahkemeden talep ettiklerini, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu krediler sebebiyle dava konusu edilen döneme ilişkin davalı tarafından fazla tahsil edilen faz tutarının 3 katı tutarında tazminata dair şimdilik her bir kredi için 350,00 TL olmak üzere toplam 3.150,00 TL’nin her bir taksitin ödeme tarihinden işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Rekabet Kurulu Kararının iptali için müvekkili banka tarafından açılan dava karar düzeltme aşamasında olduğunu söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davaya konu edilen ticari krediler açısından ihlal olup olmadığına ilişkin rekabet kurulu kararında herhangi bir değerlendirme bulunmadığını, Kurul kararında belirtilen baz puanlar esas alınarak hesaplama yapılamayacağını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın iş bu davadaki iddialarının hukuki sebebi haksız fiil sorumluluğu olduğunu, bu nedenle haksız fiilin unsurların somut olayda bulunup bulunmadığının irdelenmesi gerektiğini, Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın kusurlu olup olmadığı incelenmediğini, iş bu davanın dayanağını teşkil eden Rekabet Kurulu kararı incelendiğinde, müvekkili bankanın rekabeti engelleyen bozan ve kısıtlayan bir anlaşmaya taraf olduğunu gösterir hiçbir yazılı delilin bulunmadığının görüleceği, karara dayanak yapılan elektronik postalar rakip bankaların kendi aralarındaki yazışmalar olduğunu, müvekkili bankanın hiçbir çalışanı bu yazışmaların içinde olmadığını, davacının zarara uğramış olması için öncelikle rekabete aykırı davranışların faiz oranlarındaki artış veya azalış üzerinde bir etki yaratması gerektiğini, halbuki Kurul Kararında zarar doğurucu böyle bir etki olup olmadığı hiç incelemediğini, Rekabet Kurulu Kararı ile iş bu davada iddia edilen fazla faiz ödenmesinden kaynaklanan zarar arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, davacının üç katı tazminat talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikteki kredilere ilişkin olması nedeniyle Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihlalinin veya uyumlu eylemin bulunduğuna dair herhangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, zamanaşımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih … karar sayılı kararına istinaden tespit olunan, davalı banka nezdinde 21.08.2007- 22.09.2011 tarihleri aralığında kullandığı 9 adet ödeyerek kapattığı kredilerden kaynaklanan davalı bankaca bu kredilere uygulanan kartel faizi nedeniyle zarara uğradığını iddia ile maddi zararının tazminini talep etmiştir.
Davalı, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalı banka nezdinde 21.08.2007- 22.09.2011 tarihleri aralığında davacı tarafından kullandığı ve ödenerek kapatıldığı iddia olunan dokuz adet krediden kaynaklanan davalı bankaca bu kredilere uygulanan kartel faizi nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih … karar sayılı kararına istinaden tazmini istemine ilişkindir.
Dava konusu olan 21.08.2007- 22.09.2011 tarihleri aralığında kullanılan kredi dosyaları dosyamız arasına alınmıştır. İş bu kredilere uygulanan faizlerin taban ve tavan oranları farklı bankalardan sorulmuştur. Dosya teknik inceleme yapılmak üzere Emekli Banka Müdürü Hesap Uzmanı bilirkişi …’ a tevdi olunmuştur. 06/12/2020 tarihli bilirkişi raporu incelenmiştir. Davalı bankanın kullandırdığı Ticari nitelikli tastikli Taşıt Kredinin Rekabet Kurulu Kararı dahilinde değerlendirilmesinin kabulü halinde, davalı bankanın 2008 yılı 4.5. ve 6. Ayında Ticari Niletilkli Taksitli Taşıt Kredilerine uyguladığı akdi faizin denetlenebilmesi için, Rekabet Kurulu Kararında adı geçen 12 banka dışında kalan diğer bankalar arasından seçilebilecek 12 bankanın 2008 yılı 4., 5. ve 6. ayında ticari nitelikli taksitli kredilere fiilen uyguladıkları akdi faiz oranlarının celp edilmesi halinde ve bunların ortalamasına göre bir mukayese yapılması konuya ayrı bir yaklaşım tarzı getirebileceği, davacının çok açık olmamakla birlikte davasını Rekabet Kurulu Kararının 40. Sayfasındaki “…” adli bölümde zikredilen tespitlere dayandırmış olduğu, Rekabet Kurulu Kararının… sayfalarındaki …, no.lu tablolarda davalı bankanın adı geçtiği, irdeleme konusu kredilerin sırasıyla konut, ihtiyaç ve taşıt kredileri olduğu, ancak davacıya kullandırılan ticari nitelikli taksitli kredi ile Rekabet Kurulu kararının (Tablolar bakımından) dönemsel olarak karşılaştırma olanağı bulunmadığı, bu bakımdan davalı bankanın rekabeti engellediği gerekçesiyle maddi cezaya maruz kalmış olmasının davacıya kullandırılan krediye yüksek faiz uygulandığı anlamına gelmediği, Rekabet Kurulu Kararının, bankaların 21/08/2007-24/10/2011 tarih aralığını kapsayan dönemde herhangi bir tarihte ya da dönemde lokal olarak herhangi bir kredi işlemine, hizmete ya da vadeli mevduata uygulanan faize dayandırılmış olduğu nazara alındığında, incelemeye tabi tutulan 12 bankanın inceleme döneminin bütününde kullandırdıkları kredilere yüksek faiz uyguladıkları gibi bir sonuca varmanın son derece hatalı bir yaklaşık tarzı olduğu, piyasada bu yönde yaygın görüşün ve bir algının hakim olduğu, bu durum neticeten Rekabet Kurulu Kararının içerik itibariyle yeterince anlaşılamadığını gösterdiğini, diğer yandan en önemlisi de, yeni TTK’nun 8 m. Hükmü uyarınca ticari nitelikli kredilerin bahse konu kredinin Rekabet Kurulu Kararına konu edilmesinin bir çelişki olacağı, dava konusu kredinin ticari nitelikli ticari konut- ihtiyaç ve araç kredisi olması nedeniyle, 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4. Maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği teknik olarak değerlendirilmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum gereği; davalı bankanın davacı tarafa kullandırdığı ticari nitelikteki konut, ihtiyaç ve araç kredileri Rekabet Kurulu Kararı dahilinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Şöyle ki; davacının davasını Rekabet Kurulu Kararının 40. Sayfasındaki *…” adlı bölümde zikredilen tespitlere dayandırmış olduğu anlaşılmaktadır. Rekabet Kurulu Kararının 40, 41, 42 ve 44 sayfalarındaki (13), (14), (15) ve (16) nolu tablolarda davalı bankanın adının geçtiği, bu tablolarda irdeleme konusu kredilerin sırasıyla tüketiciyi ilgilendiren taciri ilgilendirmeyen konut, ihtiyaç ve taşıt kredileri olduğu anlaşılmaktadır. Davacıya kullandırılan kredilerin 21.08.2007-22.09.2011 tarihleri aralığında ticari konut, ihtiyaç, taşıt kredileri olduğu ve Rekabet Kurulu kararı (Tablolar bakımından) ile dönemsel ve içerik olarak karşılaştırma olanağının bulunmadığı da görülmektedir. Bu bakımdan davalı bankanın rekabeti engellediği gerekçesiyle bu içerik/karar gereği maddi ceza almasının ve cezasının bulunmasının davacıya kullandırılan ticari konut teminatlı taksitli konut kredisine yüksek faiz uygulandığı anlamına gelmeyeceği de taktir edilerek değerlendirilmiştir. Kıyasen bu karara dayanarak açılan davanın uygulama alanı bulmadığı da taktir edilmiştir. Kıyasen ve genişletilmiş yorum ile dava konusundan farklı konuda/ kredilerde kartel faizine dair verilen kararın dava konusu kredilerin nev’ i de düşünülerek uygulama alanı bulması mümkün değildir. TTK’nın 8. m. hükmü uyarınca ticari nitelikli bahse konu kredinin Rekabet Kurulu Kararına konu edilmesinin mümkün bulunmadığı değerlendirilerek; aksinin uygulanması durumunda bir çelişki oluşacağı, hakkaniyete uygun olmayacağı gibi kurul karar içeriği gereği geniş yorum yaparak bir tarafın hakkına zarar verilmesinin ve aleyhine durum oluşturmanın hukuki himaye kapsamında korunamayacağı değerlendirilmiştir. Dava konusu kredinin ticari nitelikli konut, ihtiyaç, taşıt kredileri olması ve çekişme konusu kredilerin 4054 sayılı RKHK m. 4 kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunmaması karşısında davanın reddinin gerektiğine kanaat getirilerek aşağıdaki şekilde kanunen, vicdanen ve taktiren karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Harçlar Kanunu hükümlerine karar ve ilam harcı olarak alınması gereken 59,30 TL harcın peşin yatırılan harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-6100 S HMK gereğince davalı tarafından sarf edilen tebligat gideri, posta masrafı toplamı olan 28,55 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, artan 31,45 TL avansın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.150,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır