Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/826 E. 2019/384 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/826 Esas
KARAR NO : 2019/384

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2018
KARAR TARİHİ: 11/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … A.Ş. ile davalı arasında tedarik başlangıç tarihi olan 01.06.2016 tarihinden itibaren 31.05.2018 tarihine kadar geçerli olmak üzere, “Elektrik Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden davalı – borçluya kendisine ait ticari işletmede kullanılmak üzere elektrik enerjisi tahsis edildiğini, davalı-borçlu ile müvekkil şirket arasında imzalanan sözleşmenin iki yıl boyunca geçerli olacak şekilde 31.05.2018 hitam tarihli düzenlendiğini, davalının kendisiyle imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak sözleşme süresi dolmadan önce, müvekkil şirket portföyünden ayrıldığını ve başka bir tedarikçiye geçiş yaptığını, davalı – borçlunun başka bir tedarikçiye geçtiğine dair bilgilerin …Şirketi (…) denilen tüm tedarikçi ve dağıtım şirketlerinin kullandığı ortak platform üzerinden istenildiğinde iddianın doğruluğunun ortaya çıkacağını, Davalının, vermiş olduğu taahhüde aykırı davranarak süresinden önce sözleşmeden dönmesi üzerine müvekkil şirketin Tarife Paketi Kullanım Şartları’nın davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle, sözleşme gereğince en yüksek fatura tutarında 2 aylık cayma bedelini 14.08.2017 tarih, … no ve 1.651,79 TL bedelli faturasına yansıttığını, faturaların ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluya gönderilen ödeme emri akabinde davalı – borçlu, söz konusu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak yetki ve borç yönünden itiraz ederek işbu ilamsız icra takibinin durmasına yol açtığını, davalının hakkında başlatılan icra takibine karşı yaptığı borca ilişkin usulsüz itirazın açıkça haksız ve kötü niyetli olup takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu beyan ederek davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının İ.İ.K.’nın madde 67/2 hükmü çerçevesinde alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, sözleşme gereği cezai şart hükümlerine dayanılarak oluşturulmakla kendisine bu hususta hiçbir surette bir ihtar veya bilgi sunulmadığını, davacı firmanın enerji satımı hususunda son derece kötü bir performans sergileyen ve çok fahiş fiyatlarla satım yapan bir firma olduğunu, haklı olarak tedarikçi firmanın değiştirildiğini, davacı firmadan enerji aldığı dönemlerde tüm bu haksız fahiş faturalandırılmaya rağmen ödemelerin hiç aksatılmaksızın yapıldığını, davalı tarafa borcunun bulunmadığını,takip öncesi herhangi bir ihtarın yapılmadığı gibi, takipte belirlenen rakamın da tamamen hak ve nefaset ölçülerine aykırı, genel hukuk ilkelerine de uymayan bir durum olduğunu, bu bakımdan da davanın reddedilmesi gerektiğini, bahsi geçen sözleşme gereğince 6 ay sonra haber vermek şartı ile aboneliğin sonlandırılabileceğinin açıkça belirtildiğini, 1 yıldan fazla bir süre abonelikten sonra ve şirket yetkililerini bilgilendirmek suretiyle ayrıldığını, son olarak, alacak rakamının likit olmaması ve bizatihi alacağın kendisinin cezai şart içerikli olması sebebiyle inkar tazminatı isteminin de kanuna açıkça aykırı olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile haksız icra takibi sebebiyle davacı tarafın tazminat ödemekle yükümlü tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacının sözleşmeye dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1 maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Taraflar arasında yapılan elektrik abonelik sözleşmesi TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabından; davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, vergi dairesine yazılan müzekkere cevabından ise davalının GMSİ (kira geliri) yönünden 01/01/2012 tarihinden itibaren mükellef olduğu ve 31/12/2012 tarihinde terk ettiğinin tespit edildiği, başkaca bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı, başka ifade ile tacir değil esnaf olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, açılan davanın, HMK’nun 115/2 maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır