Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/775 E. 2019/823 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/775 Esas
KARAR NO: 2019/823

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/08/2018
KARAR TARİHİ: 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Müvekkili şirketin, reklam ajanslarının faaliyetleri, reklam ajansı kurma, her türlü reklam işleri yapma, reklam filmleri çekme ticari işi ile uğraştığını, faturaya konu reklamların müvekkili tarafından yapılan reklam yayınları nedeniyle müvekkili şirketin işyerinde davalı borçlu şirket adına yapıldığını, bu hususun … ve… seri numaralı faturalar uyarınca da sabit olduğunu, … FM isimli radyoda davalının talebi üzerine yine davalının mümessili olduğu 4 ayrı şirketin reklamlarının yayınladığını, … FM’e reklam bedelinin ödendiğini, ancak davalının kendi mümessillerinden ücretini aldığı halde reklamları da yayınlandığı halde reklam bedelini müvekkili şirkete ödemediğini ve temerrüde düştüğünü,reklam yayınlarının bedellerinin ödenmemesi nedeniyle davalı borçlu şahıs/şirket aleyhine İstanbul … İcra Dairesi … E. sayılı dosyası ile fatura bedelleri toplam 32.957,58TL olarak icra takibi başlatıldığını, Davalı şirket tarafından yapılan haksız itiraz nedeni ile icra takibinin durduğunu,davalı şirketin müvekkili şirkete olan toplam 32.957,58 TL tutarındaki borcun likit ve muayyen nitelikte olduğunu,Davalı borçlunun, İstanbul … İcra Dairesi… E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile itiraz tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı asil cevap dilekçesinde ve özetle; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacının ilk dört işi ile ilgili anlattıklarının doğru olduğunu, ancak ilk dört işten sonra davacının kendisini iş yaptığı firmalarak giderek kendisini 700.000,00-TL zarara uğrattığını,… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunduğunu beyanla haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava İcra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
İcra dosyası celbedilerek incelenmiş, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının talkibe dayanak faturalar nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, davalının borca itirazının haklı olup olmadığı, temerrüt, işlemiş faiz ve icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul … Vergi Dairesi’nin cevabi yazısında davalının ikinci sınıf tüccar olduğu ve işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu belirtilmiştir. … Ticaret Sicil Müdürlüğü2ne yazılan yazı cevabından davalının gerçek kişi tacir kaydının olmadığı belirtilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Taraflar arasındaki varlığı iddia olunan ticari ilişki, davacı tarafça dosyaya sunulan açık hesaba dayalı fatura içeriklerine göre reklamcılık faaliyetlerini içerir eser mahiyetindedir. Eser sözleşmesi TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve…Vergi Dairesi’ne yazılan müzekkere cevaplarından; davalının 1.sınıf tacir olmadığı ve gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Anılan gerekçelerle HMK’nun 114/1-(c) ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar okunup anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı