Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/757 E. 2022/566 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/757
KARAR NO : 2022/566

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/08/2018
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13/08/2016 tarihinde, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, No:… adresinde, müvekkili şirketin altyapı tesislerinin, davalılardan … tarafından diğer davalı … adına yapılan altyapı kazı çalışmaları esnasında hasara uğratıldığını, hasar nedeniyle şirketlerinin 1.233,76 TL maddi zararının meydana geldiğini, zararın ayrıntılarını gösterir; keşif evrakı, hasar tespit tutanağı ve fotoğraflarının dilekçelerinde ekli olduğunu, … firmasınca da hasarın giderilmiş olduğuna ilişkin evrakların da dilekçelerinde ekli olduğunu, alacağın rızaen tahsilinin mümkün olmadığını iddia ve beyan ederek davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 1.233,76 TL’nin, hasar tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası’nın kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin bizzat kendisinin çalışma yapmadığını, davacının, diğer davalının dava konusu yerde çalışma yaptığını belirttiğini, bu hususun müzekkere ile sorulması gerektiğini, diğer davalı şirketin, müvekkili idarenin yüklenicisi olmasının, müvekkilinin sorumluluğunu gerektirmediğini, davanın müvekkili yönünden husumetten reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin eklerinde bulunan Keşif Tutarı Formu adı altında hasarın 11:00’da olduğunun belirtildiğini, Asya Abone İşleri Dairesi Başkanlığı’ndan gelen ve dilekçeleri ekinde sundukları araştırma yazısında ise belirtilen saatte idarelerinin çalışmasının olmadığının, tam aksine …’da çalışma yapıldığının özellikle belirtildiğini, böylece hasarın müvekkili idareden kaynaklanmadığının ispatlandığını, hiçbir şekilde müvekkili idare ile ilgisi olmayan bir durumun, müvekkili idare ile ilgiliymiş gibi gösterilmesi için davacı tarafın hiçbir geçerli delil sunamadığını iddia ve beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Şirketi’ne usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, bu davalı tarafça davaya herhangi bir cevap verilmemiş, bu nedenle de davalı …Şirketi’nin HMK’nın 128/1. maddesi gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkar etmiş sayılacakları tespit edilmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, …A.Ş.’nin 29/04/2019 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri, … Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü’nün 12/03/2021 tarihli müzekkere cevabı, …Başkanlığı Yol Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı Altyapı Koordinasyon Müdürlüğü’nün müzekkere cevabı, …Anonim Şirketi’nin 11/01/2022 havale tarihli müzekkere cevabı,… Müdürlüğü … İşleri Dairesi Başkanlığı’nın 20/05/2022 tarihli müzekkere cevabı ve ekleri, tanık beyanı ve bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
İddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirilebilmesi açısından HMK’nın 266/1. maddesi gereği dosyanın konusunda uzman özel ve teknik bilgi sahibi bir telekomünikasyon uzmanı bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, 13/03/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dava konusu … tesislerinde oluşan hasarın, belirtilen adreste (sokakta) görülen, kanal çalışması olduğu iddia edilen kazı alanında oluşan göçük neticesinde olduğu, hasarın 13/08/2016 saat 11:00 da tespiti ile 13/08/2016 tarih saat 15:00’da düzeltildiği, göçüğün oluştuğu bu çalışma alanında …’ye ait kanal çalışması olduğunu gösterir bir tabela olmakla beraber, … hasarın olduğu saat ile ilişkili bir çalışmasının olmadığı ve bu hasar saatinden daha sonra (hasarın düzeltme saatinden 3,5 saat sonra) … tarafından kendi hatlarına verilen zarar nedeniyle bir çalışma yapıldığının beyanı doğrultusunda ilişkili kurumların (…, …) … kablo hasarının oluştuğu zamanda bir çalışmalarının olmadığı, konu hasar oluşma zamanı ile davalı … çalışmasının olduğu zaman dilimlerinin uyuşmadığı, diğer davalı … tarafından … adına aldığı bir iş olup olmadığı ve bu amaçla konu hasarın oluşmasına sebebiyet verecek bir çalışma yürütmüş olup olmadığı, başka bir deyişle … kayıtlarında hasar anı için bir çalışma kaydı olmamakla beraber, daha önceden başlatılmış planlı bir iş isteğine ilişkin bir çalışma yapıp yapmadığının … ve… firmalarının beyanlarından tespiti ile değerlendirilemediği, dolayısıyla hasara sebebiyet veren çalışmanın ne zaman ve ne sebeple ve kim tarafından yapıldığının tespit edilememiş olduğu, tutanakla tespit edilen hasara ilişkin yapılan düzeltici işlemler ve bu nedenle kullanılan malzeme ve işçilik giderlerinin hasar ile uyumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklanan hasar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının 13/08/2016 tarihinde davacıya ait kablolara kimin hasar verdiği, davalıların haksız fiil nedeniyle davacıya karşı sorumlu olup olmadığı ve davacının davalılardan haksız fiil kaynaklanan hasar bedeli nedeniyle tazminat talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Dava konusu yerde davalı … birtakım inşaat işi yaptırdığı, davaya konu hasarların meydana geldiği tarihler, hasarların mahiyeti, ve yeri dikkate alındığında davalının kazı sahası içerisinde kaldığı, hasarın ancak kazı ile meydana gelebileceği, söz konusu tarih aralığında davalı … A.Ş.’nin hasar meydana gelen sahada kazı çalışması yaptığının hasar tespit tutanağı ve tanık beyanları ile kanıtlandığı, davalı dışında başkaları tarafından kazı çalışması yapıldığını kanıtlayıcı herhangi bir delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı anlaşılmakla dava konusu edilen hasarın davalı …A.Ş. tarafından meydana getirildiği, diğer davalı …’nin ise kazı konusu yerdeki işi ihale ile diğer davalı… A.Ş.’ye verdiği anlaşılmakla davalı … ile diğer davalı arasında, imzalanan sözleşme hükümleri uyarınca TBK’nın 66. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisi vardır. Davalılar arasında yapılan sözleşmede, işin yapımı sırasında verilecek zararlardan …’nin sorumlu olmadığı belirtilse dahi, sözleşme hükümlerinin taraflar arasında geçerli olacağı ve 3. kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile, davalı … Genel Müdürlüğünün de diğer davalı ile birlikte zarardan müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Yer altından geçen boru hattının zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce hükme esas alınan 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, zararın davacı telekom işçileri tarafından giderilmediği, hasarın başka firmaya bedeli mukabilinde yaptırıldığı anlaşılmakla hasar bedelinin gerçek zarar dikkate alınarak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nun 90. maddesi uyarınca ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığından haksız fiil tarihi olan 13/08/2016 tarihinde itibaren faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalılar TTK’nun 16/1. maddesi uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanması gerekmektedir.
Bu nedenlerle davanın kabulü ile, 1.233,76 TL tazminat bedelinin 13/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, 1.233,76 TL tazminat bedelinin 13/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 84,28 TL nispi karar ve ilam harcınından, davacı taraftan peşin olarak alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 48,38 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 750,00 TL bilirkişi raporu ücreti, 522,15 TL posta ve tebligat masrafları olmak üzere toplam 1.343,95 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılardan … Şirketi tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılardan … tarafından yapılan yargılama giderinin kararın mahiyeti gereği adı geçen davalı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra ve talep halinde yatıran ilgili tarafa iadesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 1.233,76 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekili ve davalı … Şti. vekilinin yokluğunda, dava miktarı itibariyle HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2022
Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*