Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/736 E. 2019/1072 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/736 Esas
KARAR NO : 2019/1072

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2013
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizden verilen 11/12/2014 Tarih ve … Esas, … sayılı kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/04/2016 Tarih ve 2015/12473 Esas, 2016/5587 sayılı ilamı bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla dosya Mahkememizin … Esasına kaydı yapılarak, Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekil idava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 13/09/2010 tarihinde 18/09/2010 tarihinden 18/09/2015 tarihine kadar 5 yıl süre ile geçerli olacak şekilde bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davalının… Noterliğinin 09/04/2013 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin rekabet kurulunun kararları gereği bittiğini iddia ederek 12/05/2013 tarihinden sonra sözleşmeyi ifa etmeyeceğini beyan ettiğini ve bu suretle akdi fesh ettiğini, fesih nedeni ile bayilik sözleşmesinin 26.1 maddesi gereğince davacının cezai şart alacağının muaccel olduğunun ayrıca fesih tarihinden akdin sona erdiği 18/09/2015 tarihine kadar davacının mahrum kalının karı sözleşme gereğince talep edebileceğini beyan ederek, tahsil anındaki T.C. Merkez bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 50.000 ABD Doları karşılığı Türk Lirası Cezai şartı dava tarihinden itbaren işleyecek avans faizi ve 20.000 TL mahrum kalınan karın 12/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının sözleşmeyi fesh etmediğini, dikey ilişkiye tanınan 5 yıl süreli grup muafiyetinin sona erdiğini ve taraflar arasında yeni bir dönem için sözleşme akdedilmediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak fesh edildiği iddiasına dayalı olarak açılan cezai şart ve mahrum kalınan kar alacağının tahsili talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; 13/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ve protokol ile taraflar arasında dikey ilişki bütünün kesintiye uğratılarak yenilenip yenilenmediği noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizden verilen 11/12/2014 Tarih ve … Esas, … sayılı kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 04/04/2016 Tarih ve 2015/12473 Esas, 2016/5587 sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Balıkesir…Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… esas ve … karar sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı aleyhine men-i müdahale davası açıldığı, mahkemece; “12/05/2008 başlangıç tarihli alt kira sözleşmesi ve 05/11/2008 tarihli bayilik sözleşmesi devam ederken Rekabet Kurulunun sınırlayıcı düzenlemesi yürürlüğe girmiş taraflar bunun üzerine 18/09/2010-18/09/2015 tarihlerini kapsar 13/09/2010 tarihli yeni bir bayilik sözleşmesi düzenlemişler ve buna bağlı olarak 03/09/2010 tarihli protokol ile kira sözleşmesinin devam ettiğini bu süre zarfında 2.722.260TL + KDV kira ödeneceğini kabul etmişlerdir. Rekabet Kurulu sözleşme serbestisi çerçevesinde imzalanan kiracılık süresine müdahale etmediğinden ve müdahale hakkı bulunmadığından, taraflar arasında alt kiracılık ilişkisinin devam ettiği, bayilik ilişkisi doğrultusunda ilişkinin 18/09/2015 tarihinde sona ereceği göz önüne alınarak davalının taşınmazı davacıya teslimine” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, kararın 02/07/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Balıkesir … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyası UYAP üzerinden celbelerek incelenmiş, Balıkesir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …esas ve … karar sayılı ilamının 04/06/2015 tarihinde infaz edildiği görülmüştür.
Davalının son üç yıllık bilançoları bağlı bulunduğu vergi dairesinden celp edilmiş, davacının iddiası ve tüm dosya kapsamı ve Yargıtay Bozma ilamında belirtilen bozma sebepleri de göz önünde bulundurularak, davacının sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayanarak talep ettiği cezai şart ve kar mahrumiyeti(sözleşmenin sona ermesi gereken süre men-i müdahale kararının infaz tarihinden önce ise bu tarih esas alınarak, sonra ise men-i müdahale tarihinin infaz tarihi esas alınarak) alacağının varlığı ve miktarı ile cezai şart alacağının kabulü halinde, ceza tutarının davalının ticari yönden yıkımına sebep olacak nitelikte olup olmayacağı yönlerinden, davalı tarafa daha önce talimat mahkemesinde çıkartılan ihtarlı davetiyeye rağmen defter ibraz edilmediğinden, davacının 2010-2015 yılı ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
17/05/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelenen davacı şirkete ait 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde T.T.K hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği ve davacı yanın 2015 yılına ait ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2015 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğu, Davacı şirketin 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, taraflar arası bayilik sözleşmesinin haksız ve süresinden önce feshedildiğinin Sayın Mahkeme tarafından kabul edilmesi halinde Davalı şirketin Vergi dairesi kayıtlarına göre bilanço ve gelir incelemesi göz önüne alındığında, Sözleşmedeki Cezai Şart Bedeli olan 50.000 USD Tazminat bedelinin davalının ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceği, kar mahrumiyeti talebi açısından taraflar arası sözleşmede davalının davacıdan belirli bir yılda belli miktarda mal alımı yapacağına dair bir taahhüdü olmadığı, taahhüt olmadan kar mahrumiyetine ilişkin talebin haklılığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, Mahkeme tarafından Kar Mahrumiyetine ilişkin talebin haklı görülmesi halinde; davacı şirketin kayıtlarına göre; fesihten önceki yılda ortalama satış miktarının aylık 142 m3 olarak hesaplandığı, buna göre bu satış miktarı üzerinden 10/05/2013 tarihinde Kurşunsuz Benzin Fiyatı: 4,58 TL, Motorin Fiyatı 4,06 TL olduğu ; Buna göre Aylık Satış Miktarının 142.023 Litre x 4,32 TL( motorin- benzin ortalamasi ) = 613.539,36 TL olarak hesaplandığı, sözleşme fesih tarihi olan 12.05.2013 tarihinden itibaren taşınmazdan tahliye edilen gün 04.06.2015 tarihi arasında sürenin 24,6 ay olduğu, davacı yanın bu tarihlerde satış tutarının 613.539,36 LT X24,6 ay=15.093.068,25 TL muhtemel satış miktarı olabileceğinin hesaplandığı, buna göre; 2013 yılı baz alınarak yapılan hesaplamada; 18.045.588.710,67-TL brüt satıştan 176.098.480,69 TL dönem karı elde edildiğine göre; sözleşme devam etseydi ortaya çıkacak tahmini satış miktarı olarak hesaplanan 15.093.068,25 TL satıştan elde edilecek karın da aşağıda olduğu gibi 176.098.480,69 * 15.093.068,25 / 18.045.588.710,67 = 147.286,21 TL Kar Mahrumiyeti talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 12/05/2008 başlangıç tarihli alt kira sözleşmesi ve 05/11/2008 tarihli bayilik yapıldığı, bu sözleşmeler devam ederken Rekabet Kurulunun sınırlayıcı düzenlemesinin yürürlüğe girdiği, bunun üzerine tarafların 13/19/2010 tarihinde, 18/09/2010-18/09/2015 tarihlerini kapsayacak şekilde beş yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmesi akdettikleri, yine 03/09/2010 tarihli protokol ile kira sözleşmesinin devam ettiğini bu süre zarfında bu süre zarfında 2.722.260,00-TL + KDVteknik yardım bedeli verileceğini kararlaşitırdıkları, davalının da bu turarı davacıya 27/102/2010 tarihinde fatura ettiği, buna karşılık davalının … Noterliğinin 09/04/2013 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 13/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesini 12/05/2013 tarihi itibariyle sonlandırdığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 13/09/2010 tarihli beş yıl süreli ikinci bayilik sözleşmesi Rekabet Kurulu’nun 2002/2 Sayılı Tebliğinin 5(a) bendine göre, Kurul kararlarına uygundur. Davalı tarafından davacıya yana gönderilen … Noterliğinin 09/04/2013 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi içeriğinden, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin başlangıcının 12/05/2008 tarihli alt kira sözleşmesi olarak kabul edildiği ve bu tarihten itibaren Rekabet Kurulu Kararı gereği işleyecek beş yıllık yasal sürenin dolduğu belirtilerek 13/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin sonlandırıldığı anlaşılmıştır. Oysa Rekabet Kurulu Kararlarına uygun şekilde akdedilen bayilik sözleşmesinin sona ermesi gereken süre 18/09/2015 tarihidir. Davalının Rekabet Kurulu Kararlarını gerekçe gösterek 12/05/2008 tarihli alt kira sözleşmesi için beş yıllık sürenin dolduğundan bahisle ayrı bir sözleşme olan bayilik sözleşmesini süresinden önce feshetmesi haksız fesih mahiyetindedir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 26/II bendi ile sözleşmenin bayi tarafından haksız feshi halinde, bayii tarafından 50.000,00-USD cezai şart ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalının son üç yıla ait vergi beyannameleri ile dosya üzerinde yapıtırılan mali bilirkişi incelemesinden kararlaştırılan ceza-i şart tutarının davalının ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceği anlaşılmıştır. Bayilik sözleşmesini süresinden önce ve haksız fesheden davalı anılan ceza-i şart tutarı ile sorumlu olduğundan, davacının ceza-i şart talebi yerinde bulunmuş ve 50.000,00-USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden bir yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından bayilik sözleşmesinin süresinden önce haksız olarak feshedildiğinden, davacının haksız fesih nedeniyle kar mahrumiyeti talep hakkı bulunmaktadır. Davacının alt kiracısı olduğu taşınmaza, sözleşmenin feshinden sonra davalı tarafından yapılan müdahalenin men-i için açtığı dava Balıkesir … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamı ile kabul edilmiş, ilam 04/06/2015 tarihinde infaz edilmiştir. Bu tarih itibariyle davacının alt kiracısı olduğu istasyon tahliye edilerek davacıya teslim edildiğinden, davacı bu tarihten itibaren istasyonu işletebilmiştir. Davalı yanca sözleşmenin feshedildiği ve tarih 12.05.2013’dür. Davalının istasyondan tahliyesi ile istasyonun tekrar davacıya verildiği tarih ise 04/05/2016’dır. Tahliye tarihi bayilik sözleşmesinin sona ermesi gereken 18/09/2015 tarihinden öncedir. Davacı istasyonu tahliye ile teslim aldığı tarihten itibaren yeniden işletme olanağaına sahip olduğundan kar mahrumiyeti hesabında 12/05/2013-04/05/2016 tarihleri arası esas alınmıştır. Mali bilirkişi tarafından bu tarihler arasındaki 24/ ay 6 günlük süre için hesaplanan kar mahrumiyeti zararı tutarı 147.286,21-TL’dir. Ancak davacı vekilince dava dilekçesinde 20.000,00-TL talpte bulunulduğu ve mahkemece taleple bağlı olunduğu için, kar mhrumiyeti zararı yönünden 20.000,00-TL tutarındaki talep esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın KABULÜNE;
50.000,00-USD cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren devlet bankalarının USD cinsinden bir yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
20.000,00-TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 7.950,94 -TL nispi karar ve ilam harcından 1.985,30-TL peşin harcın mahsubuna, bakiye 5.965.64-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
Davacı tarafından yatırılan 1.985,30-TL peşin harcın davalıdan tahsiline,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.061,16-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvuru harcı, 3.100,00-TL bilirkişi ücreti, 360,90-TL posta gideri olmak üzere toplam 3.485,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK.nun 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır