Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/691 E. 2022/326 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/691 Esas
KARAR NO : 2022/326

DAVA : İtirazın İptali (Eser sözleşmesinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (eser sözleşmesinden kaynaklanan) ve alacak (eser sözleşmesinden kaynaklanan) davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Asıl davada; davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin mimari tasarım firması olduğunu, davalı şirketin … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 312 ada, 1 parsel ile 285 ada, 85 parselde bulunan ve kaba inşaatı davalı şirket tarafından sağlanan Residence’de 4 farklı tip sosyal tesis alanı ve restaurantın dış ve iç mimari projesini ve tasarımım gerçekleştirmek üzere, müvekkil ile anlaşmak istediğini, tarafların irade beyanlarını ortaya koymakla öncesinde sözlü olarak ve daha sonra 12/01/2017 tarihinde yazıya dökülerek mimari tasarımı sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, yüklenici konumuna haiz olan müvekkili şirketin davalıya karşı sözleşmeden kaynaklı olarak borcunun; dış ve iç mimari projelendirme ve detaylı tasarımlar olduğunu, tarafların sözleşme ile iş sahibi konumunda yer alan davalının menfaatlerine ayrıntılı olarak yer vermiş olduklarını, bir bakışta dahi tamamıyla davalının menfaatlerinden başka hiçbir kayda yer vermeyen sözleşmenin müvekkil şirket nazarında ne denli bağlayıcı olduğunun anlaşılmakta olduğunu, buna rağmen müvekkilinin, davalıya karşı sözleşme ile yükümlülük altına girdiği her bir edimi tek tek ve ayrıntılı olacak şekilde en ufak bir ihtilafa mahal vermeyecek derecede üstün bir gayretle yerine getirdiğini, iş sahibi konumunda yer alan davalının sözleşme ile tek sorumluluğunun sözleşmenin 3. maddesinde yer alan sözleşme bedeli ve ödeme planı başlıklı maddesi olduğunu, davalı şirketin projelendirme bedeli olarak müvekkile 150.000,00 USD (KDV Hariç) bedel ödemeyi kabul ve taahhüt etiğini, bu bedelin ödenmesi konusunda ise tarafların, parça teslimi halinde bedelin muaccel olacağını kararlaştırdıklarını, işbu davaya konu icra takibini başlatma zorunluluğu doğuran ve davalının edimini yerine getirmediği kısmın, son olarak hüküm altına alınan son bentte yer alan 30.000.00USDolduğunu, müvekkili tarafından husumete konu yapılan numune bloğun (Örnek Ev ) sözleşmedeki şartları haiz olarak tam ve eksiksiz bir şekilde tamamlandığını, müvekkilinin sözleşme ile yükümlendiği edimi ifa ederek davalıya başvurduğunu ve davalıdan bakiye 30.000 USD’yi talep ettiğini, aynı zamanda davalı şirketin örnek evin bedeline ilişkin müvekkilince ödeme talep edilen tarihe kadar hiçbir itirazda bulunmadığını, ayrıca davalı şirketin herhangi bir talebi ya da itirazı olsaydı bunu yazılı olarak bildirmesinin gerekeceği, zira sözleşmenin 5. maddesinde işverenin her türlü talep ve düşüncelerini yazılı olarak yapacağını kabul ve taahhüt ettiğini, bahsi geçen örnek evin, davalının sosyal meyda araçlarından facebook ve instagram hesaplarında paylaşılarak satışa çıkarıldığını, davalı şirketin örnek evi, sadece sosyal medya hesaplarında paylaşmakla da kalmayarak gazeteciler önünde örnek evin lansmanını dahi yaptığını, bunun üzerine müvekkilinin bakiye olan 30.000,00 USD’yi 15.05.2018 tarihinde davalı şirket yetkililerinden talep ettiğini, şirket yetkilisinin ödeme konusunda biraz beklenmesi gerektiğini söylemesi üzerine müvekkilinin, 06.06.2018 tarihine kadar beklediğini, ancak davalının beklemesi gerektiği beyanları hiçbir sonuç doğurmayınca, bakiye tutar yönünden müvekkili tarafından … 21. İcra Müdürlüğü’nün… E.sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz ederek takibin durdurduğunu belirterek, davalının … 21. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini, davalı aylehine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında sözleşme akdedildiğini, davalı şirketin sözleşmeye ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranışlarda bulunduğunu, davalının sözleşme ile kendisine verilen işi belirtilen zamanda teslim etmediğini belirterek, müvekkili şirketin davacıya ödediği 60.000,00-USD’nin kendilerine iadesine, ayrıca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-USD ceza-i şart alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafın haksız ve mesnetsiz beyan ve iddialarının aksine, müvekkili davalının, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi, müvekkili davalının davacı taraftan önemli miktarlarda alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde, müvekkili şirket tarafından sözleşme’nin ilgili düzenlemeleri çerçevesinde her ne kadar üzerine düşen yükümlülükler yerine getirilmiş ise de, karşı tarafça sözleşmeden kaynaklanan ve yerine getirilmesi gereken sair yükümlülüklerin ihlal edilerek, bugüne kadar sözleşme ile belirlenen zamanda ve gerektiği şekilde yerine getirilmediğini ve sözleşme hükümlerine uygun davranılmadığını, davacı tarafından sözleşme konusu işin yapılması bakımından, özgün ve münhasır bir tasarım çalışması için sözleşme yapılmış olmasına rağmen, sözleşme ile belirlenen koşullara aykırı bir şekilde iş ve dış tasarım çalışmalarının başka bir tasarımcıya ait olduğu, başka tasarımcı firmaların tasarım çalışmalarından bire bir kopyalandığını, sözleşmeye aykırılık teşkil edilmesi nedeniyle müvekkilinin maddi zarara uğradığını ve ticari itibarının zedelendiğini, bu durumun davacı tarafa defalarca iletildiğini, müvekili şirketin tüm girişimlerinden olumlu sonuç alınamadığını, dava dilekçesinde her ne kadar karşı tarafa yapılan ödemelerin karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirdiğinin ve örnek evin tesliminin de bunun bir göstergesi olduğu, karşı tarafça ödemenin talep edilmesine kadar müvekkili şirket tarafından herhangi bir talepte ya da itirazda bulunulmadığı yönünde beyanlara yer verilmiş ise de, karşı tarafın bu yöndeki beyanlarının yanlış ve mahkemeyi yanıltıcı nitelikte olduğunu, davacı tarafça düzeltilmeyen, müvekkili şirketin kendi emek, çaba ve imkanları ile yeniden imal edilerek/çizilerek uygulama projesi haline getirilmek zorunda kalınan eksik ve hatalı uygulama projelerinin sözleşmeden kaynaklanan sair yükümlülüklerin ihlal edildiğini, bunun üzerine davacı tarafa … 6.Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtara rağmen olumlu sonuç alınamadığını, bu bağlamda davacının sözleşme ile belirlenen yükümlülüklerine aykırı davranması, sözleşme konusu işi gerektiği şekilde ve zamanında ifa etmemesi, ifası mümkün ve muaccel borcunu zamanında ifa etmemesi nedeniyle somut olayda borçlu temerrüdünün oluştuğunun açık ve net olduğunu, mütemerrit davacının müvekkili … ile arasındaki sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi zamanında ifa etmemesinin ve kendisine ihtarname ile verilen süreye rağmen herhangi bir olumlu girişimde bulunmamasının akabinde, officina’nın borçlu temerrüdüne düşmesinin sonucu olarak müvekkil tarafından Officina’ya noter aracılığıyla gönderilen bildirimde de belirtildiği üzere, ilgili mevzuat hükümleri ve sözleşme hükümleri çerçevesinde mütemerrit konumda bulunan officina’nın sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle taraflar arasındaki sözleşme usul ve yasaya uygun şekilde haklı olarak sona erdirildiğini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen davacının müvekkilinin uğradığı veya uğrayacağı zararları tazminle ve müvekkili şirketin cezai şart alacağını da ödemekle mükellef olduğunu ve dava konusu edilen ve var olduğu iddia edilen müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi bilakis müvekkil şirketin davacı taraftan alacaklı konumda olduğunu, karşı taraf davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle sözleşmenin sora erdirilmek zorunda kalındığını, sözleşme konusu işin üçüncü bir kişiye yaptırılmak zorunda kalınması, yaşanan gecikmeler nedeniyle sair ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde fazladan yapılmak zorunda kalınan/kalınacak olan harcamalar/ masraflar da dahil olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla müvekkil şirketin kazanç kaybı ve uğradığı her türlü zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulduğunun ve bu konuya ilişkin olarak müvekkil şirket nezdinde uğranılan zarar miktarlarının netlik kazanmasının akabinde, söz konusu zararların tahsili zımnında ayrıca talepte bulunulacağının da önemle ifade edilmesi zaruretinin hasıl olduğunu belirterek, davacı tarafından ileri sürülen haksız ve hukuki mesnetten yoksun tüm beyan, iddia ve taleplerin külliyen reddine, müvekkili davalı …’ün davacı tarafa her ne nam ve ad altında olursa olsun herhangi bir borcu bulunmadığından, işbu haksız, hukuki mesnetten yoksun ve kötü niyetli davanın külliyen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı tarafın belirsiz alacak davası açtığını ancak belirsiz alacak davasının açılabilmesi için, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bu belirlemenin yapılabilmesinin davacı için imkânsız olması gerektiğini, kati suretle kabul anlamına gelmemekle birlikte; bir an için davacı yanın cezai şart alacağına hak kazandığı düşünülse dahi söz konusu alacağın sözleşme uyarınca hesaplanılabilir nitelikte bir alacak olacağını, bu durumda davacı tarafın işbu eldeki davaya konu cezai şart talebini belirsiz alacak davası şeklinde ileri sürmesinde hiçbir “hukuki yararı” olmamakla davanın bu yönüyle usulden reddi gerektiğini, müvekkil şirketin davacı ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak tüm yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, davacı bir adetinin satış fiyatının 1.500.000,00USD ile 2.000.000,00USD arasında değişkenlik gösterdiği toplamda 17 adet yalıyı 30.000.000,00-USD’ye satmayı hedef edindiği … Yalılarının tasarımlarının tamamının müvekkil firma tarafından yapıldığını, 12.01.2017 tarihinde imzalanan Mimari Tasarım Sözleşmesi’nin 3. maddesinde sözleşme bedeli ve ödeme planına yer verildiğini, müvekkili firmanın sözleşmedeki tüm bentlerde yazılı olan yükümlüklerini sırasıyla eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, müvekkilinin ilk iki bentte yazılı yükümlülüklerini yerine getirmesi akabinde davacı tarafın müvekkiline sözleşmede belirtilen tutarları ödediğini, müvekkili şirketçe son bentte yazılan yükümlülüklerin de son olarak gereği gibi,tam ve zamanında yerine getirilmesine karşın davacı tarafın taahhüt ettiği ödemeyi müvekkiline yapmadığını, bunun üzerine 30.000,000,00-USD alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, karşı tarafın itirazı üzerine ise itirazın iptalı davası açıldığını, bu noktaya kadar davacı yanın hiçbir şekilde herhangi bir talepte bulunmamasına, müvekkilinin iddia ettiği gibi projeye aykırı davrandığına dair herhangi bir ihtarname ya da yazılı bir bildirim yapmamasına rağmen kendilerince dava açıldıktan sonra, müvekkiline karşı husumet besleyerek ödeme yapmaktan kurtulmak amacıyla hukuka aykırı iddialarla işbu eldeki davayı ikame ettiğini, müvekkili şirketin 12.01.2017 tarihli “Mimari Tasarım Sözleşmesi” uyarınca tüm yükümlülüklerini tam ve zamanında yerine getirdiğini, davacı yanın ne müvekkiline sözleşmedeki edimini yerine getirmesi karşılığında ödediği 60.000,00-USD meblağı geri istemesinin, ne de müvekkilinin işi zamanında bitirmediği iddiasıyla 10.000,00TL cezai şart talebinin hiçbir mantıklı izahı olmadığını belirterek davacı yanın hiçbir hukuki yararı olmamasına ve iddia ettiği cezai şart alacağını hesaplama imkanı olmasına rağmen davayı belirsiz alacak davası olarak açması nedeniyle davanın usulden reddine, davacı yanın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine, asıl davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Asıl dava eser sözleşmesinden doğan bakiye alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talebine, birleşen dava; eser sözleşmesine dayalı iade alacağı ve ceza-i şart alacağı taleplerine ilişkindir.
Asıl davada; taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalının … 21. İcra Dairesi’nin…esas sayılı takibine itirazının haklı olup olmadığı, davacının takibe dayanak gösterilen mimari tasarım sözleşmesi kapsamında davalıdan 30.000-USD bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davacının edimini ayıpsız ve gereği gibi yerine getirip getirmediği, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, temerrüt şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise işlemiş faiz tutarının ne olduğu, icra inkar ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandı tespit edilmiştir.
Birleşen davada; taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki mimari tasarım sözleşmesi kapsamında birleşen davacının birleşen davalıdan geç teslim nedeniyle ceza-i şart alacağının, ayıplı ve eksik ifa nedeniyle ödenen bedellerin iadesi alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Asıl dava konusu; … 21. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 30.000- USD alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunduğu, davalının yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacıya tebliğ edilmediği, itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur.
… tasarım projelerinin birer örneği, ihtarname ve tebliğ şerhleri dosya arasına alınmıştır.
Taraf vekillerine, tanıkla ispat edilebilecek hususların maddi olgu ve işlemlerle sınırlı oldukları hatırlatılarak, bildirilen her bir tanığın hangi vakıanın ispatı için bildirildiğini, her bir tanık için ayrı ayrı açıklamak üzere iki haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde tanık deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacakları ihtar edilmiştir.
Asıl davacı birleşen davalı vekilinin ara karar uyarınca sunduğu dilekçede, tanıkların meslek ve çalışma bilgileri ile projede hangi görev ile yer aldıklarının açıklandığı; ancak tanıkların hangi vakıaların ispatı için dinletilmek istenildiklerinin açıklanmadığı anlaşılmakla HMK’nun 194/2 ve 240/1 fıkraları uyarınca bildirilen tanıkların dinlenilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Asıl davalı birleşen davacı vekilinin ara karar uyarınca sunduğu dilekçede, tanıkların hangi vakıaların ispatı için dinletilmek istenildiklerinin açıklandığı; ancak bildirilen vakıaların(ayıp ve hatalar) teknik bilirkişiler tarafından yapılacak inceleme ile tespit ve ispat edilebilecek hususlardan oldukları anlaşılmakla, HMK’nun 189/4 fıkrası uyarınca bildirilen tanıklardan … haricindeki tanıkların dinlenilmesi talebinin reddine karar karar verilmiştir.
Asıl davalı birleşen davacı tanıklarından …’in sadece ayıp mevcut ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu ile sınırlı olmak üzere dinlenilmesi için … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmıştır.
Asıl davalı birleşen davacı tanığı … talimat mahkemesince yeminli olarak dinlenilmiş, ” Ben iki şirkette de eskiden çalıştım, 2016-2017 arasında davacı şirkette, 2017 yılından günümüze kadar da davalı şirkette çalıştım, hala davalı şirkette çalışanım mimarım, söz konusu sözleşme bildiğim kadarıyla tasarım ve proje uygulama planını davalıya vermesi ile ilgiliydi, tasarım yapılmıştı, uygulama ile ilgili noksanlıklar vardı, mesela doğrama kasasının tümüyle gizlenmesi olası bir kırılma durumunda çok büyük maliyetlerle değişmesi gibi söz konusuydu, banyo doğramaları içinde geçerlidir, ray tavanlara gizlenmiştir, cam kırılması sonucunda olası bir kaza olursa tavanın komple sökülmesi gerekirdi, proje 4 tipten oluşmaktadır, F blokla ilgili merdiven kesitleri ve detayların bize ulaşmadı daha doğrusu noksan geldi, bunun üzerine biz kendimiz bir proje oluşturduk ve ona göre gereğini yaptık, F blok pergolalar tasarım olarak bize geldi noksanda değildir ancak orada 3 tane birleşik nizamdadır, F1 pergolası F2 ye yada F3 kaydığı için bunları yeniden kendimiz düzenlemek zorunda kaldık, aynı şekilde mutfak yanında var olan kayar doğrama açıldığı zaman 40 cm bir geçiş alanı kalıyordu, bu nedenle biz onu katlanır olarak değiştirdik, burada bir detay noksanlığı vardı, bu hususta elimde notlar ve çizimler vardır, benim hatırladıklarım bunlardan ibaret, sözleşmenin detayı ile ilgili daha fazla bilgi sahibi değilim, taraflar arasındaki bedel hatırladığım kadarıyla 150 bin dolardır, ödenmeyen 30 bin dolarlık bir kısım kaldı, bu miktarın ödenmeme nedeni biraz önce saymış olduğum noksanlıklar yüzündendir, projelerden bize mail olarak da hardcd olarakta gelen oldu, hepsi bize bu şekilde geldi, tanık davacı şirkette çalışırken saha elemanı olarak gönderildiğinde söz konusu projelerde 5 ay süresinde bizim çalışanımız olarak projelerde internet üzerinden ana ofise bağlanıp revizyon yapma yetkisi tanınmışmıydı sorusu üzerine; evet bana böyle bir yetki tanınmıştı, ben o sıralar yeni mezun olmuştum, pratikte tecrübeli değildim, bu nedenle detayın altından kalkamazdık, projedeki biraz önce saydığım noksanlıklardan bir kısmı davacı tarafa iletildi, bir kısmı iletilmesi buna ilişkin yazışmalar vardır, iletilmeyenlerde orada çalışanların da bu noksanlığı gideremeyeceklerinden iletilmemiştir, ben İstanbul Ofisinde çalışırken davacı şirket ortağı olan Burak Özyiğit projelendirme sürecinde takip ediyordu, kendisi mimar değildir, iş adamıdır, Levent beyin sahaya gelip 2 defa inceleme yaptığını hatırlıyorum, bende zaten Levent beyin o sıra elemanıydım, bu uygulama projelerinde bazılarının detaylarının istenilmesine karşın gönderilmediği oldu, dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce; … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyala) talimat yazılarak en az biri yüksek mimar olmak üzere, iki mimar, bir iç mimar, bir inşaat mühendisi bilirkişisinden oluşacak heyet marifetiyle, dava konusu proje uygulamasının bulunduğu mahalde keşif yapılarak; öncelikle taraflar arasındaki 12/01/2017 tarihli mimari tasarım sözleşmesi kapsamında üstlenilen mimari edimlerin neler olduğunun tek tek tespiti, asıl davacı birleşen davalı tarafından yerine getirilen edimlerin, geç yerine getirilen edimlerin, hiç yerine getirilmeyen edimlerin ve mevcut ise ayıplı edimlerin tespiti, ayıplı ifa söz konusu ise ayıbın gizli ayıp mahiyetinde olup olmadığının tespiti, gizli ayıp mevcut ise bu ayıbın işin teslim tarihinden itibaren en erken ne kadar süre sonra ortaya çıkmış olduğunun veya olabileceğinin tespiti, asıl davacı birleşen davalı tarafından teslim edilen projenin yerinde tasarımdaki haliyle uygulanıp uygulanmadığı, asıl davalı birleşen davacı tarafça tasarım projesinin telif haklarına aykırı ve özgün olmayan kısımlarının kendilerince yeniden hazırlandığı iddiaları kapsamında, teslim edilen projeden farklı bir uygulamanın mevcut olup olmadığının tespiti, asıl davacı birleşen davalı tarafından teslim edilen numune bloğun, sözleşmeye uygun olup olmadığının tespiti, asıl davacı birleşen davalı tarafından sözleşme kapsamında yapılan işin eksik ve ayıplı olduğunun tespiti halinde, tamamlanan işin bedelinin sözleşmenin toplam bedeline oranla ne olduğu, ayıp giderim bedelinin ne olduğu, işin bu haliyle kabulünün asıl davalı birleşen davacıdan beklenip beklenemeyeceği hususlarının, dosyada mevcut sözleşme, e-mail yazışmaları, proje ve ihtarname anlatımları birlikte değerlendirilerek tespiti ile düzenlettirilecek raporun bir sonraki duruşma gününden önce mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
…. 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasında alınan 29/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; esas davanın itirazın iptal davası olduğu, davacının, davalı ile yapılan sözleşme kapsamında işin bakiye kalan kısmının ödenmemesine dayalı olarak, … 21. Icra Müdürlüğü’ nün … E.sayılı dosyası ile davalı şirket hakkında icra takibi başlattığı, davalı şirketin borca itiraz ederek takibin durmasına neden olması ile somut uyuşmazlığın ortaya çıktığı, heyetin Mimar Bilirkişileri tarafından, tarfalar arasındaki tasarım sözleşmesi kapsamında, dosyaya sunulu olan tüm deliller, proje cd’leri, yazışmalar, yerindeki incelemelere dayalı olarak tespit edilen hususların detaylı olarak tespit edildiği, mimari olarak tüm detay ve kesitlerin çizili olduğu, davacının takibe koyduğu tutarın sözleşmede anlaşılan bedel üzerinden ödenmesi gereken en son etap olduğu, sözleşmeye bakıldığında; kaba inşaati devam eden Residence de 4 farklı tip, sosyal tesis alanları ve restaurant için dış ve iç mimari ( peyzaj ve bahçe tasarımı dahil) projelendirme ve detaylı tasarım sözleşmesi olarak adlandırıldığı, tasarımcı firmanın Konsept ile ilgili fikirleri çıkarıp, Renkler, Malzemeler, Formlar ve Mekanların Stillerini işverene bir sunum ile yansıtacağı, 3D (3 boyutlu) görsel çalışmaların iç mekân hacmi ve konsepti anlatacak şekilde Malzeme Paftası 1/50 İç Mimari Projelerin Tefrişli olarak hazırlanması, 1/50 Döşeme Planları Malzeme Seçimleri, 1/50 Projeye ait tüm Aydınlatma ve Tavan planları ürün seçimleri, 1/50 duvar Planları, Hareketli Mobilya ve Sabit Mobilya seçimleri Paftası, Tip Detayları için Sistem Kesiti, Bu aşamada işveren tarafın gerektiği kadar revize talep edebileceği, dış ve iç mimari uygulama projesi kapsamının; 1/50 Tefrişli Planalar, 1/50 Döşeme Planları Malzeme Seçimleri ile, 1/50 Aydınlatma Planları Malzeme Seçimleri ile, 1/50 Tavan Organizasyön Planlari (Elektrik, Mekanik Mühendislik Projelerinin İç Mimari Projeye uyarlanmış olarak tesliminin yapılacağı, 1/50 Mobilya Detayları, 1/50 Islak Hacim Detayları, 1/10 – 1/5 – 1/1 Sistem Detayları, işveren ve tasarımcı tarafından tüm dekorasyon, mobilya, aydınlatma, aksesuar, vitrifiye vs. seçiminin yapılacağı bu seçimlerin, projelendirilerek tüm materyallerin spect ve dosyaları resimli olarak işverene sunulacağı, sözlesme bedeli ve ödeme planına ilişkin olarak ise; toplam 150.000,00 USD olarak anlaşma yapıldığı, sözleşmede yapılacak iş kısımlarına göre etap etap ödeme öngörüldüğü, asıl davaya konu olan tutarın ise 3. madde’de yer alan numune olarak yapılacak olan bir bloğa ait uygulamanın tamamlanmasına ve mimari uygulama projelerinin eksiksiz teslim alınmasına müteakiben 30.000,00 USD + KDV kısmına ilişkin olduğu, diğer taraftan ise iş verenin sözleşmeyi tek taraflı feshi ve akabinde ise projeciye 60.000,00 USD alacak davası ikame ettiği, sözleşmede işin kısımlarına ilişkin tasarıma konu projede, işin kapsamında yapılacak olan iş etaplarına ilişkin yer alan hususlara bakıldığında; etaplarına ilişkin yapılacak uygulamalara ilişkin iş kısımlarının sözleşmeye açıkça dercedildiğinin görüldüğü, ayrıca davacının mekanik, elektrik ve statik projeleri (İşveren tarafından belirlenen firmaya yaptırılacağı), mekanik, elektrik ve statik konsept projeleri iç mimari estetik ve fonksiyonel kaygılar göz önüne alınarak doğru bir şekilde yönlendirileceği, mekanik, elektrik ve statik konsept projeleri iş verene teslim edileceği, iş verenin bu projeleri yerel projeci gruplar ile birlikte sonuçlandırıcak ve uygulama projelerini çizdireceği, diş ve iç mimari konsept proje çalışmalarında yine isveren ile mutabık kalındıktan sonra bu projelerin diğer disiplinler (Mekanik, Elektrik ve Statik) ile çalıştırılmaya başlanacağı, diğer disiplinlerdeki projeler ilerledikten sonra işveren ile tasarımcının tüm dekorasyon, mobilya, aydınlatma, aksesuar, vitrifiye, vs. seçimlerini yapacağı, bu seçimlerin ve projelendirmelerin ışığında tüm materyallerin Spect Listeleri ve Dosyaları resimli olarak oluşturularak işveren’e sunulacağının sözleşmede açık hüküm altında olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin iş veren tarafından tek taraflı fesih edildiği tarih itibariyle sözleşme kapsamındaki işin fiziki seviyesinin tespitinin gerektiği, bu noktada işin iş veren tarafından feshedildiği tarih itibari ile, mimari inceleme kısmında belirtilen proje çalışmalarının, kesit ve detay çizimlerinin davacı tarafından yapıldığı, diğer taraftan, keşif ve dosyadaki yazışmalardan , sözleşmede tanımlanan uygulama danışmanlığı noktasında uyuşmazlık çıktığı gibi bir durumla karşılaşıldığı, nitekim bu tür konsept projelerde tasarımcının sahada sürekli bir teknik ekip bulundurması gerektiği ve / veya iş verenin iş akış programını aksatmayacak duyarlılıkta sipariş ve seçimlerde, ve / veya tasarım kapsamındaki alt taşeronlarla irtibat halinde uygulama danışmanlık sorumluluğunun gereğini yerine getirmesinin, sözleşmenin niteliği gereği asli bir husus olarak değerlendirildiği, bu noktada , davalının davaya tüm cevap ve savunmalarında çizilen detay uygulamalarında tedarik ve alt taşeronlarla yerinde uygulmalarda ki sıkıntılarda davacının müdahil olmadığının savunulduğu, nitekim davacının da sahaya teknik eleman gönderdiğini, sonra bu elemanın davalının uhdesinde çalışmaya başladığını savunduğu, sözleşmede bizzat firma sorumlusunun ayda 4 defa sahaya geleceğinin yer aldığı, sözleşmesel olarak bu sorumluluğun bizatihi davacının uhdesinde olduğu, sözleşmenin fesih tarihine kadar davacının danışmanlık etabını sözleşmeye uygun yerine getirmediği kanaati oluştuğu, işin işveren tarafından fesih tarihinde mimarı tespitlere göre sözleşme kapsamındaki işin yapılması %’sinin ortaya konulmasının gerektiği, sözleşmede belirtilen , “Tüm iç ve dış tasarımlara ait eksiksiz hazırlanan mimari uygulama projelerinin ve teknik şartnamelerin proje uygulama mimarına eksiksiz tesliminin yapılması ile” ikinci dilim ödemenin yapılacağı hükmüne göre tasarımcının yaptığı çalışmaları esas proje uygulama mimarına teslim edip etmediğinin dosyadan tespit edilemediği, ancak tasarım projelerinin ön görüldüğü şekliyle çizimlerinin yapılarak maillerle davalıya iletildiğinin tespit edildiği, fesihle sonuçlanan sözleşme ilişkisinde iş veren tarafından fesih tarihine kadar %’lik kısmının davacı tarafından yapıldığının ispatı bakımından her ne kadar etap etap davalı iş verene çekilen mailler, paftalar, projeler var ise de sözleşmesel olarak davalının projesinin uygulama mimarına teslim edilip edilmediğinin mahkemece araştırılmasının gerektiğinin düşünüldüğü, işveren tarafından fesihle sonuçlandırıldığı anlaşılan sözleşme ilişkisinde ; davacının tasarım Sözleşmesi kapsamında Sözleşmenin amir hükmü gereği, Mimari Uygulama Projelerini , Teknik şartnameleri Proje Uygulama Mimarına Eksiksiz olarak Teslim etmesi (2. Etap ) ile 3. Etapta da aynı şekilde Mimari Uygulama Projelerinin nihai uygulama detaylarına göre eksiksiz teslim alındığına ilişkin dava dosyasında bir belge olmadığından sayın mahkemece Proje Uygulama Mimarı( Proje Müellifi) Müzekkere ile Tasarımcı tarafından eksiksiz olarak Tasarım Projeleri+ Teknik şartnamelerin teslim edilip edilmediğinin araştırılmasının uygun olduğunun mütalaa edildiği, her ne kadar davacı tasarımcının yukarıda mimari incelemeler kısmında tespitleri yapılan ve mail ortamında davalıya iletildiği anlaşılan projeler tespit edilmiş ise de, davalının fesih gerekçesine bakıldığında eksik proje ve detay bildirimlerinden bahsedildiğinin görüldüğü, bu noktada takdir mahkemeye bırakılarak; taraflar arasındaki sözleşme şartları dikkate alındığında, sözleşmenin tasarım aşamasının ( ilk etabının ) davacı tarafından yerine getirildiği ( 60.000,00 USD * KDV ) , 2. ödeme dilimi olan projelerin davacı tarafından davalı iş verene maillerle iletilmesinin mahkemece teslim olarak kabulü halinde( zira 2. etap ödeme için tüm iç ve dış tasarımlara ait eksiksiz hazırlanan mimari uygulama projelerinin ve teknik şartnamelerin, proje uygulama mimarınua eksiksiz tesliminin yapılması ile şartı olduğundan ) davacının 2. Etap 60.000,00 USD + KDV lik dilimi de hakkettiği sonucuna ulaşılabileceği, bu durumda tasarım + Proje teslimi olarak davacının – 120.000,00 USD + KDV bedeli hakkettiği sonucuna ulaşılabileceği, zira maille gelen A blokların yerinde uygulandığı , mimari olarak diğer blokların da maille projelerinin iletildiği ve büyük kısmının da uygulanması nedeniyle maille yapılan projelerin teslim edildiği kanaatinin oluştuğu, iş bu dava konusu olan bakiye kalan 30.000 USD+ KDV için ise davacının ayrıca tasarım danışmanlığı yapması gerektiği de sözleşmede yapılacak iş etapları arasında yer alması tasarım danışmanlığının sözleşmede ön görülen düzende yerine getirilmemiş olması nedeniyle yapılan işin tasarım ve uygulama hizmet danışmanlığını da kapsaması ile bakiye kalan ödeme kapsamında % 50 indirimle davacının davalıdan talep edebileceği tutarın 15.000.00 USD + KDV olarak alınabileceği, takdirin mahkemeye ait olacağı; davacının maillerle ilettiği projelerin mahkemece ödeme ön şartı olarak belirtilen mimari uygulama projelerinin eksiksiz teslim alınması maddesindeki teslim şartını içermediğinin, sadece maille yapılan teslimin teslim olarak nitelendirilemeyeceğinin kabulü halinde ise davacının icraya koyduğu 30.000,00 USD + KDV tutarı haketmeyeceği sonuçlarına ulaşılması mümkün olup hangi alternatifin uygulanacağına ilişkin nihai takdirin mahkemeye ait olacaktır.; teknik olarak birinci alternatifin somut olaya daha uygun olduğu düşünülse de hangi alternatifin uygulanacağına ilişkin takdirin mahkemeye ait olacğı, birleşen … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas -…sayılı dosyası bakımından; davacı ( … LTD.ŞTİ ) vekili mahkemeye verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı … LTD. ŞTİ) şirket arasında sözleşme akdedildiğini, davalı şirketin sözleşmeye ve sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine aykırı davranışlarda bulunduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalıdan alacağı 60.000 ABD dolarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, iş bu dava ile iş verenin Projeciye fazla ödeme yaptığını iddia ettiğinin görüldüğü, ilgili mevzuat hükümleri ve sözleşme hükümleri çerçevesinde mütemerrit konumda bulunan ….’nın sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin usul ve yasaya uygun şekilde haklı olarak sona erdirildiğini, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeyen …’nın müvekkilinin uğradığı veya uğrayacağı zararları tazminle ve müvekkili şirketin cezai Şart alacağını da ödemekle mükellef olduğu ve dava konusu edilen ve var olduğu iddia edilen müvekkil şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığı gibi bilakis müvekkil şirketin davacı taraftan alacaklı konumda olduğunu , ayrıca karşı taraf davacının sözleşmeye aykırı davranısları nedeni le, taraflar arasındaki sözleşme, müvekkil şirket tarafından sözleşme’den ve kanundan kaynaklanan haklar kullanılmak suretiyle usul ve yasaya uygun şekilde sona erdirilmek zorunda kalınmış olmakla, sözleşme konusu işin üçüncü bir kişiye yaptırılmak zorunda kalınması, yaşanan gecikmeler nedeniyle sair ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde fazladan yapılmak zorunda kalınan/kalınacak olan harcamalar/ masraflar da dahil olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla müvekkil şirketin kazanç kaybı ve uğradığı her türlü zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarının saklı tutulduğunun ve bu konuya ilişkin olarak müvekkil şirket nezdinde uğranılan zarar miktarlarının netlik kazanmasının akabinde, söz konusu zararların tahsili zımnında ayrıca talepte bulunulacağının da önemle ifade edilmesi zarureti hasıl olduğunu beyan ettiği, birleşen davacının esas davada savunmada da bu hususları belirttiğinin görüldüğü, bu durumda birleşen davada ki talep bakımından, mahkemece davacının talep ettiği 60.000 USD alacağın açıklattırılarak, iş veren tarafin uğradığını iddia ettiği zarar kalemleri bakımından ise buna ilişkin tüm taleplerin ayrı ayrı belirtilmesi, ayrıca cezai şart olarak bir alacak iddiası var ise Projenin ilk iş program , yapı denetim vb evraklarında sunulması ile gerekli bilgi / belge / fatura / Sözleşme vb sunulması halinde değerlendirme yapılabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik değerlendirmeleri aşan hukuki değerlendirmeler bakımından dikkate alınmamıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 12/01/2017 tarihli mimari tasarım sözleşmesi ile asıl davacı birleşen davalının, … Yalıları’nın tüm iç ve dış konsept tasarımlarını hazırlamayı ve davalıya teslim etmeyi, yine numune bloğun tamamlanmasını ve teslimini sağlamayı yüklendiği anlaşılmıştır. Sözleşmede ödemelerin üç etapta yapılacağı kararlaştırılmıştır. Buna göre asıl davacının tüm iç ve dış konsept tasarımlarını tamamlayarak, projenin son halini içeren tasarımı teslim etmesi akabinde kendisine 60.000,00-USD ödeme yapılacaktır. Asıl davacının tüm iç ve dış tasarımlara ait mimari uygulama projesini ve teknik şartnameleri proje uygulama mimarına teslimi akabinde kendisine 60.000,00-USD ödeme yapılacaktır. Asıl davacının ödemenin son kısmı olan 30.000,00-USD’ye ise numune bloğun tamamlanması ile hak kazanacaktır. Asıl davaya bu 30.000,00-USD’lik bakiye alacak konu edilmiştir. Davacıya daha önce sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde iki seferde 60.000,00’er-USD ödeme yapılmamış olmakla birlikte, altı seferde toplam 120.000,00-USD ödeme yapıldığı ihtilaf konusu değildir.
Asıl davalı birleşen davacı, asıl davacı birleşen davalının edimlerini yerine getirmediğini, sözleşme konusu tasarımın özgün değil çalıntı olduğunu, asıl davacı birleşen davalının birçok mimari uygulama projesini eksik ve hatalı teslim ettiğini, bu eksikliklerin asıl davacı birleşen davalı adına kendileri tarafından giderildiğini, projede dört tip villa bulunmasına rağmen, asıl davacı birleşen davalının yalnızca bir tip villa için numune bloğu tamamladığını, asıl davacı birleşen davalı tarafından eksik ve hatalı ifa edilen edimler ile ilgili olarak taraflar arasında mail yazışmaları bulunduğunu, davacıya takip tarihinden önce bu konuda mail atıldığını, takip tarihinden sonra ise ihtarname gönderildiğini, ihtarname ile bildirilen eksikliklerin giderilmesi için yedi günlük mehil verildiğini, ancak eksikliklerin giderilmediğini savunmuş, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönüldüğü belirtilerek, gecikmeye dayalı ceza-i şart alacağı ile davacıya ödenen tutardan 60.000,00-USD’nin tahsilini talep etmiş, ayrıca asıl davada içeriği ve dayanağı açıklanmaksızın takas def’i ve mahsup itirazı ileri sürülmüştür. Asıl davalı birleşen davacı tarafça, asıl davacı birleşen davaının sözleşmedeki edimlerini eksik ve hatalı ifa ettiği ve bu eksikliklerin yüklenici adına kendileri tarafından giderildiği ileri sürülmüş ise de; dosya kapsamına yasal süresi içerisinde bu iddiayı ispata elverişli hiçbir delil sunulmamıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi heyet raporunun mimari ve teknik değerlendirmeleri içerir 16 ila 34 sayfalarında yapılan tespitler kapsamından; sözleşme konusu edimin birinci kısmını içerir mimari konsept tasarımlarının yapıldığı ve asıl davalı birleşen davacıya teslim edildiği, edimin ikinci kısmını içeren mimari uygulama projelerinin de yapılarak tamamının parça ve kesitler halinde asıl davalı birleşen davacıya mail yolu ile gönderildikleri anlaşılmıştır. Sözleşmeden döndüğünü beyan etmesine rağmen yaptığı ödemenin yalnızca 60.000,00-USD’lik kısmının iadesini talep eden asıl davalı birleşen davacının bu talebi göz önünde bulundurulduğunda, sözleşme konusu edimin birinci kısmının ifa edildiği hususu da taraflar arasında ihtilaf konusu olmaktan çıkmıştır. Asıl davalı birleşen davacı tarafça sözleşme konusu edimin ikinci kısmında eksik ve hatalar olduğu, mimari uygulama projelerinin eksik ve hatalı teslim edildiği savunulmakla birlikte, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, projenin her bir detayına ilişkin uygulama projelerinin, asıl davalı birleşen davacının revize talepleri de karşılanarak parça ve kesitler halinde asıl davalı birleşen davacıya e-mail yolu ile iletildiği tespit edilmiştir. Aıl davalı birleşen davacı tarafından, uygulama projelerinin uygulama mimarı Ayşe Hanım’a teslim edilmediği savunulmuş ise de; projenin parça ve kesitler halinde mail yolu ile asıl davalı birleşen davacıya iletildiği, 14/03/2017 tarihli asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisi tarafından atılan e-mailden sonra da bu konuda herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan asıl davalı birleşen davacı tarafından ödemelerin sözleşmede kararlaştırıldığı gibi iki seferde 60.000,00-USD olarak ödenmediği, parça parça ödendiği tespit edilmiştir. Yine bilirkişiler tarafından yapılan teknik değelendirmeler ile, mimari konsept tasarımının çalıntı olmadığı ve özgün olduğu tespit edilmiştir. Asıl davalı birleşen davacı tarafından asıl davacı birleşen davalıya, 26/06/2018 tarihli e-mail tarihinde dek eksik ve ayıplı ifa bildiriminde bulunulmadığı gibi, asıl davalı birleşen davacının, sözleşmenin konsept tasarımına ilişkin birinci kısmından beri asıl davacı birleşen davalı ile birlikte hareket ettiği, asıl davacı birleşen davalı tarafından tasarlanan konseptin kendisine iletildiği, konseptin özgünlüğüne ilişkin herhangi bir itiraz ileri sürülmediği, mimari uygulama projesinin hazırlanması sürecinde de asıl davalı birleşen davacının tüm sürece dahil olduğu, istediği revizyonların asıl davacı birleşen davalı tarafından yerine getirildiği, alınan bilirkişi heyet raporunda, edimin ikinci kısmı olan uygulama projesinin her bir parça ve kesitinin revize halleri ile birlikte asıl davalı birleşen davacı tarafa iletildiği tarihlerin tespit edildiği, tamamının 2017 yılı içerisinde gönderildiğinin anlaşıldığı, edimin birinci kısmı olan konsept tasarımının ise ikinci kısımdan önce tamamlanıp teslim edildiğinin açık olduğu, asıl davalı birleşen davacı şirket yetkilisinin 14/03/2017 tarihli mailinde tasarımın taraflarca bilinip onaylandığını açıkça belirttiği, tasarımda kendi onayları olmaksızın hiçbir değişikliğin yapılmamasını da talep ettiği, buna rağmen asıl davalı birleşen davacı tarafça 26/06/2018 tarihine dek konseptin özgünlüğüne veya eksik ve hatalı işlere ilişkin bir ayıp yahut eksik ifa bildiriminin mevcut olmadığı, nitekim bilirkişilerce yerinde yapılan keşifte mimari uygulama projelerinin yerine uygulandığının da tespit ediliği, asıl davacı birleşen davalının 27/06/2018 tarihinde davalı aleyhine takip başlatması sonrasında, asıl davalı birleşen davacvı tarafça, asıl davacı birleşen davalıya 09/07/2018 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, asıl davacı birleşen davalının birinci ve ikinci kısım işlere ilişkin edimini yerine getirdiğinin ve mimarı uygulama projelerini de davalıya teslim ettiğinin, konspet tasarımının çalıntı olmadığının kabulünün gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Asıl davalı birleşen davacı tanığının beyanının, dosya içeriği deliller ile uyuşmadığı, tanık beyanının aksine, asıl davalı birleşen davacı tarafından 2018 yılı Haziran ayı öncesinde asıl davacı birleşen davalıya eksik ve ayıplı ifa bildirimi içerir mail atıldığına dair dosyada yazışma mevcut olmadığı, yine tanık tarafından eksik gönderilen veya hiç gönderilmeyen uygulama projesi kesit detayları bulunduğu belirtilmekle birlikte, bilirkişi heyetince projeye ilişkin tüm kesit ve detayların asıl davalı birleşen davacıya iletildiğinin tespit edildiği, tanığın daha önce asıl davacı birleşen davalı çalışanı iken, halen asıl davalı birleşen davacı çalışanı olduğu hususları nazara alınarak, tanığın dosya içeriği deliller ve özellikle teknik bilirkişiler tarafından yapılan tespitler ile çelişen beyanları hükme esas alınmamıştır.
Asıl davalı birleşen davacı tarafça birinci ve ikinci kısım işlere ilişkin ifa kabul edilmiş ve her iki aşamaya yönelik, cezai şarta alacağına dair çekince sunulmaksızın ödemeler yapılmıştır. Asıl davalı birleşen davacının birinci ve ikinci aşamaya yönelik sözleşmenin 6/1 maddesine dayalı ceza-i şart talebi ifaya ekli cezai şart mahiyetindedir. TBK’nun 179/2 fıkrası uyarınca; ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Somut olayda asıl davalı birleşen davacı tarafça birinci ve ikinci kısım işler için ifa çekincesiz kabul edilmiş ve bu kısımlara ilişkin bedeller ödenmiş olduğundan, bu kısımlara ilişkin sözleşmenin 6/1 fıkrasına dayalı cezai şart alacağının tahsili talep edilemez.
Asıl davacı birleşen davalının sözleşme konusu edimin üçüncü kısmı olan numune bloğu tamamladığı yerinde yapılan keşif ile tespit edilmiştir. Sözleşmenin 3/c bendinde ise yalnızca bir bloğa ilişkin numunenin tamamlanması halinde 30.000,00-USD ödemeni yapılacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Asıl davalı birleşen davacının, projede dört tip villa bulunmasına rağmen, asıl davacı birleşen davalı tarafından yalnızca bir tip villa için numune bloğun tamamlandığı yönündeki savunması, anılan sözleşme hükmüne uygun olmadığından, yerinde görülmemiştir. Yine taraflar arasındaki sözleşmede numune bloğun tamamlanacağı tarih kararlaştırılmadığı gibi, bloğun tamamlanmasının geciktiğine dair asıl davalı birleşen davacı tarafından herhangi bir itiraz ileri sürülmemiş, bu konuda dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle asıl davacı birleşen davalının sözleşmenin 3/c bendi uyarınca bakiye 30.000,00-USD alacağı bulunduğu, asıl davalı birleşen davacının ise edimin üçüncü kısmına ilişkin herhangi bir cezai şart alacağı bulunmadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından asıl davacı birleşen davalı şirket yetkilisinin şantiye sahasını ayda dört kez ziyaret etmesi gerekirken, bu edimini yerine getirmediği tespit edilmiş ve bu ücretten indirim sebebi olarak kabul edilmiş ise de; sözleşmenin 3/c bendinde kararlaştırılan ücretin eser sözleşmesinden doğan edimin hangi kısımlarına ilişkin olduğunun açıkça kararlaştırıldığı, buna göre asıl davacı birleşen davalının tüm iç ve dış konsept tasarımlarını tamamlayarak, projenin son halini içeren tasarımı teslim etmesi akabinde kendisine 60.000,00-USD ödeme yapılacağı, tüm iç ve dış tasarımlara ait mimari uygulama projesini ve teknik şartnameleri proje uygulama mimarına teslimi akabinde kendisine 60.000,00-USD ödeme yapılacağı, numune bir bloğun tamamlanması halinde kendisine 30.000,00-USD ödeme yapılacağı, eser sözleşmesine ilişkin ediminin üç kısmını da yerine getiren asıl davacı birleşen davalı ücretinden, şantiye sahasının ayda dört kez ziyaret edilmemesi nedeniyle, sözleşmeye aykırı olarak indirim yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar ve açıklanan gerekçeler ile asıl davanın kabulü ile davalı tarafın … 21. İcra müdürlüğünün …esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin 30.000,00-USD alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz işletilmek suretiyle devamına, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Asıl davada; dava konusu edilen eser sözleşmesine dayalı bakiye alacak likit nitelikte olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, yasal koşulları oluşmayan inkar tazminatı istemi reddedilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Asıl davada
1-Davanın Kabulü ile davalı tarafın … 21. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin 30.000,00-USD alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD cinsinden 1 yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz işletilmek suretiyle devamına,
2- Yasal koşulları oluşmayan inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 9.850,17-TL nispi karar ve ilam harcından 1.679,29-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 8.170,88-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.648,81-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 11.439,69-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Birleşen davada
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 6.186,71-TL harçtan mahsubu ile artan 6.106,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 36.590,00- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
9.850,17-TL. KARAR HARCI
1.679,29-TL. PEŞİN HARÇ
8.170,88-TL. KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
1.715,19-TL İLK GİDER
6.300,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
3.424,50-TL POSTA MAS.
11.439,69-TL TOPLAM

BİRLEŞEN DAVADA HARÇ BEYANI /
6.186,71-TL PEŞİN HARÇ
80,70-TL KARAR HARCI
6.106,01-TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ