Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/67
KARAR NO : 2023/283
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/01/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.07.2015 tarihinde saat 23:00 sıralarında müvekkilinin … plakalı aracıyla seyir halindeyken, davalı …’in … plakalı araçla arkadan çarpmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğini, alınan raporlarda araç sürücüsünün 178 promil alkollü olduğu ve asli derecede tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada ağır derecede yaralanan müvekkiline atfi kabil kusur bulunamadığını, olayla ilgili olarak … 41. Asliye Ceza Mahkemesinde …esas … karar sayılı dosya ile ceza davasının yürüdüğünü ve sanığın ceza aldığını, kaza nedeniyle müvekkilinin ağır yaralandığını ve aylarca sürecek tedavi sürecine girdiğini, özellikle boyun bölgesi olmak üzere vücudunun çeşitli bölgelerinde kırıklar meydana geldiğini, davalı …’in aracın sürücüsü olduğunu ve tamamen kusurlu olduğundan müvekkilinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararlardan tamamen sorumluğu olduğunu, … isimli firmanın aracın kayıt maliki olduğunu, bu kazadan kaynaklı müvekkilinin maddi ve manevi zararlarından işleten olarak … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalılardan …’nin kaza tarihinde aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu ve müvekkilini maddi zararlarından poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, uzun süren tedavi sürecinin sonunda, müvekkilinin meslekte kazanma gücü oranındaki azalmanın %22,2 olarak tespit edildiğini, olay neticesinde dişlerinin yapılması, boyun kırığı için takılan medikal ürün ve adli tıp raporu için bir takim tedavi masrafları yapıldığını, müvekkilinin yapmış olduğu tedavi masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, müvekkilinin kaza tarihinde 3.000 TL net maaş ile gümrük müşavir yardımcısı olarak çalıştığını, tedavi süresince 6 ay hiç çalışmadığını, bu durumun Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporunda de belirtildiğini, kaza neticesinde %22,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiğini, müvekkilinin bu kaza neticesinde halen devam eden çok ağır tedaviler geçirdiğini, kaza neticesinde vücudunda oluşan kırıklar nedeniyle hızlı yürümesinin dahi doktorlar tarafından yasaklandığını, bir daha hayatı boyunca spor yapamayacağını, toplu taşıma aracı kullandığından oluşabilecek ani sarsıntılarda dahi boynundaki kırık nedeniyle ölüm riski ile karşı karşıya olduğunu, kazadan önce evlenme hazırlıkları içerisindeyken bu kaza nedeniyle hayallerini de ertelemek zorunda kaldığını, çok ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını, müvekkilinin yaşadığı manevi zararlara ilişkin tazminat haklarını saklı tuttuklarını, bu hususta ıslah ile birlikte beyanda bulunacaklarını belirterek 5.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan( sigorta şirketinin poliçe limitleri dahilinde) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müşterileriyle uzun dönem araç kiralama sözleşmesi yapmakta olup … plakalı aracın …’e 12 ay süreyle kiraya verildiğini, aracın işleten sıfatının müvekkil şirkette değil aracı kiralayan sürücüde olduğunu, bu sebeple kaza sebebiyle meydana gelen zararların tazmininin müvekkilden talep edilemeyeceğini, davanın öncelikle husumetten reddi gerektiğini, davaya konu kazada sürücülerin kusur oranlarının tespiti için kaza mahallinde keşif yapılması gerekmekte olup, kazanın sırf alkol etkisiyle meydana gelip gelmediğinin, başka nedenlerin varlığının da kazanın oluşumuna neden olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkile ait aracın sigorta şirketi olan davalı … tarafından davacıya ait aracın 28.500 TL hasar tazminatı ödendiğini, taraflarınca davacının davalı … şirketi aleyhine başlamış olduğu … 7. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı icra takip dosyasının taraflarınca incelenmiş olup, davalı … şirketinin icra dosyasına 22.11.2017 tarihinde toplam 216.151,00 TL ödeme yaptığını, davacının iş bu kazadan kaynaklı olarak sigorta şirketinden toplamda 244.651,00 TL tahsil edimmiş olup davacı yanın dava dilekçesinde yapılan bu ödemelere ilişkin açıklayıcı bir beyanda bulunmadığını, dava dilekçesinde maddi tazminata ilişkin taleplerini net olarak ifade etmediğini, diğer davalı … şirketi tarafından kendilerine yapılan ödemelerin ne zaman ne miktarda ve neye ilişkin olduğunun açıklanmadığını, maddi tazminat taleplerinin net olarak belirtilmediği ve manevi tazminatın bölünmez olması ilkesi gereği sonradan da ıslah edilmesi mümkün olmadığını, bu nedenle usul ve yasaya uygun olmayan manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, belirterek maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunmamaları nedeniyle HMK’nın 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
DELİLLER : Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, trafik tescil kayıtları, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun …başvuru tarih ve sayılı …karar tarih ve sayılı uyuşmazlık hakem heyeti dosyası, SGK kayıtları, hasar dosyası, hastane kayıtları, kaza tespit tutanağı, alkol tespit tutanağı, Adli Tıp Kurumu kusur raporu, … 41. Asliye Ceza Mahkemesi … esas …karar sayılı ilamı, ruhsat fotokopisi, sigorta poliçesi, sigorta başvuru dilekçesi, … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporu, Bakırköy … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporu, SED araştırmaları, emsal ücret araştırması, bilirkişi ve ATK raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce 27/06/2019 tarihli celse 1 nolu ara kararı gereği dosyanın kusur incelemesi ve iddia edilen cismani zararın tespiti için ATK’e tevdii ile, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 25/09/2019 tarihli raporunda, davalı sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 28/12/2020 tarihli maluliyet raporunda, davacı …’in 18/07/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre kas iskelet sistemi tablo 1.7’ye göre %4+%2+%2+%2+%2+%5+%5 Balthazard formülüne göre % 20 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranını % 20 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin bildirilmiştir.
Somut olaya uygulanması gereken Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre geçici iş göremezlik ve sürekli iş gücü kaybı oluşup oluşmadığının varsa oranlarının tespiti ile bakıcı giderlerine ilişkin teknik değerlendirme yapılması amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’na sevki ile hazırlanan 30/06/2021 tarihli raporda, …’in 18.07.2015 tarihli trafik kazası sebebiyle, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve Listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 X(1Aa…15) A%19×2/3= 12.66+%5*= 17.66, E cetveline göre %15.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce 21/01/2021 tarihli celse 2 nolu ara kararı doğrultusunda, ATK kusur raporuna itirazları bulunduğundan kusur durumunun netleştirilmesi ve çekişmesiz hale getirilmesi için dosyanın mevcut durumu ile iddia, savunma ve toplanan deliller kapsamında değerlendirilebilmesi açısından konusunda uzman özel ve teknik bilgi sahibi Karayolları Trafik Fen Heyetine bilirkişiye tevdi ile hazırlanan, 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin alkollü olarak kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığından 2918 sayılı yasanın 48. Maddesi, 52-a,b maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107. Maddelerini ihlal ederek kazaya sebep olduğu, asli kusurların belirlendiği kusurlardan, Madde 84-d) Trafik Kazalarından Arkadan Çarpma kusurunu ihlal ederek asli kusurunu eşleyerek % 80 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in Yenibosna ayrım koluna geçmeyerek refüj başına yaklaşık 20 metre uzaklıktaki sürekli çizgeye yaklaştığı sırada geçmeye çalışarak, arkadan gelen araçları tehlikeye attığından dolayı anayolun sağ şeridinde meydana gelen kazada kusurlu olup, KTK’nın 46-c ve 67-c maddeleri uyarınca % 20 kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, 17/07/2015 tarihli trafik kazasındaki tarafların ihlal ettikleri kurallar tespit edilerek tarafların kusur durumlarının önceki aldırılan atk raporu ile karayolları fen heyeti raporları arasındaki çelişkiyi giderecek tarafların itirazlarını karşılayacak şekilde tespiti hakkında mahkememizin, tarafların ve BAM’ın denetimine açık ve hesaplamaları da gösterir biçimde somut uyuşmazlığın çözümüne yönelik karar vermeye elverişli açıklamalı rapor tanzimi açısından dosyanın üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile hazırlanan 11/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda, … plakalı aracın davalı sürücüsü …’in meydana gelen kazada %80 oranında kusurlu olduğu, davacı sürücü …’in meydana gelen kazada % 20 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; davacının geçici iş göremezlik zararının var ise hesabının yapılması ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3494 E.2021/4150 K. ve 2021/2626 E. 2021/3923 K. sayılı içtihatlarında belirtilen maluliyet rapor tarih dönemleri dikkate alınarak Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca atk raporu ile belirlenen maluliyet oranı yönünden Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 E. 2021/2953 K. Sayılı içtihatında belirtilen TRH 2010 yaşam tablosuna progresif rant yöntemi uygulanarak davalı tarafa yapılan ödemelere ilişkin ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı ve zararı karşılayıp karşılamadığı, ödemenin daha az olması halinde KTK’nun 111/2. Maddesi uyarınca ödemenin yetersiz olması ihtimalide dikkate alınarak davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının mahkememizce aldırılan kusur raporlarındaki oranlara göre alternatifli olarak hesaplanması hususlarında, HMK’nun 279/2. maddesine uygun olarak açıklamalı rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdii ile hazırlanan 01/09/2022 tarihli raporda, … için % 20 kusur nispetinde %15,2 maluliyet oranı ile net ücretten, TRH 2020 Ölüm Tablosu yaşam ümidi ve % 10 iskonto faizi ile hesaplanan gelir detayının, bilinen dönemde, kaza tarihideki net gelir dönemsellik ilkesi ile rapor tarihine getirildiğini, aktif dönemde, rapor tarihinde geçerli olan aylık net gelirin 10.603,96-TL, pasif dönemde rapor tarihinde geçerli olan net asgari ücretin 5.500,35-TL kullanıldığını, buna göre hesaplanan Destekten Yoksun Kalma Tazminat toplamı tutarının 141.157,09 TL olarak hesaplandığı, SGK tarafından başvuru sahibine yapılan toplam 3.052,50 TL geçici iş göremezlik ödemesi, hesaplanan geçici iş göremezlik tazminat tutarından tenzil edildiğinde, geçici iş göremezlik tutarı 1.313,98 TL, SGK Geçici İş Göremezlik Ödemesi*Kusur oranı 610,50 TL, fark tutarı 703,48 TL olduğu, buna göre 703,48 TL bakiye geçici iş göremezlik ve 139.843,11 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam tazminat tutarının 140.546,59 TL olarak hesaplandığı, dosya eklerinde kusura ilişkin itiraz olduğu görüldüğünden ve daha önce alınan kusur raporlarında % 80 davalı kusuru bulunduğundan % 80 davalı kusur oranı ile de hesaplana yapıldığı, buna göre geçici iş göremezlik tutarı 5.255,93 TL, bilinen dönem SS tutarı 31.164,11 TL, iskontolu aktif dönem 407.816,68 TL, iskontolu pasif dönem 120.391,66 TL olmak üzere toplam 564,628,38 TL olduğu, … için % 80 kusur nispetinde %15,2 maluliyet oranı ile net ücretten TRH 2010 Ölüm Tablosu yaşam ümidi ve % 10 iskonto faizi ile hesaplanan gelir detayının; bilinen dönemde, kaza tarihindeki net gelir dönemsellik ilkesi ile rapor tarihine getirildiği, aktif dönemde rapor tarihinde geçerli olan aylık net gelirin 10.603,96 TL, pasif dönemde rapor tarihinde geçerli olan net asgari ücretin 5.500,35 TL kullanıldığı, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminat toplam tutarının 564.628,38 TL olarak hesaplandığı, SGK tarafından başvuru sahibine yapılan toplam 3.052,50 TL tenzil edildiğinde geçici iş göremezlik tutarının 5.255,93 TL, SGK geçici iş göremezlik ödemesi *kusur oranının 610,50 TL, fark tutarın 4.645,43 TL olduğu, 4.645,43 TL bakiye geçici iş göremezlik ve 559.372,44 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam tazminat tutarının 564.017,88 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesindeki maddi tazminat taleplerini 05/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile 302.954,33 TL daha arttırmak suretiyle 307.954,33 TL olarak (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) ıslah etmiş, ıslah harcını da yatırmış, ıslah dilekçesinden bir suret davalı vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 15/06/2017 – 2017.E.37470 başvuru tarih ve sayılı 09/10/2017-K-2017/48232 karar tarih ve sayılı uyuşmazlık hakem heyeti dosyası celb edilmiş, dosya üzerinde yapılan incelemede, başvuru sahibinin iş bu dava davacısı …, sigorta kuruluşunun iş bu dava davalısı … Sigorta A.Ş. olduğu, 17/07/2015 tarihli trafik kazası nedeniyle …’in sürekli iş göremezliğine zararına ilişkin maddi tazminatın sigorta şirketinden tahsilinin talep edildiği, 179.061,99 TL’ye ilişkin tazminat talebinin kabulüne dair 09/10/2017 tarihli uyuşmazlık hakem heyeti kararının başvuran vekiline 07/11/2017, sigorta şirketi vekiline ise 10/11/2017 tarihlerinde ayrı ayrı tebliğ edildiği, 10 günlük yasal süre içinde itiraz yoluna başvurmaması nedeniyle hükmün 21/10/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Dava şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 114/1. maddesinin (i) bendinde:”Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” şeklinde ifade edilen kesin hüküm dava şartlarındandır. HMK’nın 115. maddesi gereğince mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
Kesin hükmü düzenleyen HMK’nın 303. Maddesinin 1. fıkrasında” Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından, eldeki davanın 17/01/2018 tarihinde açılmasından önce aynı kaza nedeniyle davacının davalı … şirketine karşı 15/06/2017 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğu, sürekli iş göremezliğine zararına ilişkin maddi tazminat talep ettiği, başvurunun kabulüne karar verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve yasal süre içinde itiraz yoluna başvurulmaması nedeniyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dava dosyası ile Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 15/06/2017 – 2017.E.37470 başvuru tarih ve sayılı 09/10/2017-K-2017/48232 karar tarih ve sayılı uyuşmazlık hakem heyeti kararına konu başvuruda davanın tarafları ile konusunun, dava sebebinin, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olduğu, dava dilekçesinde ki davacı taraf geçici, sürekli iş göremezlik zararı ile tedavi gideri talebinde bulunmuş ise de 05/01/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebinin tamamını sürekli iş göremezlik zararına ilişkin hale getirdiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6330 E.2021/9225 K. – 2021/3877 E. 2021/6162 K. ve Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/3549 E.2017/10824 K. Sayılı içtihatları da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının HMK’nın 114/1-(i). ve 115/2. maddeleri uyarınca kesin hüküm nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden reddine dair karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nun “işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlığını taşıyan 85. maddesi uyarınca; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Aynı yasanın 3. maddesi gereğince işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır. Somut olayda; trafik kazasına karışan … plakalı araç, davalı … Şirketi adına kayıtlı ise de, bu davalı ile diğer davalı … ve dava dışı … arasında 09.04.2015 tarihinde imzalanan “Uzun Dönem Oto Kiralama Sözleşmesi” hükümleri gereği, aracın 12 aylığına kiralanıp teslim edildiği, aracı kiralayan arasında yer alan …’in kazaya karışan araç sürücüsü olduğu görülmektedir. Davalı kiralayan şirket kira bedellerine ilişkin faturaların düzenlendiği, 5.000,00 TL’nin altında olması ve bu nedenle de yasal zorunluluk bulunmaması nedeniyle BA formu ile vergi dairesine bildirilmediği, faturaların sunulan defter kayıtlarında yer aldığı ve kiracı ile aracı kullanan kişinin de aynı olması dikkate alındığında işleten sıfatının kaza tarihinde … Ticaret Limited Şirketi’nden diğed avalı …’e geçtiği bu nedenlede bu şirketin işleten sıfatı ve zarardan sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılarak davacının davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Davacının davalı …’e karşı manevi tazminat talepli davası yönünden ise; zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca 22.06.1966 tarih ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’ nda manevi tazminat, bir ceza ya da gerçek anlamda bir tazminat olmayıp, zarara uğrayan kişinin manevi ıstırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araç olabileceğini belirtmiştir. Bu durumda TBK’nun 56. maddesi hükmü ve İçtihadı Birleştirme Kararı da nazara alınarak, olayın meydana geliş şekli, kaza ile itibar edilen maluliyete ve kusura ilişkin raporlar, kusur durumları, davacının kaza nedeni ile duyduğu elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının uğradığı manevi zarar nedeni ile, manevi tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmış olmakla davacının davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 60.000,00 TL miktarındaki manevi tazminatın 03/12/2018 tarihli manevi tazminata ilişkin açıklama dilekçesinde ayrıca bir faize ilişkin tarih bildirilmediğinden dava tarihi olan 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacının … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının HMK’nın 114/1-(i). ve 115/2. maddeleri uyarınca kesin hüküm nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,
2-Davacının davalı …Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
3-Davacının davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 60.000,00 TL miktarındaki manevi tazminatın dava tarihi olan 17/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davacının … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcınından, davacı taraftan yatırılan 35,90 peşin harç, 341,55 TL tamamlama harcı, 1.035,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.412,45 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 4.098,60 TL nispi karar ve ilam harcınından, (4) numaralı maddede mahsup sonucu bakiye kalan 1.232,55 TL harcın mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, bakiye 2.866,05 TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan ve (4) ile (5) numaralı maddelerde mahsup edilen 1.412,45 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.448,35 TL harcın davalı …’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.507,00 TL Adli Tıp Kurumu rapor ücretleri, 984,70 TL tebligat ve posta masrafları, 6.650,00 TL bilirkişi ücretleri, 114,00 TL fotokopi ücreti olmak üzere toplam 9.255,70 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesap edilen 1.388,36 TL’sinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … Şirketi tebliğat ve posta masrafı olarak sarf edilen toplam 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ismi geçen iş bu davalı verilmesine,
9-Davalılar … ve Doğa Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider/delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
11-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden red edilen maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 13/4. maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …, … Sigorta A.Ş. Ve … Limited Şirketi’ne verilmesine,
12-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 10/1-4. maddesi uyarınca belirlenen 9.600,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 10/4. maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
14-Davalı … Şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’nin 3/2 ve 10/3-4. maddesi uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Ticaret Limited Şirketi’ne verilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı … vekili ve davalı …Şti. vekilinin yüzlerine karşı, davalı …Ş vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/04/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanmıştır.*