Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/660 E. 2020/272 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/660 Esas
KARAR NO : 2020/272

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/07/2018
KARAR :RED
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketinin Yüksek Planlama Kurulunun 223 sayılı kararı ile …’a bağlı olarak hizmet veren elektrik enerjisinin dağıtım ve perakende satışından sorumlu olan bir anonim şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında… sözleşme numaralı Elektrik Satış Sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu buna göre davalı şirketin müvekkili şirketin serbest olmayan elektrik abonesi olduğunu, davalı borçlunun … adresinde makim ticarethanesinde elektrik kullandığını, ancak sözleşmedeki fesih taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle oluşan zararın tahsili amacıyla müvekkili şirket tarafından 16/06/2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müd. … E. Sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, başlatılan bu takibe davalının itiraz ettiğini, takibin durduğunu, müvekkili şirkete usulüne uygun olarak yapılan tüm başvurularda gerekli bağlantı anlaşmaları ve perakende satış sözleşmelerinin eksiksiz yapıldığını beyan ederek taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davranarak borcunu ödemeyip icra takibine haksız ve kötü niyetle itirazda bulunan davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamını, alacağın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA / Davalı asil cevap dilekçesinde ve özetle; 2014 yılında … adresindeki daireyi kiraladığını, bu kiralamayı mal sahibi olan amcasının oğlunun Yaşar Yaman’dan kiraladığını, kiralamanın ardından hemen elektrik kurumuna başvurduğunu, daha önce burada faaliyette bulunan kiracının 30.000,00-40.000,00 TL civarı borcu nedeniyle kendisine 30-40 gün zaman elektrik verilmediğini, herhangi bir indirim ve avantajdan da kendilerine söz edilmediğini, Davacı … kurumundan sağladığımız elektrik sözleşmesinin son faturalarını ödeyerek … Elektrik kurumuna geçiş yaptıklarını, bundan yine ortalama 1 yıl sonrasında kendisinin ödenmeyen faturası olduğunu iddia eden bir avukat tarafından arandığını, kendisinin böyle bir borcu olmadığını, kendisinin Bedaş ile böyle bir sözleşme yapmadığını beyan ederek açılan davanın reddini, Avrupa elektik firmasına davanın ihbarını, yargılama giderleri ve ileride tutacakları avukatın ücreti vekaletinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir: Davacı- alacaklı İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu aleyhine elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fesih tazminatı alacağı için ilamsız takip yapmıştır. Davalı- borçluya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlu ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur. Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır. Davalı genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş, sorumlu olmadığından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Dava; İcra ve İflas Kanunun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; davalı tarafın hakkındaki icra takibine vaki itirazlarının iptali, abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fesih tazminatı alacağının varlığı ve varsa miktarına ilişkindir.
4721 Sayılı TMK m. 6 ve m. 7 ile 6100 Sayılı HMK 187- 293. maddeleri ve İİK m.67 gereğince ispat hususuna, ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen elektrik satış sözleşmesi incelenmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E. sayılı takip dosyası incelenmiştir. Ayrıca faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Faturanın geçerliliği hukuken TTK ve vergi kanunlarınca değerlendirilmiş ve bunun sonucunda aşağıdaki hükme varılmıştır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır. 6100 Sayılı HMK m. 222 gereğince usule uygun tutulan ticari kayıt ve defterlerin sahibi lehine delil teşkil edeceği ilkesine dikkat edilmiştir. Bilirkişiler elektrik elektronik mühendisi … ve SMMM …’nun 14/02/2020 havale tarihli raporu incelenmiştir. Dava konusu faturanın, davacı kurumca davalı adına sözleşmenin erken feshi gerekçe gösterilerek sözleşme süresince tahakkuk ettirilen en yüksek fatura bedelinin 2′ (iki) katı tutarındaki ceza bedeli olarak tek taraflı olarak düzenlendiği, sözleşme tarihinin 06.05.2014 tedarik başlangıç tarihinin 01.07.2014 olup davalı tarafça sözleşme madde 9 kapsamında Temmuz 2014 – Temmuz 2016 tarihleri arasındaki dönemi kapsar şekilde davacı tedarikçi şirketten elektrik satın alınacağına ilişkin taahhüt verildiği, sözleşme m. 9 içeriğinde sözleşme bitiş tarihinden en az 90 gün öncesinden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmenin fesh edilebileceğinin kararlaştırıldığı, davalı tarafça taahhüt sonu olan Temmuz 2016 tarih öncesinde sözleşmenin feshine ilişkin davacı kuruma yapılmış müracaat bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan Abonenin Dönem Tahsilatları formu ve TL Bazında Tüketim Ekstre Kayıtlarında davacı kurumca davalı adına 2016/02 (Şubat) dönemine kadar fatura tahakkuk ettirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun davalı şirketin davacıya verdiği 01.07.2014 tedarik başlangıç tarihinden itibaren 2 yıl boyunca abone kalma taahhüdünün bozulduğu anlamı taşımaktadır. Ancak davalı tarafın cevap dilekçesinde sözleşmenin haklı feshe dayandığı ve davacı tarafından kendilerine hiç bir zaman sözleşmeye uygun olarak indirimli tarife uygulanmadan faturaların tahakkuk ettirildiği bu nedenle iddia edilen vakıaları kabul etmedikleri ve sözleşmeye davacı tarafın riayet etmeyerek davalıya indirimli elektrik kullandırılmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki; davalı adına tahakkuk ettirilen dönem faturalarında davacı kurumca taahhüt edilen 3 zamanlı ticarethane tarifesi üzerinden %3 indirimin davalıya sağlanmadığı teknik değerlendirme ile anlaşılmıştır. Dava konusu edilen faturanın sözleşme cayma bedeli olduğu, fatura her ne kadar sözleşme m. 9 hükmüne uygun tahakkuk ettirilmiş ise de, davacı tedarikçi şirketçe davalı adına tahakkuk ettirilen faturalara indirim uygulanmamasının da sözleşme m. 5 şartlarına aykırılık arz ettiği, bu durumda davalının davacı şirket portföyünde kalmasının kendisine menfaat sağlamayacağı, takibe konu faturanın dahi indirimsiz bedel üzerinden hesap edildiği anlaşılmakla davalının itirazda haklı olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı, sözleşme şartlarına davacının indirim uygulamayarak kendisinin uymadığı ve bu durumda davalı feshinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacı davalı ile aralarındaki sözleşemeye aykırı olarak gereken indirimi sağlamadığından sözleşmenin feshine davacının neden olduğu ve bu durum karşısında davalının davacı portföyünde kalmasının dürüstlük kuralları çerçevesinde beklenemeyeceği sonuç olarak davacının fesih tazminatına hak kazanmadığına kanaat getirilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 54,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 147,17 TL harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına ve bakiye 92,77 TL harcın karar kesinleştiğinde, talep halinde davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına, İş bu dava nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacı taraf iadesine, artan davalı delil avansının talebi ile karar kesinleşince iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı/sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır