Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/627 E. 2019/625 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/627 Esas
KARAR NO: 2019/625

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/06/2018
KARAR TARİHİ: 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM:Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkili ile davalı borçlu … ( … Otel) arasında 16/01/2013 tanzim tarihli ve 2 yıl süreli …Sistemi Kullanım Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilin üzerine düşen edimleri ve hizmetleri yerine getirdiğini, davalı borçlunun sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği gibi gibi müvekkil şirket tarafından takip mesnedi 6 adet faturanın keşie edilerek muhataba teslim edildiği halde bunların davalı borçlu tarafından ödenmediğini, davalı borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı borçlunun takip konusu tüm borca, faiz ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, taraflardan herhangi biri tarafından sözleşmede yazılı olan fesih bildirim sürelerine uyarak bir fesih bildiriminde bulunmadığı için taraflar arasındaki sözleşme sona ermiş sayılamayacağını ve hukuki ve ticari geçerliliği sürdürdüğünü ifade ederek itizarın iptaline ve alacağın tahisli ile takibin devamına, haksız ve menetsiz itiraz sebebiyle % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına ve muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; dava ve icra takibine konu alacağın mevcut olmadığını ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, davanın imza sahibi olan kişiye ve doğru şirkete açılması gerektiğini, müvekkili aleyhine yapılan takip ile ilgili borca itirazlarını sunduklarını ancak imza karşılaştırmasında da imzanın müvekkiline ait olmadığnıın tespit edildiğini, takibe konu yapılan sözleşmede imzanın müvekkilinin yetkili temsilcisi olduğu şirkete ait olmadığını, müvekilinin daha önce atmış olduğu imzaların ve yine mahkeme huzurunda oturarak ve ayakta atacağı imzaların bilirkişi marifetiyle tetkikinden de takip konusu yapılan sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE:Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 1.287,43-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalı tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının icra takibine dayanak sözleşme ve açık hesaba konu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, dava konusu sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, 16/01/2013 tarihli sözleşme aslı ve … Noterliği’ nin 23/01/2012 tarih ve …yevmiye numaralı imza beyannamesi fotokopisi mahkememiz kasasına alınmıştır.
01/04/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda; ticari deftelerin ve belgelerin incelemesi sonucunda incelemede hazır bulunan davacının ticari defter kayıtlarına göre 05/10/2015 tarihli, … numaralı ve 109,50-TL tutarlı fatarının bedelinin davalı borçlu tarafından önceden ödendiği bu nedenle takibe konu yapılmasının doğru olmadığı, dava konusu diğer faturalarının gerekli hukuki şartların sağlanması durumunda takibe konu yapılabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 16/01/2019 tarihli sözleşmenin akdedildiği, her ne kadar davalı tarafça sözleşme altındaki imza inkar edilmiş ise de, davalının sözleşme kapsamında tanzim edilen bir kısım faturaları kabul edip ödediği, davalının sözleşme altındaki imza kendisine ait olmasa dahi sözleşme ilişkisini kabul edip, davacı tarafla ticari ilişki yürüttüğü, nitekim taraflar arasındaki hesap hareketlerinin 10/02/2013 tarihinde sözleşmenin akdedildiği tarihten hemen sonra başladığı, buna göre davalının sözleşme yetkisiz temsilci tarafından imzalanmış olsa dahi, hukuki işleme sonradan icazet vermek suretiyle, geçerliliği askıdaki sözleşmeyi geçerli hale getirdiği, nitekim davalı yanında icra takibine itiraz dilekçesinde sözleşme ilişkisini inkar etmediği gibi, sözleşme altındaki imzayı da inkar etmediği, sadece takibe dayanak faturalara itiraz ettiği, davalı tarafça icra takibine itiraz dilekçesinde sözleşme ilişkisinin 2015 yılında sonlandırıldığı bildirilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde sözleşme süresinin iki yıl olduğunun, sürenin bitiminden 90 gün önce yazılı fesih bildiriminde bulunulmaması halinde sözleşme süresinin iki yıl daha uzayacağının kararlaştırıldığı, dosyada sözleşmenin 16/01/2015 tarihinden 90 gün öncesinde feshedildiğine dair delil bulunmadığı, davalının bu yönde delil sunmadığı, buna göre sözleşmenin süresinin 16/01/2017 tarihine kadar uzadığı, davacı tarafça tanzim edilen tüm komisyon faturalarının sözleşme süresi içerisinde olduğu, davalı yanın usulüne uygun meşruhatlı tebligata rağmen defterlerini ibraz etmediği gibi yerinde inceleme de talep etmediği, davalının sözleşme kapsamında en son 10/10/2015 tarihli 109,50-TL lik ödeme yaptığı, buna göre davacının 19,50-TL lik ödemenin mahsubu ile takip tarihinde davalıdan 1.006,42-TL alacaklı olduğu, takipte4n önce temerrüde düşürülmeyen davalıdan işlemiş faiz talep edemeyeceği hususlkarı mahkememizce sabit görülmüş ve davanın kısmen kabulü ileİstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibine davalı tarafça yapılan itirazın 1.006,42-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu tutara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren hüküm altına alınan alacak miktarının % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün …esas sayılı takibine yaptığı itirazın 1006,42-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 1006,42-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davalının alacağın %20 si oranında 201,28-TL inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 68,74-TL nispi karar ve ilam harcından 35,90-TL peşin harç mahsubu ile bakiye 32,84-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça 35,90-TL yatırılan peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.006,42-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 281,01-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 836,85-TL posta, tebligat, bilirkişi gideri toplamı 872,75-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 680,74-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır