Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/620 E. 2022/730 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/37 Esas
KARAR NO : 2022/840

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ :12/05/2011
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalının içinde yer aldığı … A.Ş.bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracat ve sair tüm iş ve işlemleriyle ilgili her türlü gümrük müşavirliği hizmetleri 1985 yılından 31/05/2010 tarihine kadar davacı şirket tarafından sürdürüldüğü, davacı şirketin kuruluş nedeni bile sadece … A.Ş.’nin şirketlerine ait gümrükleme hizmetlerinin yerine getirilmesi amacıyla kurulmuştur. Kuruluşundan sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar da tüm Türkiye gümrüklerinde bulunan işler çok yoğun olarak da yerine getirildiği, en son 01/01/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı şirketin de içinde bulunduğu holding bünyesindeki tüm şirketler adına vekaletnameler çıkarılarak davacı şirkete teslim edildiği, işler yürütülmesi aşamasında iken 31/05/2010 tarihinde davacı şirkete sözleşmenin feshedildiği bildirilerek iş verilmemiş, davacı şirketin her türlü zarar ve mağduriyetinin karşılanacağı söylenerek bir takım süreler verildiği, her defasında yeni süreler verilerek davacı şirketin oyalandığı, davacı şirketin bünyesinde çalıştırdığı ve yetiştirdiği 6 adet elemanı da davalı şirket yetkilileri tarafından hukuka ve ahlaka aykırı bir şekilde transfer edildiği ve 01/06/2010 tarihinden itibaren davalı yanında çalıştırılmaya başlandığı, Başbakanlık Gümrük Müşavirliği Genel Müdürlüğü’nün 2010/4 sayılı genelge nedeniyle düzenlenen 2010 yılı mart, nisan ve mayıs aylarına ilişkin toplam 226.309,84 TL tutarındaki toplam 8 adet fark faturaları davalı tarafından davacı şirkete ödenmediği, önceki dönemden 2010 yılına önceki dönemden 2010 yılına devredilenler de dahil olmak üzere 31/05/2010 tarihi itibariyle 116.294,02 TL alacağın bulunduğu, bu nedenlerle, 01/01/2010-31/05/2010 döneminde davacı tarafından sehven asgari ücret tarifesinin altında tutarda düzenlenen faturalar için 226.309,80 TL ücret farkı alacağın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak işlemiş ve işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek banka reeskont faiz oranı üzerinden faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kalan 7 aylık sürede kazanç kaybından doğan alacağın fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL kısmının sözleşmenin feshi tarihinden itibaren hesaplanacak işlemiş ve işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek banka reeskont faiz oranı üzerinden faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının da içinde yer aldığı … A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracak ve sair tüm işlemleriyle ilgili her türlü gümrük müşavirliği hizmetlerinin 1985 yılından 31/05/2010 tarihine kadar müvekkili şirket tarafından sürdürüldüğünü, 1985 yılında kurulan müvekkili şirketin … A.Ş.’nin ithalat, ihracat ve sair işlemlerini yoğunlukla yapmış olduğunu, müvekkili şirketin adeta … A.Ş. bünyesinde bir şirket gibi faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalının da içinde yer aldığı … A.Ş’ye bağlı tüm şirketlerin çok yoğun ve süreklilik arz eden işlerini/hizmetlerini karşılayabilmek ve temim edebilmek amacıyla müvekkili şirketin her türlü yatırımlarını, yapılanmalarını, istihdam durumunu, nitelikli eleman sayısını ve tüm amaçlarını buna göre oluşturduğunu ve başkaca şirketlerin her türlü teklif ve taleplerini geri çevirdiğini, başkaca müşteri kazanma amacı taşımadığını/taşıyamadığını, müvekkili ile davalı (ve …’e bağlı diğer şirketler) arasında bir bağlılık ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin tacirler arası bir hizmet ve hizmet alım sözleşmesi niteliğinde olduğunu, davalı ile müvekkili arasında son olarak 01/01/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar geçerli sözleşme yapıldığını, davalı tarafın sözleşmeyi 31/05/2010 tarihinde sebepsiz ve tek taraflı olarak feshettiğini, böylece 31/05/2010-31/12/2010 tarihleri arasında 7 aylık süre ile ilgili olarak müvekkili yönünden yoksun kalınan kazanç ve tüm zararları için davalıdan tazminat isteme hakkı doğduğunu, … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında talep ettikleri alacak kalemleri yönünden açtıkları davanın 1086 sayılı HUMK.’nun yürürlükte bulunduğu dönemde kısmi dava olarak açıldığını, Yargıtay bozmasından sonra davanın ıslahının mümkün olmaması sebebiyle … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile birleştirme talepli olarak işbu ek davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek, öncelikle işbu davanın … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, ayrıca sözleşmenin uygun olmayan zamanda ve süresinden önce haksız feshi nedeniyle 31/05/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar 7 aylık süreye ilişkin müvekkilinin kazanç kaybından doğan 192.709,00-TL. tazminat alacağının sözleşmenin feshedidiği 31/05/2010 tarihinden itibaren avans faizleriyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davalı şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığı gibi hizmet ilişkisine dayalı bir çalışmanın olmadığı, davalı şirketin gümrükte yapılması gereken bir işi söz konusu olduğunda, vekaletnamelere dayalı olarak yapmış olduğu gümrük işlemleri olduğu, davacı her bir gümrük işlemi için düzenlemiş olduğu fatura bedellerini tahsil ettiği, bu nedenle davacıya hiçbir borcu bulunmadığı, davacının … bünyesinde bir şirket gibi alınır olmasının davalı şirketle ilgisin olmadığı, davalı davacıya noterden vekaletname verdiği, bunun dışında bir sözleşme yapmadığı, davacının sanki bir hizmet sözleşmesi varmış gibi kabul ederek 7 aylık kazanç kaybından söz etmesi hukuken kabul edilemeyeceği, davacının 2010 yılında asgari ücret tarifesinin altında fatura kestiğine ilişkin iddiası da davalı açısından hukuki dayanağı olmadığı, davacının ocak ve şubat aylarında tarifeden kesmiş olduğunun kabul edilemeyeceği, davacının sehven tarifenin altında ücret kestiği de gerçeği yansıtmadığı, zira tarifede anlaşma hallerinden de bahsedilmediği, tarifeye uymak davalıyı ilgilendiren bir husus olduğu, davacı BK 101 maddesine göre temerrüt ihtarı yok iken faiz başlangıcı olarak 31/05/2010 tarihinden itibaren faiz istemesi de hukuken mümkün olmadığı, bu nedenlerle davacının 21.140,71 TL’lik alacak talebini davanın esasına girmeden ve ilk duruşmadan önce kabul ettikleri, bunun dışında davacının her hangi bir alacağı olmadığından 21.140,71 TL dışında kalan alacak taleplerinin reddini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davacı şirketin davalı … Holding A.Ş.bünyesindeki, ….’ye ithalat, ihracat ve sair tüm işlemlerle ilgili yıllık olarak vekaletname çıkartılarak, bu vekaletnameye dayalı verilen gümrük müşavirliği hizmetinden kaynaklanan taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin sonlandırıldığı, 31/05/2010 tarihine kadar devam eden hizmetlerden ötürü cari hesaptan kaynaklanan alacak olarak 116.294,02 TL, hizmet verilen dönemde sehven asgari ücret tarifesinin altında hizmetin ücretlendirildiği iddiasıyla 01/01/2010-31/05/2010 tarihleri arası için 5 aylık döneme ait hizmet bedeli yönünden Başbakanlık Gümrük Müşavirliği Genel Müdürlüğü’nün 2/01/2010 günlü genelgesi ile, Gümrük Müşavirliği hizmetlerinde ödenmesi gereken asgari ücretlerin belirlenmiş ve faturaların bu ücretlerin esas alınarak kesilmesi gerektiği belirtilerek, bu genelge doğrultusunda kesilen 2010 yılı Ocak, Şubat aylarına ilişkin müşavirlik ücreti farkları fatura edildiği ve bu ayların müşavirlik ücret farkların ödendiği halde 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait 226.309,84 TL tutarındaki toplam 8 adet fark faturasına itiraz edilerek, davalı tarafından iade edildiği, bu iadenin haksız olduğu belirtilerek, davacıya verilen Mart, Nisan ve Mayıs ayları müşavirlik hizmetlerinden kaynaklanan asgari müşavirlik ücret tarifesi farkının ve sözleşmenin 1 yıllık yapıldığı halde, 31/05/2010 tarihinde, süresinden 7 ay önce fesih edilmesi nedeniyle sözleşmenin süresinden önce feshinin haksız olduğu iddiasıyla şimdilik 10.000,00 TL haksız ve erken fesih tazminatının davalıdan tahsili için açılan alacak ve tazminat davasıdır.
Birleşen Dava; taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesinin davalı tarafından tek taraflı olarak, uygun olmayan zamanda ve süresinden önce haksız feshi iddiasına dayalı olarak İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/37 E. sayılı dosyası ile birleştirme talepli olarak açılmış tazminat davasıdır.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından tanzim edilen 18/07/2012 tarihli raporda, tarafların kanuni defter kayıtları arasındaki fark ocak, şubat aylarına ait fark faturası olarak düzenlenen beş adette 122.294,02 TL ile sınırlı olduğu, dava dilekçesinde bu tutarın davalı yan tarafından kabul edilerek ödendiği belirtilmekte ise de, bu tutarın davalı kayıtlarında bulunmadığı ve ödemenin de söz konusu olmadığı, dava dosyasına 10/05/2012 tarihinde konan davalı dilekçesi ve ekleri dikkate alındığında söz konusu faturaların 11/06/2010 tarihinde davacıya iade edilmiş olduğu, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait fark faturaları olarak belirtilen 8 adette toplam KDV dahil 226.309,84 TL tutarındaki faturaların davacının defterlerinde de kayıtlı olmadığı, buna göre cari hesap bakiyesinin 205.969,72 TL olarak görüldüğü, Mart, Nisan ve Mayıs 2010 dönemine ilişkin 75 adet fatura kıymetinin 2010/4 sayılı Gümrük Genelgesi dikkate alındığında toplamda asgari ücret bakımından eksik olmadığı, ancak faturalar tek tek dikkate alındığında 27 faturanın asgari ücretin altında düzenlendiği ve bu faturalara isabet eden eksikliğin iddia edildiği gibi KDV hariç 191.781,00 TL (KDV dahil 226.301,58 TL) değil KDV hariç 3.011,00 TL olduğu, bununla birlikte 48 adet faturanın asgari ücret üzerinden düzenlenmiş olduğu, fazla düzenlenen tutarın KDV hariç 8.384,00 TL olduğu, fark faturaların hesaplamasının ne şekilde yapıldığına ilişkin bir bilgiye dosya kapsamında rastlanmadığı, mart, nisan ve mayıs 2010 dönemine ilişkin 75 adet faturanın ihracat işlemlerine ilişkin olduğu halde asgari ücretin ithalat işlemi gibi değerlendirilerek hesaplanmış olduğunun tahmin edildiği, asgari ücret uygulamasının hizmet veren gümrük müşavirleri bakımından bağlayıcılığının bulunduğu, sözleşme yaparken bunun esas alınması gerektiği ve aksi durumda kendileri için gümrük mevzuatı hükümlerine göre yaptırım öngörüldüğü, asgari ücret uygulaması ile ilgili olarak davalının davacı tarafından bilgilendirildiğine ve asgari ücret altında iş yapılamayacağına dair bildirimde bulunduğuna dair herhangi bir bilginin dosyada yer almadığı, asgari ücret ile ilgili durumun iş akdinin feshedilmesi üzerine ve 6 ay sonra tek taraflı olarak davalı tarafın kabulü olmadan gündeme getirilmiş olduğu, fark faturaların, hem asgari ücret hesaplamasındaki yanlışlık, hem de sözleşmeye dayanmayan bir bedel olması itibariyle hukuki olmadığı rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu, Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından tanzim edilen 22/10/2012 tarihli ek raporda, davacı tarafından düzenlenen fark faturalarının hukuki dayanağının bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin 31/05/2010 dava tarihi itibariyle 211.969,72 TL olup bu tutarın bilahare dava dışı …Tic. A.Ş.’ne devredildiği, devredilen tutarın fiilen ödenmiş olup olmadığının belirlenmesinin bilirkişiye verilen görevin sınırlarını aştığını, talep edilen kazanç kaybı tazminatının 202.709,94 TL olarak hesaplanmış olmasına rağmen dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı tazminatının 10.000,00 TL ile sınırlı olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu, Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından tanzim edilen 29/04/2013 tarihli ek raporda, davacının cari hesap alacağı ile asgari tarifenin altında faturaları için fark fatura talebi hakkında, kök rapor ve birinci ek raporda belirtilen görüşlerde bir değişiklik olmadığı, davacının talep etmiş olduğu kazanç kaybının ise 38.760,00 TL olarak hesaplanmış olmasına rağmen dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı tazminatının 10.000,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememiz tarafından tarafların delil listesinde gösterdikleri tüm deliller celp ile incelenmiş, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği, gümrük müşavirliği sözleşmesinden kaynaklanan alacak bulunup bulunmadığı, varsa miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yapılarak bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Mahkememiz tarafından dosya kendilerine tevdi edilen bilirkişiler …, … ve … tarafından tanzim edilen 18/07/2012 tarihli raporda, davacı yanın 2009-2010 yılı ticari defter ve kayıtlarının TTK 66 ve devamı maddeleri ile Vergi Usul Kanunu’nun 182,220,221 maddeleri gereğince usulüne uygun olarak açılış tasdikleri yapıldığı halde, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, bu nedenle davacı lehine kesin delil niteliği taşımadığı, davalı defterlerinin ise usulüne uygun olarak kapanış tasdiklerinin yapıldığı ve TTK’nun 85.maddesi gereğince sahibi davalı lehine delil kudretine haiz olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından yukarıda etraflıca incelenen raporda, “Tarafların kanuni defter kayıtları arasındaki fark ocak, şubat aylarına ait fark faturası olarak düzenlenen beş adette 122.294,02 TL ile sınırlı olduğu, dava dilekçesinde bu tutarın davalı yan tarafından kabul edilerek ödendiği belirtilmekte ise de, bu tutarın davalı kayıtlarında bulunmadığı ve ödemenin de söz konusu olmadığı, dava dosyasına 10/05/2012 tarihinde konan davalı dilekçesi ve ekleri dikkate alındığında söz konusu faturaların 11/06/2010 tarihinde davacıya iade edilmiş olduğu,”, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait Gümrük Müşavirliğı hizmeti fark faturaları olarak belirtilen 8 adette toplam KDV dahil 226.309,84 TL tutarındaki faturaların ” Davacının defterlerinde de kayıtlı olmadığı, buna göre cari hesap bakiyesinin 205.969,72 TL olarak görüldüğü, Mart, Nisan ve Mayıs 2010 dönemine ilişkin 75 adet fatura kıymetinin … sayılı Gümrük Genelgesi dikkate alındığında toplamda asgari ücret bakımından eksik olmadığı, ancak faturalar tek tek dikkate alındığında 27 faturanın asgari ücretin altında düzenlendiği ve bu faturalara isabet eden eksikliğin iddia edildiği gibi KDV hariç 191.781,00 TL (KDV dahil 226.301,58 TL) değil KDV hariç 3.011,00 TL olduğu, bununla birlikte 48 adet faturanın asgari ücret üzerinden düzenlenmiş olduğu, fazla düzenlenen tutarın KDV hariç 8.384,00 TL olduğu, fark faturaların hesaplamasının ne şekilde yapıldığına ilişkin bir bilgiye dosya kapsamında rastlanmadığı, mart, nisan ve mayıs 2010 dönemine ilişkin 75 adet faturanın ihracat işlemlerine ilişkin olduğu halde asgari ücretin ithalat işlemi gibi değerlendirilerek hesaplanmış olduğunun tahmin edildiği, asgari ücret uygulamasının hizmet veren gümrük müşavirleri bakımından bağlayıcılığının bulunduğu, sözleşme yaparken bunun esas alınması gerektiği ve aksi durumda kendileri için gümrük mevzuatı hükümlerine göre yaptırım öngörüldüğü, asgari ücret uygulaması ile ilgili olarak davalının davacı tarafından bilgilendirildiğine ve asgari ücret altında iş yapılamayacağına dair bildirimde bulunduğuna dair herhangi bir bilginin dosyada yer almadığı, asgari ücret ile ilgili durumun iş akdinin feshedilmesi üzerine ve 6 ay sonra tek taraflı olarak davalı tarafın kabulü olmadan gündeme getirilmiş olduğu, fark faturaların, hem asgari ücret hesaplamasındaki yanlışlık, hem de sözleşmeye dayanmayan bir bedel olması itibariyle hukuki olmadığı” rapor edilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından tanzim edilen 22/10/2012 tarihli ek raporda, davacı tarafından düzenlenen fark faturalarının hukuki dayanağının bulunmadığı, taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin 31/05/2010 dava tarihi itibariyle 211.969,72 TL olup bu tutarın bilahare dava dışı … Tic. A.Ş.’ne devredildiği, devredilen tutarın fiilen ödenmiş olup olmadığının belirlenmesinin bilirkişiye verilen görevin sınırlarını aştığını, talep edilen kazanç kaybı tazminatının 202.709,94 TL olarak hesaplanmış olmasına rağmen dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı tazminatının 10.000,00 TL ile sınırlı olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve …tarafından tanzim edilen 29/04/2013 tarihli ek raporda, davacının cari hesap alacağı ile asgari tarifenin altında faturaları için fark fatura talebi hakkında, kök rapor ve birinci ek raporda belirtilen görüşlerde bir değişiklik olmadığı, davacının talep etmiş olduğu kazanç kaybının ise 38.760,00 TL olarak hesaplanmış olmasına rağmen dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı tazminatının 10.000,00 TL olduğu rapor edilmiştir.
Mahkememiz tarafından yapılan inceleme ve değerlendirmede, raporların başlangıçtan itibaren tutarlı ve taraf beyan ve itirazlarını karşılar nitelikte olup, ayrıntılı olarak tenim edildiği belirlenmiştir.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sonucunda, mahkememize davacı şirket ile davalı şirket arasındaki gümrük müşavirliği hizmetleri konusunda yapılmış bulunan yazılı bir sözleşmenin varlığı iddia ve ispat edilmiş değildir. Taraflar arasındaki ilişki, davacı şirket ve elemanlarına davalı tarafından verilmiş bulunan 1 yıl süreli vekaletnamelerle devam ettirmekte olduğu anlaşılmaktadır. Alınan bilirkişi raporları ile davacı defterlerinin usulüne uygun olmadığı, davalı ….defterlerinin ise usulüne uygun olarak tanzim ve tasdik edildiği ve davalı lehine kesin delil niteliğini taşıdığı belirlenmiştir. Davacı kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 328.263,74 TL alacaklı gözükmekte olup, taraf ticari defter ve kayıtları arasındaki fark taraflar arasındaki sözleşme fesih edildikten sonra 31/05/2010 tarihinde tanzim edilen Ocak ve Şubat 2010 Müşavirlik Hizmetleri farkına ilişkin 5 adet fatura karşılığı toplam 122.294,02 TL olduğu, davacının bu fatura bedellerini tahsil ettiğini iddia etmesine rağmen bilirkişi kurulunca bu faturaların davacı yana, davalı tarafından 11/06/2010 tarihinde, dosyaya sunulan mektup örneğine göre iade edildiği belirlenmiştir. Bu miktar davacı cari hesap alacağından düşüldükten sonra davacının davalıdan 205.969,72 TL alacaklı gözüktüğü, davalı kayıtlarına göre ise davacıya 211.969,72 TL borçlu olup, davalı kayıtlarında davalının yapmış olduğu 6.000,00 TL’lik ödeme makbuzunun yer almadığı, iş bu makbuzda bahsi geçen 6.000,00 TL düşüldüğünde taraf kayıtlarına göre cari hesap ilişkisi nedeniyle davacının davalıdan 205.969,72 TL olduğu belirlenmiştir. Davalı şirket kendi kayıtlarında davalıya borçlu olarak gözüken 211.969,72 TL’yi davacının onayı ve muvafakatını almaksızın, bir başka … kuruluşu olan … A.Ş.’ye 01/07/2010 tarihli Virman Dekontu başlıklı belge ile, virman yoluyla borcu kayıtlarında sıfırladığı, cari hesap borcunu nakden ödemediği bilirkişi kurulunca tespit edilmiş olup, bilirkişi kurulu bu devrin alacaklı tarafından kabul edilmemesi halinde bu tutarın cari hesap bakiyesi olarak kabulü gerektiğini tespit etmiştir. Davacının 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs ayları için yine sözleşmenin fesih tarihinden sonra 10/06/2010 tarihinde 8 adet toplam 226.309,84 TL’lik fark faturası kestiği, bu faturaların incelenmesinde, üzerlerine iki paralel çizgi çekilerek, üzerlerine iptal yazısının yazıldığı, davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalıya sunulup sunulmadığının tespit edilemediği, ancak davalı defterlerinde de bu faturaların kayıtlı olmadığı, böylece iş bu fark faturalarının iptal edilmiş olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce; alınan bilirkişi raporları ile davacının Gümrük Müşavirliği Ücret Tarifesi altında hizmet faturası kestiğinden bahisle, davacının Ocak-Mayıs 2010 dönemi için talep ettiği fiyat farkının yukarıda izah edilen bilirkişi kurulu raporlarında belirlendiği gibi, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkiye dayalı olarak bu farkın varlığı davacı tarafından iddia ve ispat edilemdiği gibi, bilirkişi tarafından yapılan işlerin asgari ücret tarifesi hükümleri uygulansa dahi davacı defterlerine kayıtlı 122.294,02 TL’lik Ocak-Şubat 2010 dönemine ait hizmetin asgari ücret tarifesine göre 3.011,00 TL fark oluşturabildiğini, ancak gerek bu fark gerekse Mart, Nisan Mayıs 2010 aylarına ait taleplerin Başbakanlık Gümrük Müşavirliği Genel Müdürlüğü’nün 22/01/2010 gün ve 2010/4 sayılı genelgesi ile Gümrük Müşavirliği hizmetlerinde ödenmesi gereken asgari ücretlerin tespitinden 6 ay sonra taraflar arasındaki vekalet ilişkisine bağlı gümrük hizmeti verilmesine son verilmesinden sonra gündeme getirilmesinin, hizmet verilirken davacının davalı yana iş bu tarifeden bahsederek, hizmetin verilmesinde uygulanacak ücret yönünden mutabakat sağlamaksızın, sehven gerekçesi ile fark faturası kesmesinin sözleşmesel ilişkiye uygun değildir. Kaldı ki, Medeni Kanunu’nun 2.maddesi gereğince objektif iyi niyet kurallarına uygun olmadığı, davacının daha önce vekaletname kullanılmak suretiyle verdiği her hizmet için fatura tahakkuk ettirilerek, hizmetin bedelini belirleyerek faturalandırdığı, bu hizmetler için fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutmadığı mahkememizce belirlenmiştir. Hiçbir hukuk sistemi iyi niyet kurallarına aykırı talepleri korumaz.
Mahkememiz tarafından dosyadaki talep ve alınan raporlara göre, davacının taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilmesinden;
a)Davacının cari hesap alacağı yönünden yaptığı talebin taraf defter ve kayıtları ile davacı, davalıdan 31/05/2010 tarihi itibariyle 211.969,72 TL alacaklı olduğu belirlenmiş olup, bu alacağın 01/07/2010 tarihli virman işlemi ile davalı tarafından tek yanlı olarak … bünyesindeki … A.Ş.’ye virman işlemi davalı tarafından tek yanlı yapılmış olup, davalının iş bu işlemine davacının muvafakat ve onayı davalı tarafından ispat edilemediğinden, davacının davalıdan cari hesap alacağı olarak, daha önce verilen hizmet karşılığında, 211.969,72 TL alacaklı olduğu, bu alacaktan davacı ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı ödeme dekontuna bağlı düşülmesi gerektiği buna göre davacının cari hesap nedeniyle davalıdan 205.969,72 TL alacaklı olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
b)Davacının asgari ücret tarifesi farkına dayalı talebinin, gerek faturaların iptal edilmiş ve davacı defter ve kayıtlarında yer almaması gerekse taraflar arasında ticari defter ve kayıtlara işlenmiş gümrük hizmetleri için, verilen hizmet bedeli faturalandırılarak, taraf defter ve kayıtlarına işlenmiş bulunması, taraflar arasında kesinleşmiş bulunan hizmet bedellerinin üstünde, müşavirlik hizmeti talebine dayanak teşkil edecek bir sözleşmenin varlığı ispat edilememesi nedeniyle fiyat farkına ilişkin taleplerin rapor ve Medeni Kanununun 2.maddesi dikkate alınarak, reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
c)Davacı tarafından davalı ile 01/01/2010-31/12/2010 tarihleri arası dönem için müşavirlik hizmet sözleşmesi yapıldığı halde, sözleşmenin davalı tarafından 7 ay öncesinde haksız olarak fesih edildiği belirtilerek, kazanç kaybından doğan tazminat talep edilmiş ise de, mahkememizce dosya kapsamında bulunan vekaletnamelerden taraflar arasında sürekli devam eden hizmet sözleşmesi niteliğinde bir ilişkinin varlığını gösterecek, somut unsurlarının varlığı, davacı tarafından ispat edilemediği, taraflar arasındaki ilişkinin yıllık olarak yenilenen vekaletnamelere dayalı hizmetin verildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 386 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan vekalet ilişkisi niteliğinde olduğu, vekalete dayanan hizmet nedeniyle, verilen her hizmet sonrasında davacının fatura kesmek suretiyle, vekalete dayalı gümrük hizmet bedellerinin belirlenerek tahsil edildiği, vekalet ilişkisi gereği, davalının Mayıs 2010 tarihinden itibaren davacının davalıdan hizmet almamaya başlamasının vekalet ilişkisini sonlandırma niteliğinde olduğu, vekaletnamenin 31/12/2010 tarihine kadar geçerli olmasının sözleşmenin niteliğini ve mutlaka 31/12/2010 tarihinde kadar hizmet alınması taahhüt ve zorunluluğunu doğurmaz. Vekalet sözleşmesinde davalı taraf sözleşme ilişkisini istediği zaman sona erdirebilir. Ancak bilirkişi kurulu 22/10/2012 günlü ek raporunda, yasada sürekli ve belirsiz vekalet sözleşmelerinde fesih ihbar süresinin ön görülmediğinin altını çizdikten sonra kıyasen mahkemenin takdirinde olmak üzere, taraflar arasındaki ilişkinin süresi ve mahiyeti dikkate alınarak, 3 aylık fesih ihbar süresinin uygun olacağı, 31/10/2010 tarihinden önceki 3 yıl olan 2007-2008-2009 yıllarına ait hasılat tutarları ile bilanço karları dikkate alındığında, davacının yıllık kazanç kaybının 810.831,73 TL olup, 3 aylık süre için 202.709,94 TL kazanç kaybı hesaplandığını rapor etmiş, daha sonra yapılan itirazlar sonucu alınan 29/04/2013 günlü 2.ek raporda 2007-2008-2009 yılı ve 2010 yılının son 5 ayı dikkate alınmak suretiyle, davacının brüt, aylık kazancının 12.920,00 TL olup, 3 aylık kazancının 38.760,00 TL olduğunu, davacının dosyaya sunmuş olduğu işlem bilgilerine göre ve özellikle … bünyesindeki tüm şirketlere verilen hizmet kayıtları esas alınarak hesaplama yapıldığı mahkememizce belirlenmiştir.
Mahkememizce davacının, davalı ile sürekli yenilenen 1 yıl süreli hizmet sözleşmesi yapıldığı belirtilerek, sözleşmenin süresinden önce haksız olarak fesih sebebine dayalı olarak, kalan süre için yoksun kalınan kazanç kaybı talep edilmektedir. Bilirkişi kurulunun isabetle belirlediği gibi vekalet sözleşmeleri niteliği itibariyle taraflarca her zaman sona erdirilebilen sözleşmelerdir. Vekil ancak bir işe (davaya) başladıktan sonra, hizmet vermesini elinde olmayan sebeplerle (azil vb.) son verilmesi halinde, müvekkinin ücreti vekalet sözleşmesinin haksız fesih ettiği iddiasıyla alması gereken vekalet ücretini talep edebilir. Davacı, davalının 31/05/2010 tarihinden sonra kendisine verilen işi yarıda bıraktırdığını iddia ve ispat etmemiştir. Kalan süre içerisinde iş verilmeyerek, kazanç kaybından yoksun kaldığını iddia etmiştir. Vekalet ilişkisinde, hizmet akdi yapılmadıkça, yasada herhangi bir fesih ihbar süresinin de ön görülmemiş olduğu göz önünde bulundurularak, mahkememizce davacının kazanç kaybı talebinin bu nedenlerle reddine karar verilmiştir.
Mahkememizle birleşen … 46.Asilye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı 13/06/2013 tarihli kararı Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2014/7620 esas 2014/8171 karar sayılı 16/12/2014 tarihli ilamıyla bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; ” 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davadaki istek kalemlerinden biri, taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemi olup, mahkemece bu talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de , davalı vekili dava konusu alacağı taraflar arasında teamül haline gelmiş uygulama gereğince dava dışı …Tic. A.Ş’e virman edilerek mahsuplaşmanın yapıldığını ve bu nedenle borçlu olmadığını, nitekim davacının dava dışı olan bu şirket aleyhine açtığı … 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dava dosyasında, …Tic. A.Ş’nin karşı davacı olduğunu ve karşı davada davacının alacağı tespit edilirken bu alacağın davacıya ödenmiş olduğu kabul edilerek alacağın tespit edildiğini, bu talebin kabulü halinde davacının bu alacağı mükerrer tahsil etmiş olacağını savunmuş ve yargılama sırasında belirtilen dosyada alınan bilirkişi raporu da dosyaya sunulmuş, mahkemece bu savunma üzerinde durulmadan ve belirtilen dava dosyası incelenmeden karar verilmiştir.
Diğer istek kalemlerinden birisi de vekalet akdinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle doğan zararın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece bu talebin reddine karar verilmiş ise de, TBK’nın 512. maddesi gereğince, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olup, mahkemece davacının doğan zararının bulunup bulunmadığı ile ilgili davacı delilleri toplanmadan ve bir inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Yukarıda izah edilen sebeplerle, belirtilen hususlar nazara alınarak, mahkemece, … 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dava dosyası incelenerek ve sonucuna göre cari hesap alacağı ile ilgili bir karar verilmesi, vekalet akdinin süresinden önce sona erdirilmesi nedeniyle davacının doğan zararının bulunup bulunmadığı yönünden deliller toplanarak ve gerekirse bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak bir hükme varılması gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Kabule göre de, davalı vekili, taraflar arasındaki cari hesap nedeniyle davacıya 211.969,72 TL borçlu olduğunu kabul etmiş olmasına rağmen mahkemece bu miktarın 205.969,72 TL olarak kabul edilerek hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA,”denilmektedir.
Mahkememizin 15/05/2018 tarihli celsesinde Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından düzenlenen 17/01/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin 31.05.2010 dava tarihi itibariyle 211.969,72 TL olup bu tutarın bilahare dava dışı … A.Ş. ne devredildiği, devredilen tutarın Danıştay bozma kararında incelenmesi istenen 2011/275 E. Sayılı dosya için … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…K. Sayılı ilamında; karar bağlanan tutar içerisine dâhil edilmiş olması nedeniyle huzurdaki davada da dikkate alınması halinde mükerrer ödemeye neden olacağı, Yargıtay bozma kararına konu olan kazanç kaybı tazminatı için tarafımızdan yapılan ve dosya içeriğinde mevcut olan raporlarımızdaki 202.709,94 TL-dan başka bir hesaplama yapma imkanımızın olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişiler …, …, … ve … tarafından düzenlenen 07/08/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; tarafların 08.11.2018 tarihli raporumuza vaki itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği ve bu itirazlara katılmak olanağı bulunamadığı, rapordaki tespit ve görüşlerimizin aynen muhafazası icap ettiği, eklenecek ya da değiştirilecek bir hususun bulunmadığı belirtilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde :
Davacı vekili Asıl dava da davalının içinde yer aldığı … A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracat ve sair tüm iş ve işlemleriyle ilgili her türlü gümrük müşavirliği hizmetlerinin 1985 yılından beri davacı şirket tarafından sürdürüldüğünü, en son 01.01.2010 tarihinden 31.12.2010 tarihine kadar geçerli olmak üzere davalı şirketin de içinde bulunduğu holding bünyesindeki tüm şirketler adına vekaletnameler çıkarılarak davacı şirkete teslim edilmesine rağmen davalının 31.05.2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin toplam 226.309,84 TL tutarındaki 8 adet farklı fatura bedellerinin ödenmediğini, cari hesaptan kaynaklanan 116.294,02 TL alacağın bulunduğunu, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle kalan 7 aylık süre için kazanç kaybı nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL zararının olduğunu ileri sürerek, toplam 352.603,86 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, davalı vekili ise taraflar arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi olmadığını, gümrükte yapılması gereken bir işi söz konusu olduğunda, vekaletnamelere dayalı olarak davacının gümrük işlemlerini yaptığını ve tüm fatura bedellerinin ödendiğini, kazanç kaybının söz konusu olmadığını, davacının 2010 yılında asgari ücret tarifesinin altında fatura kestiğine ilişkin iddiasının hukuki dayanağı olmadığını belirterek davanın reddini istemiş olup ,Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde cari hesaptan kaynaklanan alacağın kısmen kabulüne diğer alacak istemlerinin reddine karar verilmiş olup, temyiz incelemesi neticesinde verilen karar cari hesap alacağı ve kar kaybı alacağı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun olarak verilen ve mahkememizce uyulan Bozma ilamı doğrultusunda Cari hesap alacak istemine yönelik olarak , davalı vekilince ileri sürülen dava konusu alacağı taraflar arasında teamül haline gelmiş uygulama gereğince dava dışı … A.Ş’e virman edilerek mahsuplaşmanın yapıldığını ve bu nedenle borçlu olmadığını ileri sürmüş olmakla , davacının dava dışı olan bu şirket aleyhine açtığı … 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/275 esas sayılı dava dosyasında (yeni … 4. ATM … E ), …Tic. A.Ş’nin karşı davacı olduğu ve karşı davada davacının alacağı tespit edilirken bu alacağın davacıya ödenmiş olduğu kabul edilerek alacağın tespit edildiğini, bu talebin kabulü halinde davacının bu alacağı mükerrer tahsil etmiş olacağını savunmuş olmakla … 4. ATM dava dosyası sonucu beklenmiş olup 09.09.2022 tarihinde kesinleşen mahkeme ilamına dayanak bilirkişi raporu ile … Tic AŞ nin … müşavirliğinden 755.525,63 TL alacaklı olduğu belirtilmiş ise de mahkemece taraflar arasında yazılı bir cari hesap ilişkisinin mevcut olmadığı bu kapsamda taraf defterlerine göre yapılan hesaplamanın cari hesap alacağının varlığının kesin bir şekilde ortaya konulamadığı ve cari hesap ilişkisinin ispat edilemediği nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve bu tespit Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.04.2022 tarih,2021/8642 E 2022/3477 K sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği bu kapsamda mahkememiz dosyasında da taraflar arasında mevcut cari hesap alacak isteminin kesin olarak ortaya konulamadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından, davalı ile 01/01/2010-31/12/2010 tarihleri arası dönem için müşavirlik hizmet sözleşmesi yapıldığı halde, sözleşmenin davalı tarafından 7 ay öncesinde haksız olarak fesih edildiği belirtilerek, kazanç kaybından doğan tazminat talep edilmiş olup; TBK’nın 512. maddesi gereğince, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olup, ibraz edilen bilirkişi raporu ile davaya konu sözleşmenin fesih edildiği tarih olan 31.05.2010 tarihinden önceki son üç yıl olan 2007-2008-2009 yıllarında hasılatın %45 oranında bilanço karının oluştuğu, önceki üç yıldaki kar ortalamasının (806.720,26 TL+ 749.924,92 TL+ 875.850,03 TL = 2.432.495,21 TL /3) 810.931,73 TL olup 3 aylık kazanç kaybının 202.709,94 TL olarak hesap edildiği , her ne kadar davalı tarafça ve bozma öncesi mahkememizce verilen karar ile taraflar arasındaki ilişkinin sürekli bir hizmet ilişkisi olmayıp yıllık olarak yenilenen vekaletnamelere dayalı hizmet olduğu , 818 sayılı BK’nun 386 ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan vekalet ilişkisi niteliğinde olduğu, vekalete dayanan hizmet nedeniyle, verilen her hizmet sonrasında davacının fatura kesmek suretiyle, vekalete dayalı gümrük hizmet bedellerinin belirlenerek tahsil edildiği belirtilmiş ise de taraflar arasında 1985 yılından 2010 yılına kadar hizmet alım sözleşmesi kapsamında vekalet ilişkisinin süregeldiği bu nedenle zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, TBK 512 (E 396.m) maddesi uyarınca uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan dolayı doğan zararını gidermekle yükümlü olup, taraflar arasındaki ilişki hiçbir gerekçe gösterilmeksizin davalı tarafça uygun olmayan zamanda sona erdirildiği anlaşılmakla davacının bundan kaynaklı olarak uğradığı 3 aylık 202.709,94 TL kazanç kaybı alacağının dava ve bu alacak istemi yönünden asıl davanın ek davası mahiyetindeki birleşen dava tarihlerinden itibaren işleyen reoskont faizleri ile birlikte tahsiline karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile asıl davada talep olunan ücret farkı alacağının REDDİNE,
2-Asıl davada talep olunan cari hesaptan doğan alacak isteminin … 4 Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyası ile kesin hükme bağlandığından mükerrer taleplerin REDDİNE,
3-Asıl davada talep olunan haksız fesih nedeni ile kazanç kaybı talebinin KABULÜ ile 10.000 TL nin dava tarihi olan 12/05/2011 tarihinden itibaren işleyen (avans faizini geçmemek kaydıyla) reeskont faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 5.236,20-TL harçtan mahsubu ile artan 4.553,10-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 50.964,53-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 5.692,40-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre %3’ünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafından tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.361,25-TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre %97’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Birleşen 11 Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyasında talep olunan ek kazanç kaybı talebinin KABULÜ ile 192.709,00 TL nin birleşen dava tarihi olan 22/11/2019 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 13.163,96-TL nispi karar ve ilam harcından 3.290,99-TL peşin alınan harcın mahsubuna, bakiye 9.872,97-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 29.906,35-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

ASIL DAVADA HARÇ BEYANI /
683,10-TL KARAR HARCI
5.236,20-TL PEŞİN HARÇ /
4.553,10-TL KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
18,40-TL BVH
4.800,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
874,00-TL POSTA MAS. /
5.692,40-TL TOPLAM

DAVALI GİDERİ /
1.200,00-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
161,25-TL POSTA MAS. /
1.361,25-TL TOPLAM

BİRLEŞEN DAVADA HARÇ BEYANI /
13.163,96-TL. KARAR HARCI
3.290,99-TL. PEŞİN HARÇ
9.872,97-TL. KALAN HARÇ

BİRLEŞEN DAVADA DAVACI GİDERİ /
3.335,39- İLK GİDER