Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/563 E. 2020/728 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/563 Esas
KARAR NO :2020/728

DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/06/2018
KARAR TARİHİ: 03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili kuruluşun davalı ….Şti ile Genel Temizlik ve Salon Yemek Servis Hizmeti Alımı İşi Hizmet Alımına Ait Sözleşmeleri imzaladığını, …’ın müvekkili kuruluşa ait … Tesislerinde 18.09.2008-14.11.2011 tarihleri arasında davalı yüklenici şirketin elemanı olarak çalıştığını, …’ın vekili tarafından müvekkil kuruluş aleyhine, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücretlerinin tahsili zımnında ….İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar vererek 5.337,93-TL kıdem tazmınatı, 2.702,10-TL ihbar tazminatı, 1.475,52-TL yıllık izin ücreti, 1.526,09-TL fazla mesai alacağına hükmettiğini, anılan mahkeme kararının … vekili tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icraya konulduğunu, müvekkili kuruluş tarafından karar için tehir-î icra talepli olarak istinaf yoluna başvurulduğunu, 26.868,32-TL’nin teminat olarak icra dosyasına yatırıldığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesinin 11.10.2017 tarih, 2017/953 Esas ve 2017/1229 Karar sayılı kararı ile istinaf taleplerinin kesin hükümle reddedildiğini, istinaf mahkemesinin anılan kararından sonra teminat tutarından, müvekkilinin dosya borcu 26.868,32-TL olarak tahsil edildiğini, müvekkili firmanın … Tesislerinde yüklenici firmanın işçisi olarak çalışan …’a sorumlu olduğu halde davalı yüklenici şirket tarafından ödenmesi gereken ödenmediğinden, müvekkili kuruluş tarafından yargı kararı gereğince icra dosyasına ödenen 26.868,32-TL ile vergi dairesine ödenen 554,01-TL bakiye karar harcı, mahkemeler veznesine ödenen 566,98-TL İstinaf bakiye karar harcı olmak üzere toplam 27.989,31-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte rücuen, davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; işçilik hak ve alacaklarının 6552 sayılı kanun emredici hükümleri çerçevesinde idareye ait olup taraflar arasında imzalanan sözleşme ile kanunun emredici hükümlerinin bertaraf edilemeyeceğini, idarelerin hizmet alım ihaleleri kapsamında, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinden kamu kurum veya kuruluşlarının sorumluluğuna gidilmesi gerektiğini, ihale makamı olan idare ile ihaleyi yüklenen şirket arasındaki müteselsil sorumluluğu kaldırarak kıdem tazminatına ilişkin tüm sorumluluğun davacı idareye yüklenmesi gerektiğini, idarelerin ödeyeceği tazminatları alt işverenlere rücu edebilecekleri yönünde düzenleme bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir bildirim yapmadan ödeme yapan davacı idarenin rücu hakkının bulunmadığını, davacı yanın kendini sorumlu görerek dava dışı işçinin kıdem tazminatı ödemesini tek başına yaptığını, rücu ilişkisine gerekçe olarak gösterilen sözleşme maddelerinin “Genel İşlem Koşulu” olup mezkur maddelerin yok hükmünde olduğunu, kıdem tazminatı ödemesi yapılan işçinin hukuksal ve ekonomik bağımsızlığı bulunan iki işvereni olmadığını bu kapsamda mezkur işçilik alacaklarından sadece asıl işverenin (davacı idare) sorumlu tutulabileceğini, bir an için taraflar arasındaki rücu ilişkisinin varlığının kabul edildiği varsayımında dahi, müvekkili firmanın davacı yanın ileri sürmüş olduğu gibi işçilik alacaklarının tamamından sorumlu tutulamayacağını, sadece ihaleyi almış olduğu dönemle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu, alt işverenlerin işçilik alacaklarından %50 olarak ve sadece kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumlu tutulabileceğini, müvekkili firma ile davacı arasında gerçek anlamda bir alt işverenlik ilişkisi olmadığından dava dışı işçinin en başından itibaren idarenin işçisi olduğunu bu kapsamda davacı yanın rücu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu olayda alt işveren-asıl işveren ilişkisinin gerçek anlamıyla var olmadığını, müvekkili firmaların sorumlu sayılamayacağını, sorumluluğun davalı idarenin üzerinde olduğu kabul edilerek davanın müvekkil firma yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini, bunun kabul edilmemesi halinde işçinin davalı bünyesinde çalıştırıldığı süre zarfıyla orantılı ve çıkan rakamın da müşterek müteselsil sorumluluk nedeniyle yarısından sorumlu olması gerektiğini beyan ederek davanın müvekkili firma yönünden husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde tarafların %50 kusurlu sayılması sebebiyle dava dışı işçinin alacaklarından müvekkili firmanın kendi dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu miktarın müşterek müteselsil sorumlu sıfatıyla asıl işveren olan davacı kurum ile birlikte sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; sözleşmeye dayalı rücuen alacak davasıdır.
HMK’nun 320.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında; ….İş Mahkemesi’nin … esas sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibi nedeniyle davacının dava dışı takip alacaklısına yaptığı ödemenin davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise alacak tutarının ne olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
….İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası getirtilerek incelendi; alacaklının …, borçlunun Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü, takibin ….İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamına dayalı takip olduğu, ….İş Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesi’nin 11/10/2017 tarih, 2017/953 Esas ve 2017/1229 Karar sayılı ilamı ile kesinleştiği görüldü, okundu dosyasına konuldu.
Hesap uzmanı bilirkişisi Şevket Tamer Güngör tarafından tanzim edilen 12/03/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu kapsamında düzenlenen hükümlerin uygulama alanı bulamayacağı, zira huzurda görülmekte olan davanın, davacı idare tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tazmini talebine ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünde taraflar arasındaki Sözleşmeler ile Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı kanaatine varıldığı, şartname doğrultusunda dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek tazminat miktarı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olacağı, hesaplanan net kıdem tazminatı miktarının 5.377,93-TL olduğu, davalı son alt işveren sıfatına haiz olduğundan mevzuat gereği son alt işverenin sorumluluğunda bulunan kısımlardan da sorumlu olacağı, dava dışı işçinin işten ayrılış tarihinde sözleşmenin devam etmekte olduğu, 16/03/2017 tarihinde başlatılan toplamda 18.230,30- TL’lik icra takibinin 2.702,10-TL’sinin ihbar tazminatına ilişkin olduğu, ihbar tazminatı için yalnızca son alt işveren olan davalının sorumlu olduğu, dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek yıllık ücretli izin alacağı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olduğu, hesaplanan yıllık ücretli izin alacağı miktarının 1.475,52-TL olduğu, dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek fazla mesai alacağı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olacağı, hesaplanan fazla mesai alacak miktarının 1.526,09-TL olduğu, dosyadaki mevcut sözleşmelerde dava dışı işçinin kıdem tazminatından kimin sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı ancak işçi alacaklarından alt işverenin sorumlu alacağı görülmekle birlikte, alt işveren olan davalının dava tarihi itibariyle çalışma sürelerine göre yapılan hesaplama ile bulunan ve dava dışı işçiye yapılan ödeme miktarı olan 18.884,33-TL olması gerekirken daha önce yapılan 654,04-TL (hakkaniyet indirimi) dikkate alınarak yapılan ödeme olan toplam 18.230,29-TL’sinden sorumlu olduğu, davacı yan her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de rücuen tazminat konusu alacak, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca sözleşmeye bağlı doğduğundan ve vadesi belli olmadığından muaccel hale gelmesi için ihtarının zorunlu olduğu, bu doğrultuda evvelce ihtarı gösterir delil bulunmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
TMK 6 ve 7 ile HMK 187-293.maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Buna ilişkin tarafların iddia- savunma ve toplanan delilleri, bilirkişi raporu ile incelenmiştir. Hukuken denetlenebilen hüküm kurmaya elverişli, teknik anlamda yeterli, belirli ve eksiksiz iddia ve talepleri karşılayan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu alınmış ve deliller değerlendirilmiştir. Taraflar arasında akdedilen Genel Temizlik ve Salon Yemek Servis Hizmet Alımı İşine Ait Teknik Şartnameleri incelenmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında Genel Temizlik ve Salon Yemek Servis Hizmeti Alımı İşi Hizmet Alımına Ait Sözleşmeleri imzalandığı ve …’ın … Tesislerinde davalı yüklenici şirketin elemanı olarak çalıştığı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf taraflar arasındaki sözleşme kapsamında; ….İş Mahkemesi’nin … esas sayılı ilamına dayalı olarak başlatılan ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibi nedeniyle davacının dava dışı takip alacaklısına yaptığı ödemenin davalıdan tahsilini talep edip edemeyeceği, edebilecek ise alacak tutarının ne olduğudur. Öncelikle taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde İş Kanunu kapsamında düzenlenen hükümlerin uygulama alanı bulamayacağı, zira huzurda görülmekte olan davanın, davacı idare tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının rücuen tazmini talebine ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünde taraflar arasındaki Sözleşmeler ile Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı kanaatine varıldığı, şartname doğrultusunda dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek tazminat miktarı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olacağı, hesaplanan net kıdem tazminatı miktarının 5.377,93-TL olduğu, davalı son alt işveren sıfatına haiz olduğundan mevzuat gereği son alt işverenin sorumluluğunda bulunan kısımlardan da sorumlu olacağı, dava dışı işçinin işten ayrılış tarihinde sözleşmenin devam etmekte olduğu, 16/03/2017 tarihinde başlatılan toplamda 18.230,30-TL’lik icra takibinin 2.702,10-TL’sinin ihbar tazminatına ilişkin olduğu, ihbar tazminatı için yalnızca son alt işveren olan davalının sorumlu olduğu, dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek yıllık ücretli izin alacağı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olduğu, hesaplanan yıllık ücretli izin alacağı miktarının 1.475,52-TL olduğu, dava dışı işçinin çalışmış olduğu dönemler bakımından tahakkuk edecek fazla mesai alacağı açısından, davalının, dava dışı işçinin davalı şirket bünyesinde çalıştığı dönemlerden sorumlu olacağı, hesaplanan fazla mesai alacak miktarının 1.526,09-TL olduğu, dosyadaki mevcut sözleşmelerde dava dışı işçinin kıdem tazminatından kimin sorumlu olduğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı ancak işçi alacaklarından alt işverenin sorumlu olacağı görülmekle birlikte, alt işveren olan davalının dava tarihi itibariyle çalışma sürelerine göre yapılan hesaplama ile bulunan ve dava dışı işçiye yapılan ödeme miktarı olan 18.884,33-TL olması gerekirken daha önce yapılan 654,04-TL (hakkaniyet indirimi) dikkate alınarak yapılan ödeme olan toplam 18.230,29-TL’sinden sorumlu olduğu, davacı yan her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz talep etmiş ise de rücuen tazminat konusu alacak, Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca sözleşmeye bağlı doğduğundan ve vadesi belli olmadığından muaccel hale gelmesi için ihtarının zorunlu olduğu, bu doğrultuda evvelce ihtarı gösterir delil bulunmadığı tespit edilmiş, tarafların tacir olması karşısında ticari temerrüt faizden davalının dava tarihinden itibaren sorumlu tutulabileceği kanunen değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle davacının talep ettiği miktar gözetilerek davanın kısmen kabulü ile, 18.230,29 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 18.230,29-TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.245,31-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 477,99-TL harcın mahsubuna, bakiye 767,32-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılmış olan 477,99-TL harç ve 35,90-TL başvuru harcı ile 700,00-TL bilirkişi ücreti ve 155,00-TL posta masrafları olmak üzere toplam 1.368,89-TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre %65’inin (889,77-TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından dosya üzerinde yatırılan gider avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzlerine karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı