Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/493 E. 2018/1211 K. 04.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/493 Esas
KARAR NO : 2018/1211
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 10/02/2014
KARAR TARİHİ: 04/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davalı …Şti.’nin iki ortaklı olup, 20 olan şirket payının 18 payının müvekkiline, 2 payının ise davalıya ait olduğunu, tarafların aslen İran uyruklu olup, sonradan türk vatandaşı olduklarını, resmi olarak evli olsalar bile şiddetli geçimsizlik nedeniyle uzun süredir ayrı yaşadıklarını ve İran’da boşanma davalarının devam ettiğini, davalının şirkette huzursuzluk yaratmakta olup, çalışanlarını tehdit ettiğini, aralarındaki husumet ve anlaşmazlığın şirketin devamına engel olduğunu belirterek davalı şirketin haklı nedenle feshini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı iddialarının tamamen gerçek dışı olup haksız kazanç sağlama çabasından ibaret olduğunu, davacının aynı adreste dava dışı… Şti’ni kurduğunu ve davalı şirketle haksız ve rekabet yasağına aykırı faaliyetlerde bulunduğunu, tarafların ortağı bulunduğu diğer şirket olan … Şti nin feshi için açtığı davanın İst. …ATM nin … E.sayılı dosyasında devam ettiğini, davacının şirketle ilişkisini engellediğini, kendisini tehdit ederek işyerine almadığını, şirketin mali durumu hakkında hiçbir bilgi ve belge vermediğini belirterek MK’nun 2. Maddesine aykırı talebin reddine, davacının müdürlük görevinden alınarak şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, 6102 Sayılı TTK.nun 636/2 maddesine dayalı davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirkete ait sicil dosyası getirtilerek incelenmiş; Dava tarihi itibari ile davalı şirketin ticaret sicilinde tescilli bulunan yasal ikametgahı mahkememizin yargı yetkisinin bulunduğu idari sınırlar dahilinde kalındığından HMK’nun 14/2. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığın çözümünde Mahkememiz mutlak olarak yetkili bulunmaktadır.
Davalı şirketin sicil dosyası incelendiğinde İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … Ticaret sicil numarasında kayıtlı olduğu, davacı ile gerçek kişi davalının ortak oldukları anlaşılmaktadır.
6102 TTK’nun 636/2. Maddesi, aynı yasanın 531. Maddesine paralel olarak düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 531. maddesinde haklı sebeplerin varlığında sermayenin en az 10/1’ni ve halka açık şirketlerde 20/1’ini temsil eden payların sahiplerini, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilecekleri belirtilmiştir. Mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözüme karar verilebileceği belirtilmiştir. Davacının davalı şirkette 180/200 oranında pay sahibi olduğu belirtildiğinden anılan madde kapsamında dava hakkının bulunduğu kabul edilmelidir.
Haklı sebep; hukuki ilişkin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve (Bozucu) yenilik doğuran bir bildirim veya dava ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur. Somut olayda, haklı sebebin varlığı olayın niteliklerine ve koşullarına göre değerlendirilecek ve hakimin takdir yetkisi haklı nedenlerin gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden önem kazanacaktır.
Somut olayda, tarafların davalı şirketin ortağı ve aynı zamanda eski eş oldukları, 01.03.2014 tarihinde İran’da boşandıkları dosyaya ibraz edilen delillerden anlaşılmıştır. Yapılan yargılamada toplanan delillere göre şirketin ortaklar kurulunun en son 15.01.2010 tarihli kararı aldığı, bu karardan sonra herhangi bir işlem veya karara rastlanmadığı, şirketin 5 yıldan beri zarar etmekte olduğu tespit edilmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin faaliyette bulunmaması ve kar getirmemesinin objektif bir sebebe dayanmadığı ve aynı zamanda tek imza yetkili müdür olan davacının kişisel nitelikli bir gerekçeye dayanarak şirketi gereği gibi yönetmemesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı aynı adreste davalı şirketin dışında iki şirkete daha ortaktır. Ancak, davacı tarafından ileri sürülen gerekçeler kişisel nedenlerden kaynaklanmakta olup, davalının feshe yol açacak kusurlu davranışının kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki kişisel anlaşmazlıkların şirket feshi açısından haklı bir neden olarak kabul edilemeyeceği ve davacnın kişiselk nitelikteki sebeplere dayanarak fesih isteminde bulunamayacağı anlaşılmaktadır. Getirtilerek incelenen sicil dosyası kapsamından davalı şirketin Ticaret Sicil Memurluğunun resen yaptığı uygulama sonucunda 07.07.2014 tarihinde sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili terkin işleminin iptali konusunda dava açmayacaklarını bildirmiştir. Bu durumda fesih ve tasfiyesi istenen şirketin Ticaret Sicilinden terkin edilerek kaydının kapatıldığı anlaşıldığından davanın konusu kalmadığı ve bu nedenle esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığı yönünde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin kararı davalı … Paşarun temyizi üzerine Yargıtay …Hukuk Dairesi Başkanlığının … Esas 2017/4804 kararı sayılı kararı ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında”1- Dava, Limited Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olup işbu davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Somut olayda şirkete husumet yöneltildiğine göre şirketin diğer ortağı olan mümeyyiz ortağa husumet düşmemektedir. Bu durumda mümeyyiz ortak durumundaki davalı yönünden davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılardan …’un temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.” denilmektedir.
Yargıtya bozma ilamı yerinde görülerek uyulmasına karar verilmiş ve bu doğrultuda yarglama sürdürülerek davalı ortak …’a husumet yöneltimesine gerek bulunmadığı, husumetin davalı şirkete yöneltimesini gerekli ve yeterli olduğu sonucuna varılarak davalı ortak … hakkındaki davanın Pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Yapılan yargılamada toplanan delillere göre davacının davasında haksız bulunduğu anlaşıldığından HMK nun 331/1 maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalı … hakkındaki davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davalı şirketin 07/07/2014 tarihinde 6102 sayılı TTK’nın 7. Maddesi uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunca resen terkin edildiği ve sicil kaydının kapatıldığı anlaşıldığından; konusu kalmayan DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Yapılan yargılamada toplanan delillere göre ve HMK’nın 331/1 maddesi uyarınca davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 35,90TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan 1.190,00 TL gider avansından bakiye avans kalmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davalı … tarafından yatırılan 200,00 TL gider avansından geriye kalan 86,00 TL’nin hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Diğer davalı şirket tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Davacı vekilinin ve davalı … ve vekilinin huzurunda, davalı şirketin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
HARÇ BEYANI /
35,90 TL KARAR HARCI
25,20 TL PEŞİN HARÇ
10,70 TL KALAN HARÇ