Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/450 E. 2022/271 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/450
KARAR NO : 2022/271

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesine özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında alım-satım faaliyeti çerçevesinde davacı şirket tarafından davalı şirkete elektronik ürün satımı gerçekleştirildiği, işbu alım satıma istinaden davalı şirkete satımı gerçekleştirilen ürün bedellerini içeren faturalar keşide edildiğini, davacı tarafından satımı gerçekleştirilen davalı yanca satın alınan ürün bedelleri ve kur farkı için; Seri…sıra numaralı 06.11.2017 düzenleme tarihli 4.813,69 TL bedelli, Seri… sıra numaralı 18.11.2017 düzenleme tarihli 1.280,75 TL bedelli, Seri … sıra numaralı 20.11.2017 düzenleme tarihli 13.409,94 TL bedelli, Seri… sıra numaralı 22.11.2017 düzenleme tarihli 2.692,18 TL bedelli, Seri… sıra numaralı 25.11.2017 tarihli 1.280,01 TL bedelli,Seri … sıra numaralı 08.12.2017 düzenleme tarihli 9.050,65 TL bedelli, Seri …sıra numaralı 13.12.2017 düzenleme tarihli 2.050,07 TL bedelli, Seri … sıra numaralı 20.12.2017 düzenleme tarihli 2.113,07 TL bedelli, Seri … sıra numaralı 16.02.2018 düzenleme tarihli 6.121,00 TL bedelli, Seri… sıra numaralı 24.02.2018 düzenleme tarihli 6.095,67 TL bedelli, Seri … sıra numaralı 28.02.2018 düzenleme tarihli 10.801,96 TL bedelli ve Seri… sıra numaralı 05.03.2018 düzenleme tarihli 838,04 TL bedelli faturalar davalı şirkete keşide edildiği, davacı şirket tarafından keşide edilen fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediği, anılan faturalara da TTİK m.21/11 hükmünde belirtildiği şekilde davalının itiraz etmemesi üzerine fatura münderecatı kabul etmiş sayıldıklarını, Bununla birlikte davalı ile davacı arasında geçmişten gelen bir ticari hayat olduğu, her iki tarafça zaman zaman düzenlenen kur farkları olduğu ve karşılıklı olarak ödendiği, 2016 yılı ödenmiş kur farkı faturalarının ekte mevcut olduğunu, Tarafların defterleri incelendiğinde geçmiş yıllara dit ödenmiş kur farkı faturalarının da görülebileceğini, Hukuka Uyguün oldukları açıklanmaya çalışılan faturaların davalı tarafından ödenmemiş olması üzerine … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalı tarafın takip dosyasını sürüncemede bırakmak kastı ile takibe itiraz ettiğini, icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamını,takip konusu alacağın likit olması nedeniyle 220 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmolunmasını talep etme gereği doğduğu, bu nedenlerle İcra dosyasına haksız olarak yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın likit olmasından dolayı 820 den aşağı olmamak Üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf Üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf dava dilekçesinde iki taraf arasında geçmişten gelen bir ticaret hayatı olduğu, keşide edilen faturaların ödenmemiş olmasından dolayı icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, itiraz sonucu İşbu davanın ikame edildiğini iddia ettikleri, Oysa İkame edilen iş bu davanın haksız menfaat temin etmeye yönelik olduğunu, davalı ile davacı arasında uzun bir ticari ilişki olduğunu, karşılıklı hizmet alımı olduğunu, tarafların aralarında tuttukları hesap ile karşılıklı mal ve hizmet alımları ve banka havale işlemleri neticesinde mahsuplaşmak suüretiyle ticari münasebetlerini yürüttüklerini ve davacı tarafından da kabulünde olduğunu, davalı şirketin kendi kayıtlarını incelediğinde borçlu değil tam tersi alacaklı olduğunu fark ettiğini, davacı ile yapılan görüşmelerde davacı tarafın borçlu inkar ettiğini ve hiçbir ödeme yapmayacağını davalı tarafa bildirdiğini, müvekkil davalı tarafın hukuki yollara başvuracağını öğrenen davacının önce dava açanın haklı olacağı kanısına güvenerek iş bu davayı ikame ettiği, öncelikle belirtimesi gereken iki şirket arasında yabancı para birimi üzerinden alım satım yapılmadığı, bu şekil bir ticaret olmadığı içinde taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin anlaşmada bulunmadığı, taraflar arasında her iki durumunda söz konusu olmadığı, davacı tarafın aynı zamanda davalının kendilerine olan kur farkı faturalarını ödediğini ikrar etmiş olmasına rağmen 18/11-25/11-13/12/2017 tarihli 1.280,75-1.208,01 ve 2.050,07 TL bedelli kur farkı faturalarını icra takibine ve akabinde iş bu davaya haksız menfaat temini için konu ettiğini, davalı tarafın borçlu olduğu sanılarak ödenmiş olduğu kur farkı ödemelerinin müvekkile iadesi için yapacağı başvuru hakkını saklı tuttuğu, iddiaların aksine borçlu olan tarafın, davalı şirketin değil davacı şirketin olduğu, davacı şirketin hileli davranışlarla kendi defter kayıtlarını öne sürerek müvekkil şirketi borçlu çıkarmayı planladığını, oysa davalı şirketin kur farkına ilişkin yapılan ödeme ve hizmetlerinden ayrı olarak davacı taraftan 51.106,16 TL daha alacaklı olduğu, davalı şirketin muavin defterini ve şirketler arasındaki mal hizmet alımına , yapılan havale ve ödemelere dair kayıtları sayın mahkemeye sunduklarını, şirket ticari defterinin usulüne uygun düzenlendiği, ticari defter ile birlikte defter kayıtlarına esas olan fatura ve ödeme kayıtlarının da düzenli ve sıralı olarak mahkemeye sunulduğunu, müvekkil şirketin muavin defter kaydında iddidların aksine davacı şirketin 51.106,29 TL borçlu olduğunun görüldüğü, müvekkili şirketin muavin defterinin 47-48 ve 56.sırasında davalı tarafın davacı tarafa 3 adet çek ile yaptığı ödemenin görülmekte olduğu, bahsedilen çeklerin davalı tarafça keşide edildiği ve davacı tarafa teslim edildiği, …Merter Şb. …çek numaralı 31/12/2018 ödeme tarihli 35.000,00 TL bedelli(davacı lehine keşide edilmiş ve 25/09/2017 tarihinde tahsilat makbuzu ile davacı tarafa teslim edildiği) …Merter Şb. …çek numaralı 30/09/2017 ödeme tarihli 41.619,00 TL bedelli (davacı lehine keşide edilmiş ve 21/04/2017 tarihinde tahsilat makbuzu ile davacı tarafa teslim edildiği) …Bankası Merter Şb. … çek numaralı 31/03/2018 ödeme tarihli 40.000,00 TL bedelli (davacı lehine keşide edilmiş ve 31/10/2017 tarihinde tahsilat makbuzu ile davacı tarafa teslim edildiği) Müvekkilin davacı tarafa yukarıda bahsedilen 3 adet çekin ödemesinin yapılması karşılığında çeklerin kendisine iadesini talep ettiğini, ve çeklerin bedellerini elden ödeyerek çekleri davacı taraftan teslim aldığını, müvekkilin aldığı çekleri ait oldukları Garanti Bankasına götürdüğü, çek bedellerini ödediğini belirterek çek yapraklarını bankaya teslim ettiğini, davacı tarafın çek karşılığı toplam 116.619,00 TL ödeme aldığı, çek İle yapılan ödemelerde keşidecinin lehtara vermiş olduğu çek karşılıklarını ödeyerek iade almış olmasının borcu sükut ettiğini, bu hususta Yargıtay 19. HD 03.11.2004 T Esas 2004/4553,Karar 2004/10886 bulunduğu ve sayısız kararın daha bulunduğu, davacının almış olduğu ödemeleri davalıdan mükerrer olarak tahsil etme gayretinde olduğunun açıkça ortada olduğu, davalı şirketin davacıdan alacaklı olduğunu, alacaklı olduğu meblağın tahsili için başvuru haklarını saklı tuttuğunu beyan ettiklerini, huzurda açılmış olan haksız davanın reddini, kötü niyetli olarak ikame edilmiş olması sebebiyle davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekillik Ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, ticaret sicil kayıtları, faturalar, …Bankası A.Ş’nin 30/04/2021 tarihli yazı cevabı, ticari defter ve kayıtlar ile bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizin 05/12/2019 tarihli duruşmasında,
HMK’nun 266/1. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 15/06/2020 tarihli raporunda özetle; Davacı …Ş tarafından incelemeye sunulan 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerini TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı … A.Ş tarafından incelemeye sunulan 2018 yılına ait ticari defterlerini TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, 2017 yılına ait ticari defterlerin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatinin takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, davacı tarafın 11/04/2018 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 60.547,03 TL borç bakiyesi verdiği ve davalıdan alacaklı olduğu, davalı tarafın 10/03/2018 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin 51.106,16-TL borç bakiyesi verdiği ve davacıya bu miktarda fazla ödeme yaptığı, davacı tarafça iade edilen 3 adet çek bedeli olan 116.619,90-TL’den davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu davalı ticari defterlerinde bulunmayan 33.500,00-TL’lik rakam düşüldükten sonra kalan bedelin ödenmesi hususunun ispata muhtaç olduğu, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerin Mahkemenin takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … tarafından hazırlanan 14/10/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davalı tarafça davacı adına düzenlenen 30/09/2017 vade … nolu 41.619,00 TL 31/03/2018 vade …nolu 40.000,00 TL, 31/10/2018 vade … nolu 35.000,00 TL’lik 3 adet çek bedelinin ödendiği, takdirin mahkemeye ait olmak üzere bakiye ve cari hesap karşılaştırması kabulü varsayıldığında, cari hesap bakiyelerinin 22.571,97 TL’de mutabık olabileceği, davalının 22.571,97 TL fazla ödeme yapmış olabileceği, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, fatura alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İstanbul … İcra Dairesi’nin …esas sayılı takip dosyası üzerinde yapılan incelemede; takip alacaklısının …, takip borçlusunun ise …Ltd. Şti. olduğu, alacaklı tarafından borçlu aleyhine 60.547,03 TL asıl alacak ve 1.626,88 TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam 62.173,91 TL üzerinden 13/04/2018 tarihinde takibe geçildiği, takip borçlusu vekilinin 19/04/2018 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği, 19/04/2018 tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına dair karar verildiği, itiraz dilekçesinin takip alacaklısı vekiline tebliğ edilmediği, iş bu itirazın iptali davasının İİK’nun 67/1. maddesi uyarınca 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davalıdan icra takibindeki borcun sebebi olarak gösterilen faturalar kaynaklı alacağı olup olmadığı, davalının icra takibine itirazının iptalinin gerekip gerekmediği, tarafların İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca ayrı ayrı icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep edip edemeyecekleri hususlarına ilişkindir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu anacak cevap dilekçesinde davalı vekilinin ödeme savunmasında bulunması nedeniyle ispat yükünün yer değiştirerek davalı tarafa geçtiği kabul edilmiştir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi kök ve ek raporu ile…Bankası Merter Şubesi’nden verilme …çek numaralı 31/01/2018 tarihli 35.000,00 TL bedelli, …çek numaralı 30/09/2017 tarihli 41.619,00 TL bedelli ve …çek numaralı 31/01/2018 tarihli 40.000,00 TL bedelli çeklerin görüntüleri dikkate alındığında, bu çeklerin davalı tarafından davacı tarafa ödeme amaçlı verildiğinin kabulünün gerektiği davacı vekilince ek rapora itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü çekleri teslim aldığı beyanı yanında ödeme yapılmadığı hususundaki iddiası yönünden karinenin aksini ispata elverişli bir delil sunulmadığı anlaşılmakla bu yöndeki beyanlara bu nedenle itibar edilmemiştir. Bu üç çek miktarı toplamının takip konusu fatura bedelleri toplamından fazla olması ile ek raporda tespit edilen ticari defter ve kayıtlara göre davalının alacaklı durumda olması dikkate alındığında davalının ödeme savunmasını ispat ettiği ve davacının davalıdan alacaklı olmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmış ise de davacı taraf yemin deliline dayanmamıştır. Bu nedenlerle davacının sübuta ermeyen davasının reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 67/2. Maddesindeki yasal koşullar oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tarafta cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuş, davacının davalı tarafça yapılan ödemelere rağmen icra takibini haksız ve kötü niyetli olarak başlattığının ispat edilmiş olması nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile, dava değeri olan 62.173,91 TL’nin takdiren %20’si oranında kötü niyet tazminatının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile,62.173,91 TL’nin takdiren %20’si oranında kötü niyet tazminatının İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 750,91-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 670,21-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın mahiyeti gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T.’ye göre belirlenen 8.882,61-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/04/2022

Katip …

Hakim …