Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/394 E. 2019/640 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/394 Esas
KARAR NO: 2019/640

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ: 24/04/2018
KARAR TARİHİ: 04/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 2017 Mayıs ayında bayilik sözleşmesi yapılmış, Müvekkil şirket, davalı şirkete ait kitapları bayi olarak satmaya başlamış olduğunu, Bayi olabilmek için müvekkil şirketten o yıl içerisinde satabileceği kadar malın değerinin %80′ i oranında bir teminat verilmesi istenmiş, müvekkil şirket de …ban…Şubesi …numaralı 31.12.2017 vade tarihli 80.000,00 TL’ lik çeki davalı şirkete vermiş olduğunu, Davalı şirket, müvekkil tarafından herhangi bir sipariş talebi olmamasına rağmen müvekkil şirkete ürün göndermeye başlamış olduğunu, Müvekkil şirkete de ürünlerin bir kısmının tanıtım amaçlı olduğunu, kalan ürünleri geri alacaklarını söylemiş olduklarını, Bunun üzerine cari hesaplardan ve ticari defterlerden de anlaşılacağı üzere müvekkil birkaç kere ürün iade etmiş olduğunu, müfredat değişikliği nedeniyle elinde iade edilmeyi bekleyen çok fazla ürün olunca müvekkil, davalı şirket temsilcileri ile görüşmüş, ancak devamlı olarak oyalanmış olduğunu, Davalı şirket tarafından oyalandığını anlayan müvekkil daha fazla zaman kaybetmeden iade ürünlerini paketleyip, 13.12.2017 tarihli … sıra no’ lu 25.597,13 TL değerli irsaliyeli faturayı düzenleyip şirket çalışanı … ile … adresinde bulunan davalı şirket deposuna göndermiş olduğunu, Söz konusu iade ürünlerin davalı şirketin deposuna bırakıldığına dair fotoğraflar da mevcut olduğunu, Davalı şirket söz konusu iadeleri cari hesaplarına işlemeyerek, kötü niyetli olarak hareket etmiş olduğunu, Müvekkil şirketin, davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, Aksine müvekkil şirketin davalı şirketten alacağı olduğunu, Söz konusu alacaklar 13.12.2017 tarihli irsaliyeli faturadan kaynaklı ve bölge ihlali dolayısıyla 1.600 TL ceza olduğunu, müvekkil şirkette, müfredat değişikliği dolayısıyla davalı şirkete iade edilmeyi bekleyen yaklaşık 5.000- 6.000 TL değerinde ürün bulunmakta olduğunu, Söz konusu ürünlerin iadesi de kötü niyetli olarak davalı şirket tarafından alınmamakta olduğunu, Müvekkil şirket aleyhinde davalı şirket tarafından haksız ve gerçeğe aykırı olarak İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, söz konusu takip müvekkil şirketin haberi olmadan kesinleşmiş olduğunu, davalı şirket müvekkil şirketin aktif adresini bilse de tebligatı Tebligat Kanunu 35. Maddeye göre yaparak müvekkil şirketin söz konusu takipten haberdar olmamasına neden olmuş, Müvekkil şirket icra takibinden banka hesaplarına bloke konulunca haberdar olmuş olduğunu, Kötü niyetli olarak takibin kesinleşmesinden dolayı da müvekkil şirketin icra takibine karşı yapmış olduğu itiraz kabul edilmemiş olduğunu beyan ederek müvekkil şirketin borçlu olmadığının tespitine, Yargılama sırasında müvekkil şirketin icra tehdit ile karşı karşıya kalmaması için İstanbul …icra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesine, Teminat olarak icra veznesine yatırılacak paranın yargılama sonuna kadar davalı şirkete ödenmemesine, İ.İ.K. m:72/6 gereğince menfi tespit davası zımmında tedbir kararı verilmez ve borç da cebri icra tehdidi altında ödenmiş olursa, davaya İstirdat davası olarak devamına, davalı taraf haksız ve kötü niyetli olduğundan, fazlaya dair hakları saklı tutarak, müvekkil lehine % 20′ den az olmamak üzere tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Dava dilekçesi içerik bakımından eksik olduğundan eksikliğin tamamlanması için davacı tarafa süre verilmesi gerekmekte olduğunu, Eksiklik tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmekte olduğunu, Dava dilekçesinde davacı şirketin adresi belirtilmemiş olduğunu, Davacı tarafça müvekkil şirket aleyhine açılan dava haksız, mesnetsiz olduğunu, Davacının talep ve iddiaları maddi hakikate uygun olmadığı gibi hukuki temelden de yoksun olduğunu. Davacı tarafça müvekkil şirkete bir kısım ürünlerin iade edildiği iddia edilmişse de bu iddianın herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamakta olduğunu, Müvekkil şirket ile davacı arasında, 05.05.2017 tarihli Bayi Sözleşmesi uyarınca ticari ilişki bulunmakta olduğunu, Davacı, bayi olarak müvekkile ait “… Grubu” bünyesindeki kitapların satışını… bölgesinde yapmak üzere anlaşmış, Davacı eğitim öğretim yılı içerisinde müvekkilden kitap siparişi vermekte ve bayi sınırları içerisinde satış yapmakta olduğunu, Müvekkil şirket ile davacı arasında süregelen ticari ilişkinin sınırlarının ve şartlarının belirlenmesi için 05.05.2017 tarihli “2017-2018 Bayi Sözleşmesi” imzalanmış, Bu sözleşme 01.07.2017-30.06.2018 tarihleri arasındaki eğitim sezonunu kapsayacak nitelikte imzalanmış olduğunu, Davacı taraf, herhangi bir sipariş taleplerinin olmamasına rağmen müvekkil şirket tarafından kendilerine ürün gönderildiğini iddia etmiş, Bu iddia gerçek dışı olup maddi dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil şirket tarafından sipariş edilen ürünler, nakliyeci firma ile davacı şirkete teslim edilmiş ve sevk irsaliyeleri de ürünler ile birlikte davacı şirket çalışanlarına imza karşılığı teslim edilmiş, davacı şirket çalışanları da bizzat müvekkil şirketten sipariş verilen ürünleri imza karşılığı bizzat almış olduğunu, Ürünlerin teslim edilmesine ve faturaların davacı tarafa tebliğ edilmesine herhangi bir itiraz edilmemiş olmasına rağmen davacı tarafın sipariş talebinin olmadığı iddiasının makul bir açıklaması bulunmamakta olduğunu. Teslim edilen ürünlerin bir kısmının tanıtım amaçlı olduğu, kalan ürünlerin geri alınacağına yönelik iddia da soyut ve gerçek dışı olduğunu, Davacı tarafa başlatılan icra takibine esas cari hesap ekstresinden açıkça anlaşıldığı üzere fatura ile satışı yapılan ürünler, tanıtım ve örnek olmayıp davacı tarafa satış suretiyle teslim edilen ürünler olduğunu, Davacı taraf, müfredat değişikliği sebebiyle iade edilmeyi bekleyen çok fazla ürün olduğunu ve müvekkilin kendisini oyaladığını iddia etmiş, Bu iddianın hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi maddi vakıaya da aykırı olduğunu, îmzalanan sözleşmede açıkça belirtildiği üzere müvekkil şirketin herhangi bir İade kabul etme yükümlülüğü bulunmamakta olduğunu, Müfredat değişikliği sebebiyle de müvekkilin ürün iadesi alacağına yönelik bir taahhüdü bulunmamakta olduğunu, müvekkil şirkete usulüne uygun tebliğ edilmiş 13.12.2017 tarihli… sıra numaralı irsaliyeli fatura bulunmamakta olduğunu, bu faturadan dava dilekçesi ile haberdar olduklarını, davacı taraf sözleşme süresi içerisinde satabileceği malın değerinin %80′ i oranında bir teminat olarak 80.000,00 TL değerinde çek verildiğini, bu çek tahsil edildikten sonra icra takibi yapıldığını iddia etmiş olduğunu, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, davacı tarafından müvekkile verilen çekler bayi sözleşmesi uyarınca mal alma taahhüdünün karşılığı olarak ödeme aracı niteliğinde verilmiş olduğunu, sözleşmeden açıkça anlaşıldığı üzere hiçbir şekilde teminat çeki olmayıp bir ödeme aracı olarak verilmiş ve vadesi gelince tahsil edilmiş, Bu çekin teminat çeki olup olmaması hususunda bir uyuşmazlık bulunmamakta olduğunu, Uyuşmazlık davacı tarafın verdiği çekin meblağını aşan cari hesap borcundan kaynaklanmakta ve icra takibi de buna ilişkin olduğunu. Davacı tarafça kesilen 13.12.2017 tarihli, 231618 seri numaralı irsaliyeli fatura müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olup bu faturanın varlığından dava ile haberdar olunmuş olduğunu, Bu faturayı hiçbir şekilde kabul etmediklerini, Müvekkil şirketin bölge temsilcisinin davacı taraf ile bölge ihlaline ilişkin herhangi bir irtibatı söz konusu olmamış olduğunu, Müvekkil şirkete iade edilmeyi bekleyen 5.000 – 6.000 TL değerinde ürün bulunduğu iddiasının da herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamakta olduğunu beyan ederek haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddine, İİK m.72/4 uyarınca davacının %20′ den aşağı olmak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; İİK’nun 72 maddesi kapsamında menfi tespit istemine yöneliktir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konuları; davalının icra takibine dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olup olmadığı, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı, kötü niyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelenmiş, davalı tarafından davacı aleyhine açık hesaba dayalı 18.638,54-TL asıl alacak için ilamsız takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davalı vekiline takibe dayanak açık hesaba konu faturalar, bu faturalara bağlı irsaliyeli faturar, ödeme belgeleri ile faturaların davalıya tebliğ ettirildiğini gösterir delillerini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiş, davalı tarafça süresi içerisinde fatura ve irsaliyeli faturalar dosyaya sunulmuştur. Taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmış, iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamına göre , ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2017 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde SMMM bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 03/05/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflarca ibraz edilen yasal defterlerin (HMK md. 222) uyarınca taraflar lehine delil niteliğinin bulunduğu, 05.01.2018 takip tarihi itibari ile; davalı ticari defterlerine göre davacının 18.638,54 TL’ lik borçlu, Davacı defterlerine göre davalının 8.091,26 TL’ lik borçlu olduğu, taraf defterlerindeki hesap bakiyelerine göre taraflar arasındaki hesap farkının (18.638,54 TL + 8.091,26 TL) 26.729,80 TL’ si olduğu, Davacının kayıtlarında yer almayan iki faturanın toplamının 27.197,13 TL’ si olduğu, Yine taraflar arasındaki hesap farkının 26.729,80 TL’ si olduğu dikkate alındığında davacının davalı adına tanzim ettiği 27.197,13 TL’ lik faturaların içeriklerini teslim ettiğini ve/veya içeriklerinin davalı tarafça kabulü halinde davacının teslimleri ispat etmesi halinde davacının iş bu davada ki menfi tespit talebinin kabulünün gerekeceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 05/05/2017 tarihli bayilik sözleşmesi bulunduğu, sözleşme kapsamında davalıya ait ürünlerin davacı tarafından satıldığı, davacının davalıdan 8.091,26-TL alacağı bulunduğunu beyan ettiği, davacının kendi defterlerindeki davalı aleyhine 103.853,79-TL lik ve 19.849,64-TL lik kayıtların hiçbir dayanağının bulunmadığı, yine davacı defterlerinde davalı aleyhine kayıtlı 1.600,00-TL lik belge ihlali faturasının sözleşmesel dayanağının bulunmadığı, davacı kayıtlarında yer alan 231621 nolu 13/12/2017 tarihli irsaliyeli faturaya konu ürünlerin davalıya iade edildiğine ilişkin ispat edici delil bulunmadığı, bu belgeler dikkate alınmadığında davacının davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığının anlaşıldığı, davalının incelenen ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 18.638,54-TL alacaklı göründüğü, alacaklı olduğunu ispat yükü üzerinde olan davalının dosyaya sunulan fatura ve bu faturalara bağlı irsaliyeli fatura içeriklerine göre bu tutarın 17.903,17-TL lik kısmını belgelendiremediği, başka ifade ile 17.903,17-TL lik alacağını ispat edemediği, sadece 737,37-TL lik alacağını ispat edebildiği, buna göre davacının davalıya 17.903,17-TL tutarında borçlu olmadığı mahkememizce sabit görülmekle, davanın kısmen kabulüne, davacının İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/257 esas sayılı takip dosyasına dayanak açık hesaptan ötürü davalıya 17.903,17-TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;

H Ü K Ü M /
Davanın Kısmen Kabulü ile; davacının (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına dayanak açık hesaptan ötürü) davalıya 17.903,17-TL tutarında borçlu olmadığının tespitine,fazlaya ilişkin talebin reddine, kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.222,96-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 318,30-TL harcın mahsubuna, bakiye 904,66-TL karar harcının davalıdan alınarak ile hazineye irat kaydına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 735,37-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 989,40- TL yargılama giderinin davadaki kabul oranına göre 949,82-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan bakiyenin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı şirket temsilcisi ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı

HARÇ BEYANI /
1.222,96-TL KARAR HARCI
318,30-TL PEŞİN HARÇ /
904,66-TL KALAN HARÇ

DAVACI GİDERİ /
35,90- TL BVH
800,00- TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
153,50- TL TEBLİĞLER /
989,40- TL TOPLAM