Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/391 E. 2018/983 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/391 Esas
KARAR NO : 2018/983
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 23.10.2013 ( Mahkememize tevzi ve kayıt tarihi :24/04/2018 )
KARAR : RED
KARAR TARİHİ: 10/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
İstanbul (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. …K. Sayılı 27/02/2014 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraf vekillerinin temyiz talebi üzerine Yargıtay… Hukuk Dairesi’nin … Esas …K. Sayılı 13.01.2015 tarihli ilamı ile Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş karar düzeltme talebi reddolunmuştur.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında hizmet alımlarına ilişkin olarak sözleşmeler imzalandığını ve yaklaşık 300 işçinin davalının bildirdiği bölgelerde sayaç okuma, kaçak sayaç tespit etme ve sayaç yenileme işlerinde çalıştıklarını, bu işçilerden dava dışı … isimli kişinin … İş Mahkemesi’nin … E…. K. sayılı dosyası ile hem müvekkili hem de davalı aleyhine kıdem ve ihbar tazminatı, fazla çalışma, yıllık ücretli izin alacağı, hafta tatili alacağı ve genel tatil alacağına ilişkin olarak dava açtığını, mahkemece davanın her iki davalı yönünden kısmen kabule karar verildiğini, ilamın takibe konulduğunu, müvekkilinin haciz tehdidi altında tüm takip bedelini ödemek zorunda kaldığını, kesinleşen mahkeme kararında her ne kadar müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiş ise de, dava konusu işçilik alacağının doğmasında davalı …’nin tek başına kusurlu ve sorumlu olduğunu ileri sürerek, dava dışı şahsa ödenen 24.460,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 6098 sayılı BK’nın 73. maddesi uyarınca davanın iki yıllık zamanaşımına uğradığını, davacının ödemesini Mayıs 2011 tarihinde yaptığını, bu davanın ise 23.10.2013 tarihinde açıldığını, ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde, yüklenici davacı şirketin işçisine ödenecek kıdem tazminatından asıl işverenin sorumlu olacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, sorumluluğun davacı şirkette olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce ilk karar ile; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin hizmet bedeline ilişkin 5 ve 6. maddelerinde, dava konusu kıdem tazminatı ve diğer alacakların işveren tarafından ödeneceğine ilişkin düzenleme bulunmadığı, dava konusu alacağın davacı yanında çalışan işçinin, davalı …’ye verdiği hizmet nedeni ile açtığı dava sonucu mahkemece verilen karardan kaynaklandığı, mahkemece verilen ve Yargıtay denetiminden geçip kesinleşen kararda her iki taraftan müteselsilen sorumlu tutulduğu, 6098 sayılı TBK’nın 167 ve 168. (818 sayılı BK’nın 147) maddeleri uyarınca davacının dava dışı işçiye ödediği bedelin 1/2 oranındaki miktarı müteselsil sorumlu olan davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile davanın 11.230,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz etmiştir. Yargıtay tarafından dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin bir kısım temyiz nedenleri dışında dışında kalan temyiz itirazları reddedilmiştir.
Taraflar arasında hizmet sözleşmesi ilişkisinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı şirket, davalıdan aldığı ihale sonucu hizmet işinde çalıştırdığı işçisinin iş aktine son vermiş ve dava dışı işçinin açtığı kıdem, ihbar tazminatı ile diğer hakların tahsili davası sonucu Bakırköy … İş Mahkemesi’nce verilen kararda hem davamızın davacısı şirketi, hem de davalı şirketi müteselsilen sorumlu tutarak hükmedilen bedelin her iki taraftan tahsiline karar verilmiş, bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir.
Davacı şirket ilama bağlı bu borcu ödeyerek, dava dışı işçi ile 14.12.2010 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi imzalamıştır.
Taraflar arasında birbirini takip eden dönemlere ilişkin olarak imzalanan “Hizmet Alımları Tip Sözleşmesinin” 24. maddesi ve genel şartnamenin altıncı bölümünün 38. maddesi uyarınca işçilerle ilgili hukuki sorumluluğun davacı yüklenicide olduğu kararlaştırılmıştır.
Bu durumda açıklanan maddi olaylar ve hukuki durum karşısında davacının kendi bünyesinde çalıştırdığı işçisi için ödediği tazminatı davalı şirketten rücuen talep etmesine olanak yoktur.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca, mahkememizce davacının davalıya rücu olanağı bulunmadığından davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 35,90 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 347,70 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İşbu dava nedeni ile davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince red edilen miktar üzerinden belirlenen 2.695,20 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere temyiz yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır