Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/385 E. 2021/308 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/385 Esas
KARAR NO : 2021/308

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin tıbbi cihaz distribütörlügü yaptığını, bu kapsamda dava dışı … şirketi ile başlayan bu şirketin haklarını devralan … AŞ ile devam eden ve nihayet … Ltd Şti ile sonlandırılan sözleşmeler zinciri ile davalıların tedarikçisi olduğu tıbbi malzemelerin distribütör sıfatı satış vs işlemlerini yaptığını, sözleşmelerin 2003 yılından itibaren dönemsel yenileme ve uzatma kayıtları ile yenilendiğini, son anlaşmanın 31/08/2015 tarihinde … AŞ ile akdedildiğini, bu sürenin davalı tarafından 31/07/2017 tarihinde kadar uzatıldığını, … AŞ’nin tüm haklarını devralan … Ltd Şti ile sözleşmenin bir süre devam ettirildiğini ve 31/07/2017 tarihinde sözleşmenin yenilenmeyerek fiilen feshedilmiş olduğunu, sözleşmelerin keyfi yenilenmeyerek davalıların haksız feshi ile yıllara dayalı çaba ve kazanımlarından dolayı zarara uğradığını, 6102 sayılı TBK 122 vd.maddelerince tazminat hakkı olduğunu, müvekkilinin Türkiye çapında ürünlerin tanıtımını yapmış olduğunu, 2003 yılında eski distribütör ödenmesi gereken tazminatın müvekkili davacı şirkete ödenmiş olduğu ve ayrı bir zarar kalemi olduğunu, 2003-2004 yıllarında 80.000 USD cirosu bulunan ürünün 2017 yılı itibariyle 5.000.000 USD yıllık ciroya ulaştığını, 30 bayiye ulaşıldığını, bu organizasyonda yetkin, eğitimli yüksek maaşlı personel çalıştırıldığını, 2013 yılında … Üniversitesine satılan 16.000.000 TL’lik üründen dolayı halen tahsil edilmeyen 11.103.750,75 TL alacak olduğunu, müvekkilinin % 20 karlılıkta satış yaptığını, sözleşmede yazılı olduğu şekilde bazı ürünlerin % 12.5 karla satıldığını belirterek şimdilik 310.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen , fiilen fesih tarihi olan 31/07/2017 tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacının iddiasının aksine sözleşmenin müvekkili şirketçe feshedilmediği, davanını kusuruna dayalı olarak sözleşmenin yenilenmediğini, TBK 122/3.maddesine göre feshi haklı nedenle feshedilmişse acentanın denkleştirme isteminde bulunamayacağının hüküm altına alındığını, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacı şirketin … Üniversitesi hastanesinin açtığı 02/08/2018 tarihli ihaleye müvekkili şirket ürünleri ile çalışanı tarafından teklif verilirken aynı zamanda müvekkili şirketin en büyük rakiplerinden olan başka firmanın ürünü ile bizzat kendisinin teklif verdiğini, bu durumun ihale yetkililerce tespit edilmesi üzerine 2 yıl ihale yasağı ilan edildiğini, bu durumun müvekkili firmanın saygınlığına zarar verdiğini, bu nedenle davacının sözleşmesinin yenilenmediğini, davacının karşılıksız tazminat ödemesinin de söz konusu olmadığını, … şirketi firmasına olan borcunun karşılığınca icra dosyasına ödeme yapıldığını, …şirketinin … AŞ tarafından satın alındığını, davanın sonra da … Ltd Şti ‘ne devrolunduğunu, … Üniversitesinden alacağın tahsil edilememesinden müvekkilinin sorumlu olmayacağını, davacı şirketin toplamda kar marjının % 30-40 bandında olduğunu, garantilerin müvekkili firmaca verildiğini, iade şartlarına uymayan ürünlerin bile iadelerinin alındığını, taraflarca imzalanan sözleşmenin tekel hakkı verilen bir sözleşme olmadığını, müvekkili şirketin yaklaşık 100 distribütörü olduğunu, davacının bir ürünün cirosunun 5.000.000 USD’ye ulaştığı iddiasının imkansız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir. istemidir.
Taraflar arasında; 2003 tarihinden itibaren davacının davalı şirketin distribitörü olarak, davalı tarafça tedarik edilen bilişimsel radyoloji malzemelerinin satışını yaptığıuyuşmazlık konusu olmayıp, uyuşmazlığın; taraflar arasında son olarak bağıtlanan 31/08/2015 – 31/07/2017 tarihlerini kapsayan sözleşmenin, süre bitiminde davalı tarafından yenilenmeyerek haksız fesholunduğu iddia edilmekle; TTK’nın 122 maddesi kapsamında davacının denkleştirme tazminatı isteminin varlığı, miktarı, davacının kusuru ile sözleşmenin sona ermesine yol açıp açmadığı ve sözleşmenin 2.2 maddesine göre davacının münhasır distribitör olarak kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraflar arasındaki sözleşmeler dosya arasına alınmış, … 4 İCM’nin … Esas sayılı takip dosyası UYAP üzerinden dosya arasına alınmış, davalının delil listesinde bildirdiği ihale dosyası örneği ile ihaleden yasaklılık kararı … Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden celbedilmiş, … ihale kayıt nolu 02/08/2018 tarihli ihale dosyası örneği ile ihaleden yasaklılık kararının gönderilmesi hususunda Kamu İhale Kurumuna yazı yazılmış, gelen yazı cevabı doğrultusunda, T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan Kamu İhale Kurumu tarafından verilen cevabi yazı ile … Üniversitesi tarafından verilen yazı cevabı eklenerek yazı yazılmış ve … ihale numaralı ihale kapsamında davacı … şirketi hakkında verilen ihaleden yasaklılık kararına belgeler celbedilmiş, taraf tanıkları dinlenilmiş, davacı şirketin 2013,2014,2015,2016,2017,2018 yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında alınan 06/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının dava dışı …şirketi ile başlayan ve sonra bu şirketin el değiştirmesi şeklinde davalılar ile devam eden ticari ilişkinin devam ettiği davacı şirket kayıtları ve taraf beyanları ile sabit olduğu, 2017 yılı 153 ticari mallar hesabındaki alışların tamamı … Ltd Şti’den alındığı, davacının 2018 yılında mal alışına dayalı faaliyeti olmamış ve stok mallardan yapılan cüzi satış yapılmıştır. Davacı şirket kayıtlarının incelenmesinde 2013 yılı öncesinden beri davalı şirketlerin ürünlerinin satışının yapıldığı, sözleşme kapsamı dönemlerde yıllık alışlarının tabloda belirtildiği, satışlarının da yıllık en fazla 14-21 milyon civarında olduğu, sadece mal satışları ile satılan mal maliyeti ve genel faaliyet giderlerine göre brüt satış karlılığının % 16-% 30 arasında arasında oluştuğu, her yıl için vergi de düşüldükten sonra net karların belirtildiği, davacı şirketin kayıtlarının incelenmesinde gelecek ile ilgili yatırım olabilecek yatırımlar hesabında bir işlemin bulunmadığı, satış maliyetine dahim edilen giderlerin içinde geleceğe dönük yatırım amaçlı olan harcama olup olmadığı uzmanlık alanım dışında olduğundan bu yönde bir tespit yapılmadığı ancak her yıl için inceleme sırasında alınan ve rapora eklenen mizan ve yıl sonu muhasebe fişlerinin incelenmesinde malin maliyeti dışındaki genel faaliyet giderlerinin ayrıntılı olarak gösterilmiş olduğu, davalıdan alınan ürünlerin satışından dolayı halen tahsil edilemeyen alacaklar olduğu iddiası ile ilgili kendince değerlendirme yapılamayacağı, mizanlarda 120 alıcılar hesabına alıcı bazındaki tutarlarının yer aldığı belirtilmiştir.
… 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin…Talimat sayılı dosyasında dinlenen davacı tanığ …; “Ben tıbbi malzeme sağlık sektöründe çalışıyorum, Davacı … Ltd. Şti. Nin bölge bayisi idim, davacı şirket davalı … Ltd. Şti. Nin Türkiye Distiribitörü idi, biz de onların alt bayisi olarak Medtronic’in ürünlereni satıyorduk ve çeşitli hastanelerin ihalelerini kazanmıştık, ancak 02.10.2017 tarihinde davacı şirketten bize ürünlerin Medtronic’den sevkiyatı yapılmadığı için teslim edilemeyeceğine dair yazı geldi, biz de ilgili hastanelere bu yazıyı ilgi tutarak taahhütlerimizi yerine getiremeyeceğimizi belirttik, kısa süreli de olsa bir mağduriyet yaşadık, firmamızın itibarı zedelendi, benim bilgim bundun ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur, ihale yasaklısı olmadık çünki ihale 22F sistemine göre yapıldı, Genç Medikalden gelen yazışmaları hastanelere ibraz ederek mağduriyetimizi belirttik”şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında dinlenen davacı tanığı …; ” 2004 yılından beri medikal işiyle uğraşmaktayım. 2005 yılından beridir genç medikalın … bayiliğini yapmaktayım. Benim bildiğim 2005 yılından beridir … markasının Türkiye tek temsilcidir yani distrübütörüdür. Bu markanın satışını yapmak için tüm Türkiye de 30’a yakın bir bayi oluşturmuştur. Tüm bayilere profösyonel olarak eğitim vermektedir. Tüm Türkiye’nin malzeme stoğunu … finansa etmekteydi. Sağlık bakanlığına ürünlerin tüm kayıtların … firması yapmıştı. Bizim bildiğimiz … firmasından söylenilen hiçbir gerekçe gösterilmeden distribitörlüğün sona erdirildiğidir. Bizlerde bayi olarak malzeme tedariğinde sıkıntı yaşadık taahhütlerimizi yerine getiremedik. Mağdur olduk. Söyleyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
… 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin .. Talimat sayılı dosyasında dinlenen davacı tanığı …; “2013 yılında davacı firmadan çalışmaya başladım, 2018 yılı başlarına kadar bu firmada çalıştım, ben davacı firmada satış müdürü olarak görev almıştım, çalıştığım süre boyunca davalı firmayla olan ilişkileri ben yürüttüm, davacı firmanın çalıştığı alan dikkate alındığında bu alana ilişkin olarak yapmış olduğu çalışmalar, vermiş olduğu eğitimler ve ürünlerin tanıtılması için gösterdiği gayret söz konusuydu, çalışılan süre boyunca hedef olarak konulan ve sözleşme gereği tutturulması gereken bütün hedefler tutturulmuş, üstün bir satış grafiği gösterilmiştir, firmaların sene sonundaki ciro miktarları ve tutturulan ciro karşılığı davacı firmaya verilen primler kontrol edilmek suretiyle bu hususlar belirlenebilir, çalışılan süre boyunca Türkiye’nin belirli illerinde, büyük şehirlerde ofisler açılmış ve şirketin bayi ağı ve faaliyet alanı genişletilmiştir, daha sonra distrübitörlük sözleşmesi tek taraflı feshedilmiş olmasına rağmen davacı firmaya sözleşmenin feshine dair bilgi verilmemiştir, davalı firmaya ulaşma çabalarımız sonuçsuz kalmış ve sözleşme tek taraflı olarak feshedilmiş olduğu kanaatine varılmıştır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 08/10/2019 tarihli celsesinde dinlenen davacı tanığı…; “2009-2017 yılları arasında müdür olarak görev yapıyordum, davacı firma bünyesindeki faaliyetlerimiz 30 bayiye kadar faaliyetlerimizi genişlettik geliştirdik, ayrıca faaliyetleri yürütmek üzere … Merkezli olmak üzere Türkiyenin 4 ayrı yerinde ofis açtık personelin eğitm vs. Gelişimleri için çeşitli toplantılar yaptık, bunların tamamının davacı karşılıyordu, ayrıca bayilik aldığımızda şirketin bayiler aracılığıyla cirosu 80.000,00 USD civarıydı, sözleşmenin yenilenmesini bekleğimiz ancak sözleşmenin yenilenmediği, tarihte cirosu 5.000.000,00 USD civarındaydi, firmanın çalışmaları ile öncesi itibari ile eve 3 ürünleri olarak bilinen ürünler piyasada tanınan ürünler değildi sektör de yeni olduğu için ürünler fazla tanınmıyordu, faaliyetlerimizde ürünleri tanınır hale getirdik, faaliyetlerimizi döneminde kurmuş olduğumuz bayilerden 3 tanesi halen faaliyettedir, bir personelin davranışları nedeniyle ihalelerden yasaklandıktan sonrada faaliyetlerimizi devam ettik o dönemde sözleşmemiz uzaklaşılmıştı ,Türkiye genelinde ürünlerin tanıtımı ve pazarlamasını biz yapıyorduk, davalının bu yönde herhangi bir faaliyeti yoktu, ürünleri biz veriyorduk, faturasını davalıya kestiğimiz için ücret oraya ödeniyordu, biz hizmet faturası kesiyorduk, girişimsel Nöro Radyoloji alanındaki bütün ürünleri ihtiyaç duyup talep edenlere biz sağlıyorduk davalının ürünleri dışında başka bir ürün satmıyorduk “şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 08/10/2019 tarihli celsesinde dinlenen davalı tanığı …; “… 7 yıldır çalışıyorum halen çalışıyorum, davacı Türkiye geneleinde bizim münhasır bayimiz değildir, davacı ile çalıştığımız gibi aynı şekilde pekk çok bayimiz vardır, davacı faaliyet alanında yatırım yapmış olabilir ancak personelin yetiştirilmesi ürün sağlanması, stok tutulmasık, müşterilerin eğitilmesi vs hususlarda davalı pek çok yatırım yapmış ve uzun yıllardır da bu şekilde faaliyet göstermektedir, sözleşmelerimiz yıllıktır, ancak davacının bir ihalede başka firma adına da teklif vermek suretiyle ihaleye fesat karıştırıp, yasaklı duruma düşmesinden sonra yeni sözleşme yapılmadı, davalı … davacı ile sözleşmesi kapsamında davacının bayiliğini üstlendiği ürün grubu Nöro Vasküler ve periferik Vasküler grubu ürünlerdir, bunun dışında başka ürünlere ilişkin davacının bir faaliyeti yoktur, davalının tedarik ettiği, bunların dışında pek çok ürün vardır, biz direk olarak da bu ürünleri pazarlaya biliyorduk, davacının ihaheye fesat karıştırmasından sonra 1 yıl olan sözleşme devam ediyordu, 3 ay uzatıldı. 3 ayın bitiminde de sözleşme sona erdi, davacının sözleşmesi ihaleye fesat karıştırıldıktan sonra sona erince yeni bayi bulma süreci ve kararı davalı şirketin Türkiye Konseyi ve Dubai merkezde oluduğu için Dubai konseyinin kararı ile ve oybirliği ile yeni bayi belirlenir dedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 11/02/2020 tarihli celsesinde dinelen davalı tanığı …; “davalı … şirketinde satış müdürü olarak görev yapıyordum daha sonra iş birim müdürü olarak görev yaptım halen de aynı görede devam etmekteyim, davacı ile … şirketi arasında tarafımdan sormuş olduğunuz … ürünlerin hazıranması hususunda distirübütörlük sözleşmesi yapılmıştır, daha doğru ifadeyle bildiğim kadarıyla 2003 ylılanda ürünlerin satımı konusunda münhasırlık sözleşmesi yapılmış olup daha sonra tarafların mutabakatı ile … firmasının … tarafından devralınmasından 1 yıl sonra karşılıklı mutabakat ile münhasırlık sözleşmesine son verilmiştir daha sonra … firması diğer davalı firma ile birleşmiştir, yanlar arasıdaki sözleşmenin feshinin sebebi davacı firmanın yetkilisini açılan bir ihalede davalı firmanın ürünlerine ilişkin teklifi ile birlikte rakip firmanın ürünleri hususunda da teklif vermesinin tespitinden sonra firmanın ihale yasaklısı olmasıdır, münhasırlık sözleşmesi sona erdikten sonra da davacı aynı koşullarda devam etti ancak davalı firma olarak bizzde sözleşme konusu malları tedarik edip ülke içerisinde pazarlayarak satış yaptık, ayrıca ihale yasaklılığı kararının resmi gazetede yayınlanmasınadan sonra dolaylı olarak yasaklılık kararını öğrendik kaldı ki bu nednele davacı ile ilgili işlem yapılması davalı şirket bünyesinde belli bir prosedürü gerektirir pek çok komisyonun karar vermesi gerekir bu da belil süre gerektirir bu nedenle ihale yasaklılığı kararından sonra belli bir sürenin geçmesini müteakip sözleşme feshedilmiştir,ayrıca sözlemenin feshi konusunda e-mail ve ihtar çekilmedi ,ihale yasaklılı karanıdna sonra davalı şirket bünyesindenki komisyonların durumu değerlendiriip karar verilmesi için belirli süreç gerekir bu süreçte 3 er aylık sürelerle sözleşmenin uzatılması kararı verilir, nihayetinde komisyonların kararıyla sözleşme feshedilmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dosya kapsamında bulunan sözleşme örneklerinden, davacının 2003 yılından 2009 yılına kadar dönemsel olarak yenilenen sözleşmeler ile dava dışı … Şirketinin, … markalı ürünlerinin Türkiye’de tek yetkili distribütörü olduğu, 2010 yılından itibaren dava dışı … Şirketi’nin tedarikçisi olan … İle davacı arasında, … tarafından tedarik edilecek ürünlerin Türkiye’de satışı amacıyla davacı ile … arasında 2010,2011,2012,2013,2014,2015 yıllarında distribütörlük anlaşmaları yapıldığı, bu anlaşmalarda davacıya tekel hakkı tanınmadığı, … ile davacı arasında en son yapılan 02/05/2016 tarihli münhasır olmayan distribütörlük sözleşmesi ile … tarafından tedarik edilen ürünlerin davacı tarafından Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde satışı hususunda davacının münhasır olmayan(Söz. 3.1 maddesi) distribütör olacağının, sözleşmenin 28/04/2017 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından … A.Ş.’nin 27/05/2016 tarihinde davalı …’ne devrolunduğu ve kaydının kapatıldığı, dolayısıyla 02/05/2016 tarihli son sözleşmesinin de … Şirketi’ne devrolunduğu, denkleştirme tazminatı talebi açısından … Şirketi’nin pasif husumetinin mevcut olduğu tespit edilmiştir. Davacı bu sözleşmenin 28/04/2017 tarihinde sona ermesinin akabinde davacı … Şirketi tarafından haksız olarak yenilenmediğini ileri sürerek denkleştirme tazminatı talep etmektedir.
6012 Sayılı TTK’nun acentelik sözleşmesinde denkleştirme istemine ilişkin 122/1 maddesi uyarınca; sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Aynı maddenin üçüncü Fıkrası uyarınca müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz; dördüncü fıkrası uyarınca acentelik sözleşmesinde denkleştirme tazminatına ilişkin hükümler hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.
6102 sayılı TTK’nun 102/1 maddesinde; acentelik ” ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir. ” şeklinde tanımlanmıştır. Acentelik sözleşmesi kural olarak yazılı şekil şartına tabi değildir. Bu tanımdan hareketle acentelik sözleşmesinin unsurları şu şekilde tespit edilebilir :
1-Bağımsızlık: Acente bağımsız tacir yardımcılarındandır. Başka ifade ile ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibi tacir bağımlı değildir. Faaliyet düzenini ve çalışma saatlerini kendisi ayarlayabilir. Kendi adına bağımsız bir işletme işletebilir ve bu işletme ticari işletme koşullarını taşır hale gelirse acente aynı zamanda tacir sıfatını kazanır. Acente müvekkili tacirin doğrudan denetim ve gözetimi altında değildir. Müvekkili tacir aralıklarla bilgi verme yükümü altında olması bağımsızlık unsuruna halel getirmez. Acenteye aracılıkta bulunulan veya fiilen yapılan sözleşmeler için ücret ödeneceğinin kararlaştırılması acentelik ilişkisine delalet eder. Aylık sabit bir ücret ödenmesinin kararlaştırılması halinde ise acentelik ilişkisinden ziyade bağımlı yardımcılığın varlığı akla gelir
2-Bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etme veya bunları o işletme adına yapma: Acente tacir olan müvekkili için iki türlü faaliyette bulunabilir. İlki sözleşme yapılmasına aracılık etme ikincisi ise müvekkili tacir adına sözleşme yapma şeklinde gerçekleşir. Tekel hakkı acentelik sözleşmesinin zorunlu unsuru unsuru değildir zira TTK’nun 118 maddesi uyarınca yazılı olmak kaydıyla bu hakkın kaldırılması taraflarca kararlaştırılabilir. Acentenin müvekkili tacir adına ve hesabına sözleşme yapması için kendisine yazılı şekilde özel yetki verilmesi ve yetkinin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesi gerekir.
3- Süreklilik:Acentenin aracılık veya sözleşme yapma şeklindeki faaliyet süreklilik arz eder. Süreklilik unsuru acenteyi tellallıktan ayıran zorunlu unsurdur. Başka ifade ile tek bir sözleşmenin yahut sayısı önceden belirlenmiş sözleşmelerin yapımına aracılık etmek veya bu sözleşme yahut sözleşmeleri yapmak yetkisi veren sözleşmeler acentelik değil, tellallık ilişkisi mahiyetindedir.
4- Meslek edinme: Acentelikten bahsedilebilmesi için, kişinin başkası adına aracılık etme veya sözleşme yapma faaliyetini meslek edinmiş olması gerekir. Bu acentenin başka faaliyetlerde bulunmasına engel olmadığı gibi, acentelik faaliyetinin asli veya tali faaliyet olmasının da önemi yoktur. Faaliyetin asli veya tali olarak meslek edinilmiş olması yeterlidir.(Tüm unsurlara ilişkin detaylı açıklama için , Bkz. Arkan, Sabih, Ticari İşletme Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Gözden geçirilmiş Yedinci Bası, Ankara, 2004, s.188 ve devamı)
Somut olayda, davacının davalı bağımsız tacir yardımcısı olduğu, taraflar arasındaki son sözleşmenin 3.1 maddesi ile kararlaştırılmıştır. Davacı bağımsız tacir yardımcısı olarak, süreklilik arzedecek şekilde ve davalı adına, onun tedarik ettiği ürünlerin Türkiye içerisinde satışını yapmakla yetkili olup, yıllara sari ilişki göz önünde bulundurulduğunda davacının bu işi meslek edindiği kabul edilmelidir. Şu halde taraflar arasındaki ilişki acentelik ilişkisidir. TTK’nın 122. maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı talep edebilmek için davacıya sözleşmede tekel hakkı verilmiş olması şarttır. Taraflar arasında 2010 yılından 2016 yılına kadar yapılan sözleşmelerde ve dava konusu 02/05/2016 tarihli son sözleşmede davacıya tekel hakkı/münhasır satış yetkisi verilmediği gibi, tedarikçinin belirli koşullar altında doğrudan satış yetkisinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple davacının denkleştirme tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Davacı ile davalı Medtronik arasında bayilik ilişkisi kapsamında yapılan sözleşmeler haricinde dosyaya sunulan 05/01/2017- 28/04/2017 tarihleri arasını kapsayan hizmet sözleşmesi ise, ne bayilik ne de acentelik ilişkisi mahiyetinde olmayıp, davacının sözleşmenin ikinci maddesinde tanımlanan teslim ve sevkiyat hizmetlerini davalıya vermeyi yükümlendiği, sözleşmenin 7.4 maddesi uyarınca da davacının davalının temsilcisi, distribütörü veya acentesi olmadığı hususlarının açıkça kararlaştırıldığı bir hizmet sözleşmesidir. Bu sözleşme kapsamında denkleştirme tazminatı talep hakkı da bulunmamaktadır.
Öte yandan bir an için taraflar arasındaki acentelik ilişkisinde davacıya tekel hakkı/münhasır satış yetkisi tanınmış olmasının denkleştirme tazminatı için zorunlu olmadığı(bu hususun öğretide tartışmalı olduğu da nazara alındığında) kabul edilse dahi, TTK’nun 122/3 fıkrası uyarınca; müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. Taraflar arasındaki 02/05/2016 tarihli sözleşme sürenin bitmesi ile sona ermiştir. Davacı yan sözleşmenin yenilenmemesinin haksız olduğunu iddia etmektedir. Sözleşmenin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedilmesi halinde denkleştirme tazminatı talep hakkı olmayan acentenin, dönemsel olarak yeniden yapılan sözleşmelerin, haklı nedenle yeniden yapılmaması halinde denkleştirme tazminatını evleviyetle talep edemeyecektir.
Dosya kapsamına alınan … Üniversitesi Hastanesi, Kamu İhale Kurumu ve Sağlık Bakanlığı’nın yazı cevaplarından; davacının T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanlığı tarafından; 02/08/2016 tarihinde ihalesi yapılan “… İNK’li 2017-2018 Yılı 18 Aylık Radyoloji Kliniği Tıbbi Sarf Malzeme Toplu Alımı” işi ile ilgili teklif verdiği, aynı ihaleye dava dışı … Ltd. Şti’nin de teklif verdiği, Her iki firmanın teklifini de … isimli şahsın vekaleten imzaladığı, ihalenin 19/10/2016 tarihinde karara bağlandığı, daha sonra diğer firmalar ile birlikte teklif veren bu iki firmanın da numunelerinin değerlendirildiği, bu değerlendirme esnasında her iki firma adına teklif mektubunu aynı ismin imzaladığı hususunun farkedildiği, İdari Şartnamenin 20.1 maddesine ve 4734 Sayılı Kanunun 17/d bendine aykırı bu durum nedeniyle 4734 Sayılı Kanunun 58 maddesi uyarınca davacı ve dava dışı M-T firmalarına 03/12/2016 tarihinde bir yıl süre ile ihaleden yasaklılık kararı verildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça, taraflar arasındaki 02/05/2016 tarihli ve 28/04/2017 tarihinde sona eren sözleşmenin bu usulsüzlük nedeniyle verilen yasaklılık kararı nazara alınarak haklı nedenle yenilenmediği savunulmuştur. Davalının tıbbi radyolojik ürün tedairkçisi olduğu, bu ürünlerin Türkiye sınırları içerisindeki alıcı portföyünün önemli bir kısmını kamu hastanelerinin oluşturacağı, davacı hakkında, bu hastanelerin ihtiyaçlarının tedariki için yapılan ihaleye usulsüz teklif verdiği ve ihale idari şartnamesi ile 4734 Sayılı Kanuna aykırı davrandığı gerekçesi ile ihaleden yasaklılık kararı alınmasının, davalı tarafından sözleşme süresinin bitimi akabinde yeni bir sözleşme yapılmaması tasarrufu yönünden haklı neden oluşturduğu mahkememizce de kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar karşısında, davacının denkleştirme tazminatı talep koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah edilen gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 5.294,03TL harçtan mahsubu ile artan 5.234,73 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 30.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 64,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalılar tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinde itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
5.294,03 TL PEŞİN HARÇ
59,30 TL KARAR HARCI
5.234,73 TL. TALEP HALİNDE İADE HARÇ

DAVALI GİDERİ /
64,00 TL TOPLAM