Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/377 E. 2021/887 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/377 Esas
KARAR NO : 2021/887

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 23/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalının yetki itiraznın yerinde olmadığını, taraflar arasında imzalanan “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi”nin 12.maddesinde, sözleşmenin uygulanmasından doğacak ihtilafların giderilmesinde, İstanbul Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili olduğu kabul edilmek suretiyle Yetki Sözleşmesinin yapıldığını, HMK 17. maddesi gereği, taraflar tacir olduğundan yetki sözleşmesi geçerli olup, takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığından, yetki itirazının reddi gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu şirketin “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzaladığını, davalının göstermiş olduğu adres ve abonelik bilgileri belirtilen tüketim tesislerine aktif elektrik enerjisi satışının sağlanması ve buna ilişkin hizmetleri ifa ettiğini, davalının 2016-2017 yıllarındaki aylara ait faturaları son ödeme gününde ödemeyerek gecikmeli ödediğinden, 2016-2017 yıllarına ait gecikme bedeli faturası kesildiğini, kesilen fatura ödenmediğinden ayrıca tüketim bedeli olan … fatura numaralı 331.270,86-TL’lik faturayı da ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını, davalı şirketin icra takibi başlatıldıktan ve ödeme emri tebliğ edildikten sonra 31.12.2017 tarihli, … numaralı faturadan kaynaklanan 331.270,86-TL’yi ödediğini, bakiye borca itiraz ettiğini, davalının 2016 – 2017 yıllarına ait ödemelerini sözleşmede kararlaştırılmış olduğu şekli ile, faturada belirtilen son ödeme tarihinde yapmadığı, ödemelerinin tümünü gecikmeli olarak yaptığını, taraflar arasındaki sözleşmenin; Faturalandırma-Tebligat ödeme başlıklı 6.maddesinin 6.3 bendinde; Tüketicinin tedarikçi müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen ve tebligatı yapılan faturayı faturada belirtilen son ödeme tarihine kadar tedarikçiye ait banka hesabına ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, son ödeme tarihine kadar ödenmediği taktirde, son ödeme tarihinden itibaren, ticari işlerde uygulanan temerrüt(avans) faizinin uygulanacağının kabul edildiğini, davalı şirketin ödeme emri tebliğ edildikten sonra, 331.270,86 TL’lik faturayı ödediğini, diğer iki fatura bedeli 58.584,22-TL ile birlikte, ödediği 331.270,86-TL’lik faturanın ferileri ile vekalet ücretini ödemeyerek takibe itiraz ettiğini, bakiye asıl alacak 58.584.22-TL ile ödenen 331.270,86-TL’nin vekalet ücreti ve icra masraflarının hüküm altına alınarak itirazın iptaline karar verilmesi için işbu davayı açma zaruretlerinin hasıl olduğunu beyanla davalının … 19. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin asıl alacak bakımından 58.584,22-TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren Ticari Faiz uygulanarak borçludan tahsiline, dosya borcuna mahsuben ödenen 331.270,86-TL’nin icra takip masrafları ile vekalet ücreti ile ilgili kısmının hüküm altına alınarak, bu alacak kalemleri yönünden takibin devamına karar verilmesini, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden %20 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında vade farkı (gecikme bedeli) ödeneceğine ilişkin bir teamül oluşmadığını, 2015-2017 arasında buna ilişkin bir uygulamada yapılmadığını, bu nedenle de davacı tarafın talep ettiği gecikme bedeli faturalarının kabul edilemez nitelikte olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişkinin ilk olarak 06/07/2015 tarihli sözleşme ile başladığını, ilk elektrik tedariğinin 01/08/2018 tarihinde olduğunu, buna ilişkin ilk faturada 31/08/2015 tarihinde gönderildiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayalı cari hesap ilişkisi şeklinde yürütüldüğünü, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında hu cari hesap ilişkisi içerisinde ödemelere ilişkin bir teamül oluştuğunu, davacı şirket tarafından 2017 yılının sonuna kadar olan dönem içerisinde bu ödeme teamülüne karsı hiçbir itiraz yapılmadığını ve 2015, 2016 ve 2017 yılının 12’inci ayına kadar hiçbir şekilde gecikme bedeli talep edilmediğini ve bu yönden bir uygulama yapılmadığını, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında müvekkili şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin olarak davacı şirketten hiçbir gecikme bedeli ödenmesi yönünde müvekkili şirketten talepte bulunulmadığını, sözleşmenin sona erdirileceği mailinden sonra müvekkili şirkete kesilen 31.12.2017 tarihli 37.587,38-TL bedelli 2016 yılına ait gecikme bedeli faturası ile yine 31.12.2017 tarihli 20.996,84-TL bedelli 2017 yılı gecikme bedeli faturası kabul edilmediği gibi davacı şirkete de iade edildiğini, ayrıca gecikme faturasının nasıl hesaplandığının da anlaşılamadığını bu yönde de fatura kabul edilmediğini ve faturaya itiraz edildiğini, gecikme bedeli (vade farkı) talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşme bulunması ve vade farkı uygulanması konusunda taraflar arasında benimsenmiş bir uygulama bulunmasının gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket, arasında bu yönde bir uygulama olmadığını taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4 maddesi 2015 yılından bu yana hiç uygulanmadığını, bu hususun uygulanmadığı açıkça ortada olup, bu madde uygulanmış olsa yapılan ödemelerin öncelikle gecikme bedelinden düşüleceği sözleşmede belirlendiğinden gecikme bedeli faturasına da gerek kalmayacağını ve bu faturaya itiraz edilmesine ve iade edilmesine gerek kalmayacağının açık olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında hiçbir şekilde 2015-2017 arasında gecikme bedeli uygulanmadığını, buna rağmen 31.12.2017 tarihinde 2016 yılına ait gecikme bedeli faturası kesilmesi ve yine 2017 yılına ait gecikme bedeli faturası kesilmesinin kabul edilemeyeceğini, bu faturaların tamamen kötü niyetli düzenlendiğini, müvekkil şirketin, 2015 yılından bu yana oluşmuş ödeme teamülü gereğince davacıya ödeme yaptığını, davacının icra takibinden önce herhangi bir ihtarı da bulunmadığını, bu kapsamda müvekkili şirketin bir temerrüdü de söz konusu olmadığını, bu nedenle de davacı tarafından talep edilen icra masrafı ve vekalet ücreti talebinin haksız olup, müvekkili şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu talepler yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın kötü niyetle düzenlenen gecikme bedeli faturalarına dayalı olarak açılmış olması sebebi ile, öncelikle verilecek kesin süre ile eksik harcın davacı tarafından ikmaline aksi halde bu talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davacının tüm taleplerinin reddi ile davanın esastan reddine, davacının icra takibinde açıkça haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile İİK md 67/2 uyarıca davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine ve müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davası olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 19.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, taraf şirketlerin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, 2016 ve 2017 yıllarına ait birtakım faturalar celbedilmiş, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
…19.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 390.474,51-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalı tarafından yasal süresi içinde yapılan itiraz sonucu, icra takibinin İİK’nın 62.maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine göre itirazın iptali davasının İİK’nın 67.maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı tespit olunmuştur. Takip dayanağının ise; 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”.. Bedeli, dağıtım bedeli …” açıklamalı, 331.270,86-TL, 31/12/2017 fatura tarihli, .. fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 20.996,84-TL ve 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 37.587,38-TL bedelli faturalar olduğu tespit edilmiştir.
HMK’nun 320/2 .maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının takibe dayanak taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi kapsamında düzenlendiği belirtilen gecikme bedeli faturaları nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, davalının borca itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin 23/12/2021 tarihli duruşmasında ”Davalı yanın İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının, taraflar arasında akdedilen 06/07/2015 tarihli sözleşmenin 12 ve HMK’nın 17.maddeleri gereğince reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin 14/11/2019 tarihli duruşmasının (5) numaralı ara kararı ile; ”davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2016,2017 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM …ve Elektrik Mühendisi … tarafından tanzim edilen 23/01/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı …. ile davalı …. arasında 06/07/2015 tarihinde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin imzalanmış olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin 06/07/2015 tarihi itibari ile başlamış olduğu, dava dosyasında bir sureti bulunan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nden görülüp anlaşıldığını, İncelenen davacı şirkete ait 2016 ve 2017 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin 2016 ve 2017 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı ….’nin inceleme esnasında ticari defter ve belgelerini ibraz edilmemesinden dolayı icra ve dava konusu olan cari hesap ektresi içeriğinde bulunan faturaların ve yapmış olduğu ödemelerin ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığına dair tespitin yapılamadığı, Davacının davalı aleyhinde … 19.İcra Müdürlüğü’nün … E, Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduğu, Asıl Alacak(Fatura Alacağı) ve İşlemiş Ticari Faizi olarak davalıdan alacağının; 389.855,08 TL Fatura Alacağı+ 654,21-TL İşlemiş Ticari Faiz = 390.474,51-TL olduğu, Davacının dava dilekçesinde, davalı şirketin ödeme emri tebliğ edildikten sonra 331.270,86 TL’lik faturayı ödemiş olduğunu, diğer iki fatura bedeli olduğunu belirttiği 58.584,22-TL (20.996,84-TL + 37.587,38-TL) ile 331.270,86-TL’lik faturanın ferilerini ödemediğini belirtmiş olduğu görülmekte olup, bu durumda davacının davalıdan; 58.584,22 TL Fatura Alacağı+654,21 TL İşlemiş Ticari Faizi = 59.238,43 TL alacaklı olduğu, Davacının davalı aleyhinde … 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile başlatmış olduğu icra takibine, davalının yapmış olduğu itirazın haksız olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 25/06/2020 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davacı vekiline, … 19. İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı takibinin halen derdest olduğu, bu takibe konu ettiği ancak dava konusu olamayan 331,270,86-TL lik faturanın haricen tahsil edildiği anlaşılmakla, haricen yapılan tahsilatın icra dosyasına bildirilip bildirilmediğinin, icra dosyasından kısmen feragat edilip edilmediğinin, edilmemiş ise 331,270,86-TL lik alacağın ferileri yönünden takibin hala derdest olduğu göz önünde bulundurularak mahkememizden ne talep edildiğinin, ayrıca talep tutarının ne olduğunun açıklanması için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde dosya durumuna göre karar verileceğinin ihtarına(ihtar edildi), ” dair karar verildiği ve davacı vekilinin 07/07/2020 tarihli dilekçesi ile özetle; davalı şirketin, kendilerine ödeme emri tebliğ edildikten sonra takip tutarının 331.270,86-TL’lik kısmını ödediğini ve bakiye borca itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının … 19.İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına haricen yapılan ödeme düşüldükten sonra, bakiye asıl alacak 58.584,22-TL bakımından ferileri ile birlikte devamı ile alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanarak borçludan tahsiline karar verilmesini, davalı şirketin işbu dosya borcuna mahsuben alacaklı müvekkili hesabına haricen 331.270,86-TL ödeme yaptığını, haricen yapılan bu ödemenin takip derdest olduğu için icra dosyasına bildirilmediğini, icra takip dosyalarında haricen tahsil durumlarında da borçlunun vekalet ücreti dahil olmak üzere alacağın ferilerinden sorumluluğunun devam ettiğini, davalının haricen ödediği 331.270,86-TL’lik kısmın ferileri olan vekalet ücreti alacağı, icra takip masrafı ve tahsil harcı borcunun devam ettiğini beyanla davalının … 19.İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasına itirazlarının iptali ile bakiye asıl alacak 58.584,22-TL’ye takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanarak tüm ferileri ile birlikte hüküm altına alınarak itirazın iptali ile takibin devamına, haricen ödenen 331.270,86-TL’nin vekalet ücreti olan 31.638,96-TL ile 1.993,47-TL icra masrafı ve bu bağlamda tahsil harcının davalı tarafça ödenmesinin hüküm altına alınmasına ve bu alacak kalemleri açısından itirazın iptali ile takibin devamına, takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, itiraz edilen bakiye alacak üzerinden davalı aleyhine %20 İcra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 25/06/2020 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; “Dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdii ile, davacı vekili tarafından 27/11/2019 teslim tarihli dilekçe ekinde sunulan, takip ve dava konusu 2016 ve 2017 yılına ait gecikme bedeli açıklamalı, 20.996,84-TL bedelli ve 37.587,38-TL bedelli faturaların dayanağını teşkil ettiği belirtilen 24 adet tüketim faturası incelenerek; gecikme bedeli faturalarının taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4 bendine uygun şekilde hesaplanıp hesaplanmadığının tespiti, ayrıca bu gecikme bedeli faturalarnın davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının net bir biçimde açıklanması için ek rapor tanzim ettirilmesine,” dair karar verildiği ve bu doğrultuda SMMM … ve Elektrik Mühendisi … tarafından tanzim edilen 01/09/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; taraflar arasında imzalanmış olan 06/07/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin 6.4.maddesine istinaden, davacının davalıya düzenlemiş olduğu faturaların davalı tarafından son ödeme gününe kadar ödemediği takdirde davacının davalıdan, faturanın son ödeme tarihinden itibaren, ticari işlerde uygulanan temerrüt faizi (avans faizi) gecikme bedeli uygulayarak talep edebileceği, fakat davacının dava konusu ettiği; 31/12/2017 tarihli … nolu 20.996,81-TL bedelli gecikme bedeli (vade farkı) faturasının ve 31.12.2017 tarihli … nolu 37.587,38-TL bedelli gecikme bedeli (vade farkı) faturasının, hangi geciken faturalara istinaden, kaç günlük gecikme süresi ve hangi oranda gecikme faizi üzerinden hesaplandığına dair detaylı olarak izahatının yapılarak hesap cetvelinin dava dosyasına sunulması gerektiği, Ayrıca davacının, 2016 ve 2017 yıllarında gerçekleşmiş olan gecikmelerden kaynaklı vade farkı faturalarını, ilgili ödemeyi takip eden dönemde düzenlemeyip, 2016 ve 2017 yılındaki geç ödemelerden kaynaklı gecikme bedeli faturalarını, 31.12.2017 tarihinde her yıl için ayrı ayrı olmak üzere toptan tek bir fatura olarak düzenlemiş olmasına ait hukuki değerlendirmenin ise mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/03/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile: “Dosyanın daha önce rapor tanzim eden bilirkişi heyetine tevdii ile, davacı vekili tarafından 27/11/2019 teslim tarihli dilekçe ekinde sunulan, takip ve dava konusu 2016 ve 2017 yılına ait gecikme bedeli açıklamalı, 20.996,84-TL bedelli ve 37.587,38-TL bedelli faturaların dayanağını teşkil ettiği belirtilen 24 adet tüketim faturası ile 10/09/2020 havale tarihli dilekçenin ekinde sunulan hesap tabloları incelenerek; gecikme bedeli faturalarının taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4 bendine uygun şekilde hesaplanıp hesaplanmadığının tespiti, ayrıca bu gecikme bedeli faturalarnın davacı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının net bir biçimde açıklanması için ek rapor tanzim ettirilmesine,” dair karar verildiği ve SMMM …ve Elektrik Mühendisi … tarafından tanzim edilen 01/09/2020 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı şirketin davalı yan ile aralarında akdedilen 06/07/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin 6.4 maddesi gereğince davalı yana dava konusu olan 31/12/2017 tarihli … nolu 20.996,81-TL bedelli gecikme bedeli (vade farkı) faturasının ve 31.12.2017 tarihli … nolu 37.587,38-TL bedelli gecikme bedeli (vade farkı) faturasının tanzim edildiği, düzenlenen faturaların hangi geciken faturalara istinaden, kaç günlük gecikme süresi ve hangi oranda gecikme faizi üzerinden hesaplandığına dair oluşturulan tablo taporun içerisinde detaylı olarak gösterildiği, Dava konusu olan 31/12/2017 tarihli … nolu 20.996,81-TL bedelli gecikme bedeli (vade farkı) ve 31.12.2017 tarihli … nolu 37.587,38-TL bedelli faturaların davalı tarafından kabul edilmediği görülmekte olup, kabul edilmeyen ve ihtilafa neden olan faturalarında davacı yanın ticari defterlerinde kayıt altına alınmadığı görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları, Mahkememizce dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı taraf, taraflar arasında Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin imzalandığını, işbu sözleşmeye istinaden kendisinin davalının göstermiş olduğu adres ve abonelik bilgileri belirtilen tüketim tesislerine aktif elektrik enerjisi satışının sağlanması ve buna ilişkin hizmetleri ifa ettiğini, davalının 2016-2017 yıllarındaki aylara ait faturaları son ödeme gününde ödemeyerek gecikmeli ödediğinden, 2016-2017 yıllarına ait gecikme bedeli faturası kesildiğini, kesilen fatura ödenmediğinden ayrıca tüketim bedeli olan … fatura numaralı 331.270,86-TL’lik faturayı da ödemediğinden hakkında icra takibi yapıldığını, davalı tarafın takip başlatıldıktan ve ödeme emri tebliğ edildikten sonra 31.12.2017 tarihli, … numaralı faturadan kaynaklanan 331.270,86-TL’yi ödediğini, bakiye borca itiraz ettiğini, davalının 2016 – 2017 yıllarına ait ödemelerini sözleşmede kararlaştırılmış olduğu şekli ile, faturada belirtilen son ödeme tarihinde yapmadığı, ödemelerinin tümünü gecikmeli olarak yaptığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.maddesinin 6.3 bendi uyarınca davalı tarafın diğer iki fatura bedeli 58.584,22-TL ile birlikte, ödediği 331.270,86-TL’lik faturanın ferileri ile vekalet ücretini ödemeyerek takibe itiraz ettiğini, bakiye asıl alacak 58.584.22-TL ile ödenen 331.270,86-TL’nin vekalet ücreti ve icra masraflarının hüküm altına alınarak itirazın iptaline karar verilmesi talepli eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise, taraflar arasında vade farkı (gecikme bedeli) ödeneceğine ilişkin bir teamül oluşmadığını, 2015-2017 arasında buna ilişkin bir uygulamada yapılmadığını, bu nedenle de davacı tarafın talep ettiği gecikme bedeli faturalarının kabul edilemez nitelikte olduğundan davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ilk olarak 06/07/2015 tarihli sözleşme ile başladığını, ilk elektrik tedariğinin 01/08/2015 tarihinde olduğunu, buna ilişkin ilk faturada 31/08/2015 tarihinde gönderildiğini, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeye dayalı cari hesap ilişkisi şeklinde yürütüldüğünü, taraflar arasında hu cari hesap ilişkisi içerisinde ödemelere ilişkin bir teamül oluştuğunu, davacı şirket tarafından 2017 yılının sonuna kadar olan dönem içerisinde bu ödeme teamülüne karsı hiçbir itiraz yapılmadığını ve 2015, 2016 ve 2017 yılının 12. ayına kadar hiçbir şekilde gecikme bedeli talep edilmediğini ve bu yönden bir uygulama yapılmadığını, 2015, 2016 ve 2017 yıllarında davalı şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin olarak davacı şirketten hiçbir gecikme bedeli ödenmesi yönünde davalı şirketten talepte bulunulmadığını, sözleşmenin sona erdirileceği mailinden sonra davalı şirkete kesilen 31.12.2017 tarihli 37.587,38-TL bedelli 2016 yılına ait gecikme bedeli faturası ile yine 31.12.2017 tarihli 20.996,84-TL bedelli 2017 yılı gecikme bedeli faturası kabul edilmediği gibi davacı şirkete de iade edildiğini, ayrıca gecikme faturasının nasıl hesaplandığının da anlaşılamadığını bu yönde de fatura kabul edilmediğini ve faturaya itiraz edildiğini, gecikme bedeli (vade farkı) talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşme bulunması ve vade farkı uygulanması konusunda taraflar arasında benimsenmiş bir uygulama bulunmasının gerektiğini, taraflar arasında bu yönde bir uygulama olmadığını taraflar arasındaki sözleşmenin 6.4 maddesi 2015 yılından bu yana hiç uygulanmadığını, bu hususun uygulanmadığı açıkça ortada olup, bu madde uygulanmış olsa yapılan ödemelerin öncelikle gecikme bedelinden düşüleceği sözleşmede belirlendiğinden gecikme bedeli faturasına da gerek kalmayacağını ve bu faturaya itiraz edilmesine ve iade edilmesine gerek kalmayacağının açık olduğunu, bu faturaların tamamen kötü niyetli düzenlendiğini, davalı şirketin, 2015 yılından bu yana oluşmuş ödeme teamülü gereğince davacıya ödeme yaptığını, davacının icra takibinden önce herhangi bir ihtarı da bulunmadığını, bu kapsamda davalı şirketin bir temerrüdü de söz konusu olmadığını, bu nedenle de davacı tarafından talep edilen icra masrafı ve vekalet ücreti talebinin haksız olup, davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, bu talepler yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Öncelikle taraflar arasında 06/07/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davaya konu ve takibe dayanak olan; 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 20.996,84-TL ve 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 37.587,38-TL bedelli faturaların taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.4 maddesine dayanılarak düzenlendiği belirtilmiştir. Taraflar arasında akdedilen 06/07/2015 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin 6.4 maddesi; ”Tüketici, kendisine tebliğ edilen faturayı son ödeme gününe kadar ödemediği taktirde, son ödeme tarihinden itibaren, ticari işlerde uygulanan Temerrüt Faizi (avans faizi) gecikme bedeli uygulanır. Tüketicinin yaptığı kısmi ödemeler öncelikle gecikme bedelinden düşülecektir.” şeklindedir. Mahkememizce teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli görülerek hükme esas alınan bilirkişi heyeti ek raporunda da belirtildiği üzere; davaya konu ve takibe dayanak olan 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 20.996,84-TL ve 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…” açıklamalı, 37.587,38-TL bedelli faturaların, hangi geciken faturalara istinaden, kaç günlük gecikme süresi ve hangi oranda gecikme faizi üzerinden hesaplandığına dair oluşturulan tablonun bilirkişi heyeti ek raporunda yer aldığı, davacı tarafın 2016 ve 2017 yılındaki geç ödemelerden kaynaklı gecikme bedeli faturalarını, 31.12.2017 tarihinde her yıl için ayrı ayrı olmak üzere toptan tek bir fatura olarak düzenlemiş olması açısından Mahkememizce usul yönünden ve taraflar arasındaki sözleşme nazara alındığında bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının davalıdan 58.584,22 TL Fatura Alacağı bulunduğu ancak davacının davalı tarafı temerrüde düşürmediği tespit edilerek davanın kabulü ile, davalının … 19.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 58.584,22-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, hükmolunan 58.584,22-TLnin %20’si oranında 11.716,84-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafın, dosya borcuna mahsuben ödenen 331.270,86-TL’nin icra takip masrafları ile vekalet ücreti ile ilgili kısmının hüküm altına alınması, bu alacak kalemleri yönünden takibin devamına karar verilmesi talebi yönünden ise, davacı taraf, yukarıda detaylı bir şekilde açıklandığı üzere üç faturaya dayalı olarak davalı tarafa takip başlatmıştır. Bu faturalardan iki tanesi taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.4 maddesine dayalı olarak düzenlenen gecikme cezası/bedeli faturaları, diğer fatura ise davalının tüketimine ilişkin olan 31/12/2017 fatura tarihli, …. fatura numaralı, ”…Bedeli, dağıtım bedeli …” açıklamalı, 331.270,86-TL’lik faturadır. Başka bir deyişle davacı taraf üç faturaya dayalı olarak davalı hakkında tek bir icra takibi başlatmıştır. Yine davacı taraf, davalının takip başlattıktan ve ödeme emri tebliğ edildikten sonra ancak henüz dava açılmadan önce davalı tarafın tüketime ilişkin olan 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…Bedeli, dağıtım bedeli …” açıklamalı, 331.270,86-TL’lik faturayı ödediğini belirtmiştir. Bununla birlikte davacı vekili 07/07/2020 tarihli dilekçesi ile; haricen yapılan bu ödemenin -tüketim faturasına ilişkin- takip derdest olduğu için icra dosyasına bildirilmediğini, icra takip dosyalarında haricen tahsil durumlarında da borçlunun vekalet ücreti dahil olmak üzere alacağın ferilerinden sorumluluğunun devam ettiğini, davalının haricen ödediği 331.270,86-TL’lik kısmın ferileri olan vekalet ücreti alacağı, icra takip masrafı ve tahsil harcı borcunun devam ettiğini belirtmişse de; henüz dava açılmadan önce davalı tarafın takibe dayanak olan 31/12/2017 fatura tarihli, … fatura numaralı, ”…Bedeli, dağıtım bedeli …” açıklamalı, 331.270,86-TL’lik faturanın ödemiş olması, davacı tarafın dava dilekçesinde harca esas değeri gecikme cezası/bedeli olarak iki fatura bedeli olan 58.584,22-TL olarak belirtmesi, 14/11/2019 tarihli ön inceleme duruşma tutanağında taraflar arasındaki uyuşmazlığın ”davacının takibe dayanak taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi kapsamında düzenlendiği belirtilen gecikme bedeli faturaları nedeniyle davalıdan alacağının varlığı ve miktarı, davalının borca itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar ve kötü niyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı” olarak tespit edilmesi ile davacı vekilinin ”Mahkemenin tespit ettiği uyuşmazlık konuları doğrudur” şeklinde beyanda bulunması ve tutanağın altını imzalaması, HMK md.140/f.(3) ”Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları taktirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür” amir hükmü nazara alınarak davacının dosya borcuna mahsuben ödenen 331.270,86-TL’nin icra takip masrafları ile vekalet ücreti ile ilgili kısmının hüküm altına alınması, bu alacak kalemleri yönünden takibin devamına karar verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının … 19.İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 58.584,22-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla DEVAMINA,
2-Hükmolunan 58.584,22-TLnin %20’si oranında 11.716,84-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının dosya borcuna mahsuben ödenen 331.270,86-TL’nin icra takip masrafları ile vekalet ücreti ile ilgili kısmının hüküm altına alınması, bu alacak kalemleri yönünden takibin devamına karar verilmesi talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.001,88-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan 35,90-TL harç ile icraya yatırılan 1.952,37-TL harç toplamı olan 1.988,27-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 2.013,61-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.415,95-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti, 220,50-TL posta masrafları olmak üzere toplam 1.692,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021

Katip … ¸

Hakim …
¸