Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/357 E. 2021/388 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/357 Esas
KARAR NO : 2021/388

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 19/10/2011 tarihinde … ve müvekkili …’nin motorsuz bisiklet ile seyir halinde oldukları esnada arkalarından gelen plakası belirlenemeyen aracın çarpıp kaçması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta şirketine 19/02/2018 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, ancak sigorta şirketi tarafından verilen cevabın taleplerini karşılamadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava konusu trafik kazasına plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın sebebiyet verdiğinin dosya kapsamından anlaşılamadığını, plakası tespit edilemeyen kusurlu bir aracın sebebiyet verdiğinin ve olayın trafik kazası olduğunun karşı tarafça ispatlanması gerektiğini, davacının yolcu olarak bulunduğu bisiklete koruyucu tertibat kullanmadan binmiş olması halinde müterafik kusurlu olacağını, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödenmiş tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle geçerli olan ZMMS’nin şahıs başına maluliyet için belirlenen teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinde temerrüde düşmediğini, faizin dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tedavi evrakları, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, hasar dosyası, nüfus kayıt örnekleri ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulunun … karar sayılı raporunda özetle; … oğlu, 27/07/1988 doğumlu, …’nin 20/09/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği görüşü bildirilmiştir.
Aktüerya uzmanı … ile kusur ve hasar uzmanı … tarafından tanzim edilen 11/01/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı plakasız motorlu bisiklet sürücüsü …’nun davacı mağdur yolcu …’nin yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen otomobil sürücüsünün davacı mağdur yolcu …’nin yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100 oranında etkenlik arz ettiği, PMF-1931 tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetimine göre hesap yapıldığı, davalı … Hesabı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 2.726,66-TL olduğu, söz konusu zararın tamamından plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen otomobil sürücüsünün kusuru (%100) oranında ve de kaza tarihi itibariyle belirlenen ZMMS teminat limiti kapsamında davalının sorumlu olduğu görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekili 27/01/2021 tarihli ile dilekçesi ile; Davacı … için talep ettikleri 100,00-TL geçici iş göremezlik talebini 2.081,328-TL arttırmak suretiyle 2.181,328-TL’nin olay tarihi olan 19.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın trafik kazasına karışması neticesinde bisikletin arkasında bulunan davacının yaralanmasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi tazminat tutarınıın ne olduğu, bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği ise kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ” Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; öncelikle MK md.6 uyarınca; davacı taraf iddiasını ispatla mükellef olduğundan davacı, iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün kusurunu ispat etmekle yükümlüdür. Somut olayda ise; 19/10/2011 tarihinde meydana geldiği ileri sürülen olayla ilgili olarak açılan soruşturma dosyasında yer alan tutanakta ”…herhangi bir motorlu-motorsuz araç kazası ve buna dair herhangi bir iz, delil ve emare olup olmadığının projektörler yardımıyla araştırıldığı, çevrede bulunan site bekçilerine de herhangi bir kaza olup olmadığı sorulduğu ve herhangi bir kaza duymadıklarını ve görmediklerini beyan ettikleri, bu sebeple şahısların beyan ettikleri şekilde kazanın olduğuna daire iz, delil ve emare bulunamadığına dair tutanağın düzenlendiğini’ belirtildiği, keza Mahkememizce alınan 11/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda da ”olay mahalli özellikler ile birlikte araçların çarpma noktası ve hasar durumunu belirtir herhangi bir tespitin bulunmadığı ve kaza krokisinin tanzim edilmediğinin” belirtildiği, bu durumda, davacının 19/10/2011 tarihinde meydana gelen yaralanmasının bir trafik kazasından kaynaklandığı hususu davacı tarafından somut olarak kanıtlanamadığı gibi, bir an için yaralanmanın trafik kazasından kaynaklandığı kabul edilse dahi, davacının bulunduğu bisikleti süren dava dışı …’nun beyanları dışında kazanın oluş şekli konusunda hiçbir belirleme bulunmadığından, sadece davacının soyut iddiaları değerlendirilerek kusur belirlemesi yapılamayacak ve dolayısı ile de davalı … Hesabının sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir.
Bu kapsamda, davacının Medeni Kanunun 6.maddesinde düzenlenen ispat yükümlüğünü yerine getirdiğinden söz edilemeyeceğinden Mahkememizce davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 35,90-TL ve 8,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 43,90-TL harçtan mahsubuna eksik 15,40-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.181,32-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/05/2021

Katip ¸

Hakim ¸