Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/305 E. 2018/1106 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/305 Esas
KARAR NO : 2018/1106
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/06/2014
KARAR TARİHİ: 08/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkil tarafından davalı bankaya devrinden önce …bank AŞ nin… Şubesine 8.250,00.-TL’nın 05/11/1999 tarihinde yatırıldığını, bankanın 21.12.1999 tarihinde … na devredildiğini ve davalı … Bank AŞ ile birleştirildiğini, müvekkilinin talimatı olmaksızın banka yetkililerince KKTC de paravan olarak kurdurulmuş olan … Ltd. adlı banka hesabına aktarıldığını, daha sonra diğer … mevduatları ile birlikte bankanın hakim hissedarlarına usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğini, ve bu şekilde davalı banka tarafından müvekkilinin zarara uğratıldığını, …bankasına yapılan başvurunun ve yapılan icra takibinin sonuçsuz kaldığını belirterek bu paranın bankaya yatırıldığı tarihten itibaren yürütülecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; müvekkil banka ile … arasında bağıtlanan 09.08.2001 tarihli sözleşme uyarınca bankanın devir öncesi döneme ait yükümlülüklerinin … tarafından üstlenildiğini, banka kayıtları ve talimatlar incelendiğinde davacının yüksek faiz getirisinden yararlanmak için imzalı talimatı ile parasının … -…Ltd’ne gönderilmesini istediğini, bankanın müşterisinin talimatını yerine getirdiğinden kusurunun bulunmadığını, TB.K 39. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, davanın zamanında açılmadığını, müvekkili banka ile … – LTD farklı tüzel kişiliklere sahip olduklarından müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, işlemlerin hiçbir hileye başvurulmadan gerçekleştiğini, davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, müvekkil banka ile davacı arasında kurulan havale ilişkisi çerçevesinde havale konusu miktar … Ltd ‘e ödendiğinden müvekkilinin sorumluluğunun hukuken sona erdiğini, aciz durumunun söz konusu olmadığını, davacının hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, müvekkili bankanın gerekli özeni gösterdiğini,Ceza Mahkemesi kararının bu dosyada kanıt olarak kullanılamayacağını, ancak vadesiz hesaplara uygulanan faizin istenebileceğini, 5411 Sayılı Yasanın 107/5 B/5 madde 107/6., 140 maddeleri uyarınca …’ye husumet yöneltilmesi gerektiğini, davada 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, dava konusu ile TCK.daki uzamış ceza zamanaşımının ilgisinin bulunmadığını, …nun 124/2.maddesi kapsamında mahkemenin resen taraf değişikliğine hükmetmesi bu …’nin taraf olarak kabul edilmesi gerektiği .belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
Feri Müdahil … vekili, cevap dilekçesinde ve özetle; davanın süresinde açılmadığını, BK.nun 60.maddesindeki 1 ve 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin geçirildiğini, BK.nun 31.maddesine göre, 1 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiğini, davalı banka ile … Ltd.’nin farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğunu, bu nedenle bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davanın MK.nun 2.maddesindeki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, iddiaların haklı bulunması halinde vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranlarına hükmedileceğini belirtmiştir.
Feri müdahil Ordu Yardımlaşma Kurumu vekili, cevap dilekçesinde ve özetle; BDDK kararları sonucunda … A.Ş.’nin birleştirildiği … Bank A.Ş. hisselerinin … ve … arasında bağıtlanan 9.8.2001 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi ile müvekkili şirkete devredildiğini, devir sonrasında 18.6.2007 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile … tarafından …’den alınan hisselerin … Bank A.Ş’ye satıldığını, müvekkilinin husumete ilişkin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, asıl muhatabın … olması gerektiğini, hisse devir öncesine ait her türlü borcun …’ye ait olduğunun sözleşmede kararlaştırıldığını, bu nedenle hükmün borcu üstlenen … aleyhine kurulması gerektiğini ileri sürmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava, davalı bankadaki hesapta bulunan paranın yetkisiz ve talimatsız olarak… hesaba aktarıldığı iddiasıyla, davalı bankadan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı banka tarafından pasif husumet bulunmadığına ilişkin olarak itirazda bulunulmuş ise de, davalı bankanın mevduatı kabul eden … Bank A.Ş.’nin halefi olmasından dolayı husumet yöneltildiği belirlenmiş olmakla, bu itirazı yerinde görülmemiştir. Davalı vekili BK.nun 39. Maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre içinde dava ikame edilmediğini belirtmiş ve bu konuda itirazda bulunulmuş ise de, görülmekte olan davanın niteliği itibariyle bir yıllık hak düşürücü süre işletilemeyeceğinden itirazı reddedilmiştir.
Dava tarihi itibariyle 6098 Sayılı TBK. 146 (BK.12.5) maddedeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, davalı bankanın sorumluluğunun BK.nun 41, 55 ve TTK.nun 336.maddelerinde kaynaklandığı anlaşılmakla davacı zararının dava dışı … Bankasından tahsil olanağının kalmadığının belirlendiği tarihten itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı kabul edilmiş ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, havale talimatı, paranın yatırıldığına ilişkin dekont, davalı banka ile dava dışı … Ltd. arasındaki havale istemlerine ilişkin hesap özetleri ve davacı tarafından … Ltd.’den paranın tahsil edilemediğine ilişkin diğer alacaklılar tarafından yürütülen takip dosyalarından alınmış aciz belgeleri dosya içine alınmış , dosya içeriği deliller ve davalı bankanın uyuşmazlık konusu döneme ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak bilirkişi raporu düzenlenmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından davalı bankanın … Şubesinden 8.250,00.-TL tutarındaki paranın … Ltd’ne gönderilmek üzere … Bank A.Ş.’nin Merkez şubesine havale edildiği ve davacıya hesap cüzdanı verildiği, … Bank A.Ş.’nin Merkez şubesinde … Ltd’ne ait TL cinsinden mevduat hesabının bulunduğu, dava konusu havale tutarının bu hesaba alacak kaydedildiği, … dışına havale edilmediği, bu mevduatın sigorta kapsamında bulunmadığı gibi, alacağın … Ltd. adlı bankadan tahsil edilemediği, … Bank A.Ş.’nin eyleminin ” havale görünümlü mevduat toplama” olarak değerlendirilmesi gerektiği , … Bank A.Ş. yönetiminin … Ltd.adlı bankanın paravan bir banka olduğunu bilmelerine rağmen, bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacının zararına yol açtıkları, İstanbul …. Ağır Ceza Mah.ninin … Esas ve … Karar sayılı hükmünde, … Ltd.hesapları ile ilgili dava yönünden … Bank yöneticileri aleyhine açılan kamu davasında; bu durumun “bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık” olarak değerlendirildiği davacının dava dışı … Ltd.’den alacağını tahsil edemediği, toplanan delillere göre, davacının zararının oluşmasına sebep olan bankanın sorumlu tutularak 8.250,00.-TL’nin 05.11.1999 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 17/09/2015 tarih … esas … karar sayılı kararı, davalı tarafın temyizi üzerine , Yargıtay …Hukuk Dairesinin 27/09/2017 tarih … esas … karar sayılı ilamıyla bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamında; “1- Fer’i müdahil … vekilinin 19/11/2015 tarihli temyize cevap ve temyiz dilekçesinin, temyiz defterine kaydedilmediği, temyiz harcının yatırılmadığı ve bu nedenle usulünce yapılmış temyiz istemi bulunmadığı anlaşıldığından fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, off shore hesabına yatırılan paranın istirdadı istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihi olan 09/06/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla, mahkemece tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı … Bank A.Ş. vekili ile fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, fer’i müdahil … vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın re’sen BOZULMASINA (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı … Bank A.Ş. vekili ile fer’i müdahil … vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına” denilmektedir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 86. Maddesi ile 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 6502 sayılı Yasa’nın 73. maddesinde, Tüketici İşlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
…nun 1. Maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, …nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle …nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Mahkememizin görevsizliği nedeniyle …nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
…nun 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birisinin bu karar verildiği anda usulen başvurması halinde dava dosyasının görevli ve yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, süresi içinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunun ihtarına,
…nun 331/2. maddesi gereğince harç, yargılama giderleri ve bu kapsamdaki vekalet ücretinin görevli mahkemede dikkate alınmasına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı
Katip …
Hakim …