Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/28 Esas
KARAR NO : 2020/160
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2018
KARAR TARİHİ : 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan 10.323,52-TL alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı şirketçe haklı gerekçe olmamasına rağmen itiraz edildiğini, müvekkili şirketçe, cari hesap alacağının tahsil edilememesi nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine karşı, davalı yanın itirazda bulunduğunu, söz konusu itirazda davalı şirketçe borç miktarına, faiz ve ferileri ile birlikte itiraz edildiğini, yapılan itirazın ödeme sürecini uzatmak adına davalı şirketçe kanun yollarının dolanmasından ibaret olup, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin ticari defterlerinin ve kayıtlarının incelenmesi neticesinde, davalının itirazında haksız olduğunun ortaya çıkacağını, taraflar arasındaki ticari ilişki süresince davalı şirketin gerekli ödemeleri gerçekleştirmemiş ve müvekkil şirkete borçlandığını, müvekkil şirket adına, davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı şirketçe haklı bir gerekçe olmaksızın itiraz edildiğini, davanın kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğü…E. sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin merkezinin … Mah. … Cad. No:… Arifıye/Sakarya olduğunu, tirazın iptali davasının davalının bulunduğu yerdeki mahkemede açılması gerektiğini, her ne kadar davacı tarafın, müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia etse de müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın, müvekkil şirkete davaya konu malları teslim ettiğini ispat yükümlülüğü altında olduğunu, mal tesliminin yazılı belgelerle ispatı gerektiğini, davacı tarafın, faturaya dayalı bir ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia ettiğini, taraflar arasında ticari ilişkiye konu yazılı bir sözleşme de dosyaya sunulamadığını, cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesi gerektiğini, temerrüt ihtarı bulunmadığı için müvekkil şirketten takip tarihine kadar istenen 422,06-TL haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zamanaşımı defilerinin dikkate alınmasını, davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet (icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının icra takibine dayanak açık hesaba konu faturalar nedeniyle, davalıdan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazının haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İcra dosyası celbedilerek incelenmiş, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı yanın icra dairesinin yetkisine ve mahkememizin yetkisine itiraz ettiği, her iki dilekçede yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı olan Sakarya İcra Daireleri ve mahkemeleri olduğunu bildirdiği, ancak davalı şirketin sicil kaydında adresinin Tem Yanyolu …Sok. No:.. Ataşehir /İstanbul olarak görüldüğü, yetkili mahkeme olarak gösterilen mahkemenin yetkili olmadığı, geçerli bir yetki itirazının bulunmadığı anlaşılmakla, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekiline, taraflar arasında yazılı bir sözleşme var ise aslını, takibe dayanak açık hesap özetinin ve bu hesaba konu fatura irsaliyeli fatura, ödeme belgesi vs. Tüm belgesi asıllarının mahkememiz kasasına sunulması için iki haftalık kesin süre verilmiş, davacı vekilinin ara karara istinaden sunduğu 11/02/2019 tarihli dilekçesi ile; sipariş formu, e-fatura, irsaliyeli fatura suretleri ibraz edilmiş, fatura konusu ürünlerin hangi kargo firmaları ile gönderildiğine dair beyanda bulunulmuş, 30/04/2019 tarihli dilekçe ile e-faturalar ve irsaliyeli faturaların asıllarını sunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin beyanı kapsamında …Kargo’ya yazılan yazıya; talebe istinaden dört adet kargonun teslimat nüshalarının araştırdığı, yalnızca bir adet kargonun teslimat nüshasının bulunduğu bildirilerek cevap verilmiş, bir adet teslimat nüshası ve kargo hareketleri listesi gönderilmiştir. İncelenen teslimat nüshasında gönderen kısmında davacı şirketin unvanının yazılı olmadığı, …E-ticaret… isminin yazılı olduğu görülmüştür. Yine diğer üç kargoya ilişkin hareket dökümü incelendiğinde göndericinin davacı şirket olmadığı,…E-ticaret … ve Ticaret isminin yazılı olduğu görülmüştür. …Kargo’ya yazılan yazıya ise, sistemde bildirilen sevk irsaliyeli kargoya ilişkin herhangi bir gönderi ve teslim kaydının bulunmadığı bildirilerek cevap verilmiştir. Davacı vekilinin sevk irsaliyelerinden birine konu ürünlerin … otobüs firmasına verildiğini beyan ettiği, ancak yazılacak müzekkereye esas adres bildirmediği bu nedenle yazı yazılamadığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2014 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM … tarafından tanzim edilen 23/08/2019 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2014 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yapılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2014 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı …’nin inceleme esnasında ticari defter ve belgelerini ibraz edilmemesinden dolayı icra ve dava konusu olan cari hesap ekstresi içeriğinde bulunan faturaların ve ödemelerin ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığına dair tespitin yapılamadığı, davacı …A.Ş.nin icra takip tarihi olan 26.09.2017 tarihi itibariyle düzenlediği faturalardan kaynaklı olarak davalı …’den 10.323,52-TL cari hesap alacağının bulunduğu, davalı …’nin icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekiline dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı hatırlatılarak takibe ve davaya dayanak 13/03/2014 tarihli 587,64-TL tutarlı; 04/04/2014 tarihli 1.702,15-TL tutarlı; 25/04/2014 tarihli 1.089,14-TL tutarlı; 08/05/2014 tarihli 4.344,47-TL tutarlı; 09/05/2014 tarihli 598,57-TL tutarlı,;15/05/2014 tarihli 1.910,80-TL tutarlı satış faturalarının muhteviyatını oluşturan ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda davalı tarafa yemin teklif edip etmeyeceğini açıklaması, edecek ise yemin teklif metnini sunması için iki haftalık kesin süre verilmiş, aksi halde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Davacı vekilince ara karara istinaden sunulan 25/10/2019 tarihli dilekçe ile teslim hususunda davalı yana yemin teklif edilmeyeceğinin beyan edildiği görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının taraflar arasında açık hesaba dayalı açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkisi bulunduğunu, bu kapsamda düzenlenen satıl faturalarına konu ürünlerin davalıya tebliğ edildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini iddia ettiği, davalının ise faturalara konu malların kendilerine teslim edilmediğini savunduğu, davacı tarafça dosyaya ibraz edilen açık satış faturalarının bağlı bulunduğu irsaliye nushaları üzerinde, davalının ürünleri teslim aldığını gösterir herhangi bir kayıt bulunmadığı, teslim hususunu ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu, davacı talebi üzerine kargo firmalarına yazılan yazılara verilen ve yukarıda özetlenen cevaplar incelendiğinde, bu delil ile de teslim hususunun ispat olunamadığı, dava dilekçesinde yemin deliline dayanan davacının teslim hususunda davalıya yemin teklif etmeyeceğini beyan ettiği, böylece davacının alacağının varlığını hiçbir ispata elverişli delil ile ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu davalı yanca ispat olunamadığından kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın Reddine,
2- Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 176,30-TL harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.400,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan bilirkişi ücreti olan 800,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısımlarının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.13/02/2020
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı