Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/272 E. 2020/356 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/272 Esas
KARAR NO : 2020/356

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 21/03/2018
KARAR TARİHİ: 25/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili arasında yıllardan beri süre gelen ticaret bulunmakta olduğunu, müvekkili şirketten aldığı araçları kendine ait galerilerde satmakta ya da kiraya vermekte olan davalı tarafın ödemelerini süresi içerisinde yapmadığı gibi eksik ödemeler de yaptığını, yapılan ticaret gereğince müvekkili tarafından davalıya gönderilen fatura bedellerinin fatura teslim tarihi itibariyle ödenmesi gerektiğini, ancak davalı tarafın sürekli olarak ödemeleri gecikmeli yaptığını, ödemelerin geç yapılması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalı tarafça ödemenin geç yapıldığı için müvekkili tarafından …alınan bu araçların ödemesi gecikmekte ve faiz ödemek durumunda kalmakta olduğunu, zararları gidermek zorunda olan davalının ayrıca gecikme nedeniyle müvekkiline gecikme faizi ödemek zorunda olduğunu, müvekkili tarafından bu alacağın davalı taraf ile defalarca konuşulduğunu, davalı taraf ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamayınca … İcra Müdürlüğünün … E. numaralı takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız olarak alacağa ve yetkiye itiraz etmiş olup müvekkilinin alacağına ulaşmasına kötü niyetli olarak engel olduğunu, davalı taraf ve müvekkili şirketin tacir olup tacirliğin gereği olan tüm hak ve sorumluluklara haiz olduğunu, davalı tarafa gönderilen faturaların süresinde ödenmediği için gecikme nedeniyle müvekkili şirketin faiz talep etme hakkı bulunduğunu, bu nedenle gecikmiş ödemelerden kaynaklı zarar ve faizi kapsar faturanın davalı tarafa fatura edildiğini, davalı tarafın eksik ve geç ödemeden kaynaklı borcu olduğunu, bu hususun tarafların ticari defterleri incelendiğinde de görüleceğini, davalı tarafın defterine işlemiş olduğu faturaları eksik ve geç ödediği ortaya çıkacağını ve müvekkilinin talep ettiği faizin haklı olduğunun anlaşılacağını belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedîlmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1990 yılından beri faaliyet gösteren ve sektöründe hatırı sayılır bir yere sahip bir araç kiralama şirketi olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasındaki ticari ilişki gereği müvekkili şirketin davacıdan araç satın almakta, bunun karşılığı bedelleri de davacıya ödemekte olduğunu, ancak müvekkilinin yaptığı iş gereği araç ihtiyacının hızlı bir şekilde giderilmesi gerektiğini, bu sebeple de davacıyla aralarında cari hesap usulü bir ticari ilişkileri bulunduğunu, ancak araç satışına ilişkin olarak tarafların arasında herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığını, ticari hayatın ve cari hesap ilişkisinin olağan akışı içerisinde hızlı bir şekilde yol alabilmek için tarafların bu şekilde çalışmayı uygun bulduğunu, davacı tarafından her ne kadar faturaların tanzim edildiği tarih itibariyle ödeme yapılması gerektiği iddia edilmişse de, taraflar arasında bu hususa ilişkin hiçbir anlaşma, sözleşme, mutabakat vs. bulunmadığını, kaldı ki tarafların cari hesap ilişkisi içerisinde oldukları davacının da kabulünde olduğunu, öyle ki icra dosyasından müvekkiline gönderilen ödeme emrinin açıklama kısmında “78.000,00-TL’lik 22/01/2018 vade tarihli fatura ve cari hesap alacağı” ibaresi kullanıldığını, fazlaya ilişkin alacak iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydı ile, taraflar arasındaki ihtilafın temelinde davacı tarafından müvekkiline kesilen 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL bedelli gecikme bedeli faturasından kaynaklandığını, bahsi geçen faturanın müvekkiline e-fatura ortamında gönderildiğinden doğrudan müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bu sebeple de karşılık olarak müvekkili şirket tarafından davacıya 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL tutarlı iade faturası kesilerek e-fatura ortamında tebliğ edildiğini, ancak davacı tarafından kesilen 22.01.2018 tarih … nolu 60.189,00-TL faturanın hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının da kabulünde olduğu üzere taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi bulunduğunu, buna göre dönem dönem müvekkili tarafından davacıya araç satışına ilişkin ödemelerin toplu olarak yapıldığını, huzurdaki davaya konu ticari ilişkide yazılı olarak belirlenmiş bir ödeme günü de olmadığına göre, faturanın tebliği temerrüt için yeterli olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmeden gecikme bedeli faturası kesildiğini, Yargıtay’ın güncel ve yerleşik içtihatları doğrultusunda davacı tarafından gecikme bedeli talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, kötü niyetle icra takibi açılmasına sebebiyet veren davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava; alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, taraflar arasında açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkisi çerçevesinde davalıdan faturaya dayalı alacağının varlığı ve miktarı, davalıların borca itirazının haklı olup olmadığı, temerrüt, işlemiş faiz, icra inkar tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
İcra dosyası celbedilerek incelenmiş, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davacının iddiası ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli, tarafların 2016-2018 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde mali bilirkişi incelemesi yaptırılmış, SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 03/02/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; vade farkı ve/veya gecikme bedeli istenebilmesi için taraflar arasında teamülün bulunması ve/veya taraflar arasında gecikme bedeli istenebileceği ile ilgili yazılı sözleşme bulunmasının gerektiği, ancak mahkemenin gecikme bedelinin istenebileceği görüşünün benimsenmesi durumunda, davacının davalıdan 24/01/2018 takip tarihi itibariyle talebi ile bağlı olarak 78.000,00-TL tutarınca alacağının bulunduğunun söylenebileceği, gecikme bedelinin istenemeyeceği görüşünün benimsenmesi durumunda ise, her halükarda davacının davalıdan 24.01.2018 takip tarihi itibariyle 17.388,20-TL tutannca alacağının bulunduğu (tarafların birbirini teyit eden kayıtlarına göre) kanaatinin edinildiği, her iki durumda da davacının takipte yıllık % 9,75 ve sonraki dönemlerde değişen oranlarda avans faizi isteminin mümkün bulunduğu görüşü bildirilmiştir.
İddia, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkisi bulunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları arasında; davacı tarafından tanzim edilen 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL bedelli vade farkı faturası ve yine davacı kayıtlarında davalı aleyhine yer alan dayanağı bulunmayan 1.820,00-TL lik virman kaydı nedeniyle farklılık bulunduğu, bu hususlar dışında taraf defter ve kayıtlarının birbirlerini doğruladığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan kendi açık hesabına göre 19.209,09-TL bakiye alacaklı göründüğü, 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL bedelli vade farkı faturasını da eklemek suretiyle toplam 78.000,00-TL alacak iddiasında bulunulduğu, buna karşılık davalının kendi kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya 17.388,20-TL borçlu göründüğü anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL bedelli vade farkı faturasının davacı tarafından tahsilinin talep edilebilmesi, bu konuda taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin veya öteden beri devam eden bir ticari temaülün bulunması şartına bağlıdır. Mahkememizce yaptırılan mali bilirkişi incelemesi neticesinde ve takip talebine ekli faturaların mahkememizce tek tek incelenmesi neticesinde taraflar arasında bu yönde ticari teamül bulunmadığı, daha önce düzenlenmiş ve ödenmiş başkaca vade farkı faturalarının mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında bu yönde yazılı sözleşme bulunduğunun ispatlanamaması karşısında, davacının 22.01.2018 tarihli 60.189,00-TL bedelli vade farkı faturasına dayalı alacağının hukuki dayanağı mevcut değildir. Yine davacı kayıtlarında davalı aleyhine yer alan 1.820,00-TL’lik virman kaydının dayanağı bulunmadığı gibi, bu kayıt davalı defterlerinde de yer almamaktadır. Buna göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle 17.388,20-TL alacağı bulunduğu, davalının takipten önce temerrüde düşürülmemesi karşısında, takip öncesi dönem için işlemiş faiz talep edilemeyeceği hususları mahkememizce sabit görülmüş, davanın kısmen kabulüne, davalının … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın 17.388,20-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 17.388,20-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Hüküm altına alınan 17.388,20-TL alacak likit nitelikte olduğundan, davalı bu tutarın %20’si oranında (3.477,64-TL) inkar tazminatı ile sorumlu tutulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜNE, davalının … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takibine yaptığı itirazın 17.388,20-TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin 17.388,20-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si (3.477,64-TL) inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6100 Sayılı HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 1.187,78-TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 942,55-TL ile icraya yatan 390,21-TL olmak üzere toplam 1.332,76-TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye gelir kaydına, mahsup edilen 1.187,78-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 144,98-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK gereğince davacı tarafından sarf edilen 800,00-TL bilirkişi ücreti, 182,70-TL posta masrafları, 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.018,60-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumuna göre 224,10-TL’ sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre ve 6100 Sayılı HMK gereğince belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre ve 6100 Sayılı HMK gereğince reddedilen miktar üzerinden belirlenen 8.679,53 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
25/06/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı