Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/270 E. 2022/900 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/270 Esas
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 14/06/2017 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin çarpışması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, davaya konu kaza neticesinde müvekkilinin yaralanmış olup olay yerinden hastaneye götürüldüğünü ve uzunca bir süre tedavi görmek zorunda kaldığını, müvekkilinin tedavi görmesine rağmen vücudunda kazadan dolayı meydana gelen hasarın giderilemediğini, müvekkilinin halen kazanın izlerini vücudunda taşıdığını, söz konusu kazanın müvekkilinin kalıcı maluliyetine sebebiyet verdiğini, söz konusu kazada müvekkiline atfedilecek bir kusur durumunun mevzubahis olmadığını, söz konusu kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … soruşturma numaralı dosya ile soruşturma başlatıldığını, müvekkili tarafından davalı yana başvuruda bulunulduğunu ve başvuru üzerine … nolu dosyanın açıldığını, söz konusu başvuru dolayısıyla davalı tarafça müvekkiline 34.639,00-TL ödeme yapıldığını ancak müvekkilinin mağduriyetinin davalı tarafça ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı yapılan indirimleri kabul etmediklerini, 2918 sayılı KTK md.111 gereğince sorumluluğu daraltan anlaşmaların geçersiz olduğunu, taraflarınca davacı müvekkil adına vekil sıfatıyla davalı yana 09/01/2018 tarihinde 2918 sayılı KTK md.97 gereğince bakiye alacak için başvuruda bulunulduğunu, taraflarınca yapılan başvuruya ilişkin dilekçelerinin davalı tarafça tebellüğ edilmiş olmasına rağmen taleplerinin davalı tarafça karşılanmadığını ve taraflarına ret yanıtının verildiğini, faiz başlangıç tarihi olarak kaza tarihinin nazara alınması gerektiğini ve bu tarihten itibaren tazminata faiz işletilmesi gerektiğini, aksi halde ise davalı yana ilk müracaat edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından faizin başlatılması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin dava ve talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; 14/06/2017 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacı yanın malul kaldığını, bu poliçelerden dolayı sorumluluklarının, davacının kusuru oranında olmak üzere yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 330.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, söz konusu kaza neticesinde malul kalan davacının, müvekkili şirket tarafından yapılan maluliyet ödemesinin eksik olması nedeniyle eldeki davanın açıldığını, haksız ve mesnetsiz şekilde açılan davanın reddi gerektiğini, şöyle ki; müvekkili şirketin başvuru sahibine ibraname mukabilinde ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olup, başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, 14/06/2017 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın, davacıya çarpması sonucunda davacının daimi maluliyeti oluştuğu belirtilerek müvekkili şirkete yapılan tazminat başvurusu üzerine … no.lu hasar dosyası açılmış olup, hasar dosyasının açılmasını takiben başvuru sahibinin/davacının %10 olarak tespit olunan maluliyet oranı ile tespiti sağlanamayan çarpan araç sürücüsünün %100 kusur oranı ile yapılan tazminat hesabında başvuru sahibinin/davacının maluliyetinden kaynaklı zararının 34.639,00-TL olduğunun tespit edildiğini, aktüer tarafından tespit edilen işbu tazminat tutarının 02/01/2018 tarihinde davacıya ödendiğini, yapılan ödeme mukabilinde müvekkili şirketin başvuru sahiplerince/davacılarca ibra edildiğini, buna ilişkin ibraname belgesinin dilekçe eklerinde sunulduğunu, sorumluluğu kabul etmemekle birlikte, sayın Mahkeme tarafından öncelikle ibranamenin iptali şartlarının somut olayda mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmekte olup, müvekkili şirketçe ödenen tazminat tutarı ile Mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi tarafından tespit edilecek tazminat miktarı arasında fahiş fark/ödemenin yetersiz olduğunun tespiti halinde ancak ibranamenin hükümsüz sayılabileceğini, aksi halde başvurunun reddi gerektiğini, talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla başvuran için maluliyet tazminatı hesaplaması yapılmasına karar verilmesi halinde 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemenin göz önünde bulundurulması gerektiğini, ayrıca Mahkeme tarafından ödeme tarihindeki verilere göre yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkili şirket tarafından ödenen tutarda açık bir nispetsizlik yok ise başvurunun reddi gerektiği, açık bir nispetsizlik var ise de; müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın yasal faiz oranında güncellenmek sureti ile hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiği hususlarının dikkate alınması gerektiğini, hesaplanan tazminattan müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini, zarar görenin, kazaya sebep olan sürücünün aracında ve hiçbir güvenlik önlemi almaksızın koruyucu ekipman kullanmadan seyahat ederek zararı doğuran fiile razı olduğu ve zararın artmasında etkili olduğunun açık olduğunu, bu nedenle tazminatın tamamen kaldırılması gerektiğini, aksi halde hesaplanan tazminattan hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının bir örneği UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, hasar dosyası celp edilmiş, SGK kayıtları celp edilmiş, sigorta poliçe örneği celp edilmiş, hastane kayıtları ve tedavi evrakları celp edilmiş, trafik kayıtları celp edilmiş, davacının maluliyetine ilişkin Adli Tıp Kurumundan ATK raporu ve kusur durumu yönünden ise dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
… 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış ve incelenmesinde; katılanların … ve …, sanığın …, sanığın üzerine atılı suçun ”Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” olduğu, suç tarihinin 14/06/2017 olduğu ve Mahkemenin 26/06/2019 tarihli kararı ile ”Sanığın üzerine atılı suçtan neticeten 9.100,00 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA…” karar verildiği, işbu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19.Ceza Dairesinin 12/02/2021 tarih, 2019/2741 Esas ve 2021/208 Karar sayılı ilamı ile ”…istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine…” karar verilerek kesinleştiği tespit edilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu’nun 30/09/2020 tarih ve 12779 karar sayılı raporunda özetle; Mevcut belgelere göre…. ve … oğlu, 1968 doğumlu, …’İN 14.06.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Splenektomi, özür oranı %10 olarak tespit edildiğine göre;
1-Kişinin tüm vücut engellilik oranının %10 (yüzdeon) olduğu,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’nun 16/11/2021 tarih ve 1827 Karar sayılı raporunda özetle; … hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; … ve … oğlu, 1968 doğumlu, …’in 14/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının:
A-)03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümleri kapsamında yapılan değerlendirme ile mesleği “fırıncı ustası” olduğu bildirilmekle ve meslek grup numarası 12 alınarak;
Gr 12 XI(3…………15)A %19,
E cetveline göre %21.2 (yüzdeyirmibirnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
B-)İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği,
C-)Özürlülük/Engellilik kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı,bu nedenle aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği,
D-)İyileşme (iş göremezlik) süresi açısından İlgili İhtisas Kurulunun Kararı ile Üst Kurulumuzun mevcut Kararı arasındaki farkın, dava konusu olaya bağlı meydana gelen sol iliak kemikteki kırığın dikkate alınmasından kaynaklandığı oy birliği ile mütalaa olunduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 26/05/2022 tarihli celsesinin (3) numaralı ara kararı ile; ”…Davacının iddiası, davalının savunması, tüm dosya kapsamı ile kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenen, Mahkememizce de teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp 2.İhtisas Kurulunun 30/09/2020 tarih ve 12779 karar sayılı raporu nazara alınarak ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için dosyanın bir kusur ve bir hesap bilirkişisine tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda kusur bilirkişisi …ve Hesap bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 20/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İzah edilen hususlar doğrultusunda, dava konusu somut olayda taraflarınca;
A- … plakalı davalı mağdur sürücüsü …’in kendi yaralanması ile neticelenen trafik kazasında kusursuz olduğu,
B- … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın davacı mağdur motosiklet sürücüsü …’in yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında %100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu,
C- Yapılan ödemenin yerindeliğinin tespiti açısından ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada ödemenin yapıldığı tarihte yürürlükte olan ZMMS Genel Şartları ve kazanın 14/06/2017’da yani genel şartların yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden SONRA ve Ödemenin de 02/01/2018’de yani Anayasa Mahkemesi’nin İPTAL kararından ÖNCE gerçekleştiği dikkate alınarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak 1,8 Teknik Faiz Uygulanıp Aktüeryal Yönteme göre hesaplama yapıldığı,
D- Rapor/hesap tarihine göre yapılan hesaplamada, KTK’nın bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09/06/2021 Tarihinde TBMM’de Kabul edilerek 19/06/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04/12/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04/12/2021 tarihinden sonra düzenlenen poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2021/3089 E., 2021/3441 K., 2021/3834 E., 2021/4568K., 2021/17154E., 2021/4325 K. sayılı ilamları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
E- Ödeme tarihi esas alınarak; yapılan ödemenin yerindeliğinin takdiri Mahkeme’ye ait olmak üzere Davacı …’in;
-Hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 2.106,09-TL olduğu,
-Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 33.787,60-TL olduğu,
Davalı tarafından yapılan ödeme ile toplam 35.893,69-TL olan Geçici + Sürekli İş Göremezlik zararlarının ödeme tarihi itibariyle %96,50 oranında karşılandığı,
F- Rapor/Hesap Tarihi esas alınarak; Davacı … ‘in;
-Hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 2.106,09-TL, kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik zararının karşılanacağı Şahıs Başına Sağlık Giderleri Teminatı Limitinin 330.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı,
-Hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 109.904,75-TL olduğu, yapılan ödemenin ödeme tarihi ile hesap tarihi arasında geçen süre zarfında %9 yasal faiz oranında güncellenerek tenzili sonrası davacı kazazedenin bakiye Sürekli İş Göremezlik zararının 61.343,72 TL olduğu, yapılan ödemenin güncellenmeden tenzili sonrası kalan Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 295.361,00 TL, bakiye teminat limitini aşan zararının olmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli ve bilimsel görüşlere dayalı olarak Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili 10/11/2022 tarihli talep arttırım dilekçesinde ve özetle; Dava dilekçesinde talep edilen toplam 100,00-TL maddi tazminat taleplerini 61.243,72-TL arttırarak toplam 61.343,72-TL olacak şekilde kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, trafik kazası nedeniyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 vd. maddeleri ile 97 maddesi ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14.Maddesi kapsamında maddi tazminat talepli eda davasıdır.
HMK’nun 320/2.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne oluğu, davacının yaralanması nedeniyle sürekli iş göremezlik zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise davalı tarafça yapılan ödeme de göz önünde bulundurulduğunda bakiye maddi tazminat tutarının ne olduğu, bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında, davalının derdestlik itirazının yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85.maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır:
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.”
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesinde; ”Bu Kanunun 13’üncü maddesi, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10.7.2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21.12.1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur. Hesaba;
a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, …” başvurulabileceği öngörülmüştür.
Anılan düzenlemeler, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu kazada, … plakalı davacı mağdur sürücüsü …’in kendi yaralanması ile neticelenen trafik kazasında kusursuz olduğu, … plakalı motosiklet sürücüsü …’ın ise %100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı …’in 14/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle tüm vücut engellilik oranının %10(yüzdeon) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Bununla birlikte davalı vekili davacıya 02/01/2018 tarihinde 34.639,00-TL maluliyet tazminatı ödemesi kapsamında müvekkilinin sorumluluğunun ortadan kalktığını, ilaveten cevap dilekçelerinin ekinde sunulan Makbuz ve İbraname başlıklı evrakı gereğince de ibra edildiklerini savunması, davacının ise yetersizlik iddiasında bulunması nedeniyle taraf iddia ve savunmalarına göre, davacı tarafın, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2.maddesindeki yetersizlik iddiasında bulunduğu gözetilmek suretiyle tazminat hesabının yapılması gerektiği, zarar sorumlusu davalı tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olup olmadığının saptanması, fahiş fark tespitinin yapılması halinde, hesap tarihindeki verilere göre hesaplanacak tazminattan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerektiğinden (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/1454 E. ve 2020/4248 K.) Mahkememizce bu doğrultuda alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere Ödeme tarihi esas alınarak Yapılan Hesaplamada, Kazazede davacı …’in hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 2.106,09-TL ve Sürekli İş Göremezlik zararının 33.787,60-TL olduğu, yapılan ödeme ile ödeme tarihleri itibariyle davacının toplam zararının %96,50 oranında karşılandığı tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında; davacının eldeki davada sadece sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğu, bununla birlikte yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere davacının sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik maddi tazminatına ilişkin ödeme tarihi itibariyle zararının davalı şirketçe %96,50 karşılandığı, dolayısıyla Mahkememizce ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabı yapılmış ve hesaplanan bu bedel ile davalı tarafından ödenen bedel arasında fahiş fark olmadığı saptandığından Mahkememizce davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan 35,90-TL ve ıslah harcı 210,00-TL’nin toplamı olan 245,90-TL harçtan mahsubu ile kalan 165,2‬0-TL’nin hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.815,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.08/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸