Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/215 E. 2019/129 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/215 Esas
KARAR NO : 2019/129
DAVA : Haksız Ödeme ve Kar Kaybı Alacağı Davası
DAVA TARİHİ: 10.08.2016 ( Mahkememize tevzi tarihi: 01/03/2018 )
KARAR :USULDEN RED
KARAR TARİHİ: 06/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili ile davalı arasında 23/02/2015 tarihinde Güneş Enerjisinden Elektrik Üretimi Yatırımı Projesi Konstruksiyon işlerinin yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, müvekkilinin bu sözleşmede yer alan tüm yükümlülüklerini yerine getirerek gerekli ödemeleri davalı şirkete ödemesine rağmen davalının taahhüt ettiği işleri sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde yapmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalı şirket ile aralarında imzaladıkları sözleşmeyi fesh ettiğini, bu durumun davalı tarafa …Noterliği’nin … numaralı ihtarnamesi ile ihtaren bildirildiğini, sözleşmenin feshinin tebliğinden sonra davalı tarafın müvekkili ile iletişime geçerek sözleşmeye devam etmek istediklerini, müvekkilinin kendilerine bir miktar daha ödeme yapması durumunda sözleşmede kendilerine düşen yükümlüküklere uymayı, işe başlamayı taahhüt etmeleri üzerine müvekkilinin de bu zamana kadar yaptığı ödemelerin ve masrafların boşa gitmemesi ve uğradığı zararın daha da katlanmaması için 09/09/2015 tarihinde davalı şirkete 13.000,00 USD daha ödeme yaptıklarını ancak yapılan bu ödemeye rağmende davalının vaad ettiği işlemleri yerine getirmediğini, bu hususun müvekkilinin gerekli proje ve tesisatın zamanında teslim edememesine neden olduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını beyan ederek davanın belirsiz alacak davası olarak kabulünü, fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşme gereği yetkili mahkemenin İstanbul Ticaret Mahkemelerinin olduğu, ayrıca müvekkilinin adresinin Beylikdüzü olması nedeniyle Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin de yetkili kılınabileceğini savunarak davanın yetkisizlik nedeniyle reddini talep ettiği, davalı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçek dışı olduğunu, kötü niyetli olarak borçlarını ödememek amaçlı olduğunu, bu nedenle davayı ve iddiaları reddettiklerini, harç, belirli olarak zikrettikleri rakama göre tamamlanması ya da belirsiz alacak değil de kısmi dava açıp açmadıkları hususununa açıklık getirmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde hataen yaptığını ileri sürdüğü 13.000 USD’nin iadesini istediğine göre bu rakam üzerinden harcı tamamlaması gerektiğini, çünkü talebinin belirlediğini, ancak belirsiz alacak davası değil de 13.000 USD’nin 1.000 TL’lik kısmıını talep ediyor ise bu konuda talebine açıklık getirmesi gerektiğini, müvekkil ile davacı yanın “GES KONSTRUKSİYON İŞLERİ SÖZLEŞMESİ HAYMANA-ANKARA 3,1 MW AC”başlıklı sözleşmeyi 23/02/2015 tarihinde imzalandığını, müvekkil ile aralarında akdedilen sözleşmede yer alan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, buna rağmen müvekkilin sözleşmede taahhüt ettiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kendisinin gerekli ödemeleri yapmasına-hatta fazladan ödeme yapmasına rağmen müvekkilin işlerinin sözleşmede kararlaştırılan sürede yapmadığını, hatalar yaptığını, işin gerçekleşmesinde gecikmeler yaşandığını ileri sürdüğünü, bu iddiaları tamamen asılsız olduğunu, davalı üzerine düşen ödemeleri kesinlikle yapmadığını, taraflarınca yaptırılan bilirkişi inceleme ve tespitleri ile de belirlendiği üzere müvekkil sözleşmede öngörülen işin 383.104,37 USD kısmını yapmış ancak davacı yan 63.314,91 USD ödeme yaptığını, göre kalan ödemeleri yapmadığını, iddia etse de bu yönde herhangi bir delil sunamadığını, müvekkilinin işin büyük bir kısmını yerine getirdiğini, ancak davacı ödeme yapmadığını ve bu hususun bilirkişilerce tespit edildiğini, davacı, müvekkilce davalının eksik kalan ödemelerine ilişkin başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini, davacının sözleşmeyi feshederek işi başka bir yükleniciye devretmesi hukuka aykırı olduğu, davacı yanın ödeme yapmaları hususunda müvekkilce aralarında kredi için bankaya başvurduklarını krediyi çektiklerinde ödeme yapacaklarını söylediklerini, Kahraman bey inançlı bir insan olduğunu, müvekkilinin hakkını ödeyeceğini, ifade ederek müvekkilini oyaladığını, davalıların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli davalarının reddini, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … E- … K sayılı 14.11.2017 tarihli yetkisizlik kararı sonrasında dava dosyasının Mahkememize tevzi olunduğu anlaşıldı.
Davacı …, ortak bulunduğu adi ortaklık … ile davalı arasındaki sözleşmeden kaynaklanan haksız ödeme ve kar kaybı bulunduğundan bahisle kendi adına belirsiz alacak talebinde bulunmuştur.
Davalı taraf genel mahiyette davanın reddini savunmuştur.
Dava, davacının da aralarında bulunduğu adi ortaklık olan ( Adi Ortaklık: …+ …+…Şti. = …) …adi ortaklığı ile davalı … ( = CIC ) arasında imzalanan GES Konstrüksiyon İşleri Sözleşmesinden kaynaklanan haksız ödeme ve kar kaybı bulunduğu iddiası ile davacının kendi adına belirsiz alacak talebine ilişkindir.
Adi ortaklığın hak ve borçları üzerinde, ortakların el birliği halinde mülkiyeti/ ortaklığı söz konusudur. El birliği mülkiyetinde ortakların adi ortaklığa ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf etmeleri esastır. Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara- alacaklara- borçlara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir. Adi Ortaklık da kanuni el birliği mülkiyeti ortaklığıdır. Aksi sözleşme ile kararlaştırılmamıştır buna ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmamaktadır. El birliği mülkiyetinde ortakların ortaklığa ait mal varlığı- hak ve borçlarında ortaklık malları ve alacakları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları ortaklığa ait malların- alacakların ve borçların tamamı üzerine yayılmış olup ortaklığın aktif ve pasif tüm mal varlığının tamamını kapsar. Topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri veya adi ortaklık temsilcisi atamaları gerekmektedir. Dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, iş bu davada ortaklardan birisi olan davacının adi şirket alacağına ilişkin dava açarken adi şirkete ilişkin temsil yetkisinin bulunmadığı veya diğer ortakların rızasının bulunmadığı veya diğer ortakların rızasının tamamlanmasının icazetin istenilmediği veya temsil kayyımı atanmasının istenilmediği sadece kendi adına dava açılarak kendi adına alacak talebinde bulunulduğu, adi şirket adına da talepte bulunulmadığı bu nedenle taraf teşkili eksikliğinin tamamlanmasının mümkün bulunmadığı ve talebinin adi ortaklık ile davalı şirket arasındaki sözleşmeye dayandırdığı görülmekle eksiklik tamamlanabilir bir durum olmadığına kanaat getirilmiştir. Davacının sadece kendisi için adi ortaklık alacağının tamamının kendisine verilmesi istemli dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir ortağın elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir mal- alacak- borç üzerinde tek başına tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Adi ortaklardan birisinin, ortaklık ile davalı arasında akdedilen sözleşme alacağı temelinde kendi adına alacak talebinde bulunması el birliği mülkiyeti hükümleri gereği mümkün görünmemekle, diğer adi ortakların icazetinin alınması veya temsilci atanması için süre verilmesi gereğinin de talep sonucunun davacının kendi adına olması nedeni ile mümkün görünmediği anlaşılmıştır. Açılan dava diğer ortakları kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer ortakların katılması (olurlarının alınması) veya ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün değildir. Bu durum karşısında davanın dinlenilme olanağı yoktur.
Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; aşağıdaki şekilde davacının taraf ve dava ehliyetinin bulunmaması ve dava takip yetkisine sahip olmaması nedeni ile kanunen hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının 6100 Sayılı HMK’nın 114-1-d,e maddeleri gereğince ve aynı kanunun 115. Maddesi uyarınca usulden reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına; bakiye 15,20 TL daha harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına,
3-İş bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır