Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/170 E. 2020/520 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/170 Esas
KARAR NO:2020/520

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2018
KARAR TARİHİ:22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ ün 800-TL borç para almak amacıyla davalıya başvurduğunu, davalıdan bu parayı aldığını, ancak bu parayı borç alırken davalının müvekkiline boş bono imzalattığını, ardından bononun üst kısmını haksız ve mesnetsiz olarak 350.000,00-TL şeklinde doldurduğunu, bononun alt kısmı ile üst kısmı arasında yazı farklılığının ortada olduğunu, müvekkili hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra tabinin başlatıldığını, müvekkilinin 2015 yılında trafik kazası geçirdiğini, kaza sonrası gerek psikolojik anlamda gerekse zihinsel anlamda sağlıklı muhakeme yapamayacak duruma geldiğini, yani müvekkilinin kandırılabilecek bir pozisyonda olduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığı’na … ve … aleyhinde … soruşturma sayılı dosyası ile şikayet ve suç duyurusunda bulunulduğunu, mevcut takip dayanağı belge kambiyo senetlerinden olan bono niteliğinde olmadığını, bu sebeple de kambiyo senetlerine mahsus olan imkanlarda faydalanılmaması gerektiğini, alacak ilişkisinin ispat edilmesi gerektiğini, aksi halde icra takibinin iptalinin gerektiğini beyan ederek, borcun bulunmadığına yönelik menfi tespit ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline, davalı aleyhine asıl alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere tazminata ilişkin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; açılan dava ile icra takibinin uzatılmaya çalışıldığını, dava dilekçesinde belirtilen iddiaların asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava dilekçesinde senetti ki imzanın davacı borçluya ait olduğunun ikrar olduğunu, icra takibine konu senedin TTK’da belirtilen hususları içerdiği dolayısıyla kambiyo vasfını taşığını, ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, davacının iddiasını yazılı deliller ile ispat etmek zorunda olduğunu beyan ederek, haksız kötü niyetli açılan davanın reddini, davacı hakkında % 20′ den aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
Dava, İ.İ.K.nun 72 maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, …. İcra Müdürlüğünün … Esas saylı takip dosyasına konu olan bononun tanzimi sırasında davacının fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacı tarafından iradesi sakatlanarak hata ve hile sonucu boş olarak davalıya verilip verilmediği, miktarın sonradan ve gerçeğe aykırı şekilde 350.000,00 TL olarak doldurulup takibe konu edildiği iddasının yerinde olup olmadığı, dolayı davacının davalıya bu bonodan dolayı borçlu olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası ve takibe konu icra dosyası celp edilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası incelendiğinde, davacı …’ün şikayeti üzerine, dava ve takip konusu senet nedeniyle davalı aleyhinde bedelsiz senedi kullanma ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçları nedeniyle başlatılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, karara itiraz edildiği, itirazın … Sulh Ceza Hakimliği’nin … D. İş numaralı 18/03/2019 tarihli kararı ile kesin olarak reddedildiği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde, 20/10/2017 ödeme tarihli ve 350.000,00 TL bedelli bononun tahsili için davalı tarafından 11/01/2018 tarihinde davacı hakkında Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu bono aslı Mahkememiz kasasına alınmış, incelenmesinde; davacının keşideci davalının lehdar olduğu, 10/08/2017 tanzim ve 20/10/2017 ödeme tarihli ve 350.000,00 TL bedelli, nakden kaydını içerir bono olduğu anlaşılmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin … esas sayılı dosyasında sonuç-talep farklı olduğundan davalı yanının derdestlik itirazı reddedilmiştir.
Davacı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş; “davacı kayınpederim olur, 2015 yılında trafik kazası geçerdi 22 ün yoğun bakımda kaldı öncesinde 7/24 alköl kullanan birisi ancak alkölü bıraktı, tabiri caizse kuzu gibi oldu, herkese inanır oldu, kazadan sonra kişilik değişikliği olabilecevğini sölemişti gerçektende herkese inanıyordu, mesala kahvede birisi birşey istediğinde ona inanıp, bize yapacağını sölüyordu ayrıca borç isteyenlere borç vermeye başladı, para biz veriyorduk, biz parayı kesince kendisi başkalarından borç para istemeye başladı” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … mahkememizce dinlenilmiş; “davacı babam 2015 yılındra trafik kazası geçirdi, 22 gün yoğun bakımda kaldı, doktorların kişilik değişikliği olabileceğini sölediler, gerçektende değişiklik oldu, kazadan önce agrasif, sürekli alköl kullanan birisiydi, kazadan sonra alkölü bıraktı herkese inanan, herkesle samimi olmaya çalışan insana dönüştü” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının, tüm tıbbı dosya örneği … Adli Tıp Kurumuna gönderilerek 10/08/2017 senet tanzim tarihi itibariyle “Kandırılabilecek ve iradesinin sakatlanabilecek durumda olup olmadığı yönünden” rapor alınmıştır.
… Adli Tıp Kurumu … ihtisas Kurulu’nun 13/05/2020 tarih, … sayılı raporunda özetle; tıbbi belgeler ile adli tahkikat dosyasında belirlenen ve adli tıbbi yorumlamayı ilgilendiren hususların değerlendirilmesinden, görülmekte olan menfi tespit davası nedeniyle, “10/08/2017 senet tanzim tarihi itibarıyla kandırılabilecek ve iradesinin sakatlanabilecek durumda olup olmadığı” sorulan … oğlu, … doğumlu …’ün Kurulumuzca 27/11/2019 tarihinde yapılan muayenesi ve psikometrik değerlendirmeleri sonucunda elde edilen bilgi ve bulguların yorumlanmasından; fiili ehliyetini müessir ve kişide şuur ve harekat serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı, zeka geriliği veya demans denilen bunama hali tespit edilmediği, dava dosyasının tetkikinde senet tanzim tarihinde fiil ehliyetini etkileyecek herhangi bir akli arıza içinde olduğunu gösterir tıbbi belge ve bulgu da mevcut olmadığı, bu tarihte menfaatlerini müdrik ve telkinlere mukavim olabileceği, kendi hür iradesi istikametinde serbest olarak eylem ve işlemlere girişebileceği tıbbi kanaatine varıldığı, bu duruma göre; …’ün işlem tarihi olan 10/08/2017 tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından dava konusu, keşidecisi davacı, lehdarı davalı olan, 10/08/2017 tanzim ve 20/10/2017 ödeme tarihli ve 350.500,00 TL bedelli, nakden kaydını içerir bonoya dayalı olarak davacı aleyhine kambiyo takibi başlatıldığı, davacının dava konusu bononun 800,00-TL’lik borç karşılığında boş olarak davalıya verildiği, bononun tanzimi sırasında fiil ehliyetinin mevcut olmadığını, bononun üst kısmının rıza hilafına doldurulduğunu savunarak eldeki menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır. … Adli Tıp Kurumu … ihtisas Kurulu’nun 13/05/2020 tarih, … sayılı raporu ile davacının bononun tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetini haiz olduğu tespit edilmiştir. Yine davacının bononun tanziminde iradesinin sakatlandığına yönelik iddiası dosya kapsamı deliller ve tanık beyanları ile ispatlanamamıştır. Dava konusu bono nakden kaydını içermekte olup, davalı tarafça da bononun alınış sebebi talil edilmiş değildir. Bononun rıza hilafına doldurulduğunu yazılı delil ile ispat etmesi gereken davacı ispata elverişli bir delil sunamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı lehine tedbir kararı verilmediği için İİK’nun 72/4 fıkrasında düzenlenen tazminat koşulları oluşmadığından, davalının tazminat talebi yerinde görülmemiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
Davalının yasal koşulları sağlamayan tazminat talebinin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 54,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalının kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiği anlaşılmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap edilen 33.493,20-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HMK.nun 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. Açıklandı. 22/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır