Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1232 E. 2022/126 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1232 Esas
KARAR NO:2022/126

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2018
KARAR TARİHİ:17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Menfi tespit yönünden; taraflar arasında 07/06/2013 tarihli … Distribütörlük Sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme ile birlikte müvekkilinin şahsına ait aracıyla, davalı şirketin ürünlerini kendine tahsis edilen bölge içerisinde, gerek kendi nam ve hesabına gerekse davalı şirket nam ve hesabına pazarlayıp sattığını, teslimatlarını yaptığını, hülasa müvekkilinin sözleşme hükümlerine harfiyen uyduğunu ve üzerine düşen edimleri gereği gibi ifa ettiğini, sözleşme devam ederken davalı şirketin, müvekkili aleyhine 3.458,00 TL tutarlı borç için … 60.Noterliğinin 19/06/2013 tarih ve … yevmiye numaralı Borç ve Rehin Sözleşmesine dayanılarak Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu ile ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak söz konusu rehnin yukarıda bildirilen … Distribütörlük Sözleşmesinin 12.2 maddesi gereği verilen ve aslında teminat amacı taşıyan rehin olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, kötü niyetli olarak girişilen bu takipten sonra müvekkilinin, davalı şirketin ticari teamüllere ve ticari ahlaka uymayan davranışları sebebiyle zarara uğramamak ve alacaklarını tahsil etmek amacıyla, davalı şirkete sözleşmeden kaynaklanan alacaklarını ödemesi için ve aralarındaki teamül ve sözleşme şartları gereği önceden kesilmiş 07/11/2013 tarih, … seri numaralı ve 945,00-TL tutarlı ve 31/10/2013 tarih, … seri numaralı ve 4.050,00-TL tutarlı faturaları gönderdiğini, sözleşmenin 10.1 maddesine göre verilen hizmetler karşılığı kesilmiş işbu faturaların davalı şirketçe tebellüğ edildiğini, ancak … 29.Noterliğinin 17/01/2014 tarih ve 01733 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlarının olmadığından bahisle iade edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin … 1.Noterliğinin 10/01/2014 tarih ve … yevmiye numaralı bir ihtarname gönderdiğini ve alacağının kendisine ödenmesini talep ettiğini fakat bu talebin sonuçsuz kaldığını, ödemeye yanaşmayan davalı şirketin bununla da yetinmeyip … 29.Noterliğinin 24/01/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnameleri ile gerçeğe uymayan ve sözleşmenin … Distribütöre yüklemiş olduğu hemen hemen bütün yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmeyi feshettiklerini beyan ettiğini, şüphesiz ki bu iddiaların gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaldı ki davalı tarafça sözleşmeye aykırılık olarak belirtilen eylemlerin ne olduğunun müvekkiline hiç bildirilmediğini, herhangi bir açıklama yapılmadığını veya bu aykırılıklara ilişkin herhangi bir tutanak vs. Sunulmadığını, Alacak Talebi Yönünden; taraflar arasında 07/06/2013 tarihli ve bir yıl süreli … Distribütörlük Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmenin Teslimat Primi Ödemesi ana başlığı altında bulunan 10.1 maddesine göre … distribütörün vereceği teslimat hizmeti karşılığında, kendisine teslimat primi ödemesi yapılacaktır denildiğini, ancak davalı firmanın müvekkilinin satış yapacağı çevrede yeni ve tanınmamış olması sebebiyle müşteri portföyü bulunmadığını, sözleşmenin ilk altı ayında taraflarca kararlaştırılan çalışma prensibinin; müvekkilinin, davalı şirket için müşteri portföyü oluşturarak ürünlerini satması ve karşılığında faturalandırmak suretiyle aylık bir ücret olarak çalışmasına dayandığını, bu nedenle davalı firma ile müvekkilinin, yukarıda belirtilen sözleşmenin varlığına rağmen şifahi olarak ve sözleşmenin ilk altı aylık döneminde geçerli olmak üzere aylık 3.750,00-TL + KDV ücret ile anlaştıklarını, bununla birlikte davalı şirketin muhasebe kayıtlarında sorun çıkmaması için bu bedelin fiyat farkı faturası olarak kesilmesinin talep edildiğini, verilen bu hizmete karşılık ilk faturanın 30/06/2013 tarihinde Satış Primi olarak kesildiğini, sonraki aylarda davalının müvekkilinden talebi doğrultusunda faturaların Fiyat Farkı Faturası olarak kesildiğini, ancak 2013 yılı Kasım ayında davalı şirketin müvekkili hakkında haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine giriştiğini ve hak ettiği ücret olan 07/11/2013 tarih, … seri numaralı ve 945,00-TL tutarlı ve 31/10/2013 tarih, … seri numaralı ve 4.050,00-TL tutarlı faturaları ödemediğini, müvekkilinin davalıdan en az 4.945,00-TL alacağının bulunduğunu, davalı şirketin sadece müvekkil ile değil, ticari teamüllere sığmayan ve kötü niyetli bu tavırlarını başkaca … distribütörlere de uyguladığını, bu nedenlerle takip konusu rehinin dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin taraflar arasında yapılmış olmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığına ilişkin ödeme makbuzları ve faturaların davalı şirketin ticari kayıt ve defterlerinde yer almadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin geçimini rehne konu … plakalı aracıyla sağlamakta olup, bu aracın takip nedeniyle satılması halinde müvekkilinin acze düşeceğini, bununla birlikte müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesi sonucu hak ettiği faturalandırılan ücretin kendisine ödenmediğini, bu nedenle müvekkilinin aleyhine başlatılan takip dolayısıyla borçlu olmadığının ve alacağının tespit edilmesi için Mahkemeye başvurma zorunluluğunun doğduğunu beyanla müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespiti ile ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasının iptaline, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeniyle takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davalı yandan olan alacaklarının belirlenip faturaların teslim tarihi gözetilerek işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Menfi Tespit istemi bakımından; takip dayanağı olan ve tarafların … 60.Noterliği huzurunda akdettikleri 19/06/2013 tarih ve … yevmiye numaralı Borç ve Rehin Sözleşmesinin sebepten mücerret, kayıtsız şartsız borç ikrarını içerdiğini, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını havi bir belgeye istinaden başlatılan icra takibine konu borca ilişkin ileri sürülen menfi tespit isteminin dinlenilemeyeceğini, davacı/borçlunun icra takibi ve menfi tespit istemine konu borcun varlığını 26/12/2013 tarihli itiraz dilekçesinde açıkça kabul ve ikrar ettiğini, zira işbu dilekçede aynen ”…ancak benim … Süt ve Süt Ürünleri Tarım Hayv. San. Ltd. Şti. Ne olan borcuma karşılık alacağım bulunmaktadır. Alacağım borcumu karşıladığından dolayı bu borcu kabul etmiyorum…” şeklindeki beyanı ile takip konusu borcu kabul ettiğini, davacı/borçlunun daha önce açıkça kabul ve ikrar ettiği borç bakımından bu kere menfi tespit isteminde bulunduğunu, davacı/borçlunun kabul ve ikrarı ile bağlı olduğu vakıa olduğuna göre kabul edilen bir hususun ayrıca ispatının gerekmeyeceğini, menfi tespit isteminin bu sebepten reddi gerekeceğini, takip konusu borcun zaten davacı/borçlu tarafından kabul edilmiş olmakla birlikte müvekkili şirketin defter ve kayıtları ile de sabit olduğunu, Alacak Talebi istemi bakımından; davacı/borçlu icra takibinden haberdar olduktan sonra hayal mahsulü faturalar düzenleyerek sözde alacak sebebi oluşturmaya ve bu şekilde borcundan kurtulmaya çalışmakta olduğunu, davacı/borçlunun müvekkili şirketten her ne nam altında olursa olsun hiçbir hak ve alacağının bulunmadığını, davacı/borçlu borçtan kurtulmak için tanzim ettiği faturalara zemin hazırlama gayreti içerisinde olduğunu, davacı/borçlunun söz konusu faturaları düzenlediğini iddia ettiği tarihte zaten davacı/borçlunun sözleşmesinin feshedilmiş bulunduğunu, davacı/borçlunun özetle, sözleşmenin (8.1), (8.2), (8.4), (8.6), (8.7), (8.9), (8.11), (12.1), (12.3), (12.4) maddelerini ağır bir biçimde ihlal ettiğini, işbu ihlallerin taraflar arasında mevcut sözleşmenin (8.10) maddesi uyarınca müvekkili şirketin yetkili personeli tarafından müteaddit tarihlerde gerçekleştirilen denetimler sırasında tespit edildiğini, düzenlenen tutanaklar ile tevsik edildiğini, bu fiillerin davacı/borçluya yapılan bütün uyarılara rağmen süreklilik arz eder şekilde devam ettiğini, davacının sunmuş olduğu tahsilat makbuzlarının müvekkile ait olmadığını, tahsilat makbuzları ve üzerinde yazılı imzanın müvekkili şirkete ait olmadığını, tahsilat makbuzlarının müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında yer almadığını, davacı/borçlunun sunduğu sözde tahsilat makbuzlarında müvekkili şirketin 3 sene önceki eski unvanlarının yer aldığını, bunun yanında 281 numaralı 25/10/2013 tarihli tahsilat makbuzunda teslim alan kısmında bir imza bulunmakla birlikte bedel hanesinin boş olduğunu, bu durumun da taraflarında şüphe oluşturduğunu beyanla samimiyetsiz ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davacı borçlu üzerinde bırakılmasına, ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; menfi tespit ve alacak davasıdır.
Taraflar arasında imzalanan 07/06/2013 tarihli … Distribütörlük sözleşmesi, bu sözleşme gereğince davacıya ait … plakalı araç üzerine rehin konulmasına ilişkin … 60.Noterliğinin 19/06/2013 tarih ve … yevmiye numaralı Borç ve Rehin Sözleşmesi, davacının gönderdiği … 1.Noterliğinin 10/01/2014 tarihli … yevmiyeli ihtarnamesi, buna davalının verdiği cevap olan … 29 noterliğinin … yevmiyeli 24/01/2014 tarihli ihtarnamesi ve bu ihtar ekindeki tutanak, davacının davalı şirkette alacağı olduğu iddiasının dayanağı olarak dava dilekçesinde bildirdiği … numaralı 945 TL bedelli,… numaralı 4.050 TL bedelli irsaliyeli fatura fotokopileri ile bu faturaların kesildiği ve mahkememiz kasasına alınan 2 adet defter şeklinde fatura asılları,1 adet defter şeklinde irsaliye asılları davalı tarafa yapılan ödemelere ilişkin 114 adet ödeme makbuzu, İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden celbedilmiş, davalının ticari defterleri dosyamız arasına alınmıştır.
Celp ve tetkik edilen …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında, davalının davacı aleyhine 3.458,00 TL asıl alacak üzerinden Taşınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu İle Takip talebinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya 23/12/2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 26/12/2013 tarihli dilekçesi ile … Süt ve Süt Ürünleri Tar. Hay. San. Ltd. Şti.’nden 4.995,00 TL alacaklı olduğunu, bu alacağının alacaklıya olan borcunu karşıladığını belirterek borcu kabul etmediğini bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizin -bozma öncesi 2014/619 Esas sayılı dosyası- 30/11/2015 tarihli duruşmasında davacı vekili; ”müvekkilim gerçek şahıs ticari işletme sahibidir, bu nedenle davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesini istiyorum, biz delil olarak bildirdiğimiz kayıtlarımızı dosyaya sunduk” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin -bozma öncesi 2014/619 Esas sayılı dosyası- 30/11/2015 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına,…bilirkişi tarafından davalının ticari defterlerinde inceleme yapıldıktan sonra mahkememiz dosyasına davacı tarafından da sunulan fatura irsaliye ve tüm belgeleri birlikte değerlendirilerek davacının davalıya borcu olup olmadığı, ayrıca davacının icra dosyasındaki itiraz dilekçesinde davalıdan alacağı olduğunu bu alacağının davalıya olan borcunu karşılayacağı şeklinde beyanda bulunduğu dikkate alınarak davacının davalı şirketten alacağı olup olmadığı hususlarının değerlendirilip düzenlenecek bilirkişi raporunun dosyaya sunulmasının istenmesine,…” karar verilmiş ve işbu doğrultuda SMMM bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 08/01/2016 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı (Borçlu) …’un, davalı (Alacaklı) … Süt ve Süt Ürünleri Tarım Hayvancılık Ltd. Şti.’ye düzenlemiş olduğu ancak, cari hesabına kaydedilmemiş olan 3 adet ve toplam 3.676,75-TL prim alacağından borcun tenzil edildiğinde yani; prim alacaklarına ait faturalar toplamı: 3.676,75-TL (-) 3.458,00-TL cari hesap borcu kalan alacağının 218,75-TL olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 07/04/2016 tarih, 2014/619 Esas ve 2016/305 Karar sayılı ilamı ile; ”Sabit olmayan davanın reddine” karar verildiği, işbu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtaya gönderildiği, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 29/05/2018 tarih, 2016/18244 Esas ve 2018/3050 Karar sayılı ilamı ile; ”…Taraflar arasında icra takibine konu borç konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davalının takip tarihi itibariyle davacıdan takasa konu muaccel bir alacağı bulunup bulunmadığı konusundadır. Davacı davalıdan prim alacağı bulunduğunu ileri sürmüş buna ilişkin faturalar ibraz etmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesinde “Teslimat Primi Ödemesi” başlıklı kısımda … Distribütör tarafından verilecek teslimat hizmeti karşılığında kendisine teslimat primi ödemesi yapılacağı ve bu ödemenin her ay düzenlenecek hizmet faturası karşılığında gerçekleştirileceği belirtilmiştir.Mahkemece sözleşmenin bu hükmü uyarınca davacının dava tarihi itibariyle davalıdan prim alacağı bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise takip konusu alacaktan takasının mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA,…” karar verildiği, verilen karara davalı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 01/11/2018 tarih, 2018/3280 Esas ve 2018/5437 Karar sayılı ilamı ile; ”…HUMK’un değişik 440/III-1.maddesindeki karar düzeltme ile ilgili parasal sınırın altında olan davalara ait hükümlerin onanmasına veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararları hakkında karar düzeltme yoluna başvurulamaz.
Bu nedenlerle davalı vekilinin hükme bağlanan 4.945,00-TL’ye yönelik ilam ile ilgili karar düzeltme isteminin reddi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle karar düzeltme isteminin REDDİNE,…” karar verilerek dosyanın Mahkememize gönderildiği ve Mahkememizin 2018/1232 Esasına kaydedildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizin 11/04/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Usul ve yasaya uygun Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizin 08/10/2020 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay Bozma ilamı içeriği ve tüm dosya içeriğine göre, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 10.1 maddesi kapsamında ve ticari ilişkinin tamamı boyunca davalının davacıya teslim primi ödemesi yapıp yapmadığı, sözleşmede teslim primi oranının belirlenmemiş olması karşısında, daha önce yapılan teslimatlar üzerinden ödenen teslim primlerinin tutarlarına göre taraflar arasında uygulanan ortalama teslim primi oranlarının ne olduğu, davacı tarafından düzenlenen aslı kasada bulunan ve teslim primi faturası olduğu beyan edilen beş ayrı faturanın bu orana uygun düzenlenip düzenlenmedikleri ve teslimata dayanıp dayanmadıkları, buna göre davacının davalıdan teslimat primi alacağının varlığı ve miktarının tespiti için davalının 2013 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına,” karar verilmiş ve işbu doğrultuda Mali Bilirkişi …tarafından tanzim edilen 30/12/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; mevcut dava ile ilgili Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 2016/18244 Esas, 2018/3050 karar numaralı temyiz kararına göre,
-Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının davalı şirkete cari hesap nedeniyle 3.458,00-TL borcunun olduğu, bu miktarın davacının icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesi ile de teyit edildiği,
-Davacının dayandığı faturaların davalı tarafından kabul edilmediği, ticari defterlerine de işlenmediği, bu faturalar nedeniyle davalının borcunun olmadığı, davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olduğu,
-Taraflar arasında icra takibine konu borç konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olduğu,
-Uyuşmazlığın davalının takip tarihi itibariyle davacıdan takasa konu muaccel bir alacağı bulunup bulunmadığı konusunda olduğu,
-Davacının davalıdan prim alacağı bulunduğunu ileri sürerek, buna ilişkin faturalar ibraz etmiş olduğu,
-Taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesinde “Teslimat Primi Ödemesi” başlıklı kısımda … Distribütör tarafından verilecek teslimat hizmeti karşılığında kendisine teslimat primi ödemesi yapılacağı ve bu ödemenin her ay düzenlenecek hizmet faturası karşılığında gerçekleştirileceğinin belirtilmiş olduğu, Mahkemece sözleşmenin bu hükmü uyarınca davacının dava tarihi itibariyle davalıdan prim alacağı bulunup bulunmadığı araştırılarak var ise takip konusu alacaktan takasının mümkün olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği hususlarında olduğu,
-Sözleşmede ödeme primi oranının belirlenmemiş olduğu, yapılan hesaplamalarda daha önce yapılan teslimatlar dikkate alınarak teslimat tutarları ile ödenen teslim primleri arasında oransal bir korelasyon bulunmadığı sonucuna varıldığımdan ödemelerin teslimat tutarlarıyla bağlantılı olmadıkları aylık yapılan satış hizmeti karşılıkları oldukları, satış primi olarak ifade edildiği dolayısıyla davacı tarafından düzenlenen ve aslı kasada bulunan ve dava ile ilgili Yargıtay kararında bahsedilen faturaların satış hizmet karşılığı olan faturalar oldukları defter kayıtlarındaki önceki bilgilere uygun düzenlenmiş oldukları,
-Davacının 07.06.2013 sözleşme tarihi itibariyle işe başladığı, davalı …Tar. Hay. San. Tic. Ltd. Şti’nin davacı … Distribütör … için tuttuğu Cari Hesap Ekstresinde başlangıçta Haziran 2013 ve Temmuz 2013 ayları için teslim primini aylık KDV dahil 3.170,25 TL olarak Ağustos 2013, Eylül 2013, Kasım 2013 ayları için teslim priminin aylık KDV dahil 4.050.00 TL olarak uyguladığının görüldüğü,
-Davacı ve davalının cari hesap kayıtlarının incelenmesinde Teslimat Prim meblağlarının Satış miktarına bağlı oransal bir prim olmadığı, 07.06.2013 sözleşme tarihinden sözleşmenin tek taraflı olarak davalı tarafından feshedildiği 07.11.2013 tarihine kadar taraflar arasındaki sözleşmenin 10.maddesindeki “Teslimat Primi Ödemesi” başlıklı kısımda … Distribütör tarafından verilecek teslimat hizmeti karşılığında kendisine teslimat primi ödemesi yapılacağı ve bu ödemenin her ay düzenlenecek hizmet faturası karşılığında gerçekleştirileceği” ifadesine göre davalı tarafından her ay ödenmesi gereken teslimat primi ödemelerinden Temmuz 2013, Ekim 2013 ve Kasım 2013 aylarına ait teslimat primi ödemelerinin yapılmadığı sadece … Distribütör kayıtlarında var olduğu,
-Davacı … Distribütör …’un davalı …Tar. Hay. San. Tic. Ltd. Şti’nden 24.787,36 TL’lik ürün aldığı, karşılığında 10.016,17 TL’nin nakit tahsilat ve 11.313,19-TL’nin … Distribütör’ün kestiği faturalara ait olduğu, 07.11.2013 tarihi itibariyle ekstre bakiyesi 3.458,00-TL olarak görülmekte birlikte karşılıklı olarak iki tacir firmanın aralarında hesap mutabakatı yapmadıklarının anlaşıldığı,
-Birlikte çalışılan dönemine ait davalı …Tar. Hay. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından dikkate alınmayan dava dosyasında bulunan … ekstresine göre davacı … Distribütör’ün kullandığı … pos cihazı vasıtasıyla yapılan satışların bedeli olan ve davalı …Tar. Hay. San. Tic. Ltd. Şti hesabına aktarılan tahsilatların toplam 4.010,44-TL’lik olduğu,
-… Distribütör …’un kesmiş olduğu ve kendi defter kayıtlarında görülen ancak davalı …Tar. Hay. San. Tic. Ltd. Şti hesaplarında görülmeyen, 30.08.2013 Tarih ve … nolu 3.170,25-TL’lik, 30/08/2013 tarih ve … numaralı 378,00-TL’lik ve 05/10/2013 tarih ve … numaralı 128,50-TL’lık toplam 3.676,75-TL’lik faturalar olduğu,
-Davacı tarafından tanzim edilen kendi kayıtlarında bulunan davalı tarafından kabul edilmeyip itiraz edilen dolayısıyla kayıtlarında bulunmayan 31/10/2013 tarih ve … nolu 4.050,00 TL’lık ve 07.11.2013 Tarih ve … nolu 945,00-TL’lık toplam 4.995,00-TL’lik faturalar olduğu,
-Dolayısıyla davacının alacaklı olduğu hususlar yönünden terditli olarak;
-Mahkemenin değerlendirip son 3.458,00 TL’lik Ekstre bakiyesine göre Sadece Pos Tahsilatlarını dikkate alarak takdir etmesi durumunda 4.010,44 TL – 3.458,00 TL = 552,44-TL davacının alacaklı olduğu,
-Mahkemenin değerlendirip son 3.458,00-TL’lik son Ekstre bakiyesine göre Pos Tahsilatları + İTİRAZ EDİLMEYEN FATURALARI dikkate alarak takdir etmesi durumunda 4.010,44 TL + 3.676,75 TL – 3.458,00 TL = 4.229,19-TL davacının alacaklı olduğu,
-Mahkemenin değerlendirip son 3.458,00-TL’lik Ekstre bakiyesine göre Pos Tahsilatları + İTİRAZ EDİLMEYEN FATURALARI + İTİRAZ EDİLEN FATURALAR dikkate alarak takdir etmesi durumunda 4.010,44-TL + 3.676,75-TL + 4.499,00 TL – 3.458,00 TL = 9.224,19-TL davacının alacaklı olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 29/04/2021 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosyanın önceki bilirkişiye tevdii edilerek ek rapor tanziminin istenilmesine” karar verilmiş ve işbu doğrultuda Mali Bilirkişi …tarafından tanzim edilen 18/05/2021 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; tarafların bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri, dosya kapsamı tekrar detaylıca incelenmiş olup bu kapsamda Mahkemeye sunulmuş olan kök raporda dosya muhteviyatında mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda yapılan değerlendirme ve hesaplamalara mutabık kalınarak ayrıca bir hesaplama yapılmasına gerek olmadığı, davalı vekilince ileri sürülen itirazların değerlendirilmesi hususunun hukuki bilgi gerektirdiği göz önünde bulundurulduğunda, hukuki açıdan takdir ve değerlendirme yetkisinin münhasıran Mahkemeye ait olduğu, yetki aşımı söz konusu olmaması adına bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 23/09/2021 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay Bozma ilamı içeriği, tarafların bir önceki bilirkişi raporuna yönelik itirazları ve tüm dosya içeriğine göre, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 10.1 maddesi kapsamında ve ticari ilişkinin tamamı boyunca davalının davacıya teslim primi ödemesi yapıp yapmadığı, sözleşmede teslim primi oranının belirlenmemiş olması karşısında, daha önce yapılan teslimatlar üzerinden ödenen teslim primlerinin tutarlarına göre taraflar arasında uygulanan ortalama teslim primi oranlarının ne olduğu, davacı tarafından düzenlenen aslı kasada bulunan ve teslim primi faturası olduğu beyan edilen beş ayrı faturanın bu orana uygun düzenlenip düzenlenmedikleri ve teslimata dayanıp dayanmadıkları, buna göre davacının davalıdan teslimat primi alacağının varlığı ve miktarının tespiti için davalının 2013 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına,” karar verildiği ancak Mahkememizin 05/11/2021 tarihli incelemenin yapılamadığına dair tutanak tutulduğu tespit edilmiştir.
Somut olayda; Mahkememizin yukarıda da belirtildiği üzere 11/04/2019 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Usul ve yasaya uygun Yargıtay Bozma İlamına uyulmasına” karar verilmiştir. Mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 29/05/2018 tarih, 2016/18244 Esas ve 2018/3050 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, Taraflar arasında icra takibine konu borç konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının takip tarihi itibariyle davacıdan takasa konu muaccel bir alacağı bulunup bulunmadığı konusundadır. Bununla birlikte taraflar arasında Borç ve Rehin Sözleşmesi imzalandığı hususunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Bununla birlikte bozma öncesi alınan bilirkişi raporunda davacının davalı şirkete cari hesap nedeniyle 3.458 TL cari hesap borcu olduğu tesbit edilmiştir.Bu husus davacının icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesi ilede teyit edilmiştir. Davacı dilekçesinde ve davanın aşamalarında alacağını … numaralı 945 TL bedelli, … numaralı 4.050 TL bedelli irsaliyeli faturalara dayandırmış isede bu faturaların davalı tarafça kabul edilmediği ve yasal süre içinde davacıya iade edilerek ticari defterlere de işlenmediği belirlenmiştir. Dolayısıyla bu faturalar yönünden davacının kesinleşmiş bir alacağı Mahkememizce kabul edilmemiştir. Ancak bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda davacının da davalıdan kendi defter kayıtlarında görülen ancak davalı şirket hesaplarında görülmeyen, 30.08.2013 Tarih ve … nolu 3.170,25-TL’lik, 30/08/2013 tarih ve … numaralı 378,00-TL’lik ve 05/10/2013 tarih ve … numaralı 128,50-TL’lık toplam 3.676,75-TL’lik faturalar nedeniyle prim alacağı olduğu, bu faturalara davalı tarafça itiraz edilmediği, ancak davalı defterlerine de işlenmediği, taraflar arasında hesap mutabakatıda yapılmadığından davacının bundan haberi olmadığı tespit edilmiştir. Gerçektende bu faturaların mahkememiz kasasına alınan faturalar içinde olduğu görülmüştür. Davacı davasını açarken bildirdiği vakıalarla bağlıdır. Dava dilekçesinde davacının borcu olmadığına dair vakıalar açıklanırken davacı tarafça bilirkişi tarafından tesbit edilen faturalara dayanılmamıştır. Davacının dayanağı olan faturalar nedeniyle davalının borcu olmadığı da belirlenmiştir.
Davalı vekilide 07/04/2016 tarihli duruşmada “sözleşmenin 17. Mad gereğince davacının müvekkilinin ticari defterleri ile bağlı olduğunu bilirkişinin tesbit ettiği faturaların müvekkilinin ticari defterlerine işlenmediğini,davacı tarafçada dava dilekçesinde açıklanmayan ve kendilerine tebliğ edilmeyen bu faturalar nedeniyle davacının alacak iddiasını kabul etmediklerini” bildirmiş, bu aşamadan sonra bu faturalar nedeniyle iddianın genişletilmesine muvafakat etmediklerini açıkça bildirmiştir. Bunlarla birlikte davacı vekili 01/05/2019 tarihli dilekçesinde; ”…müvekkil ve davalı defterleri incelendiğinde ilk faturanın (ilk fatura bedeli ayın tamamında çalışmadığı için kısmidir) ”SATIŞ PRİMİ” başlığı altında kesildiği görülecektir. Daha sonra yine davalı tarafın isteği ile muhasebe de sıkıntı yaşanmaması adına faturaların ”İADE FATURA” şeklinde kesilmesi istenilmiş, yine defterlerden anlaşılacağı üzere müvekkil Temmuz/2013’den itibaren faturalarını bu şekilde kesmiştir.
Müvekkilin kestiği faturalar bu doğrultuda incelendiğinde hakikaten kesilen tüm faturaların aylık toplam tutarlarının yine aylık 3.750,00-TL + KDV hesabına denk geldiği görülecektir. Bu sözleşme dışı anlaşma şartlarına iki tarafında başlarda uyduğu bu doğrultuda işlem ve faturalaşma sisteminin benimsendiği hatta ilk 3 aylık fatura karşılığının müvekkile ödendiği de defterlerle sabittir…” şeklinde, 23/10/2019 tarihli dilekçesinde; ”…sözleşmenin 10.1 inci maddesi gereği her ayın sonunda … Süt Tic. Ltd. Şti. Tarafından belirlenmiş olan 3.750,00-TL + KDV teslimat primini yine … Süt Tic. Ltd. Şti.’in isteği üzerine muhasebede ve hesaplarda da sıkıntı yaşanmaması için 3.750,00-TL + KDV olarak fiyat farkı adı altında düzenleyerek teslimat primi veya hizmet bedelinin karşılığı olan parayı (Temmuz, Ağustos, Eylül) nakit olarak aldığını beyan etmiştir. Ancak Ekim ve Kasım aylarının yani 01/10/2013 ve 07/11/2013 tarihleri arasındaki çalışmasının karşılığı olan ve toplamda 4.625,00-TL + KDV olan tutar … Süt Tic. Ltd. Şti’ye fatura edilmiş olmasına rağmen yine davalı firma tarafından hiçbir alacağı yoktur denilerek reddedilmiş ve müvekkilime ödenmemiştir…” şeklindeki ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde öncelikle kesilen faturaların isimlendirilmesi hususunda (İade Fatura – Fiyat farkı) birbiriyle çelişen ifadelerde bulunulduğu, yine dilekçelerde ilk üç aylık faturanın (23/10/2019 tarihli dilekçede Temmuz ayı dahil) ödendiği bildirilmesine karşın yukarıda yer alan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere Temmuz ayının ödenmediğinin yer aldığı tespit edilmiştir. Yukarıda yer alan açıklamalar, davacı vekilinin 01/05/2019 ve 23/10/2019 tarihli dilekçeleri, 05/11/2021 tarihli tutanak ile tüm dosya kapsamı nazara alınarak Mahkememizce davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine, davalı tarafça kötüniyet tazminatı istenmiş ise de yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü-niyet tazminatının yasal koşulları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 84,45-TL harçtan mahsubu ile artan 3,75-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.945,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸