Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/121 E. 2018/1231 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/121 Esas
KARAR NO : 2018/1231
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/01/2018
KARAR TARİHİ: 10/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM :Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkilinin davalıya galerisinde satması için 3 adet kullanılmamış motor teslim ettiğini, montaj için davalı şirkete demonte olarak verilen müvekkiline ait 3 adet motoru davalı şirketin kendi galerisinde satmak üzere teslim aldığını davalının 3 adet motoru harici olarak müşterilerine satmış olduğunu beyan ettiğini, ancak montaj sonrası müvekkilinin ne motorlara ne de parasına kavuşabildiğini, davalının sözleşme ile taahhet ettiği süre içerisinde motorları satmamış yahut sattıysa da ödemesini müvekkiline yapmadığını, ayrıca resmi satış yapılmadığından müvekkilinin halen motorların vergi ödemelerini yapmak zorunda kaldığını, bu sebeplerden davalının müvekkiline olan borcunu ödememesi ve akabinde aleyhine açılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün… esa sayılı dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olan davalının % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet üceretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; davacı yanın iddialarının tamamen mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen motorların satışının sözkonusu olmadığını, gerçek olmayan bir satış sözleşmesine dayanarak müvekkilinin borçlandırılmaya çalışıldığını, bahsedilen satış sözleşmesine ilişkin herhangi bir belge veya delilinde davacı yanca sunulmadığını, davacının motorları müvekkiline teslim ettiğine dair yazılı bir sözleşme, irsaliye, belge v.s. Bulunmadığındandan iş bu davanını kabul edilmeyeceğini, haksız açılan davanını reddine, % 20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, İ.İ.K.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Takip dosyası, takibe dayanak satış sözleşmesi,… Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevapları celp edilerek incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Taraflar arasında yapılan sözleşme; motosiklet satış sözleşmesidir. Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin komisyon sözleşmesi olduğu savunulmuş ise de dosyaya sunulan 05/08/2015 tarihli sözleşme incelendiğinde taraflar arasında komisyon yahut konsinye satış sözleşmesi bulunduğuna dair bir anlaşmanın varlığına yönelik düzenleme bulunmadığı görülüştür. Satış sözleşmesi TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan …Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazılan müzekkere cevaplarından; davalı …’nun işletme hesabına göre defter tuttuğu, gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı başka ifade ile tacir değil esnaf olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususların re’sen dikkate alınması gerekir. Açıklanan nedenlerle mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK’nun 115/2 fıkrası uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı şirketin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır