Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1199 E. 2019/503 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1199 Esas
KARAR NO : 2019/503
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 10/12/2018
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde Finansal Kurumlar Birliğinde 113552 numaralı 16/02/2015 tarihli … Fiden tescil numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi Akdedildiğini ve bu sözleşmeye konu malların karşı tarafa teslim edildiğini, davalının sözleşme gereği kira bedellerini ödemediğini, bunun üzerine … Noterliğinden 27/08/2018 tarihli… yevmiye numaralı ihtarname tebliğ ettiklerini, 60 günlük süresi içinde davalının edimini yerine getirmediği gibi; malları da iade etmediğini, 60 günlük yasal sürenin dolması nedeniyle sözleşmenin fesih olunduğunu, kiralanan malların mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunu, bu nedenlerle kiralanan mallarla ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve ihtiyati tedbir kararının mahkeme kararının kesinleşeceği tarihe kadar devamına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava konusu edilen emtiaların 01/11/2018 tarihinde davacı tarafa teslim edildiğini, emtiaların teslim edilmesine rağmen dava açıldığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı belirterek reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE:Dava; 6361 Sayılı Finansal Kiralama Factoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 31. ve 33. maddesi hükümlerine dayalı olarak açılmış olup, finansal kiralama konusu malın davalı kiracıdan alınarak davacı kiralayana verilmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin feshi ve sözleşme konusu emtianın aynen iade ve teslim koşullarınının oluşup oluşmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki … numaralı 16/02/2015 tarihli… Fiden tescil numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi 6361 Sayılı Yasanın 22. maddesi hükmüne uygun olarak yapılmıştır. Sözleşmelerde yazılı taşınır mallar, kiralayan davacı tarafından kiracı davalıya teslim olunmuştur.
Finansal Kiralama konusu mal, 6361 Sayılı Yasanın 23/1. maddesi gereğince kiralayan şirketin mülkiyetindedir. Anılan Yasanın 24. maddesi hükmü gereğince de, kiracı, sözleşme süresinde finansal kiralama konusu malın zilyedi olup; malı sözleşmede öngörülen şart ve hükümlere göre özenle kullanmak zorundadır. 6361 sayılı Yasanın 30/1. maddesine göre sözleşme süresinin dolması, 30/2. maddesine göre sözleşmenin diğer sebeplerle sona ermesi ve 31. maddesi hükmüne göre de sözleşmenin ihlali hallerinde, aynı yasanın 33. maddesi gereğince kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları, kiralayana derhal geri vermekle yükümlüdür.
Davalı vekili 04/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesi ile müvekkilinin dava konusu emtiaları 01/11/2018 tarihinde davacı tarafa teslim edildiği beyan edilerek 01/11/2018 tarihli teslim tesellüm belgesi örneğini dilekçe ekinde göndermiştir.
Mahkememizin 21/05/2019 tarihli celsesinde davacı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini tespitini de talep ettiklerini, ayrıca tedbir ile teslim aldıkları emtia üzerinde tasarruf yetkisi kullanabilmeleri için dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu beyan etmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 106. maddesinin birinci fıkrasında; tespit davası yolu ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun belirlenmesinin talep edilebileceği, ikinci fıkrasında ise tespit davası açanın kural olarak davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiğine yönelik dava şartı düzenlenmiştir. Hukuki yararın varlığı ise davacının bir hakkının veya hukuki durumunun bir tehlike ile tehdit edilmiş olması, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte olması, tespit hükmünün bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olması halinde kabul edilebilir. Tespit davaları bir kimse ile diğer bir kimse arasında var olan somut bir olaydan doğan hukuksal bir ilişkinin varlığının saptanmasına yönelik olup bundan ötesi bir işlevi yoktur. Eda davaları ise hem tespit hem edayı içerdiğinden tespit davasına eda davasının öncüsü denilebilir. Tespit davasının dinlenebilmesi için hukuksal bir ilişki ile hukuki yararın bulunması zorunludur. Eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar yoktur. Ayrıca yasalarda sözleşmenin feshinin bazı koşullara bağlı tutulduğu istisnalar dışında, sözleşmeden dönme (fesih), mahkeme kararına gerek olmaksızın ileri sürülebilen, karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan, karşı tarafa ulaşmakla sonuç doğuran, karşı tarafa ulaştıktan sonra tek taraflı geri alınması mümkün bulunmayan bozucu yenilik doğuran tek taraflı irade beyanıdır. Karşı tarafa ulaştırılacak irade beyanı ile sonuç alınabilecek konuda dava açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, eldeki davaya konu emtianın, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında tedbiren iade talebinin ileri sürüldüğü 29/11/2018 tarihinden ve dava tarihi olan 10/12/2018 tarihinden önce 01/11/2018 tarihinde davalı tarafından davacıya teslim ve iade edildiği, şu halde davacının emtianın aynen iadesini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı gibi, davacı tarafça davalıya ulaştırılacak sözleşmenin feshine yönelik tek taraflı irade beyanı ile sonuç alınabilecek konuda dava açılmasında hukuki yarar bulunduğundan söz edilemez. Anılan gerekçelerle eldeki mal iadesi davasında 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK.nun 114/1-ç bendi uyarınca; dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Bu dava şartının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeni ile HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK’nun 114/1-h ve 115/2 fıkraları uyarınca hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline, peşin alınan harçtan mahsubu ile hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde artan harcın davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
HMK. 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının mahkemece kendiliğinden iadesine; iade kararının icrası için gerekli tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. Açıklandı.
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
HARÇ BEYANI /
13.093,88 TL PEŞİN HARÇ
44,40 TL KARAR HARCI
13.049,48 TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ