Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1198 E. 2022/738 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1198 Esas
KARAR NO : 2022/738

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 24.04.2018 tarihinde saat 13:15 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla … ilçesi istikametinden … ilçesi istikametine seyri sırasında kendi şeridinde yolcu indirmek için duraklama yapması üzerine duraklama yapan araçtan inen …’a yolun karşısına geçmek istediği sırada aynı istikamette seyreden … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sol şerit içerisinde, aracın sağ ön kısmı ile çarpması sonucu ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkillerinin 23.04.2006 doğumlu kızları …’ın yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybettiğini, vefat eden …’ın, müvekkilleri … ve …’ın kızları olması ve hayatını kaybetmesi nedeniyle her iki müvekkilinin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, bu hususun gerek yapılacak kolluk araştırmasıyla gerekse de dinlenecek tanık beyanları ile ispat edileceğini, kazaya karışan araçlardan … plakalı aracın, davalı … Sigorta Şirketince … poliçe numarasıyla, … plakalı aracın da aynı şekilde davalı Sigorta şirketince … poliçe numarasıyla sigortalandığını, davalı sigorta şirketine müracaat yapılmış olmasına rağmen yasal süre içerisinde tazminat taleplerinin karşılanmadığının ve ödemenin yapılmadığını, kaza olayı ile ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından …soruşturma numarası ile soruşturmanın yürütüldüğünü/yürütülmekte olduğunu, davacı müvekkillerinin yaşamış olduğu maddi ve manevi çöküntünün izahına gerek olmadığını, davacı müvekkillerinin, hem çocuklarını söz konusu trafik kazası sonucu kaybettiklerini hem de ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını, kusur oranının belirlenmesi sonucunda dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdii ile tazminat hesabı için rapor aldırılmasını talep ettiklerini beyanla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile ve tam olarak tespit edildiği zaman arttırılmak üzere her bir müvekkili için 250,00’şer TL olmak üzere toplam 500,00-TL maddi tazminatın davalıdan müracaat tarihinden itibaren işleyecek faiz ile tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; öncelikle davacı tarafın, dava öncesinde müvekkili şirkete başvuruda bulunmuşsa da işbu başvurunun KTK’nın 97.maddesinin aradığı anlamda usulüne uygun bir başvuru olmadığını, davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığından dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın 24/04/2018 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasında …’ın vefat etmesi sebebiyle desteğinden yoksun kaldığından bahisle uğradığı destekten yoksun kalma zararını … plakalı aracın müvekkili şirket nezdindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesinden tazminini talep ettiğini, … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu, 22/06/2018-22/06/2019 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (trf) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ölüm başına azami teminatın 360.000,00-TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kazının meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığı, var ise kusur oranının ATK Trafik ihtisas dairesince belirlenmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirket nezdinde usulüne uygun müracaatı olmadığından müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, dava açılmasına sebebiyet vermemiş olan müvekkili şirketin faiz ve yargılama gideri ile dava vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını beyanla davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE /
Hasar dosyası celbedilmiş, davacıların ve müteveffanın nüfus kayıt örnekleri UYAP üzerinden dosyamız arasına alınmış, davacılar hakkında sosyal-ekonomik durum araştırması yapılmış, … ve … plakalı araçların trafik ve malik kayıtları celbedilmiş, … plakalı aracın tramer kaydı celbedilmiş, … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celbedilmiş ve taraflarca bildirilen deliller toplanmıştır.
… Sigorta A.Ş’nin 28/02/2019 havale tarihli cevabi yazılarında talep edilen poliçe ve hasar dosyasının Mahkememize gönderildiğinin bildirildiği, işbu cevabi yazıda yer alan poliçe incelendiğinde … plakalı, Kullanım Tarzı: Özel Otomobil, Marka: …, Model:… ve 22/08/2017-22/09/2018 başlama-bitiş tarihli, sigortalının … olduğu ve vefat/sakatlık(şahıs) başına: 330.000,00-TL olduğu, 23/05/2018 havale tarihli davalı sigorta şirketine başvuru dilekçesi incelendiğinde; ”…4.Kazaya karışan araçlardan olan … plakalı araç şirketinizce … sigorta poliçesi ile sigortalanmıştır.
5.Müvekkillerin kızının hayatını kaybetmesi sonucu müvekkiller, müteveffanın desteğinden yoksun kalmışlardır.
6.Anılan verilere dayanılarak fazlaya ilişkin haklı saklı tutarak müvekkillerimizin maddi anlamda kayıplarının telafisini teminen sigorta şirketi olarak ödemekle yükümlü olduğunuz tazminatın yasal süresi içerisinde müvekkillerimize ödenmesini arz ve talep ederiz.” şeklinde olduğu, sigorta şirketinin cevabi yazısı ve başvuru dilekçesi bir bütün olarak incelendiğinde davacılar tarafından … plakalı araca ilişkin sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, zira sigorta şirketinin de sadece … plakalı aracın poliçesini Mahkememize gönderdiği tespit edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının dosyamız arasına alındığı ve incelenmesinde; Ölenin …, katılanların …, …, sanıkların …, …, sanıkların üzerine atılı suçun ”Taksirle Ölüme Neden Olma”, suç tarihinin 24/04/2018 olduğu ve Mahkemenin 26/01/2021 tarihli kararı ile ”A)Sanık … hakkında; Her ne kadar sanık … hakkında müteveffa …’a yönelik taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de, sanığın yüklenen suç açısından taksire dayalı kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından CMK 223/2-c maddesi gereğince BERAATİNE, B)Sanık … hakkında; Sanık …’in sabit olan Taksirle Bir Kişinin Ölümüne Neden Olma suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 maddesi gereğince …. NETİCETEN 1 YIL 11 AY 10 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, … Sanığın sabıkasız oluşu, müştekilerin uzlaştıklarını beyan ettikleri, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak hakkında verilen hükmün AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA…” kararı verildiği, verilen karara katılanlar vekili ve sanık … müdafii tarafından itiraz edilmesi üzerine dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08/07/2021 tarihli kararı ile; ”İtirazların ayrı ayrı reddine… KESİN OLARAK” kararı verildiği ve kararın 08/07/2021 tarihinde kesinleştiği, ilaveten Mahkemenin 26/01/2021 tarihli kararına ilişkin sanık … yönünden verilen kararın katılanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, … Bölge Adliye Mahkemesinin 29/12/2021 tarih, 2021/1259 Esas ve 2021/1415 Karar sayılı ilamı ile; ”…katılanlar vekilinin; sanığın beraatine karar verilmesinin haksız ve yersiz olduğuna yönelik istinaf itirazları yerinde görülmediğinden CMK’nın 280/1-a maddesi uyarınca İstinaf başvurusunun esastan reddine…” KESİN olarak karar verildiği tespit edilmiştir. … Asliye Ceza Mahkemesinin 26/01/2021 tarihli kararı incelendiğinde; ”… kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesin’den alınan 24/12/2018 tarihli raporda sanıklar … ve …’ın kusursuz oldukları, kazanın oluşumunda müteveffa …’nın asli kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkememizce 24/04/2018 tarihli kaza tespit tutanağı ile 24/12/2018 tarihli Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporu arasındaki çelişki giderilmek üzere bilirkişi heyetinden talep edilen 30/03/2020 tarihli raporda sanık …’ın kusursuz olduğu, diğer sanık …’ın ise tali kusurlu, müteveffa Rabia’nın ise asli kusurlu olduğunun tespit ediliği, mahkememizce yapılan değerlendirmede 30/03/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda kusur durumunun tespitine yönelik yapılan kanuni değerlendirmeler ve tespitlerin yerinden oluğuna mahkememizce kanaat getirilmiş ve hükme esas alınmış olmakla…” ibaresinden de anlaşılacağı üzere … plakalı aracı kullanan …’ın kusursuz olduğu nazara alınarak hüküm kurulmuş ve verilen hüküm kesinleşmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLESİ VE GEREKÇE:
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 ve devamı maddeleri ile 97 maddesi kapsamında, zorunlu mali sorumluluk sigortacısına yönelik destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talepli eda davasıdır.
HMK’nun 320.maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu, davacıların kaza nedeniyle destekten yoksun kalma zararlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise maddi tazminat tutarının ne olduğu, bu zararın davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplandığının tespit edilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 maddesinde düzenlenen motorlu araç işleten ile araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğunun hukuki niteliği kural olarak tehlike sorumluluğudur. Mezkur Kanunun 85/1 maddesi uyarınca “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine aynı kanunun 58/son maddesi uyarınca “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” Bu düzenlemeler kapsamında motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin, motorlu aracın işletilmesi nedeniyle ortaya çıkan zararlardan sorumluluğu kusur(haksız fiil) sorumluluğu olmadığı gibi, objektif özen yükümlülüğünün ihlaline dayanan olağan sebep sorumluluğu niteliğinde de değildir. Tehlike sorumluluğu niteliğindeki bu sorumluluğun doğması için, motorlu aracın işletilmesine özgü tipik tehlikenin gerçekleşmesi yeterli olup motorlu araç işletenin veya teşebbüs sahibinin kusuru yahut objektif özen yükümlüğünü ihlali aranmaz. Motorlu taşıt işletenin olağan sebep sorumluluğu istisna olup 2918 Sayılı Kanun’un 85/3 fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre işletme haline olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir. Somut olayda meydana gelen trafik kazası aracın işletilmesi sırasında meydana geldiğinden, işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olduğunda şüphe yoktur. Bu sebeple işleten ancak kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesi ile motorlu araç işleten veya teşebbüs sahibine zorunlu mali sorumluluk sigortası yapma mecburiyeti getirilmiştir. Bu düzenleme ile sigortacının, motorlu taşıt işletenin veya teşebbüs sahibinin motorlu taşıtın işletilmesinden doğan sorumluluğunu teminat ile sınırlı olmak üzere karşılaması amaçlanmıştır. Aynı kanunun 92 maddesinde ise zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı tahdidi biçimde sayılmıştır. Maddeye göre; aşağıdaki hususlar zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu dışındadır.
“a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler. ”
Somut olayda; taraflar arasında çözümlenmesi gereken ilk husus, taraflar arasındaki uyuşmazlık konularından biri de olan dava konusu kazada tarafların kusur durumunun ne olduğu hususudur. Eldeki davada davacı taraflar, davalı şirketin sigortalısı olan … plakalı araç sürücüsü …’ın destek …’a çarpması neticesinde ölümüne sebep olduğunu, bu nedenle davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. İşbu davaya konu 24/04/2018 tarihli trafik kazası nedeniyle … plakalı araç sürücüsü … hakkında … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yürütülmüş, işbu yargılama kapsamında aldırılan 30/03/2020 tarihli raporda …’ın kusursuz olduğu, …’in tali kusurlu, müteveffa …’ın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ile birlikte Mahkememizce de ceza dosyası kapsamında aldırılan ve hükme esas alınan 30/03/2020 tarihli bilirkişi raporu, sigorta şirketinin cevabi yazısı ve içeriği -özellikle başvuru dilekçesi ve sadece … plakalı aracın poliçesinin gönderilmesi- ile tüm dosya kapsamı nazara alınarak sigortalı araç sürücüsü olan …’ın davaya konu kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığından davalı sigorta şirketinin de sorumlu olmayacağı tespit edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle Mahkememizce aşağıda yazılı bulunan hüküm tesis olunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 44,80-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-HMK’nın 333.maddesi gereğince davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın talep halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca 2 haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/10/2022

Katip
¸

Hakim
¸