Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1188 E. 2022/469 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1188
KARAR NO : 2022/469

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkili şirketin, davalılar ile bir yılı aşkın süre ticaret yaptığını, müvekkili şirketin, sipariş ettiklerinin karşılığını EURO bazında banka vasıtasıyla davalı şirket hesabına yatırmakta olduğunu ve elektronik ortamda mutabık kaldıkları malları davalının nakliye vasıtasıyla ihracat yaparak …’da müvekkili şirketin adresine teslim ettiğini, bu ikili ticaretin 500.000,00-Euro civarında gerçekleştiğini, ancak son sipariş verilmesi için, müvekkili şirketin yöneticisi …’ın bizzat 2018 yılı Temmuz ayının ilk yarısında İstanbul’a gelip, ikili ticarette bazı eksiklikler olduğunu, kendisinin davalı tarafa o ana kadar göndermiş olduğu meblağlardan 69.109,15-EURO değerindeki malın henüz teslim edilmediğini davalılardan …’a bildirdiğini, bu bedelde tarafların mutabık kaldığını, bedel karşılığı malların seçimi için davalı … ve müvekkili şirket yöneticisi …’ın beraber İstanbul’da muhtelif atölyeleri dolaştığını, davalılardan …’un müvekkili şirketin yöneticisine elinde 150.000,00-EURO değerinde mal bulunduğunu, aradaki farkı gönderir ise bu malın tamamını …’a davacı şirkete göndermeyi teklif ettiğini, müvekkili şirket yöneticisi …’ın bu teklifi olumlu karşıladığını, tarafların mutabık kaldıkları işbu hususlara binaen davalılar 150.000,00-EURO değerinde malı …’a göndereceğine dair 16/07/2018 tarihli yazılı taahhütname tanzim ve imza ederek taahhütte bulunduğunu, müvekkilinin de akabinde 17/07/2018 tarihinde dekonttan da anlaşılacağı gibi bakiye 73.000,00-EURO’luk meblağı davalı şirket hesabına gönderdiğini, davalı şirket ve yönetici şahıs 16/07/2018 tarihli yazılı taahhütnamedeki sözünde durmadığını, taahhüdünü tamamen yerine getirmediğini, …’dan …’a gönderdiği malın sadece 115.811,00-Euro değerinde olduğunu, konu ile ilgili davalı şirket yöneticisi telefonla birkaç sefer sözlü olarak uyarıldığını, netice alınamayınca, … 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafça işbu takibe itiraz edildiğini, davalı (borçlu) tarafın itiraz dilekçesinde borcu bulunmadığını, icra takibine konu edilen taahhütnamenin, taraflar arasında 13-14/07/2018 tarihinde yapılmış olan şifahi anlaşmalarla alacaklı (davacı) tarafından bozulduğunu dile getirdiğini, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, zira davalılarca imzalanan takip konusu taahhütnameden de görüleceği üzere, taahhütname tarihi 16/07/2018 olup, şifahi görüşmeler sonrasında olduğunu, işbu nedenle davalılarca imzalanan dava konusu taahhütnamenin taraflarca kabul edilen nihai gerçek anlaşmayı gösterdiğini, müvekkili şirketin teslim edilmesi gereken malların bedelini davalı şirket hesabına peşin olarak taahhütname tanziminden 1(bir) gün sonra göndermiş olmasına rağmen, davalıların mutabakata varılan malları müvekkili şirkete tamamen göndermemesinin taahhüdün ihlali olup, icra takibinde aradaki 35.000,00-EURO’luk fark talep edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete gönderdiği bedellerin banka kayıtları ile kolayca ispat edilebilir olduğunu, Borçlar Kanunu’na göre tarafların iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, ancak davalı tarafın itirazında 150.000,00-EURO değerinde mal teslim ettiğine dair hiçbir delil sunmadığını, davalıların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazı üzerine eldeki davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu beyanla borçluların vekili vasıtası ile haksız yere ve dayanaktan yoksun icra takibine yaptıkları itirazının iptaline, takibin … 24.İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile borçluların takip konusu 250.234,29-TL’sini, borcu takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle; taraflar arasında 13/07/2018 ve 14/07/2018 tarihinde yapılmış olan şifahi anlaşma ve taahhütnamenin davacı şirket tarafından bozulduğunu ve davacı şirketin farklı siparişler verdiğini, dolayısıyla icra takibine konu edilen taahhütnamenin de bozularak geçersiz hale geldiğini, akabinde gerçekleşen siparişler neticesinde müvekkillerinin davacıdan 165.000,00-Euro alacaklı hale geldiğini, bu hususun gerek maillerle gerekse Whatsapp yazışmaları ile de sabit olduğunu, dava konusu taahhütnamenin üzerine tarafların ticaretinin devam ettiğini, davacı şirketin müvekkillerine farklı siparişler verdiğini, 05/09/2018 tarihli 68.187,00-Euro bedelli invoice faturanın dilekçelerine ek olarak sunulduğunu, davacı şirketin işbu siparişleri teslim almadığı gibi ödeme yapmamak içinde kötü niyetli olarak haksız icra takibini ikame ettiğini beyanla müvekkillerinin alacaklı olduğu miktar ile ilgili icra takibi açma ve/veya dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddine, davacının %20’den az olamamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR /
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davalı şirketin İTO kaydı dosyamız arasına alınmış, … 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 17/12/2018 tarihli tensip tutanağının (10) numaralı ara kararı ile; ”…’ın 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi’ne taraf devletlerden olduğu anlaşılmakla MÖHUK 48.maddesi kapsamında teminat alınmasına yer olmadığına” karar verilmiştir.
Mahkememizin 30/01/2020 tarihli duruşmasının (2) numaralı ara kararı ile; ”Davalılar vekiline sunduğu yabancı dildeki e-mail yazışmalarının yeminli tercümelerini sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının tebliğ ile ihtarına,” dair karar verildiği ve davalılar vekilinin 12/02/2020 tarihli dilekçesi ile özetle; müvekkillerinin maddi imkansızlık içerisinde bulunduğundan dolayı yeminli tercümeleri yaptıramadıklarını beyan etmiştir.
Mahkememizin 21/01/2021 tarihli duruşmasının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davalılar vekilinin tanık listesini içerir dilekçesine göre, davanın konusu ve mahiyeti, davalıların tanıkla ispat etmek istediği vakıaların tanıkla ispatının mümkün olmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin tanık dinletme talebinin reddine,” karar verilmiştir.
Mahkememizin 05/03/2021 tarihli ara kararının (1) numaralı ara kararı ile; ”Davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre, ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların 2018 yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde(kasa evrakları da incelenerek) bilirkişi incelemesi yaptırılmasına” dair karar verilmiş ve bu doğrultuda SMMM … tarafından tanzim edilen 05/11/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya mevcudu, davacı …’nun vekili tarafından ibraz edilen 2017 ve 2018 yıllarına ait elektronik ortamda tutulan ticari defter çıktılarının tercümeleri ile 02.02.2021 tarihli … milli para birimi … olan dövize mukabil değerin banka çıktılarının tercüme onaylı suretleri, icra ve dava dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporun içinde açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirket yerinde inceleme talep ettiği halde, davalı şirket vekilinin müvekkili şirketin ticari deftrelerini ibraz etmeyeceklerini beyan etmesinden dolayı davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği,
2-Taraflar arasında 16/07/2017 tarihinde yazılı bir taahhütname tanzim edilerek imzalandığı,
3-Davacı yanın imzaladığı taahhütnameye istinaden davalı …’ye 17/07/2018 tarihinde 73.000,00 EURO ödeme yaptığı,
4-Davacı …’nun imzaladığı taahhütnameye istinaden 02.02.2021 tarihi itibariyle davalı …’den 40.111,97 EURO alacağının bulunduğu, ancak davacı yanın icra takip tarihi olan 11.10.2018 tarihinde alacağı olan 301.265,51 …’nın ne kadar EURO’ya karşılık geldiğini ispatlaması gerektiği,
Davacı yanın 301.265,51 …’nın icra takip tarihinde 35.000,00 EURO denk geldiğini ispatladığı takdirde davacı yanın imzalanan taahhütnameye istinaden icra takip tarihi olan 11.10.2018 tarihinde davalı şirketten 35.000,00 EURO talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu teknik anlamda yeterli ve denetime elverişli bulunduğundan Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
… 24.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalılar hakkında toplam 35.750,82-TL alacağın ödetilmesi istemiyle ve ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu ve fakat davalılar tarafından yasal süresi içinde vaki itirazı sonucu, icra takibinin İ.İ.K.nun 62. maddesi uyarınca durduğu saptanmıştır. İcra takibine vaki itirazın davacı tarafa tebliği durumu ve dava tarihine nazaran da, bu itirazın iptali davasının İİK.nun 67. maddesi hükmünde öngörülen ve hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur. İşbu takibin dayanağı incelendiğinde; 16/07/2018 tarihli, 35.000,00-EURO bedelli 1 adet Taahhütname olduğu da görülmektedir.
HMK’nun 137 .maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davacının, taraflar arasındaki 16/07/2018 tarihli taahhütname kapsamında davalı şirkete yaptığı 73.000,00-EURO’dan davalılarca teslim edilen mal bedelleri mahsup edildikten sonra, teslim edilmeyen mal karşılığı bakiye iade alacağının varlığı ve miktarı, taraflar arasında dava konusu taahhütname tarihinden sonra tahhütname aksi şifahi anlaşma yapılıp yapılmadığı, davalıların borca itirazının haklı olup olmadığı, temerrüt, işlemiş faiz, icra inkar, kötü niyet tazminatı talep koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, hâkim kural olarak, doğduğu iddia edilen bir hukuksal sonucun, gerçekten doğup doğmadığını belirleyebilmek için o hukuksal sonucu öngören hukuk kuralındaki olumlu veya olumsuz koşulların (öğe olayların), somut olarak ortaya çıkıp çıkmadıklarını kendiliğinden araştıramaz. O hukuksal sonucun doğduğunu iddia eden tarafın, gerçekleşmesi gereken koşulların, somut olarak gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Genel ispat kuralı gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6). Bu bakımdan bir olguya bağlanan hukuksal sonuçtan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o olguyu ispat yükü altındadır (HMK m. 190/1). Somut olayda ispat yükünün, çekişmeli olgulardan kendi lehine haklar çıkaran davacı taraf üzerinde olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce ticari defter ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme neticesinde aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporuna göre usulüne uygun tutulmuş davacı tarafın ticari defterleri itibariyle davalıdan taraflar arasındaki alım-satış ilişkisi ve akdedilen taahhütname gereğince 301.265,51 … alacaklı olduğu anlaşılmıştır. 7251 sayılı kanun ile değişik 6100 sayılı HMK’nun 222/3. Maddesi uyarınca davalı tarafa ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunması aksi taktirde usulüne uygun tutulmuş davacı taraf defterlerine itibar edileceğine dair meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını mahkememize sunmamıştır. Bununla birlikte taraflar arasında 16/07/2018 tarihli taahhütnamenin imzalandığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkememizce davalı tarafın, taraflar arasında 13-14/07/2018 tarihinde yapılmış olan şifahi anlaşma ve taahhütnamenin davacı şirket tarafından bozulduğu ve davacı şirketin farklı siparişler verdiği, dolayısıyla icra takibine konu edilen taahhütnamenin de bozularak geçersiz hale geldiğine ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir. Zira taahhütnamenin altında yer alan tarihin 16/07/2018 olduğu yani taraflar arasındaki şifahi görüşmeden daha sonraki bir tarihin yer aldığı, yine davacı tarafın sunduğu dekonttan da anlaşılacağı üzere davacı tarafın taahhütname imzalandıktan bir gün sonra davalı tarafa 73.000,00-Euro gönderildiği Mahkememizce de tespit edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar, bilirkişi raporu, HMK’nın 222.maddesi ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak davacının üzerinde bulunan ispat yükünü yerine getirdiği ve alacağın ispat edildiği anlaşılmıştır. Davalının bu bedele ilişkin varsa ödeme hususunu bu durumda ispat etmesi gerekir. Davalının bu alacak yönünden ödeme savunması da bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenler ile Merkez Bankası’nın internet sitesinde ”Alım Satıma Konu Olmayan Dövizlere İlişkin Bilgi Amaçlı Kurlar” başlığı altında yer alan …’sının değeri de Mahkememizce tespit edilerek davanın kısmen kabulü ile; davalıların … 24.İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı takibine yapmış oldukları 35.000,00-Euro asıl alacağa ilişkin itirazlarının iptali ile, takibin 35.000,00-euro asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek değişken faiz oranı uygulanmak suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine -davalıların takipten önce temerrüde düşürüldüğünün ispat edilememesi nedeniyle takip öncesi işlemiş faize yönelik talebin reddine- karar verilmiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kısmen kabulüne karar verilen alacak miktarının kayıtlara dayalı likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğu kanaati ile, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen 244.979,00 TL alacağın takdiren %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıların kötü niyet tazminatının ise yasal şartları oluşmadığından reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davalıların … 24.İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takibine yapmış oldukları 35.000,00-EURO asıl alacağa ilişkin itirazlarının İPTALİ İLE, takibin 35.000,00-EURO asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının EURO ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek değişken faiz oranı uygulanmak suretiyle ve takip talebindeki diğer koşullarla devamına, fazlaya ilişkin istemin ise reddine,
2-Hükmolunan takip tarihi itibariyle (35.000,00-EURO’nun karşılığı olan) 244.979,00-TL’nin %20’si oranında 48.995,80-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalıların kötü niyet tazminatının yasal şartları oluşmadığından reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 16.734,51-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsiline, peşin alınan 3.018,08-TL harcın mahsubuna, eksik kalan 13.716,43-TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 25.598,53-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 3.018,08-TL peşin harç, 850,00-TL bilirkişi ücreti ve 140,50-TL posta masrafları olmak üzere toplam 4.045,40-TL yargılama giderinin davadaki kabul-red oranına göre(%98) 3.963,60-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri ve yatırılan delil avansı bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸