Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1161 E. 2019/227 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1161 Esas
KARAR NO : 2019/227
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 29/11/2018
KARAR :SIFAT YOKLUĞU NEDENİYLE HUSUMETTEN RED
KARAR TARİHİ: 06/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;Davalı tarafından 03/05/2018 tarihinde, …adresinde davalı tarafça müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiğini, Müvekkil şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 618,45 TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 618,45 TL hasar bedeli, 10,37 gecikmiş gün faizi olmak üzere toplam 628,82 TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalı … ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borçlu vekili yapmış olduğu itirazında; borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz İtirazının İptali ile takibin devamına, davalı aleyhine hükmolunacak meblağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;Söz konusu adreste … İnşaatı işi kapsamında … ŞTi &…Tic. – … İş Ortaklığı tarafından servis hattı imalatı yapıldığını, ancak davacının iddia ettiği hasara ilişkin ellerinden herhangi bir belge bulunmadığını, bu nedenle meydana gelen hasarın iddia olunduğu şekilde doğalgaz çlaışmalarından kaynaklanıp-kaynaklanmadığı tespit edilemediğini, hasar kalemlerini kabul etmediklerini, ayrıca taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini belirttiklerini, davacı husumeti kazı çalışması yapan müteahhit firma …Şti&… Tic.-… Ortaklığına yönlendirileceğine müvekkil şirkete yönlendirdiğini, halbuki müteahhit firmalar ile müvekkil şirket arasındaki anahtar teslimi sözleşmesinin bir gereği olarak…’a husumetin yöneltilemeyeceğini, ayrıca dava konusu hasarın tamir ve bakım miktarlarınında çok fahiş gösterildiğini, bilirkişi incelemesi yapılmasını, … açısından davanın reddini, davaya konu olan kazı çalışması … Şti& … Tic. … İş ortaklığı tarafından yapıldığından davanın bu firmalara ihbaranı talep ettiklerini, fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz açılan davanın husumet ve esas yönünden reddine, faizin ve icra inkar tazminatının reddine, davanın müteahhit firma ve sigorta şirketine ihbar edilmesini, dava yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı taraf, İstanbul …İcra Dairesi’ nin… E sayılı takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı taraf, genel mahiyette davanın reddini savunmuştur. Dava, 03.05.2018 tarihli haksız fiil neticesinde oluşan davacı tesisine dava dışı şirket tarafından verilen zararın tazmini ve işçilik bedellerinin tahsili amacına yönelik hasar bedeline dayanılarak yapılan İstanbul … İcra Dairesi’ nin … E sayılı takibe yapılan davalının itirazın iptaline ilişkindir.
“Sıfat” terimi uygulamada yerleşmiş bir terim değildir. Uygulamada sıfat için “husumet” terimi kullanılmaktadır.(Misal :Y3.HD 26.3.2015, 12514/5042.) HMK m. 327/2 hükmünde, burada incelendiği anlamda sıfat deyimine yer verilmiştir. TBK m.205, I’de de, buradaki anlamda” taraf olma sıfatı” deyimine yer verilmiştir. Sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Bir sübjektif hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir(aktif husumet). Mesela, bir alacak davasında davacı olma sıfatı o alacağın alacaksına aittir. Alacak davası, o alacağın alacaklısından başka bir (üçüncü) kişi tarafından açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davacının davacı sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. Bir sübjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir. (davalı sıfatı, pasif husumet). Mesela, bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka bir (üçüncü) kişiye karşı açılırsa, (dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil) davalının davalı (borçlu) sıfatına sahip olmadığından (sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir. (Misal:” Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkesine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddediler. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur” (YHGK 27.01.2016, 13/684-106). Yukarıdaki kısa açıklamanın gösterdiği gibi, bir sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Bu nedenle , bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfatın usul hukukunu ilgilendiren yönü (usul hukuku bakımından önemi) şudur: Bir davanın tarafları (veya taraflardan biri) o davada gerçekten (davacı veya davalı) taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme, dava konusu hakkın esası (mevcut olup olmadığı) hakkında inceleme yapıp karar veremez. Mahkeme, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddine karar verir. Bu karar, davanın mesmu olmadığına (dinlenemeyeceğine) ilişkin bir karar olmayıp, gene davanın esasına ilişkin bir karardır( taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını tespit eden bir karardır). Şüphesiz, böyle bir karar, yalnız o davada taraf olarak gösterilmiş olan kişiler arasında kesin hüküm (HMK m.303) teşkil eder; dava konusu hak ve gerçekten taraf sıfatına sahip ( ve fakat o davada taraf olarak gösterilmemiş) olan kişi bakımından kesin hüküm teşkil etmez. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip ise, o zaman, mahkeme dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapar ve karar verir. Mahkemenin bu kararı, dava konusu hak ve davanın ( gerçek taraf sıfatına sahip olan) tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder( HMK m.303). Taraf sıfatı bir dava şart değildir. Çünkü, sıfat, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu (subjektif) hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hakim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen ) gözetir. Mahkeme, yapacağı inceleme sonucunda, taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanısına varırsa, davayı sıfat yokluğundan (husumetten ) reddeder. Bu kara, ( dava şartı yokluğundakinin aksine) usulden ( davanın mesmu olmadığından dolayı) bir ret kararı olmayıp, davanın esasına ilişkin bir ret kararıdır. Bu (esastan) ret kararı, davanın tarafları bakımından maddi anlamda kesin hüküm ( HMK m.303) teşkil eder. Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi halinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez.( HMK m.327/2).
Dava dosyası incelendiğinde; davalı… ile davacı tarafın tesisine zarar verdiği iddia olunan …Şti. … İş ortaklığı arasında imzalanan 12.04.2018 tarihli istisna sözleşmesinde; asıl işveren ile müteahhit firma tarafından çalıştırılan kişi arasında tabiiyet ilişkisi yani emir ve hakimiyetinde bulunma ilişkisinin bulunmadığı, müteahhidin haksız fiillerinden meydana gelen zarardan asıl iş sahibinin sorumlu tutulamayacağı bu nedenle davalının iş bu davada husumetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının sıfat yokluğu nedeniyle husumetten reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 44,40 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubuna Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 8,50 TL daha harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından yapılan yargılama giderinin uhdesinde bırakılmasına,
4- Kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf lehine karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 628,82 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava konusu miktar dikkate alındığında kesin olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır