Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1159 E. 2020/494 K. 11.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1159 Esas
KARAR NO:2020/494

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/11/2018
KARAR TARİHİ:11/09/2020
KARAR:GÖREVSİZLİK

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Alacaklı olduğu borçlu-davalı aleyhinde …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, Davalı borçlu “borçlu olmadığını” beyan ile borca ve icra takibine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiği; müvekkili şirket ile borçlu/davalı arasında devam eden bir borç alacak ilişkisi oluştuğu, Taraflar arasındaki alış verişin tamamen ticari olduğu, açık hesap irsaliye/fatura ile yapıldığı, ticari defter esasına göre devam ettiği, müvekkili şirketin … Tic. A.Ş … Vergi Dairesi …, davalı borçlu da … Vergi Dairesi … de kayıtlı olduğu, Davalı borçludan en son bakiye 55.359,99 TL gözüken alacağı talep ettiği, davalı tarafça da ödenmeyince de adresini de değiştiren borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, icra takibine haksız ve kötü niyetli itiraz ederek borcunu inkar ettiği, alacaklarının defter kayıtlarına dayandığı, müvekkilinin şirketi satmış olduğu iplik bedeli olan 55.359,99 TL alacaklı olduğu, ticari defter ve kayıtlarının, irsaliyeler ve satış belgelerinin Mahkemeye sunulacağı, hususlarını beyanla davanın kabulü ile davalı borçlunun icra dosyasına vaki itirazının iptali ile icrasının devamına, haksız ve kötü niyetli bu itirazı nedeniyle davalının %20 den az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatı ödemeye hükmolunmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş olduğu, davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmamış olduğu belirlenmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE/
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına kayden yürütülen takibe konu alacağın varlığı ve miktarı ile davalının söz konusu takibe itirazında haklı olup olmadığına ve icra inkar tazminatı talebi koşullarının olup oluşmadığına ilişkindir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabında davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının belirtildiği, … Vergi Dairesinden gelen yazı cevabında da davalının 2. Sınıf işletme hesabına göre defter tuttuğunun bildirildiği bu hali ile davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK’da yer alan mutlak ticari davalardan değildir. Bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Dava, 6335 sayılı Yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5. maddesi hükmünün yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra 29/11/2018 tarihinde açılmıştır. Görevin, 6100 sy. HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği anlaşılmış, 6100 Sayılı HMK nun 114/1-c maddesine göre görev dava şartlarından olup, 115/2 maddesine göre dava şartı noksanlığı durumunda davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 mad. uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK.nun 20. mad. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin usulen başvurusu halinde dava dosyasının görevli ve yetkili … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İşbu ilam taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde HMK 20. maddesi gereğince resen mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
Dair davacı vekilinin huzurunda, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri’nde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır