Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1157 E. 2019/473 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1123 Esas
KARAR NO : 2019/472

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2018
KARAR TARİHİ: 09/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM:Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Muris …’ ın … adresinde ticarethanesine sağlanan enerji bedeline karşılık olan 26 adet elektrik tüketim fatura bedellerini ödemediğini, abone …’ ın vefat etmiş olmasından dolayı da ödenmeyen tükem bedellerinin tahsili amacıyla …’ ın yasal mirasçılarınında söz konusu bedelleri bugüne kadar ödemediğini, bahsi geçen tüketim faturalarına tahakkuk eden bedellerini tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasıyla mirasçı borçlular aleyhine ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçluların ise 20/12/2016 tarihli dilekçeleri ile iş bu icra takibine kötü niyetli itiraz ettiklerini, takibe yönelik davalı/borçluların haksız ve yersiz itirazlarının iptali ile asıl alacağa uygulanacak % 16,80 yıllık 6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı iş bu gecikme faizi tutarına işleyecek % 18 Katma Değer Vergisi ile birlikte takibine devamına, davalının % 20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalılara yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi yazılı bildirimde de bulunmadığından, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava İcra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalının takibe itirazının haklı olup olmadığı, davacının takibe dayanak fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne tutarda alacaklı olduğu, icra inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Güneşli Vergi Dairesi’ nin 20/12/2018 tarihli yazısı ile muris …’ ın vergi mükellefi olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 19/12/2018 tarihli yazısı ile muris …’ ın gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı tespit edildiği anlışılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkinin vasıflandırılması gerekmektedir. Taraflar arasındaki elektirk abonelik sözleşmesi mahiyetindedir. Bu sözleşme TTK’nun 4/1 maddesinde sayılan ve bir davanın mutlak ticari dava sayılmasını gerektiren işlemlerden olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir. Şu haliyle eldeki davanın mutlak ticari dava olmadığı açıktır. Öte yandan… Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazılan müzekkere cevaplarından; davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 1.sınıf tacir olmadığı ve gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle her iki tarafın tacir sıfatını haiz olmadığı bir davanın ticari dava sayılmasına hukuken olanak bulunmadığından, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Anılan gerekçelerle HMK’nun 114/1-(c) ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır