Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1069 E. 2021/290 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1069 Esas
KARAR NO : 2021/290

DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2014
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizden verilen 24/03/2015 tarih ve 2014/296 Esas 2015/203 karar sayılı kararı Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09/06/2016 tarih 2015/14405 Esas 2016/6410 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya yeniden esasa alınmakla, mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacılar vekili dava dilekçesi özetle; müvekkillerinin şirketin hakimiyetini elinde bulunduran … ve …’ün kardeşi ve bir kısım yönetim kurulu üyelerinin de yakın akrabası olduğunu, müvekkillerinin 2011 yılı itibariyle yönetimde azınlık konumuna düşürülmek suretiyle hukuka aykırı yönetim kurulu kararlarına karşı muhalefet ettiklerini, yanlış yönetimi düzeltmek şirketin hukuka ve teamüle uygun şekilde yönetilmesi amacıyla uzun süre çaba sarf ettiklerini, yönetim kurulunun haksız bir takım kararlar almaya başladığını, şirketin keyfi bir yönetime başlandığını, yönetim kurulu üyelerinin … A.Ş.’nin 13.097.521,12.-TL olan esas sermayesini, 31.10.2013 tarihli olağanüstü genel kurulunda mevcut sermayesinin 46 katı gibi örneği olmayan bir artırım ile 613.097.531,12.-TL’ye yükseltildiğini, yükseltilen sermaye tutarının 300 milyon TL’sinin enflasyon düzeltmesi farklarından karşılandığını, 300 milyon TL’sinin ise yeni nakdi sermaye taahhüdü olarak pay sahiplerinden talep edildiğini, 881.962.147,97.-TL tutarındaki iç kaynakların tamamının sermayeye eklenmeden dış kaynaklardan artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, arttırım kararındaki bu hukuka aykırılığı müvekkillerinin bilmesine imkan olmadığını belirterek geçici talep sonucu olarak ve belirsiz alacak kuralları çerçevesinde talep edilen zarar miktarının davacı pay sahipleri yönünden 100.000,00.-TL alınmak suretiyle tazmini gereken zarar miktarının tespitiyle, zarar miktarının tespitinden sonra taraflarınca bildirilecek kesin talep sonucuna göre talep edilen miktarın payları oranında ayrı ayrı davacı pay sahiplerine ödenmek üzere avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesi özetle; davacıların sermaye artırım kararına katılmak gibi bir hukuki zorunluklarının olmadığını, genel kurul toplantısında alınan hukuka uygun sermaye artırımına istinaden davacıların hiç bir baskı altında olmaksızın tamamen kendi hür iradeleri ile bu sermaye artırım kararına katılıp taahhütte bulunduklarını ve paylarına düşen nakdi sermaye kısmını hiç bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin ödediklerini, davacıların haksız ve hukuka aykırı iddialarını kesinlikle kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla bir an için zararlarının olduğu düşünülse dahi davacıların bu zararını tespit edebilir durumda olduklarını belirterek HMK.nun 107.maddesinde düzenlenen “belirsiz alacak davası” açamayacaklarından, öncelikle usuli itirazlarının kabulü ile haksız e hukuka aykırı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; Şirket Genel Kurulunda Sermaye Artırım kararı verilmesiyle davacıların sermaye artırımına katılmaları ve bu nedenle de uğradıkları zararın tespit ve tahsiline ilişkin davadır.
Mahkememizin; 24/03/2015 tarih ve 2014/296 Esas 2015/203 karar sayılı kararı ile; davacılar vekilinin; yönetim kurulunun sermaye artırım talebiyle olağanüstü genel kurulda sermaye artırımının pay sahiplerini doğrudan zararlandırıcı işlem niteliğinde olduğunu iddia ederek uğramış olduğu zararın tespit edilmek suretiyle tarafına verilmesini talep ettiği, davacıların pay sahibi olarak hem doğrudan hem de dolayısıyla zararın varlığı halinde bunun tazminini isteyebilecekleri, pay sahibinin, zarara uğradığı takdirde, 6102 sayılı TTK 555/1 maddesi gereğince tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebileceği, davacıların ise tazminatın doğrudan kendilerine ödenmesini talep ettikleri yönündeki gerekçeler ile 6102 sayılı TTK 555/1 maddesi koşullarına uygun olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı temyiz edilmiş, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 09/06/2016 tarih 2015/14405 Esas 2016/6410 Karar sayılı ilamıyla; “Dava, davacıların ortağı bulunduğu dava dışı anonim şirket yönetim kurulu üyelerine karşı açılmış sorumluluk davasıdır. Dava dilekçesiyle davacıların ortağı bulunduğu … A.Ş.’nin esas sermayesinin 31.10.2013 tarihli olağanüstü genel kurulunda yükseltildiği, yükseltilen sermaye tutarının 300 milyon TL’sinin enflasyon düzeltmesi farklarından karşılandığı, 300 milyon TL’sinin ise yeni nakdi sermaye taahhüdü olarak pay sahiplerinden talep edildiği, iç kaynakların tamamı sermayeye eklenmeden dış kaynaklardan artırım yapılmasının hukuka aykırı olduğu, nakdi sermayenin 1/4 ünün iştirak taahhütnamelerinin imzalanması sırasında nakden ödendiği, bakiye kısmın ödenmesi için davalı yönetim kurulu üyelerinin 15 günlük süre tanımalarının hukuka aykırı bulunduğu iddiasıyla tazminat talebinde bulunulmuş; işbu iddia dışında ileri sürülen davacıların zarara uğradığı bildirilen hususlar dolaylı zarar olduğundan pay sahiplerinin zarara uğraması halinde 6102 sayılı TTK.’nın 555/1 maddesi gereğince tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilecekleri, davacıların ise tazminatın doğrudan kendilerine ödenmesini talep ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerinde ise de açıklanan esas sermayenin arttırılması sonrasında nakdi sermayenin 1/4 ünün nakden ödenmek durumunda kalınması, bakiye kısmın ödenmesi için de davalı yönetim kurulu üyelerinin 15 günlük gibi kısa bir süre tanımaları sebebiyle davacıların zarar gördüğü iddiası, doğrudan zarar niteliğinde bulunup, davacılar tarafından varsa belirlenen zararın tazminini talep edilebilecektir. Bu suretle, ileri sürülen işbu iddia hakkında gösterilen delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken …” gerekçeleri ile mahkememiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma doğrultusunda; taraf vekillerine delil listelerinde bildirdikleri ve bozma kapsamında mahkememizce toplanmayan ve toplanmasını talep ettikleri delillerini açıklamaları için HMK’nun 140/5 maddesi uyarınca iki haftalık kesin süre verilmiş, … 9 Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … esas sayılı dosyası ve … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin … esas sayılı dosyaları UYAP üzerinden celp edilmiştir.
Mahkememizce dava dışı şirketin defter ve kayıtları üzerinde; bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 06/07/2020 teslim tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; dava konusu tazminata neden olan “Sermaye Arttırımı Kararının” alınmış olduğu 31/10/2013 tarih ve 27 sayılı toplantıya; davalı-Yönetim Kurulu Üyelerinden, …( Üye-İcra Kurulu Danışmanı) -… ( Üye- İcra Kurulu Başkanı) ve … ( Üye)’ ın katılmadıkları hususu ile davacılar vekili tarafından sunulan 24/04/2019 tarihli beyan dilekçesi ile hesaplanması istenen faiz tutarı ve komisyon bedelinin, HMK madde 141 ile düzenlenen iddia ve savunmasının genişletilmesi veya değiştirilmesi kapsamında olup olmadığı hususunun takdirinin mahkemeye ait olduğunu, 22/11/2013-30/11/2015 tarihleri arası dönemde 24.999.999,93-TL’ yi kullanamayan davacılardan – … Holding’ in mahrum kaldığı alternatif getiri veya potansiyel kazanç kaybının, basit faize göre 556.567,81-TL veya Bileşik faize göre ise 1.372.013,02-TL olabileceği, … Bankası -…Şubesi’ nden temin edilen 18/12/2013 tarih – 11.250.000-TL bedelli kesin teminat mektubu için 22/11/2013-30/11/2015 tarihleri arasında ve 3′ er aylık dönemler halinde ödenmiş olan Teminat Mektubu komisyonları nedeniyle, davacılardan -…’ in toplam 194.906,29-TL tutarında doğrudan zararı bulunduğu, ayrıca basit faize göre yapılan hesaplamalar göre söz konusu komisyonlar nedeniyle davacılardan …’ in mahrum kaldığı alternatif getiri veya potansiyel kazanç kaybının ise 31.869,63-TL olabileceği, 22/11/2013-30/11/2015 tarihleri arası dönemde 0,58-TL kullanamayan davacılardan …’ ün mahrum kaldığı alternatif getiri veya potansiyel kazanç kaybının basit faize göre 0,02-TL veya Bileşik faize göre ise 0,03-TL olabileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili 26/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde asgari alacak miktarı olarak belirtilen 100.000,00-TL tutarındaki geçici talep sonucunun 1.498.788,94-TL arttırılması ile toplam 1.598.788,94-TL tutarındaki mahrum kalınan kazanç kalemlerinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Yargılama devam ederken, davalı …’nun vefat etmesi nedeniyle, bu davalı yönünden açılan davaya yasal mirasçılarının dahil etmek isteyip istemediğini açıklamak üzere davacı vekiline 2 haftalık süre verilmiştir. Davacılar vekili, yargılama sırasında vefat eden …’nun mirasçılarına karşı huzurdaki davaya devam etmeyeceklerini, ilgili uyuşmazlık nezdinde tüm hak ve alacak taleplerinin diğer davalılar yönünden aynen devam ettiğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, davalı …’nun UYAP sisteminden dosya arasına alınan nüfus kayıt örneğinden yasal mirasçılarının eşi …, oğlu … ve kızı … olduğu anlaşılmakla, …’na karşı ileri sürülen tazminat talebi yönünden davaya dahil edilmelerine, dahili davalı olarak UYAP sistemine kayıtlarının yapılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekilince … mirasçılarına karşı açılan davanın takip edilmeyeceği belirtildiğinden, davalı … mirasçıları olan dahili davalılara karşı takip edilmeyeceği belirtilen talebin, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığı nazara alınarak iş bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Davacılar tarafından ortağı oldukları, dava dışı … A.Ş.’nin (… A.Ş. Şirketinin 31/10/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde esas sözleşme değişikliğine gidilerek, 13.097.521,12-TL olan şirket sermayesinin 613.097.521,12-TL ye arttırılmasına, arttırılan sermayenin 300.000.000,00-TL sinin şirket iç kaynaklarından, bakiye 300.000.000,00-TL sinin ise mevcut payları oranında hali hazır pay sahipleri tarafından nakden taahhüt edilerek karşılanmasına, ayrıca taahhüt edilen sermayenin; %25’inin taahhüt anında ve bakiye %75’inin ise Ticaret Sicil’e tescil tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Karar 04/12/2013 tarihinde tescil edilmiştir.
Genel Kurul tarafından alınan sermaye arttırım kararının akabinde; yönetim kurulunun toplandığı, 31/10/2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında, … A.ş.’nin 31/10/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye arttırım kararından kaynaklanan yeni pay alma hakkının kullanılabilmesi esasları hakkında karar alındığı, (1) nolu yönetim kurulu kararının “1 Pay sahiplerinin iş bu yönetim kurulu kararının Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanından itibaren 15(onbeş) günlük kanuni süre içerisinde şirketimize müracaat ederek iştirak taahhütnamelerini imzalamalarına ve aynı zamanda nakden tahhüt ettikleri sermayenin %25’ini şirketimizin … T.A.Ş. …nezdindeki …..nolu banka hesabına kayıtsız şartsız yatırdıklarına dair banka belgesini ibraz etmelerine ve kalan %75 iştirak taahhüdü borçlarının, sermaye arttırımının ticaret siciline tescilinden itibaren en geç 15 gün içerisinde şirkete ödenmesine;” şeklinde olduğu, kararının …, …, …, …, … , …, … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
Anılan karar üzerine, davacılardan …’in dava dışı … hesabına 24.999.999,93-TL, …’ün ise 0,58-TL ödeme yaptıkları tespit edilmiştir.
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ile amaçlanan; zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan kusurlu bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 553.maddesi hükmüne göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Hukuk sistemi Anonim Şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu halinde de her türlü zarara tazminat sonucunu bağlamamaktadır. Yönetim kurulu üyelerinin Türk Ticaret Kanununa istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi; zarar, hukuka aykırılık, kusur, illiyet bağı koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır.
Somut olayda; davacılar tarafından; esas sermayenin arttırılması sonrasında nakdi sermayenin 1/4 ünün nakden ödenmek durumunda kalınmasının, bakiye kısmın ödenmesi için de davalı yönetim kurulu üyelerinin 15 günlük gibi kısa bir süre tanımalarının kendilerini doğrudan zarara uğrattığından bahisle tazminat isteminde bulunulmuştur. Öte yandan … A.Ş.’nin (… A.Ş. Şirketinin 31/10/2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde esas sözleşme değişikliğine gidilerek, 13.097.521,12-TL olan şirket sermayesinin 613.097.521,12-TL ye arttırılmasına, arttırılan sermayenin 300.000.000,00-TL sinin şirket iç kaynaklarından, bakiye 300.000.000,00-TL sinin ise mevcut payları oranında hali hazır pay sahipleri tarafından nakden taahhüt edilerek karşılanmasına, ayrıca taahhüt edilen sermayenin; %25’inin taahhüt anında ve bakiye %75’inin ise Ticaret Sicil’e tescil tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu karar ile şirket esas sözleşmesinin 7. Maddesi değiştirilmiş, arttırılan sermayenin 300.000.000,00-TL sinin şirket iç kaynaklarından, bakiye 300.000.000,00-TL sinin ise mevcut payları oranında hali hazır pay sahipleri tarafından nakden taahhüt edilerek karşılanmasına, ayrıca taahhüt edilen sermayenin; %25’inin taahhüt anında ve bakiye %75’inin ise Ticaret Sicil’e tescil tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmesine dair karar doğrudan esas sözleşmenin değiştirilen 7.maddesi hükmüne dercedilmiştir.
Yönetim Kurulu tarafından alınan 31/10/2013 tarihli karar; esas sözleşme değişikliğine yönelik genel kurul kararının icrası amacıyla alınmıştır ve bu genel kurul kararının tekrarından ibarettir. Bir an için TTK’nun 375/c ve f bentleri ile 457 maddesi uyarınca sermaye arttırımı ve arttırılan sermayenin temini ile ödenmesine yönelik planın yönetim kurulu tarafından hazırlandığı düşünülse dahi, TTK’nun 408/2-a, 421/5-a, 452 maddeleri uyarınca sermayenin esas sözleşme değişikliği ile arttırılmasına karar vermek genel kurulun devredilmez yetkileri arasındadır. Arttırılan sermayenin ödenme biçimine yönelik karar da esas sözleşme değişikliği ile ve genel kurul tarafından alındığından, genel kurul kararı öncesi ve davalılara herhangi bir yükümlülük yüklemeyen işlemlerin, davacıları zarara uğrattığından bahsedilemez. Yönetim Kurulu’nun 31/10/2013 tarihli kararı, yukarıda da değinildiği üzere, esas sözleşme değişikliğine yönelik genel kurul kararının icrası amacıyla alınmış ve bu genel kurul kararının tekrarından ibarettir. Davacıların iddia ettikleri doğrudan zararlarına sebep olan işlem, esasen 31/10/2013 tarihli genel kurul kararı olup, bu kararın icrası kapsamındaki yönetim kurulu kararı nedeniyle, davalıların kusurlu olduklarından bahsedilemez. Yapılan bu saptamalar karşısında; TTK’nun 553.maddesi hükmü kapsamında; davalılara isnat edilebilecek ve onların hukuk düzenince onaylanmayan kusurlu davranış ve/veya işlemleri bulunmadığından, yasal unsurları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 27.303,75-TL harçtan mahsubu ile artan 27.244,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 88.757,61-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
Davalılarca yapılan 54,50-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
Davalılarca yatırılan gider avansından geriye artan kısmın hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
HMK 333.maddesi gereğince davacılar tarafından yatırılan gider avansından geriye artan kısmın hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin huzurunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıklandı. 06/04/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır