Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1066 E. 2020/675 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/1066 Esas
KARAR NO:2020/675

DAVA:Menfi Tespit/ İstirdat (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2018
KARAR:DAVANIN TAM KABULÜ
KARAR TARİHİ:12/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit/ istirdat (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Alacaklı tarafça müvekkilleri aleyhine 01.12.2007- 01.12.2016 yılları arasındaki kooperatif aidat alacakları için 03.11.2017 tarihinde icra takibi başlatmış olduklarını, iş bu davanın 01.12.2007 – 01.12.2011 tarihleri arasındaki aidat alacağına ilişkin olduğunu, takibin genel haciz yolu ile yapılmış ve takip dayanağı alacakların doğduğu tarihte yürürlükte olan eski Türk Borçlar Kanunu 126/4 ve yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu 147. maddesi gereğince talep konusu alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, dava konusu alacakların 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan 01.01.2012 tarihinden önceki alacakların zaman aşımına uğradığını beyan ederek öncelikle müvekkillerinin zarara uğrama ihtimalinden dolayı dava bedeli yönünden takip dosyasının tedbiren durdurulmasını, Türk Borçlar Kanunu 147. maddesi gereğince zamanaşımına uğramış olan 3.290,00 TL asıl alacak ve 5.007,34 işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespitini, asıl alacak miktarı olan 3.290,00 TL yönünden davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibine konu aidat alacağının müvekkilleri kooperatif tüzel kişiliğinden kaynaklanan bir alacak olmadığını, müvekkillerinin yönetimini üstlendiği site yönetimi ve site ortak masraflarının karşılanması için talep edilen bir aidat alacağı olduğunu, iş bu sebeple söz konusu alacağın borçlar kanununun 147. maddesi değil 146. maddesinde bahsedilen 10 yıllık genel zamanaşımına tabi olduğunu bu sebeple davanın reddini talep ettiklerini beyan ederek davacı tarafın tedbir talebinin reddini, davanın tümden reddi ile kısmen itiraza konu alacak yönünden %20 inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip dosyasında kooperatif aidat borcundan kaynaklanan 01.12.2007- 01.12.2011 tarihleri aralığında zaman aşımına uğramış olan alacaktan sorumlu olmadığından bahisle davalı tarafa kooperatif üye ilişkisinden kaynaklanan borcunun bulunmadığının tespitini istemiştir. Yargılama esnasında borcun ödenmesi nedeniyle davacının talebi istirdat davasına dönüşmüştür.
Davalı, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş, alacağın varlığı ve zaman aşımına uğramadığı savunması ile davanın reddini savunmuştur.
Dava, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında 01/12/2007-01/12/2011 tarihleri arasında davacının borcunun zaman aşımına uğradığı iddiasıyla kooperatif üye ilişkisinden kaynaklanan alacak nedeni ile davacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığına, varsa davacının davalıya ödemede bulunması nedeniyle geri iadesi gereken miktarın varlığı ve miktarına dair istirdat istemine ilişkindir.
İİK m. 72 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. İş bu davada davacı zaman aşımına uğramış borcun varlığını ileri sürerek takip ve dava konusu bedelin neden davalıya ödenmemesi gerektiğini ispatlamak durumundadır. …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı takip dosyası incelenmiştir. Davalı alacaklının 03.01.2017 tarihinde davacı borçluya karşı 01.12.2007 ila 01.12.2017 tarihleri arasındaki dönemlere ilişkin 14.652,24 TL asıl ve faizleri ile birlikte kooperatif aidat alacağını talep ettiği, davacının davalıya yargılama devam ederken 04.06.2020 tarihinde fer’ ileri ile toplam 23.065,09 TL ödemede bulunduğu görülmektedir. Dosyaya sunulan bilgi ve belgeler gereğince davacının davalı kooperatife üye olduğu anlaşılmakta, bu konuda çekişme bulunmamaktadır. Davacı 01.12.2007- 01.12.2011 yılları arasındaki dönem açısından zaman aşımının varlığını ileri sürmektedir. 818 Sayılı Eski Borçlar Kanunu madde 126/ 4 gereğince aidat alacağına ilişkin 5 yıllık zaman aşımı, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 147 gereğince dönemsel borçlarda yine 5 yıllık zaman aşımı, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun madde 5 te düzenlenen zaman aşımına ilişkin mevzuat dikkate alınmıştır. Dava konusu kooperatif aidat alacağı 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Davalının savunmada bulunduğu Eski 818 Sayılı BK m. 125- 6098 Sayılı TBK m. 146 genel alacak zaman aşımı olan 10 yıllık zaman aşımı kooperatif aidat alacaklarına uygulanamaz ve iş bu davada uygulama alanı bulamaz çünkü aidat alacağı dönemsel borç belirtildiği üzere 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Toplum düzeni, barış, güvenlik ve istikrar ilkeleri alacak hakkının belirli bir süre içinde talep edilmesini gerektirir. Bu süre içinde hakkını aramayan kişinin ya bu hakkını almış olduğu ya da bundan vazgeçmiş olduğu kabul edilir, borç zaman aşımına uğrar. Bu andan itibaren artık bu borç, eksik borç niteliğine dönüşür. Bu durumda alacaklı devletin yetkili organlarına başvurarak borcun ifasına ya da borçlunun sorumluluğuna karar verilmesini talep ettiğinde borçlunun zaman aşımı def’ i savunması ile karşılaşır. Zaman aşımına uğramış bir borç, borçlu tarafından ileri sürülmedikçe Hakim tarafından re’ sen nazara alınmaz, tam bir borç- alacak niteliğini haizdir. Buna karşılık borçlu zaman aşımını ileri sürmüşse borç artık eksik bir borçtur. Geçerli bir borç ilişkisinin varlığına rağmen borçlu zaman aşımını ileri sürdüğü anda devletin yetkili organları kanalı ile sorumlu tutulamaz, ifaya zorlanamaz. Bilirkişi SMMM …’ın 19/02/2020 tarihli raporu incelenmiştir. Teknik rapor ” … Davacının dava dilekçesinde iddialarına BK. 147. maddesini, davalının ise savunmasına BK. 146. maddesini dayanak yaptığını, her iki tarafın da dayanaklarının kanun maddeleri olduğunu, bilirkişilik yönetmeliğinin 5.2. maddesi gereğince tarafımdan dayanak maddeleri ile ilgili her hangi bir yorum yapılamayacağını, bu hususta takdirin Yüce Mahkemenizde olduğunu, 18.02.2020 tarihinde yerinde yapılan incelemede davalı tarafından defter ve evrakların muntazam olarak hazır edildiğini ve inceleme yapılması hususunda her hangi bir zorluk veya engel çıkarılmadığını, yerinde yapılan incelemenin tutanak altına alındığı (Ek 1), tutanakta da görüleceği üzere 2011-2019 (2019 hariç) yılları defterlerinin hazır edildiği 2007-2010 yılları defterlerinin …. Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğunun beyan edildiğini, muavin kayıtlarının olduğu evrakların da inceleme hususunda hazır edildiğini, mahallinde yapılan incelemelerde davacıya ait ticari resmi defterlerinin (TTK Madde 64, 65, 66, 67 VUK Madde 220, 221, 222, 223, 224, 225 ) açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yaptırıldığını, usulüne uygun tasdik edildiği belirtilen davalıya ait resmi defter kayıtları ile bu defter kayıtların muavin dökümlerine göre davalı tarafından davacıya ait olduğu belirtilen site içindeki 19 ada 9 no.lu taşınmazın…cari hesabı ile … adı ile takip edildiğini, belirli dönemlerde yasal takibe konu yapabilmek amacıyla davacıya ait olduğu ifade edilen taşınmazın aidat borçlarının … no.lu, … no.lu ve … no.lu hesaplarda takip edildiğini, bir başka ifade ile davacının adının muhasebe kayıtlarında olmadığını, davacıya ait olduğu ifade edilen taşınmazın önceki malikinin adı ile kayıtların takip edildiğini, dava dilekçesinde ifade edilen davaya konu dönem olan 01.12.2007 – 01.12.2011 tarihleri göz önü edildiğinde … no.lu cari muavin dökümlerine göre; 31.12.2008 tarihli kayıt ile …hesabına 99.800,78 TL virman yapıldığını, … no.lu hesabın 31.12.2008 tarihi itibariyle asfalt ve elk. sayaç bedelleri de eklendiğinde bakiyesinin 99.876,75 TL olduğunu, iş bu hesabın daha sonra … hesabına virman edildiğini, 2011 yılı sonu itibariyle …hesap bakiyesinin aynen devam ettiğini, 131.0075 no.lu hesabın 2009 yılı başı itibariyle aidat alacaklarının takibi amacıyla tekrar çalıştırıldığını ve 2009 yılı sonunda 5.520,00 TL bakiye verdiğini, bu bakiyenin de … no.lu hesaba aktarıldığını ve davaya konu 01.12.2011 tarihi itibariyle 5.520,00 TL bakiye verdiğini, … no.lu hesabın takip amaçlı tekrar çalıştırılması ile 01.12.2011 tarihi itibariyle 1.752,00 TL bakiye verdiği … ” şeklinde değerlendirilmiştir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; davacının …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takipte davalıya 04/06/2020 tarihinde ödediği 13.351,34 TL ( 01.12.2007- 01.12.2011 tarihleri aralığı açısından: 3.920,00 TL asıl alacak+5.007,34TL işlemiş faiz+1.339,00 TL vekalet ücreti+ 666,00 TL tahsil harcı+ 2.419,00 TL takip sonrası işeyen faiz), kooperatif aidat alacağına ilişkin olup 5 yıllık zaman aşımına tabidir. Davacı tarafından zaman aşımı ileri sürülmüş ve bu kısım belirlenen mezkur alacağın zaman aşımına uğradığı tespit olunmuştur. Bu durumu davacının kanunen ispatladığına (takip ve dava konusu bedelin neden davalıya ödenmemesi gerektiğini ispatlamıştır) kanaat getirilerek davacı tarafından ileri sürülen zaman aşımı yerinde bulunmuş aşağıdaki şekilde kanunen hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının kabulüne; Davacının …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı takipte davalıya 04/06/2020 tarihinde ödediği 13.351,34 TL’nin 04/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına davacıya verilmesine, tazminata ilişkin talebin reddine,
2-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 912,03 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak ve tamamlama harcı olarak yatırılan toplam 111,45 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 800,58 TL daha harcın davalıdan tahsiline Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 111,45 TL harcın davalıdan tahsiline davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3- 6100 S HMK gereğince bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan davacı tarafından sarf edilen 1.167,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davalı tarafından sarf edilen 100, 00 TL delil avansının davalı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A….T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır