Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1064 E. 2021/553 K. 13.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/625 Esas
KARAR NO : 2021/554

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; taraflarının, davalının ortağı ve tasfiye memuru olduğu … Ltd. Şti.’ne karşı 08.08.2016 tarihinde işçilik alacaklarına karşı dava açtığını, taraflarının söz konusu şirkette 20.03.2008-22.04.2016 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin haksız bir şekilde fesih edilmesiyle … 2. İş Mahkemesinde yapılan yargılama neticesinde 19.12.2017 tarihinde davalarının kabulüne karar verildiğini, İş Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında Ticaret Sicil ve Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevaplarında şirketin akdin feshi tarihinden hemen sonra tasfiyeye başladığının anlaşıldığını, taraflarınca şirketin tasfiye sonu tescilinde dikkate alınabilmesi için şerh verilmesi talebi ile 02.12.2016 tarihinde dilekçe verildiğini, İş Mahkemesi tarafından bu taleplerinin 08.12.2016 tarihli celsede kabul edildiğini, tasfiye edilen şirketin ortaklarından …’ın 01.07.2016 tarihli genel kurul kararı ile tasfiye memuru olarak atandığını, borç ve alacakların bildirimi için 26.07.2016, 02.08.2016 ve 09.08.2016 tarihlerinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yapıldığını, taraflarının işçilik alacaklarının hükme bağlandığı … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı … 26. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının takibe konulduğunu, borçlu şirketin şirket ortağı ve aynı zamanda tasfiye memuru olan …’a gönderilen taahhütlü yazı ile “davacının alacağının tasfiye kararı alınmasından önceki döneme ait olduğunu, bu alacağın tasfiye sırasında notere tevdi edilmesi gerekirken bu işlemin yapılmamış olmasından dolayı tasfiye memuru görevinin suiistimal edildiği, tarafların zarara uğratıldığı bu sebeple alacaklarının 3 gün içerisinde ödenmesi” istenildiğini, ancak tasfiye memurunun 3 farklı adresine yazı gönderilmiş olmasına rağmen tamamının iade olduğunu, tüm bunlardan sonra … 26. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra dosyasından 18.04.2018 tarihinde dava dışı şirketin İ.T.O. kaydında belirtilen adresine hacze gidildiğini, gidilen adresin boş olduğunun tespit edildiği ve zapta da yazıldığını, Türk Ticaret Kanunu’na gereğince davalı tasfiye memurunun, alacaktan haberi olmasına rağmen noterde depo edilmemesi mutlak sorumluluğu olan bir durum olduğu, dava konusu alacağın aynı zamanda dava dışı şirketin ortağı olan tasfiye memuru davalı tarafından bilinmemesine imkan olmadığı, davalının alacağı bilmesine rağmen yasa hükümlerini tatbik etmeyerek alacağı tasfiyenin dışında bıraktığını, gerçeğe aykırı tasfiye bilançoları düzenlediğini, alacağın ödenmemesinden ötürü sorumlu durumda olduğunu belirterek; açılmış olan işçilik alacaklarından kaynaklı davada alacağın görmezden gelinerek notere depo edilmemesi sebebiyle davalı tasfiye memurunun mutlak sorumluluğu olduğunu iddia ederek; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 10.000,00 TL’lik alacaklarına 19.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; dava dilekçesinin taraflarının mernis adresine 11.08.2018 tarihinde usulsüz olarak TK 21/2. maddesine göre tebliğ edildiğini, taraflarının davadan 03.10.2018 tarihinde tesadüfi olarak e-devlet vasıtasıyla haberdar olduklarını, dava dilekçesinin tebligatının Tebligat Kanunu 21./2 maddesine göre yapılmış olmasına rağmen tebliğ mazbatasında kanunun gerektirdiği hususların yer almadığını, tebligat öncesi aynı adrese gönderilen bir tebligat olmadığını, tebligatı yapan posta memurunun taraflarının adreste bulunmaması nedenini araştırmadığını, adreste kimin bulunduğunun tespitini yapmadığını, komşulara haber vermediğini, tebligat parçasına bu hususlar ile alakalı hiçbir not düşmediğini dolayısıyla yapılan tebligatın geçersiz sayılması gerektiğini, davacının işçilik alacaklarına ilişkin … 2. İş Mahkemesi’nin …Esas, …Karar sayılı dosya ile ikame ettiği dosyanın kabulüne karar verildiğini ifade etmesine rağmen söz konusu dosya ile ilgili taraflarından Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvurusunda bulunulduğunu, dolayısıyla dosyanın halen derdest olduğunu, üst mahkemede verilen kararın bozulma ihtimalinin olduğunu, karar henüz kesinleşmeden dosya üzerinde bir hak doğduğunun kabulünün mümkün olamadığını, taraflarına ait adreslerin halen kullanımda olan adresler olduğunu, davacının tebligat yapılamadığı yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, dosya içerisinde yapılamayan tebligatlara ilişkin tebligat parçalarını göremediklerini, eğer gerçekten tebligat yapılamadıysa neden yapılamadığının taraflarından anlaşılamadığını, taraflarınca tasfiye evraklarına davacının alacağının işlendiği, tasfiye sürecinin henüz bitmediği halen devam ettiğini, davacının iddiasının işçilik alacağının tasfiye evraklarına işlenmediği yönünde olduğu ancak taraflarından … 2. İş Mahkemesi’nin … Esas, …Karar sayılı dosyasında hükmolunan alacakların tasfiye bilançosuna eklendiğini, yargılamanın devam etmesine ve alacağın kesin olmamasına rağmen taraflarınca kesin olmayan bu alacağın herhangi bir hak kaybı olmaması adına tasfiye bilançolarına işlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; limited şirkette tasfiye memurunun sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar; davacının dava dışı Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’den olan ve ilamlı takibe konu edilen işçilik alacağından; davalının, dava dışı şirketin tasfiye memuru sıfatıyla TTK’nun 643 ve 644/1-b maddeleri atfı ile TTK’nun 536 ve devamı maddeleri ve 553 maddesi uyarınca sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, … 26. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, … 2. İş Mahkemesi’nin …esas … Karar sayılı dosyası, dava dışı tasfiye halindeki şirketin sicil kayıtları, 2016,2017,2018,2019,2020 tarihli kurumlar vergisi beyannameleri ve bilanço özetleri celbedilmiş, dava dışı şirketin 2016-2017-2018 yıllarına ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
14/11/2021 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; tasfiye halindeki şirketin genel kurulda alınan karar uyarınca tasfiyeye girdiği, tasfiye kararının 13/07/2016 tarihinde tescil edildiği, şirketin tasfiye memuru olarak ise şirket ortağı …’ın tayin edildiği , tasfiye halindeki şirketin 2016-2017-2018 yıllarına ilişkin ticari defterleri incelenmesi neticesinde, tasfiye öncesi yevmiye defteri kapanış tasdikinin 13/07/2016 tarihinden itibaren 6 ay içinde yapılması gerekirken usulsüz olarak 6102 sayılı yasanının 64/3 fıkrasında belirtilen süre içinde yapılmadığı, tasfiyeye giriş öncesi 2016 yılı ticari defterlerinin 13/07/2016 tarihinden önce tasdikinin yapılması gerekirken yine usulsüz olarak 14/07/2016 tarihinde yapıldığı, davacının 08/08/2016 tarihinde … 2. İş mahkemesine müracaatı, 19/12/2017 tarih … E ve … K. Sayılı ilamında, gerekse … 26 icra müd. …E. sayılı takip dosyalarındaki belirtilen tarihlerinde davacının alacağı ile ilgili ticari defterlerde alacak kaydı yapılmadığı gibi notere de depo yapılaması yönünde her hangi bir girişimde bulunulmadığı, davalı tarafından her ne kadar davacının takip ve dava ile ilgili tebligatların kendilerine iletilmediği ve davadan haberdar olmadıkları bildirilmiş ise de şirketin tasfiye memuru tek yetkili tasfiye memuru olmasına rağmen tasfiyeye girmeden önceki vekaletnameye istinaden davalı vekili olarak … duruşmalara girdiği gibi 02/02/2018 tarihli iş mahkemesine tehiri icra talepli olarak istinaf mahkemesine dilekçe sunduğu, ayrıca yine tasfiye memurunun vekaletnamesi olmadan şirketin avukatları … ve … usulsüz ve yetkisiz olarak davaları takip ettikleri, o halde Davalının davacının alacağından haberdar olmamasının mümkün olmadığı, tescil ve ilan tarihleri, iş mahkemesinin kararı, 26 icra müd. … esas sayılı takibi bir bütün olarak dikkate alındığında, davalı tasfiye halindeki şirketin 31/12/2017 dönemi itibari tasfiyeyi sonuçlandırdığı, ancak dosyada mübrez bulunan sonradan düzenlenen fiktif bir mahsup fişi ile 23/01/2018 tarih 3 nolu yevmiye maddesi ile 335. nolu hesapta yer alan davacının 26 icra müd. … E. sayılı dosyasındaki takip miktarı olan 89.595.92 TL tutarındaki miktarın davacının alacağına işlendiği, davalı tasfiye memuru …’ın kendisine verilen tasfiye memurluğu görevini TTK. 541/3md hükmü uyarınca ifa etmediği gibi yasal prosedürleri de yerine getirmediği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Alınan bilirkişi heyet raporunun hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı Tasfiye Halinde … Ticaret Ltd. Şti.’den olan ve ilamlı takibe konu edilen işçilik alacağından; davalının, dava dışı şirketin tasfiye memuru sıfatıyla TTK’nun 644 maddesi atfı ile TTK’nun 541 ve 553 maddesi uyarınca sorumlu olup olmadığının tespiti için dava dışı tasfiye halindeki …cılık Şirketinin 2016,2017,2018 yılları yılı Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişilerden; dava dışı şirketin tasfiye kararı verildiği tarihteki mali alacak borç durumunun ne olduğu, dava dışı şirketin tasfiyesi kapsamında tasfiye tarihinden takip tarihine dek yapılan tasfiye işlemleri kapsamında tahsil edilen alacaklar ve ödenen borçların neler olduğu, dava dışı şirketin halen sicilden terkin edilmediği ve tüzel kişiliği haiz göründüğü anlaşılmakla, şirket defterlerinin takip ve dava tarihlerindeki durumuna göre davacının alacağını tahsiline olanak bulunup bulunmadığı, davacının tasfiye memuru sıfatıyla yaptığı tasfiye işlemlerinin TTK’nun 643 maddesi yollaması ile TTK’nun 536 ve devamı maddelerindeki tasfiye usulüne ilişkin hükümlere uygun olup olmadığı, davacının alacağının tahsilinin imkansız hale gelip gelmediği hususlarının tespiti istenilmiştir.
31/03/2021 teslim tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalının ortağı ve tasfiye memuru olduğu dava dışı şirketin tasfiye kararının verildiği 01/07/2016 tarihinde ve tasfiye kararının tescil edildiği 13/07/2016 tarihinde alacak tutarının 786.905,40-TL borç tutarının 373.403,71-TL olduğu, tasfiye kararının verildiği 01/07/2016 tarihinde ve tasfiye kararının tescil edildiği 13/07/2016 tarihinden … 26 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 19/01/2018 takip tarihine kadar 111.041,50-TL tutarında alacağını tahsil ettiği, 524.080,71-TL değerinde malını sattığı, 135.847,60-TL tutarında aktifini elinden çıkardığı, daha önce kasasında ve bankasında bulunan 15.935,59-TL ile birlikte elde edilen toplam gelirden, tasfiye tarihindeki toplam tutarı 3736.403,71-TL olan tüm borçlarını ödediğini, 2017 dönemini 297.724,94-TL zararla kapadığı, sermaye tutarı ile ortaklara borçlar ve ortaklardan alacaklar hesabının birbiri ile kapatıldığı, 2017 yılı sonu itibariyle aktif ve pasiflerini boşaltan şirketin 31/12/2017 tarih ve 335 yevmiye nolu “tasfiyenin sonlandırılması” açıklamalı kaydı defterine işlediği, 23/01/2017 tarihinde ise 3 yevmiye nolu “… 2. İş Mahkemesi …esas … karar sayılı kararına istinaden” açıklamasıyla defterine 86.959,32-TL borç kaydı girdiği, şirket defterlerinin takip ve dava tarihindeki durumuna göre, ortaklardan alacaklar hesabında da 89.595,32-TL tutarlı kayıt bulunduğu, bu kaydın tarihinin de 23/01/2018 olduğu, dava dışı şirketin ortaklardan olan bu alacağını tahsil etmesi halinde davacı alacağının tahsil edilebileceği, tasfiye memurunun davacının mahkeme kararı ile hüküm altına alınmış alacağı ile ilgili olarak karardan bilgisinin bulunduğu, kendi beyanında belirtildiği üzere davacının hak kaybına uğramaması için alacak miktarının kayıtlara alındığını belirtmesine rağmen alınmadığı, davacının alacak miktarı hüküm altına alınmasına rağmen, davalının bu tutarı TTK. 541/4 maddesi uyarınca notere bloke etmediği gibi kayıtlara da almadan usulsüz olarak tasfiye işlemlerini sonuçlandırdığı, bu nedenle davalının, davacının alacak miktarını bile bile imkansız hale getirdiği, tasfiye memurunun TTK.553/1 md. uyarınca davacı yana vermiş bulunduğu zarardan sorumluluğunun devam ettiği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Dava dışı şirketin sicil kayıtlarının incelenmesi neticesinde; 16/06/2006 tarihinde tescil edilerek kurulan şirketin iki ortaklı olduğu, …’ın şirketteki pay oranının %90, …’ın ise %10 olduğui şirket ortaklarından …’ın aynı zamanda şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili şirket müdür olduğu, şirketin 01/07/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiye kararı aldığı, bu kararın 13/07/2016 tarihinde tescil edildiği ve üç kez ilan edildiği, tasfiye memuru olarak davalının atandığı … vekilinin … Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne 03/11/2016 tarihli dilekçesini sunduğu, tasfiyeye giren şirketin tasfiyesinin sonlanması halinde alacağının tahsil edilemeyeceğini beyanla, tasfiyeye gidilmemesi için şirket sicil dosyasına şerh verilmesini talep ettiği, anlaşılmıştır. Şirket halen tasfiye halinde olup, sicilden terkin edilmemiştir.
… 2. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamından, davacı … tarafından 08/08/2016 tarihinde dava dışı şirket aleyhine işçilik alacağı talepli dava açıldığı, dava dışı şirkete de usulüne uygun tebligat yapıldığı ve şirketin davada temsil edildiği, dava tarihi itibariyle şirket yetkilisi ve tasfiye memurunun … olduğu, mahkemenin 21/12/2017 tarihli ve 2017/372 karar sayılı kararı ile; dava dışı şirket aleyhine ve davacı lehine; 31.078,32 TL kıdem tazminatına, 6.111,60 TL ihbar tazminatına, 15.429,11 TL fazla mesai ücreti alacağına 1.020,59 TL ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına, 1.419,53 TL asgari geçim indirimi alacağına, 10.904,44 TL yıllık izin alacağına, 7.605,99 TL nispi vekalet ücretine, 1.718,82 TL yargılama giderine hükmedildiği, kararın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
… 26 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamından, davacı tarafından dava dışı şirket aleyhine toplam 89.595,32-TL işçilik alacağının, takip tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte tahsili amacıyla 19/01/2018 tarihinde ilamlı takip başlatıldığı, icra emrinin dava dışı şirkete 26/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 18/04/2018 tarihinde takip borçlusu şirket adresinde hacze gidildiği, haciz mahallinde adresin boş ve kilitli olması nedeniyle haciz işleminin yapılamadığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 643 maddesi uyarınca limited şirketlerde, tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır. Yine TTK’nun 644/1-b bendi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu hususların anonim şirketlere ilişkin TTK’nun 553 maddesi uygulanır.
Anonim şirketlerde tasfiye usulü TTK’nun 540-546 maddelerinde düzenlenmiş olup, buna göre; tasfiye memurları görevine başlar başlamaz, şirketin tasfiyenin başlangıcındaki durumunu incelerler; gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak, şirketin malvarlığına ilişkin durumu ile finansal durumunu gösteren bir envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayına sunar, envanter ve bilançonun onaylanmasından sonra, tasfiye memurları şirketin envanterde yazılı bütün malları ile belgelerine ve defterlerine el koyarlar(m.540/1,2). Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar. Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir. Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki, bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun. Bu hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı TTK’nun 553 üncü maddesi uyarınca sorumludurlar(m.541/1,2,3,4).
Somut olayda; davacı tarafından … 2. İş Mahkemesi’nde açılan dava tarihi 08/08/2016’dır. Şirketin tasfiyeye kararının tescil tarihi ise 13/07/2018’dir. Bu davada vekil aracılığı ile temsil edilen dava dışı şirketin tasfiye öncesi ve sonrasında yetkilisi olan … davadan haberdardır. Nitekim anılan vekalet şirket yetkilisi sıfatıyla ve şirket adına davalı tarafından verilmiştir. Davalı tarafça tasfiyenin tescilinden sonra, 31/12/2017 tarihine kadar şirketin nakit olmayan aktifinin nakde çevrildiği ve tüm pasiflerinin kapatıldığı, bu pasiflerin içerisinde banka kredileri, borç senetleri, vergi ve SGK borçları ile ortaklara olan borçlar(250.000,00-TL) kalemlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Alınan ek bilirkişi raporunun 3. Sayfasında detaylandırılan tabloda şirketin tasfiyenin tescili tarihindeki alacak ve borç durumu tespit olunmuştur. Davacı tarafından İş Mahkemesi’nde açılan davanın tarihi tasfiye kararının tescil tarihinden 25 gün sonradır. Başka ifade ile İş Mahkemesi’nde dava açıldığı tarihte, davacının işçilik alacağını davalı şirketten tahsil imkanı bulunduğu anlaşılmaktadır. TTK’nun 541/1 maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen alacaklıları taahhütlü mektupla alacaklarını bildirmeye davet etmek durumundadır. Davalı tarafça, davacı tarafından açılan işçilik alacağı davasından haberdar olunmasına, şirkete dava dilekçesi tebliğ olunmasına rağmen davacıya TTK’nun 541/1 maddesine uygun bildirimde bulunduğunu ispatlayamamıştır. Yine TTK’nun 541/3 fıkrası uyarınca tasfiye memurunca şirketin, hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edilmesi zorunluluğu mevcuttur. Bunun istinası bu gibi borçların yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olması halleridir. Somut olayda davalı tarafça davacıya bildirimde bulunulmadığı gibi, nizalı işçilik alacağına dair tasfiye bilançosuna herhangi bir kayıt girilmemiş, mahkemece 21/12/2021 tarihinde davalı vekilinin de yüzüne karşı tefhim ile hüküm altına alınan tutarın notere depo edilmesi sağlanmamıştır, bu tarih itibariyle dahi tasfiye bilançosuna alacak kaydı yapılmamış, bunun yerine alacakların tasfiyesi sonucu elde edilen tutardan SGK, kredi, senet ve vergi borçları ödendiği gibi, devam eden işçilik alacağı yargılamasının varlığına rağmen, şirketin ortaklarına olan borçları toplamı 250.000,00-TL’de ödenmiş, 31/12/2017 tarihinde deftere tasfiyenin sonlandırılması kaydı düşülmüştür. Davalı tarafça davacı alacağının tasfiye bilançosuna kaydı ancak 23/01/2018 tarihinde mümkün olmuş, aynı tarihte ve davacı alacağı ile aynı tutarda ortaklardan olan alacaklar kaydı girilmiştir. 23/01/2018 tarihli bu kayda göre; dava dışı şirketin ortaklardan 89.595,32-TL alacağı mevcut olmasına rağmen(davacının işçilik alacağı ile aynı tutarda), şirkette aynı zamanda %90 oranında pay sahibi olan davalı tasfiye memurunun, bu alacağı tahsil etmeden ortaklara olan tüm borçları daha önceki tarihte ödediği anlaşılmaktadır. Kayıt tarihi itibariyle, dava dışı şirketin kasasında ve bankada bulunan nakdi varlığı; satılan ilk madde malzemeleri, taşıt, ticari mal, tesis, makine ve cihazlar ile demirbaşlardan elde edilen tüm gelir tüketilmiş, bu tutar içinden davacı alacağını teminat altına alacak tutar depo edilmediği gibi, TTK’nun 541/2 fıkrasının ikinci cümlesinde belirtildiği şekilde temin de edilmemiş, tasfiye bilançosunda aktif olarak sadece ” ortaklardan olan alacak” kaydı kalmıştır. Böylece davacı tarafından başlatılan ilamlı takip tarihi itibariyle, davacı alacağının şirketten tahsil imkanı ortadan kaldırılmıştır. Nitekim 18/04/2018 tarihinde takip borçlusu şirket adresinde hacze gidilmiş, haciz mahallinde adresin boş ve kilitli olması nedeniyle haciz işlemi yapılamamıştır. Şirketin tüm malvarlığı tasfiye sırasında elden çıkartıldığı için, fiilen veya kayden haczedilebilecek başkaca bir malvarlığı da bulunmamaktadır.
TTK’nun 553/1 fıkrası uyarınca; kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Tasfiye memurlarının sorumluluğu ile amaçlanan; zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen 6102 sayılı TTK’nun 553.maddesi hükmüne göre tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Tasfiye memurlarının Türk Ticaret Kanununa istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi; zarar, hukuka aykırılık, kusur, illiyet bağı koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır.
Yukarıda yapılan tüm saptamalar karşısında; davalı tasfiye memurunun TTK’nun 541/1,3 fıkralarına kusuru ile aykırı davranarak davacının alacağını tahsil imkanını ortadan kaldırarak davacının zararına sebep olduğu, bu zarardan TTK’nun 553/1 fıkrası uyarınca sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce 18/02/2019 tarihli celsede davacı vekilinden, davasını belirsiz alacak davası olarak mı kısmi alacak davası olarak mı açtığı sorulmuş, davacı vekilince; “Biz davamızı belirsiz değil, kısmi alacak davası olarak açtık, dava konusu ettiğimiz husus ilama dayalı işçilik alacağıdır,” denilerek, davanın kısmi alacak davası olduğu açıklanmıştır.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 02/04/2021 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 10.000,00-TL olan netice-i taleplerini 79.595,92 TL arttırarak toplam 89.595,92-TL alacaklarının takip tarihi olan 19.01.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Islah dilekçesi davalı yana tebliğ edilmiş, davalı vekilince ıslaha karşı beyan dilekçesi ile ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür.
TTK’nun 560/1 maddesi uyarınca; TTK’nun 553 maddesi uyarınca sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.
Somut olayda iki yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı tarih, … 26 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip borçlusu şirket adresinde hacze gidildiği, haciz mahallinde adresin boş ve kilitli olması nedeniyle haciz işleminin yapılamadığı 18/04/2018 tarihidir. Zira davacı tarafça, dava dışı şirketten alacağın tahsil imkanının bulunmadığının, takibin semeresiz kaldığının, dolayısı zararın ve tasfiye memurunun sorumluluğuna gidilebileceğinin öğrenildiği tarih bu tarihtir. Bu tarih ile dava tarihi olan 29/06/2018 tarihi arasında iki yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Ancak kısmi davada, ıslah ile talep edilen 79.595,12-TL’lik tazminat talebi yönünden, 02/04/2021 ıslah tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur.
İzah edilen bu gerekçeler ile; davacının dava dilekçesi ile talep ettiği 10.000,00 TL’nin kabulüne karar verilmiştir. Haksız fiilin özel bir türü olan sorumluluk davasında temerrüt tarihi haksız fiil tarihidir. Haksız fiilin gerçekleşmesi için zararın ortaya çıkması gerekmektedir. İşte somut olayda zararın ortaya çıktığı tarih, takibin semeresiz kaldığı 18/04/2018 tarihidir. Hükmedilen tutara temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir. Davacının ıslah ile talep ettiği toplam alacak tutarının 79.595,92 TL’si İSE zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 10.000,00 TL’nin 18/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının ıslah ile talep ettiği toplam alacak tutarının 79.595,92 TL’sinin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 683,10-TL nispi karar ve ilam harcının, 170,78TL peşin alınan harç ile 1.359,30-TL ıslah harcı1.530,08-TL’den mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına, artan 846,98-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4- Davacı tarafça yatırılan 638,10-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen kısım yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline, peşin alınan harcın mahsubuna,
6- Reddedilen kısım yönünden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 fıkrası gereğince hesap olunan 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.448,30 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre 161,63-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından ve yatırılan gider avansı olmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
9-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/07/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
683,10 TL KARAR HARCI
170,78 TL PEŞİN HARÇ
1.359,30 TL ISLAH HARCI /
846,98 TL TALEP HALİNDE İADE HARÇ

DAVACI GİDERİ /
35,90 TL BVH
1.200,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
212,40 TL POSTA MAS. /
1.448,30 TL TOPLAM