Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1045 E. 2021/703 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1045
KARAR NO : 2021/703

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/05/2015 tarihinde … sevk ve idaresindeki… plakalı araç (motosiklet) ile sürücüsü ve plakası belirlenemeyen araç yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası yaptığını, müvekkilinin motosikleti ile sağ şeritte seyir halinde iken sol şeride geçmek istediğini işaretini (sinyal lambası ile) vermiş ve o sırada plakasını hatırlamayamadığı beyaz renkli hafif ticari bir araç şerit değiştirmek için sol şeritten sağ şeride geçmek istediğini, müvekkili de üzerine doğru gelen ticari araçtan kaçmak ve trafik güvenliğini tehlikeye atmamak için sağ şeride geri girdiğini ancak ticari aracın sıkıştırması sonucu motosikleti ile yolun kenarında bulunan bariyerlere çarptığını, müvekkilinin bu kaza sebebiyle %47 oranında engelli kalarak çalışma gücünü kaybettiğini, müvekkili vekili olarak 18/09/2018 tarihinde, … Hesabı’na müvekkilin zararlarının tazmin edilmesi için başvuru yapıldığını, ihtarnamenin 27/09/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı … Hesabı 01/10/2018 tarih ve 31576 sayılı cevap yazısı ile taleplerinin reddedildiğini, tazminat hesaplanmasının aktüer bilirkişi tarafından yapılmasını, HMK 334/1 ve 335/1-a maddeleri gereğince Adli Yardım taleplerinin kabulü ile davacının harç ve gider avansı dahil yapılacak tüm yargılama giderlerinden geçici olarak muaf tutulmasını, dava konusu nedeni ile sosyal ve ekonomik yıkıma uğrayan müvekkilerin zararının bir nebze olsun giderebilmesi için 25.000,00 TL geçici ödemenin Türk Borçlar Kanununun 76. Maddesi gereğince yargılama sonunda hükmedilecek tazminattan mahsup edilmek üzere davalıdan tahsili hususunda tensip ara kararı kurulmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla; 4.700,00 TL sürekli iş görememezlik tazminatı ve 300,00 TL tedavi süresince yapılan yol harcamaları için olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 30/07/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik talebinin 4.700,00 TL’den 289.700,00 TL’ye ayrıca yol gideri olan 300,00 TL olmak üzere toplam 290.000,00 TL’ye artırdıklarını ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Davacının dayandığı ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya belge örneklerinin taraflarına tebliğ edilmesini, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan aracın ve sürücünün araştırılmasını, bu yolda ilgili soruşturma makamına müzekkere yazılara kazaya ve yaralanmaya sebebiyet verdiği beyan olunan aracın ve sürücüsünün bulunup bulunmadığının sorulmasını, 02/05/2015 tarihinde meydana geldiği iddia edilen kaza ile ilgili olarak kaza gününde herhangi bir tutanak düzenlenmediği, hiçbir merciye müracaat edilmediğinin tespit edildiği, kazadan yaklaşık 3 yıl sonra … CBS yapılan müracaatta, davacının seyir halindeyken çarptığı ve plakasının tespit edilemediği gerekçesi ile şikayetçi olunduğunu, bu ifade dışında davacının iddialarını ispatlayacak hiçbir belge ve beyan bulunmadığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu nedenle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini, maluliyet hesabı için dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiği, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davacıya tahmil edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tarafların bildirdiği belgeler, davacıya ait tedavi evrakları, davalı … Hesabı’nın 24/12/2018 tarihli yazı ve ekindeki belgeler, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası, davacıya ait sosyal ve ekonomik durum araştırmasına yönelik yazı cevapları ve kayıtlar, … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 26/11/2018 tarihli yazı cevabı ve sgk kayıtları, tanık beyanları, keşif, atk ve bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 08/02/2021 tarihli rapor da özetle; Mevcut belgelere göre; Hasan ve Gürcan oğlu, 13/06/1980 doğumlu, …’nin 02/05/2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:Gr1 XII(38A……….30)A %34 E cetveline göre %32.2 (yüzdeotuzikinoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 18 (onsekiz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce kusur raporu alınmak üzere dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığına gönderildiği, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 15/10/2020 tarihli ön rapor da özetle; Meydana geldiği belirtilen olay ile ilgili dosya içerisinde, kazaya karışan araçların hareket yönlerini, olay mahalli özelliklerini ve olayın oluş şeklinin belirtildiği ayrıntılı ölçekli krokiyi içerir şekilde herhangi bir kaza tespit tutanağı, basit kroki yada tarafların ve tanıkların katılımıyla gerçekleştirilmiş keşif doğrultusunda tanzim edilen bilirkişi raporunun bulunmaması nedeniyle sağlıklı rapor tanzim edilmediği, dosyanın işlem görmeksizin mahallinde iadesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz 30/11/2020 tarihli ara kararı gereğince, ATK kusur raporu gereğince dava konusu kaza mahallinde keşif yapılmasına karar verildiği ve bilirkişiler Harita ve Kadastro Müh. …, Prof. Dr. Makine Müh. … tarafından hazırlanan 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda olay yeri keşif incelemesi ve tanık beyanları ile kazanın meydana geliş şekli ve kaza krokisinin çizildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınızca düzenlenen … tarihli rapor da özetle; Davacı sürücü … sevk ve idaresindeki motosiklet ile sağ şeridi takiben seyri sırasında olay mahallinde geldiğinde, sol şeride geçmek isterken sol tarafındaki araçların seyir durumlarını dikkate alıp, geçişinin uygun olduğu bir anda manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmediği, sol tarafında kendisiyle aynı istikamete doğru seyir halinde iken sağ şeride geçmek için manevra yapan kimliği belirsiz sürücü idaresindeki aracın varlığını dikkate almadan sola manevra yaptığı, ardından bu araca çarpmamak için kaçmak isterken motosikletini kendisine ayrılan yol bölümü içerisinde tutamayıp, sevk ve idare hatası ile motosikletinin hakimiyetini kaybederek sağ tarafındaki bariyerlere çarptığı olayda kusurlu olduğu, kimliği belirsiz sürücü sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında olay mahallinde geldiğinde, sağ tarafında sağ şerit üzerinde kendisiyle aynı istikamete doğru seyir halinde iken sol şeride geçmek isteyen davacı sürücü idaresindeki motosikletin seyir durumunu dikkate almaksızın hatalı bir şekilde şerit değiştirme manevrası yaparak sağ şeride girmesi neticesi bu motosikletin seyir durumunu bozarak sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesine sebebiyet verdiği olayda kusurlu olduğu, bu nedenlerle davacı sürücü …’nin % 50 ( yüzde elli ) oranında kusurlu, kimliği belirsiz sürücünün % 50 ( yüzde elli ) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
HMK’nun 266/1. maddesi gereği aktüer hesaplamanın yapılması açısından 10/06/2021 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiş, bilirkişi …’nın mahkememize sunmuş olduğu 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 02.05.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı olarak davacı …’nin Geçici İş Göremezlik Maddi Zararının 17.739,21 TL, Sürekli İş Göremezlik Maddi Zararının 626.006,86 olmak üzere toplam maluliyet maddi zararının 643.746,06 TL olduğu, İş bu dava da kazaya %50 oranında kusurlu davranışı ile sebebiyet verdiği iddia edilen plakası ve sürücüsü belli olmayan bir aracın varlığının kabul edilip edilmeyeceği yönünde ki takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Plakası ve sürücüsü belli olmayan aracın varlığının Sayın Mahkeme tarafından kabulü halinde Davalı … Hesabı‟nın 2015 yılı teminat limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunması sebebiyle davacının maluliyet maddi zararının %50 sine denk gelen 321.873,03
TL. sinin 290.000TL tutarından sorumlu olduğu, davalı … Hesabı yönünden, kendilerine başvuru yapıldığı tarihten itibaren 8 İş günü sonrası olan 09.10.2018 tarihinin temerrüt başlangıç tarihi olduğu, Başvuru Sahibi davacı … ile sigorta şirketi arasında bir sözleşme bulunmaması, başvuru sahibinin haksız fiil mağduru 3. Kişi olarak uyuşmazlığa taraf olması nedeniyle “yasal faiz”e hükmedilmesi gerektiği, görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası celp edilmiş dosya üzerine yapılan incelemede, müştekisinin …, şüphelisinin meçhul sanık olduğu, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı yapılan soruşturmada 18/07/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının trafik kazası nedeniyle yaralanıp yaralanmadığı, davalının davacının yaralanması nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davacı trafik kazası neticesinde yaralanmış ise tarafların trafik kazasındaki kusur durumları ve davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararından oluşan maddi tazminatı davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
02/05/2015 günü kimliği belirlenemeyen sürücüsünün sevk ve idaresinde altındaki plakası belirlenmeyen aracı ile … bağlantı yolu üzerinden … Kavşağı istikametine doğru takiben seyir halinde iken davacının kullandığı… plakalı motorsikletin bulunduğu sağ şeride geçmek istediği, bunun üzerine davacının plakası tespit edilemeyen araca çarpmamak için kaçmak isterken yok kenarındaki bariyerlere çarpması sonucu dava konusu olay meydana gelmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde plakası tespit edilemeyen aracın kazaya sebebiyet verdiğini davacı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/786 E. 2021/2254 K. sayılı emsal içtihatında da belirtildiği üzere kazanın varlığını ispat yükü davacıdadır. Davacı tarafın tanık olarak bildirdiği ve talimat yoluyla dinlenilen kaza sırasında olay yerinde bulunan ambulans şöförü …’ün beyanı ile davacıya ait yaralanmanın karayolunda araç kullanırken kaza sonucu meydana geldiği hususu sabit olup tarafsız bu tanık beyanına itibar edilmiştir. Kazanın varlığı bu şekilde davacı tarafça ispatlanmıştır.
02/05/2015 tarihli trafik kazasında kimliği belirlenemeyen araç sürücüsünün KTK’nun 46/1-b. maddesindeki “Şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemek,” ve KTK’nun 46/1-c. maddesindeki ” Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek,” hükümlerini ihlal ettiği, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara riayetsizliği ile kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nin KTK’nun 46/1-c. maddesindeki ” Trafiği aksatacak veya tehlikeye sokacak şekilde şerit değiştirmemek,” ve KTK’nun 52/1-b. Maddesindeki “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,
” hükümlerini ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce bu konuda aldırılan aynı mahiyetteki atk raporuna da objektif, gerekçeli, yeterli, denetime açık olması nedeniyle itibar edilmiştir.
Davaya konu trafik kazasında kimliği belirlenemeyen sürücüsünün sevk ve idaresinde altındaki plakası belirlenen aracı ile sebebiyet verdiği kazada davalı … Hesabı’nın 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2-a. maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 9/1-a. maddesi gereği sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3494 E.2021/4150 K. ve 2021/2626 E. 2021/3923 K. sayılı içtihatlarında belirtilen maluliyet rapor tarih dönemleri dikkate alınarak kaza tarihi olan 02/05/2015 itibariyle Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı hem çeşitli yargı kararları hem de adli tıp kurumu raporları ile sabit olduğundan bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu yönetmeliğe göre düzenlenen 29/01/2021 tarihli atk raporuna göre davacının %32,2 oranında maluliyetinin bulunduğu tespit edilmiştir. Bu atk raporu denetime açık, yeterli, gerekçeli, objektif, bilimsel verilere haiz ve hüküm kurmaya elverişli olduğu için itibar edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve tedavi gideri zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının tedavi gideri zararına yönelik tazminatını, davalıdan talep edebilmesine bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince tedavi giderilerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğu savunulmuş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, sut kapsamında olmayan tedavi giderinin 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almadığından bu yöndeki davalı vekilinin itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacının tespit edilen maluliyet oranına ilişkin olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/14963 E. 2021/2953 K. sayılı içtihatında belirtilen TRH 2010 yaşam tablosuna progresif rant yönetim uygulanarak sürekli iş göremezlik zararının hesaplanması gerekmektedir. 01/07/2021 tarihli nitelikli hesaplama/aktüerya uzmanı bilirkişinin raporunda da bu şekilde hesaplama yapılmış olması nedeniyle rapora itibar edilmiştir. Bu nedenlerle davacının kazadaki kusuru dikkate alınarak 313.003,43 TL sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu kanaatine varılmıştır. Dava dilekçesi ile 300,00 TL tedavi süresince yapılan yol harcamaları yönünden de talepte bulunulmuştur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/4-1227 E. 2013/436 K. Sayılı içtihatında da açıkça belirtildiği üzere ; “…davacı, tedavi amaçlı yaptığı yol giderini de istemiştir. Bu tür istemin ispatı için mutlaka bir belgenin sunulması gerekmemektedir. Yaralanmanın niteliğine göre ne kadarlık yol gideri yapıldığı belirlenmeli, şayet belirlenemiyorsa yukarıdaki ilkeler ışığında Borçlar Kanunun 42. maddesi gözetilerek takdiren bir miktar yol giderine karar verilmelidir.” Davacının %32,2 oranında maluliyeti ve 18 ay geçici iş göremezliği bulunduğu sabit olup tedavisi sırasında sut kapsamında kalmayan ve belgelendirilemeyen yol gideri olarak 300,00 TL talep etmesi hayatın olağan akışına uygundur. 6098 sayılı TBK’nun 50. Maddesi de dikkate alınarak davacının dava konusu kaza nedeniyle 300,00 TL yol harcamalarından kaynaklı tedavi giderinin bulunduğu kanaatine varılmıştır. Davacının bedel arttırım dilekçesindeki talebi ile kazanın yaşandığı 2015 yılı zmss poliçe limitinin 290.000,00 TL sınırlı olması nedeniyle bu miktar üzerinden toplam maddi tazminata hükmedilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde avans faizi talep etmiş ise de, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/2404 E. 2017/9996 K. Sayılı içtihatı ve aynı mahiyetteki yerleşik Yargıtay uygulamaları gereğince avans faize hükmedilmek için aracın ticari nitelikte olması gerekmekte olup dava konusu trafik kazasında yer alan aracın tespit edilememesi dikkate alındığında aracın ticari nitelikte olduğununda ispatlanamamış olması nedeniyle yasal faize hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. 2918 Sayılı Kanunun 99. maddesindeki başvurunun iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü dikkate alındığında temerrüt tarihinin 09/10/2018 olduğu tespit edilmiştir. Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile, 300,00 TL yol harcamalarından kaynaklı tedavi gideri ve 289.700 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 290.000,00-TL miktarındaki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davanın kabulü ile, 300,00 TL yol harcamalarından kaynaklı tedavi gideri ve 289.700 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 290.000,00-TL miktarındaki maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 19.809,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin olarak yatırılan 44,40 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 975,00 TL olmak üzere toplam 1.019,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 18.790,50 TL daha harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 1.019,40-TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 3.000,00-TL bilirkişi ücreti, 383,20-TL posta masrafları, 310,00 TL Keşif Araç ücreti, 1.070,00 TL Adli Tıp Kurumu maluliyet raporu ücreti, 723,00 TL Adli Tıp Kurumu Kusur raporu ücreti, 44,40-TL başvuru harcı ve 384,90-TL keşif harcı olmak üzere toplam 5.915,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yatırılan delil avansı ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan delil avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 28.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kanuni süre içinde HMK’nun 341/1. Maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2021

Katip

Hakim