Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1040 E. 2022/120 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1040 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; davacı … ile davalı … arasında “…Mah. … mevkii 113 ada L36-B-05-3-D pafta, 17 Parsel …” adresindeki akaryakıt istasyonunda “…” markası altında bayilik yürütülmesi için; taraflar arasında gerekli sözleşmeler imzalanıp ve davalı şirket ile bayilik dikey ilişkisi kurulduğu, bu kapsamda; taraflar arasında 17.04.2017 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve Bayilik Protokolü akdedildiğini, diğer davalı gerçek kişi …, davalı tarafın … ile imza ettiği sözleşme ve protokolde, …’in tüm hak ve alacaklarının garantörü sıfatıyla taahhüt ettiğinden bu davanın tarafı olduğu, davalılardan … bayilik sözleşmesini (sözleşmenin 49. Maddesi) ve bayilik protokolünü (protokolün 3.1.1 maddesi) Garantör sıfatıyla imza etmiştir. Davalı Bayi taraflar arasında akdedilen Bayilik Protokolünün Satış yükümlülükleri başlıklı 3.1.6. maddesinde “satış taahhüdünde” bulunup, her yıl asgari 250 m3 beyaz ürün (benzin, motorin türleri ve biyodizel) satmayı kabul ve taahhüt edilmiş, Davalı taraf, taahhütnameyle; yıl esasına göre: akaryakıt bayilik sözleşmesinin devamınca geçerli olarak her yıl asgari 250m3 beyaz ürünü, …’ten satın almayı/satış taahhüdünden eksik sattığı her m3 beyaz ürün için …’in maruz kaldığı kar kaybını şartı ceza olarak ödeyeceğini, söz konusu tutarın sözleşme tarihi esas alınmak suretiyle taahhüt edilip alınmayan /eksik kalan m3 başına 60,-USD cezai şart ödeyeceğini, hesap edilen cezai şart tutarını herhangi bir ihtar, ihbar keşidesine ve hüküm istihsaline veya herhangi, kanuni bir merasim yürütülmeksizin, Amerikan doları olarak veya ödeme günündeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden TL karşılığını …’e talep edildiği anda defaten ve derhal ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davacı tarafın dava konusu satış taahhütlerini yerine getirileceğine olan güven nedeniyle, sözleşme süresinde kullanılmak üzere kurumsal ve demirbaş yatırımları yaptığını, davacı şirketin beş yıl kendi logosu ve markası altında satış yapılacağı inancıyla, sözleşmeden ve bayilik ilişkisinden kaynaklanan edimlerini tam ve gereği gibi yerine getirmiş olmasına karşın davalı yanın satış taahhütlerini yerine getirmediğini, davalı yanın satış taahhüdünü yerine getirmediği gibi ilk yılın sonunda taraflar arasındaki bayilik sözleşmesini de … Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek süresinden önce haksız olarak sona erdirdiğini, davalı bayinin yıl esasına dayalı satış taahhütlerini yerine getirmeyip, sözleşme hükümlerine aykırı davranarak bayilik ilişkisinin sona erdirmesiyle davacı tarafın zarara uğramasına neden olduğu, Akaryakıt bayilik sözleşmesi, Protokol ve Taahhütname kapsamında, davalı yan satış taahhütleri gereği satın almayı vaat ettiği ürünleri almadığından, sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini haklarıyla fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, satış taahhüdünü ihlalden doğan cezai şart alacağı için şimdilik 8.700,- USD cezaî şart tutarının, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek bankaların dövize uyguladıkları en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etiklerini, taraflar arasında akdedilen Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin feshin sonuçları Başlıklı 46. maddesinin a bendinde; BAYİ; … iş bu sözleşme veya ek protokollerle belirlenen cezaî şartı da …’in ilk talebinde derhal ödemeyi kabul ve taahhüt eder. d bendinde; BAYİ, iş bu sözleşme ile veya bu sözleşmeye ek protokollerle belirlenen cezai şarta ilaveten ……’in uğradığı tüm zarar ve ziyanı,…..’in ilk talebinde derhal nakden ve defaten ödemeyi beyan, kabul ve taahhüt eder.” f bendinde; “İş bu bayilik sözleşmesinin feshi veya her hangi bir sebeple sona ermesi halinde bayilik ilişkisi sebebiyle, … ile akdetmiş olduğu bütün kredi, malzeme ve sair hususlara müteallik sözleşmelerinin münfesih olacağını ve bu sözleşmemelerden doğan borçları ile doğacak her türlü borçların muaccel olacağını peşinen kabul ve taahhüt eder. şeklinde yer aldığını, Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin cezai şart başlıklı 47. Maddesinde; “bayi’nin sözleşme hükümlerine veya bu sözleşmeye ek olarak imzalanan ve hukuki sonuç doğuran sözleşme eklerindeki (protokol, taahhütname, zeyilname ek sözleşme gibi) hükümleri ve /veya t.c. mevzuatının istasyonlu akaryakıt bayilerine yüklemiş okluğu yükümlülüklere aykırı davranışı sebebiyle sözleşmenin … tarafından feshi halinde veya bayi’nin …’in rıza ve iznini almaksızın sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi ve/veya başka bir dağıtım şirketinin bayiliğini doğrudan veya dolaylı olarak alması halinde bayi, … ile aralarında kararlaştırılacak ve sözleşme eki olarak belirlenen işlemlerde kaleme alınacak cezai şart tutarlarını, ihtarname keşidesine ve mahkeme karan alınmasına gerek kalmaksızın ilk yazılı talep üzerine …’e ödeyeceğine beyan kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenlendiğini, Bayilik Protokolünün şartı ceza uygulaması başlıklı 4. maddesinde; “… ile BAYİ arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin, akaryakıt bayilik sözleşmesi için belirlenen süreden önce BAYİ tarafından haksız ve hukuka aykırı bir sebep ve suretle feshedilmesi halinde; …’in BAYİ eylemleri sebebiyle oluşan zarar-ziyan ve tazminat hakları saklı kalmak ve …’in akaryakıt bayilik ilişkisini fesh edip etmeme seçimlik hakları saklı kalmak üzere; BAYİ veya Garantör …’in ilk yazılı talebinde ve …’in kanuni merasim yürütmesi gerekmeksizin 50.000,- USD tutarındaki parayı, …’e nakden ve defaten ödemeyi; kabul, beyan ve taahhüt eder.” şeklinde olduğunu, bayilik sözleşmesi davalı eski bayi tarafından tek taraflı olarak haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiğinden davacı tarafın protokol ve bayilik sözleşmesinde düzenlenen tüm yaptırımları davalı aleyhine uygulama hak ve yetkisi doğmuş taraflar arasında imzalanan bayilik protokolünün 4. maddesi uyarınca da cezai şart tutarını talep edebileceğini belirterek Sözleşmeden ve kanundan kaynaklanan her türlü zarar ziyanın tazmini haklarıyla her alacak kalemiyle ilgili fazlaya ve hataya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile; Bayilik sözleşmesinin davalı bayi tarafından süresinden önce fesih sebebiyle 50.000,- USD cezai şart bedelinin işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davalı bayinin satış taahhüdünü ihlali nedeni ile satış taahhüdünü ihlalden doğan cezai şart alacağımızın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, 8.700,-USD’lik kısmının temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek bankaların dövize uyguladıkları en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar cevap dilekçesinde ve özetle; … ile yapılan sözleşmede 80.000 TL teminat senedi vermem karşılığı Vadeli yakıt alınarak ticareti yürütme konusunda anlaşıldığı, 28.03.2108 tarihli senedi düzenleyerek fotokopisi ekte sunulan ve protokolde (madde 3)-3.1.2 belirtilen senedin verildiği (madde 3).3.19 da belirtilen …’ in partneri …’ a geçmem gerektiği söylenerek sözleşme yapıldığı … sözleşme gereği yakıt vermesi gerekirken çeşitli bahanelerle yakıt vermediği son görüşmede “henüz …’a geçiş yapılmadığını geçildikten sonra yakıt vermeye başlanacak denildiği” 23.06.2017 de … a geçiş yaparak tekrar yakıt istediğinde de yine bahanelerle yakıt verilmediğini, “yakıt verilmezse iflas ederek borçlanmama neden olacağını defalarca söylenmesine rağmen Sözleşmeyi öne sürerek emri vaki tehditler yapıldığı ve protokolde Madde.3.2.2 ‘de belirtilen Otomasyon servis ücreti 550,- TL olarak fatura düzenlenecekken ekte sunulan 784,- TL faturalandırıldığı, Bir çok kez telefonla söylemesine rağmen cevap alınamadığı ve sunulan EPDK’nın 17 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan 6 aydan uzun süreli faaliyet gösteremediğinden akaryakıt lisansının sonlandırıldığını, … yetkililerinin gelerek lisansı tekrar almamız gerektiğini ve istasyonu aktif hale getirilmesi gerekli diyerek tekrar 15.10.2017 tarihli … ve Epdk da mevcut sözleşmeyi imzaladığını ve lisans için gerekli harcamayı borçlanarak lisansı çıkarttığını, lisans çıktıktan sonra tekrar görüşmelerin sonuçsuz kaldığı ve tüm çaba ve gayretlere rağmen yetkili kimseye ulaşamayıp ekte sunulan mail yolu ile yakıt istendiğinde Mail de anlaşılacağı gibi “araç göndermem gerektiği araç geldikten sonra tahsilat için sizinle görüşüyoruz” denildiğini, “dolum tesisi ile aradaki mesafe 330 km olup onay olmadan araç çıkması benim açımdan masraf” cevabı üzerine de yine sert yanıtlar alındığını ve …’in yakıt vermeyerek istasyonu atıl bir şekilde bekletmesi üzerine 200.0000,– TL.nı aşkın zarar oluştuğunu …’in …’dan kar elde ederken istasyonun devamlı zarar etmesini sağladığını, … (BK Kanunu m.28) içeren şartları bakımından ahlaka aykırı bir şekilde davranmış, maddi ve manevi olarak baskılar artınca … noterinden … nolu İhtar ederek sözleşmeyi haklı olarak fesih edip ekte sunulan demontaj formları ile …’e ait olan malzemeleri eksiksiz olarak teslim ettiğini, davacı …’in davalı istasyonun ticari ve iktisadi faaliyet hürriyetini kısıtladığını, bu durumun 6098 (TBK) 27.maddesinde açıkça belirtilmiş olduğunu; “Vadeli yakıt vereceğiz” diye 80.000,- TL senet ve Müteselsil kefil olarak şahsımı aldıklarını, bu kadar kendilerini güvenceye alarak yakıt vermeyerek … Ltd.Şti.’ni ve beni borçlandırmaları, ben Avukat bile tutamazken davacı tarafın profesyonel kadro ile şirketimi ve beni bitirmeyi amaçlamış olduğunu, Bu açıkça kötü niyet belirtisi olup, açıklamaya çalışıldığı üzere şartları ve düzenlenme şekli itibariyle ahlaka ve adaba aykırı olan ve uygulanması halinde maddi ve manevi bitmeme, hatta yok olmama ve ödeyemeyeceğimiz unsurlar içeren sözleşmeye davalı hayatın olağan akışına aykırı, insaf ölçülerinden ve hakkaniyetten uzak talebin, açıklanan ve Yüce Mahkemenizce resen nazara alınacak gerekçelerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Dava; tarafların sundukları dilekçeler ile dosyaya sunulu kayıt ve belge içeriklerine göre elde ki dava, taraflar arasında düzenlenen 5 yıl süreli 17/04/2017 tarihinde yürürlüğe giren akaryakıt bayilik sözleşmesi ile bayilik protokolünün, davalı tarafından … Noterliğinin … yevmiye no lu … tarihli fesih bildirimi ile süresinden önce sonlandırılmasından kaynaklanan cezai şart ile satış taahhüdünün ihlalinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının, davalının sözleşmeyi süresinde önce fesih bildiriminin haklı nedenlere dayanıp dayanmadığı, davacının sözleşme ve protokol kapsamında cezai şart ve satış taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağının varlığı, miktarı ve davalının sorumluluğu, genel olarak davacının istemine ve davalının savunmasına ilişkin koşulların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, taraf şirketlerin sicil kayıtları, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bayilik protokolü, davalı şirketin son üç yıla ait Kurumlar Vergi Beyannamesi ve Bilanço örnekleri, savalı …’nın sosyal ekonomik durumuna ilişkin araştırma tutanağı dosya arasına alınmıştır.
Taraflar arasında ki bayilik sözleşmesinin 51.maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Yasasının 193.maddesi kapsamında delil sözleşmesi yapıldığı (-ve davacı tarafın delil olarak yalnızca kendi ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, davalı tarafın delil olarak ticari defter ve kayıtlara dayanmadığı-) anlaşılmakla, davalının sözleşmeyi feshinin haklı sebeplere dayanıp dayanmadığı, davacının sözleşme ve protokol kapsamında cezai şart ve satış taahhüdünün yerine getirilmemesinden kaynaklanan cezai şart alacağının varlığı ve miktarı ile bundan davalının sorumluluğu hususunda dosya kapsamında ki deliller ile davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/03/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda özetle; incelenen davacı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davacı …A.Ş. şirket ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde, sözleşme başlangıcından fesih tarihine kadar geçen sürede davacı şirket tarafından davalı şirkete herhangi bir beyaz ürün (benzin, motorin, biodizel) satışının gerçekleştirilmemiş olduğu, dava dosyasında bunun nedenine ilişkin herhangi bir somut belgenin yer almadığı, davacı yanın satış yapılmamasında kendi şirket kararlarının etkin olup davalı tarafı da zarara uğratmış olabileceği, zira davacı yanın kredili satış yapılacağına ilişkin düzenlemelerin yer aldığı, protokolün 3.2.4 maddesinde ilgili bölümlerin “xxxx” ifadeleri ile boş bırakılmış olduğu, buna göre de, talep edilen eksik ürün alımına dayalı cezai şartın yerinde olmadığı, ayrıca fahiş olup davalı yanın ödeme gücünün bulunmadığı, davalı yanın sözleşme gereği satış taahhüdünü ihlali nedeniyle davacı yanın cezai şart talep edebileceğinin kabulü halinde, rapor içerisinde yer verilen hesaplamalar çerçevesinde, 1 yıl 27 gün için (sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre içerisinde), 15.018,49 USD olabileceği, bununla birlikte, davacı yanın dava dilekçesinde 8.700,00- USD talep ettiğinden, alacak tutarının bu bedelle sınırlı olması gerekeceği, taraflar arasında akdedilen 17/04/2017 tarihli 5 yıllık bayilik sözleşmesinin davalı yan tarafından süresinden önce erken feshi nedeni ile davacı yanın 50.000,00- USD cezai şart talebi yönünden takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın, akaryakıt bayilik sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilen “Bayilik Protokolü” nün “ceza şartı uygulaması” başlıklı 4. Maddesine göre talep ettiği 50.000,00- USD cezai şart bedelinin ödenmesi halinde, davalı yanı mahvına sebep olacağı, davalı şirketin, söz konusu cezai şart bedelini, tüm öz varlığı ile dahi ödemesinin mümkün görünmediği, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı yanın talep ettiği cezai şart bedellerinin kabulü halinde, 14/05/2018 sözleşme fesih tarihinden, 31.10.2018 dava tarihine kadar 8.700,00 USD eksik mal alım cezai şart bedeli için işlemiş faiz tutarının 226,92 USD, 50.000,00 USD cezai şart bedeli için ise 1.304,11 USD olacağı belirtilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca, sözleşme ile talep edilen cezai şartın davalı şirketin ekonomik yönden yıkımına sebep olup olmayacağının tespiti için, davalı şirketin 2018 yılı dava tarihinden rapor tarihine kadar olan ticari defter ve kayıtları üzerinde re’sen seçilecek bir mali müşavir bilirkişi vasıtası ile bilirkişi incelemesi yapılmak üzere … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine(Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) talimat yazılmasına karar verilmiştir. … Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından alınan Bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 12/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme potansiyelinin yeterli olduğunun mali tablolar ışığında tespit edildiği, dönen varlıklarında gerçekleşen azalışın işletmenin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme yeterliliğini azalttığı, işletmenin son yıllarda satışlarının azaldığı bu sebeple de stoklarının arttığı, işletmenin 2018 ve 2019 yılında düşük nakit ile çalışması sebebiyle riskini artırdığı, genel olarak likidite oranları değerlendiğinde ; işletmenin hazır değerlerinin ve nakit oranlarının yeterli olmaması sebebiyle işletme borçlarını ödemede ekonomik sıkıntıya düşeceğinin değerlendirildiği, firmanın genel olarak net satışlarının rakamsal olarak yüksek olması karşısında kar marjının düşük olduğunun gözlemlendiği, işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmek için yatırım yapmış olduğu dönen ve duran varlıklarının karlılık oranlarının düşük olduğu, işletmenin likidite oranları incelendiğinde kısa vadeti nakit zorluğu çektiğinin görüldüğü, bunun yanında işletmenin stoklarında da yaşanan artışın fazta olduğu, finansal yapı oranları genel olarak değerlendirildiğinde işletmenin borç yönetiminin daha iyi seviyede olduğunun değerlendirildiği, işletmenin borçlanma oranlarını düşük tutarak risk primini azalttığı, işletmenin genel olarak karlılık oranları incelediğinde firmanın net satışlarının finansal tablolar ışığında yüksek olması karşısında kar marjlarının düşük olduğu ve yapılan genel tespitler neticesinde dava konusu edilen sözleşmedeki cezai şartın ilgili firmayı ekonamik yönden sıkıntıya sokacağının düşünüldüğü belirtilmiştir.
Talimat yolu ile alınan rapor incelendiğinde, bilirkişiden davalı şirketin 2018 yılı dava tarihinden rapor tarihine kadar olan ticari defter ve kayıtları incelenmek için rapor tanzimi istenmesine rağmen, yalnızca 2017, 2018, 2019 yılı vergi beyannameleri ve eki bilançolar üzerinde inceleme yapıldığı, talimat mahkemesince çıkartılan tebligat sonucunda davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilip edilmediklerinin anlaşılamadığı, bilirkişi raporu içerisinde davalı defterlerinin incelenip incelenmediğine dair açık bir bilgi de bulunmadığı anlaşılmakla; … Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yeniden talimat yazılarak, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları uyarınca, sözleşme ile talep edilen cezai şartın davalı şirketin ekonomik yönden yıkımına sebep olup olmayacağının tespiti için, davalı şirketin 2018 yılı dava tarihinden rapor tarihine kadar olan ticari defter ve kayıtları ile dosya üzerinde, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …talimat sayılı dosyasında bilirkişi olarak atanan SMMM … aracılığıyla ek bilirkişi incelemesi yapılmasının istenilmesine karar verilmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin … talimat sayılı dosyasından alınan Bilirkişi SMMM … tarafından düzenlenen 22/10/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; mahkemeye sunulan önceki bilirkişi raporunda beyannamelerin kontrolünün defter üzerinden sağlanmış olduğu, bu nedenle defter incelemesi yapıldığına dair raporda beyanda bulunulmadığı, 2021 dönemi Bilanço düzenlenemeyeceğinden 2021 yılı Gelir Tablosu üzerinden değerlendirmeler yapıldığı, davalı firmanın 2018,2019,2020 yıllarında oldukça düşük nakit ile çalıştığını ve bunun da firmanın riskini oldukça artırdığı, firmanın genel olarak işletme sahip ve ortakları tarafından finanse edildiği, davalı firmanın 2019,2020,2021/3 dönemlerinde net satışları artmış olsa da firmanın bu dönemlerde karlılık oranında önemli bir düşüş yaşandığının mali tablolar ışığında görüldüğü, davalı firmanın net satışlarına göre net kar marjının otdukça düşük olduğu, firmanın genel olarak net satışları iyi olsa da kar marjının genel olarak düşük kaldığı, davalı firmanın öz kaynak karlılığının da düşük olduğunun mali tablolar ışığında görüldüğü, davalı firmanın faaliyetlerini sürdürebilmek için yatırım yaptığı dönen ve duran varlıkların karlılık oranlarının düşük olduğu, davalı firmanın yukarıdaki raporda yer alan tablolardan anlaşılacağı üzere likidite oranları genel olarak incelendiğinde firmanın kısa vadeli nakit zorluğu çektiği, ayrıca stoklarında da yaşanan artışın fazla olduğunun tespit edildiği, bu genel tespitler neticesin de dava kanusu edilen sözleşmede ki cezai şartın davalı firmayı ekonamik yönden sıkıntıya sokacağının düşünüldüğü sonuç ve kanaati belirtilmiştir.
İddia, savunma, dosya içeriği deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında 17/04/2017 tarihli ve beş yıl süreli Akaryakıt Bayilik Anlaşması ile bu anlaşmanın eki ve ayrılmaz parçası olarak ayni tarihli Bayilik Protokolü’nün bağıtlandığı, diğer davalı …’nın sözleşme ve protokolü garanti veren sıfatıyla imzaladığı, davalı şirket tarafından davacıya gönderilen … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu fesih ihtarnamesinin davacı tarafından 14/05/2018 tarihinde tebliğ alındığı taraflar arasında çekişmesiz olup, buna göre sözleşmenin 1 yıl 27 gün süre ile yürürlükte kaldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf sözleşmenin süresinden önce ve haksız feshedildiğini iddia etmektedir. Davalı şirket tarafından, davacı şirketten vadeli akaryakıt talep etmelerine rağmen bu taleplerinin kabul edilmediği, davacıya verilen tüm ayni ve şahsi güvencelere rağmen vadeli akaryakıt temin taleplerinin kabul görmemesi nedeniyle bayilik faaliyetinin yürütülemediği, bu nedenle EPDK lisansının da sona erdiği, yine bu nedenle borçların ödenemez hale geldiği, sözleşmenin bu şekilde devam etmesinin kendileri açısından çekilmez hal aldığı ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği savunulmaktadır.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 25.maddesinde; davalı bayiye satışların kural olarak peşin yapılacağı, inisiyatif tamamen davacıda olmak üzere davalı bayiye kredili satış da yapılabileceği, kredili satış halinde davalı bayinin, davacının geri ödeme şart ve vadelerini aynen kabul ve ifa edeceği, davalı bayinin, davacının belirlediği koşullarda kredili ürün alımı yapabileceği, ancak davacının kredili ürün vermek gibi bir zorunluluğunun olmadığı kararlaştırılmıştır.
Yine taraflar arasındaki protokolün 3.2.4 maddesinde; “…, BAYİ ile tesis edeceği 5 yıl süreli akaryakıt bayilik ilişkisi için ve Bayi’nin belirlenen sürede Sürede İSTASYON ile ilgili olarak … markası ve … kurumsal kimliği altında yürütmeyi taahhüt ettiği İstasyonlu akaryakıt bayiliği için, BAYİ’ e XXX Litre (XXX Litre) Miktarındaki Motorini …’in belirlediği fiyat üzerinden XXX ay ödemesiz dönemden sonra XXX eşit taksitle geri ödenmek üzere BAYİ’ e teslim etmekle yükümlüdür.
BAYİ, her bir kredi ödemesini teminen bir adet, toplamda XXX çek/seneti işbu protokolün imza tarihinde …’e teslim edecektir.
…’ çe BAYİ’ e geri dönüşümlü kredi olarak teslm edilecek motorin, BAYİ ile … arasındaki akaryakıt bayilik ilişkisinin kurulması ve BAYİ’ nin … lehine tesis etmeyi taahhüt ettiği intifa hakkının hukuken tescili işleminden / BTM’nin tesliminden sonra BAYİ’ e sağlanacaktır. Geri dönüşümlü kredinin verilmesi tamamen … takdirinde olup, BAYİ için kazanılmış hak niteliğinde değildir. Bayilik Sözleşmesi’nin … tarafından haklı nedenlerle feshi veya BAYİ tarafından haksız fesih durumunda veya sözleşmenin herhangi bir nedenle feshedilmesi veya uygulanamaz hale gelmesi durumlarında BAYİ’nin tüm kredi borçları muaccel hale gelecek, … yasal takibe geçmekte serbest olacaktır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıdaki sözleşme ve protokol hükümleri kapsamında; davalıya kredili ürün satışı yapılıp yapılmayacağı davacı takdirine bırakılmış olup, davacı, davalının talebi halinde kredili satış yapmak zorunluluğu altına girmemiştir. Öte yandan davalı, davacıya kredili satış talebinde bulunmuş da değildir. Davacı esasen ileri vadeli çek ile ödeme yapma talebinin kabul edilmediğini savunmaktadır. İleri vadeli çek ile ödeme teklifi “ifa uğruna edim” teklifi olup, sözleşmede satışların kural olarak peşin yapılacağı kararlaştırılmış bulunduğundan, davacı tarafından bu teklifi kabul zorunluluğu yoktur. Taraflar arasında aksi yönde bir teamül oluştuğu, davalının çek ile ödeme teklifinin kabul edileceğine dair haklı bir beklentisinin bulunduğu da davalı tarafından ispat olunamamıştır. Öte yandan davalı tarafından çek ile ödeme teklifine dair dosyaya sunulan e-mail yazışmaları 03/05/2018 ve 04/05/2018 tarihli olup, fesih ihtarnamesinin çekildiği tarihten yedi gün önceye denk düşmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun basiretli tacir yükünü düzenleyen 18/2 fıkrası “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.” hükmünü amirdir. Davalı şirket de kanunun kendisine yüklediği basiretli tacir yükü altında dava konusu sözleşme ve prokotolü imzalamış olup, davacı şirketin kredili veya ileri vadeli çek/bono karşılığı satış yapmak yükümlülüğü bulunmadığını, satışların kural olarak peşin yapılacağını kabul etmiştir. Tüm bu saptamalar karşısında davalı şirketin sözleşmeyi süresinden önce ve haksız feshettiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı tarafından haksız feshe dayalı olarak, sözleşmenin 47 ve protokolün 4. Maddesi uyarınca davalılardan 50.000,00-USD ceza-i şart talep edilmektedir. Taraflar arasındaki protokolün 4.maddesi ile; sözleşmenin belirlenen süreden önce ve haksız feshi halinde, davalı davacıya 50.000,00-USD ceza-i şart ödemeyi taahhüt etmiştir. 6102 S.TTK’ nın 22. maddesi uyarınca tacir olan borçlu cezai şarttan indirim yapılmasını isteyemez. Ancak, belirlenen cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahfına sebebiyet verecek derecede yüksek olduğunun saptanması halinde tacir olan borçlu yönünden de cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay uygulamalarıyla kabul edilmektedir. Somut olayda davalı şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan kök ve ek rapor kapsamından, davacı şirketin ek raporun düzenlendiği tarih itibariyle henüz 2021 bilançosu düzenlemeyeceğinden, 2020 tarihi itibariyle Dönen varlıklar, hazır değerler, stoklar, kısa vadeli yabancı kaynaklar, öz kaynaklar, aktif toplamı, maddi duran varlıklar ve duran varlıklar toplamının 1.226.971,03-TL olduğu, 2020 yılı net dönem karının 25.392,88-TL, 2021 yılı için ise raporun düzenlendiği tarih itibariyle net dönem karının 24.619,46-TL olduğu anlaşılmıştır. 18/10/2021 ek rapor tarihi itibariyle TCMB efektif döviz satış kuruna göre 1 USD=9.2973-TL’dir. Rapor tarihi itibariyle 50.000,00-USD cezai şartın TL cinsinden değeri, 464.865,00-TL’dir. Hüküm tarihi itibariyle ise TCMB efektif döviz satış kuruna göre 1 USD=13.6482-TL dir. Rapor tarihi itibariyle 50.000,00-USD cezai şartın TL cinsinden değeri, 682.410,00-TL’dir. Cezai şart tutarı rapor tarihi itibariyle davalı şirketin öz kaynakları dahil tüm maddi varlığının yaklaşık yüzde kırkına, hüküm tarihi itibariyle ise yaklaşık yüzde elli altısına denk düşmektedir. Bu tespitler çerçevesinde cezai şart tutarının tamamına hükmedilmesi davalı şirketin ekonomik yönden mahvına sebep olacak mahiyette kabul edilerek cezai şartta mahkememizce indirim yapılmış, 5.000,00-USD cezai şarta hükmedilmiştir.
Davacı tarafından satış taahhüdünün ihlali nedeniyle protokolün 3.1.6 maddesi uyarınca davalılardan 8.700,00-USD ceza-i şart talep edilmektedir. Taraflar arasındaki protokolün 3.1.6 maddesi; “İstansyonda akaryakıt bayilik sözleşmesi hükümleri gereğince ve akaryakıt bayilik dikey ilişkisi süresince, beher sözleşme yılında asgari 250(İkiYüzElli) m³/yıl beyaz ürünü ( benzin, motorin türleri ve biodizel) …’ten satın alarak nihai tüketiciye satacağını, işbu satış taahhüdünün Bayilik Sözleşmesinin imzalanması tarihinde başlayacağını, her bir sözleşme yılının kendi içinde değerlendirileceğini, bir sözleşme yılının diğerine etki etmeyeceğini, …’in her bir sözleşme yıl sonu ile bağlı olmaksızın sözleşme süresi içinde, sözleşmenin feshi veya herhangi bir nedenle sona ermesille birlikte ve zamanaşımı süresi içinde olmak kaydıyla sözleşmenin feshi veya herhangi bir nedenle sona ermesi akabinde her zaman salış taahhüdüne bağlı olarak cezai şart talebinde bulunabileceğini, bir sözleşme yılından kısa olan dönemler için … tarafından yıllık satış taahhüdü miktarlarına göre kistelyevm (gün hesabına göre) kriterinin uygulanabileceğini, sözleşme yılına ait kalan sürenin kullanılması ihtimalinde satış taahhüdünü tamamlayabileceği yönünde itirazda bulunamayacağını, her ne sebeple olursa olsun, bu satış taahhütlerini ihlal ettiği takdirde satın almadığı beher m3 beyaz ürün için 60USD (Allmış Amerikan Doları), tutarında cezai şartı …’e nakten ve defaten ödeyeceğini, bayilik dönemi içerisinde oluşan cezai şart bedellerinin … tarafından her bir Sözleşme yılı sonunda talep edilmemesinin ve/yeya … tarafından her bir sözleşme yılı akabinde ürün verilmesinin …’in bu hakkından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceğini, …’in sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi hallerinde dahi geçmiş sözleşme yıllarına ait cezai şart bedelini talep etme hakkı bulunduğunu, hatta …’in bu bedeli zamanaşımı süresi içerisinde dilediği zaman talep ve dava edebileceğini, cezai şart ile birlkte …’in Bayilik Sözleşmesinin süresinden önce herhangi bir nedenle feshi halinde fesih tarihinden sözleşme süresi sonuna kadar geçen süre için kar mahrumiyeti talep etme hakkının da bulunduğunu, cezai şart alacağının tahsili için herhangi bir ihtarfihbar keşidesine velveya hüküm istihsaline ve/veya herhangi bir kanuni merasim yürütülmesine hacet kalmaksızın Amerikan Doları olarak ve / veya ödeme günündeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden Yeni Türk Lirası karşılığı nakten ve def’aten …’e ödemeyi, basiretli tacir sıfatıyla, …’e karşı gayrı kabili rücu, beyan kabul ve taahhüt eder.” hükmünü içermektedir. Yıllık asgari alım taahhüdüne uymama halinde öngörülen sözkonusu hükmün TBK 179/2 maddesindeki ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. Anılan hükme göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” TBK.’nun 179/2 maddesine göre alacaklı iki halde ceza şart isteyemez. Alacaklı, cezayı isteme hakkından açıkça vazgeçmişse yahut çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde cezayı isteyemez. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları uyarınca; bir “akaryakıt bayilik sözleşmesinde veya eki taahhütnamede, bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi firmanın, TBK’nun 179/2. md. uyarınca hem ifayı hem de cezayı talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza ile ilgili “çekince” bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi frma, mal vermeye devam etse bile önceki yıla ilişkin cezai şart alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Tekrarlamak gerekirse, her yıl sonunda bir önceki yıla dair cezanın istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili cezanın istenebileceği ise kuşkusuzdur.(bkz. Yargıtay HGK 2017/(19)11-917 esas, 2020/985 karar sayılı, 02/12/2020 tarihli ilamı;Yargıtay 19 HD. 2018/3380 esas, 2019/5428 karar sayılı, 04/12/2019 tarihli ilamı). Somut olayda taraflar arasındaki sözleşme 1 yıl 27 gün sürmüştür. Mahkememizce alınan 27/03/2020 teslim tarihli bilirkişi raporunda sözleşmenin devam ettiği süre boyunca davalının davacıdan beyaz ürün alımı yapmadığı anlaşılmıştır. Sözleşmenin ilk yılı 17/04/2018 tarihinde dolmaktadır. Bu bir yıllık dönemin sonunda davacı tarafından davalıya satış taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağının varlığına yönelik herhangi bir ihtar çekilmiş değildir. Davalı tarafından dosyaya sunulan ve davacının düzenlediği 30/09/2017, 31/08/2017, 31/07/2017 ve 30/11/2017, 05/06/2018 tarihli faturaların tamamı otomasyon bakım ve servis bedeli açıklamalı faturaları olup, ürün satış faturaları değildir. Bu faturaların tamamının altında “sözleşmelerde ve protokollerde taahhüt edilmiş alımların yapılmamış olması nedeniyle alıcı tarafından …’e ödenmesi gereken cezai şartlar mahfuzdur. Taahhüdünüzü gerçekleştirdiyseniz dikkate almayınız” ibaresi bulunmaktadır. Sözleşmenin ilk bir yılı dolmadan düzenlenen 2017 tarihli faturaların altındaki bu türden bir kayıt, ilk bir yıllık döneme ilişkin cezai şart alacağı henüz doğmadığından çekince olarak kabul edilemeyeceği gibi, 05/06/2018 tarihli fatura dahil tüm anılan faturalar ürün satış faturası olmayıp, servis ve bakım faturaları olduklarından, bu faturalar altında konulmuş matbu ibare satış taahhüdünün ihlali nedeniyle cezai şart alacağının talep edileceğine dair çekince olarak da kabul edilemez. İzah edilen gerekçelerle davacının sözleşmenin ilk bir yıllık dönemi için satış taahhüdünü ihlal nedeniyle ceza-i şart talep edemeyeceği, yalnızca ikinci yıl başlangıcından, sözleşmenin fesih nedeniyle sona erdiği 14/05/2018 tarihine dek geçen 27 günlük süre için cezai şart talep edebileceği kabul edilmiştir. 27/03/2020 tarihli bilirkişi raporu ile 27 gün için talep edilebilecek cezai şart tutarı 18,49-USD olarak tespit edilmiş, mahkememizce de bu tespit yerinde görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacının davalıdan sözleşmenin 47 maddesi ile protokolün 4 ve 3.1.6 maddeleri dayalı isteyebileceği cezai şart alacağından, davalı şirketin sözleşme ve protokolden doğan borçlarını davacıya garanti eden, diğer değişle davacı ile garanti sözleşmesi imzalayan davalı … da müteselsilen sorumludur.
Yapılan tüm saptamalar çerçevesinde; davacının sözleşmenin haksız feshine dayalı cezai şart talebinin kısmen kabulü ile, 5.000 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davacının satış taahhüdünün ihlali nedenine dayalı cezai şart talebinin kısmen kabulüne, 18,49 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davalının haksız feshe dayalı ceza-i şartın tamamına hak kazanması; ancak mahkememizce cezai şart tutarından hakkaniyet indirimi yapılması nedeniyle; reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının sözleşmenin haksız feshine dayalı cezai şart talebinin KISMEN KABULÜ ile, 5.000 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının satış taahhüdünün ihlali nedenine dayalı cezai şart talebinin KISMEN KABULÜNE, 18,49 USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının 1 yıllık USD cinsinden vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz oranı işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.333,52-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 1.891,06 TL harcın mahsubu ile artan 3.442,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.891,06 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,000-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 3.639,85 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 85’inin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından dosya üzerinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
8-HMK 333.maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Davalılarca yatırılan gider avansından bakiye avansın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/02/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

HARÇ BEYANI /
1.891,06- TL. KARAR HARCI

DAVACI GİDERİ /
35,90 TL BVH VE VSH.
2.400,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
1.203,95 TL POSTA MAS. /
3.639,85 TL TOPLAM