Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1010 E. 2020/747 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/1010 Esas
KARAR NO :2020/747

DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
KARAR: KISMEN KABUL-KISMEN RED
KARAR TARİHİ: 03/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili banka ile … Ltd. Şti arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalılar … ve … ve dava dışı … ve … ise söz konusu sözleşmeyi müştereken ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak davalılar sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını, taahhütlerini yerine getirmediğini, bunun üzerine müvekkili banka tarafından dava dışı şirket kefil ve davalılara …. Noterliği aracılığıyla 08/09/2017 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ve “muaccel hale gelen borcun 7 gün içerisinde ödenmesi aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı” hususu ihtar edildiği, İhtarnamenin tebliğine rağmen dava dışı borçlu şirket kefil ve davalılarca herhangi bir ödeme yapılmadığından davalılar hakkında …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığı ve …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla esas takibe geçilerek genel haciz yoluyla takip yapıldığı, davalılara ödeme emrinin tebliğ edildiği ancak davalılar tarafından 23/10/2017 tarihinde haksız ve hukuka aykırı surette borca ve borcun tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalı borçluların tüm bu itirazlarının yerinde olmadığını, davalı borçluların faiz hakkındaki itirazlarının da yersiz olduğunu, talep edilen faizin fahiş olmadığını taraflarca imzalanan sözleşmeleri ile kabul edildiğini, bu nedenle davalının faiz ve fer’ilerine yaptığı itirazın hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı borçluların sözleşme hükümleri gereğince sorumlu olduğu borcu ödememesi üzerine başlatılan takibe itirazı sırf müvekkili bankanın alacağının tahsili geciktirmeye yönelik olduğunu, müvekkili banka ile borçlular arasında imzalanan sözleşme hükümleri ve yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu, itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun anlaşılacağını, icra takibine devam ederek alacaklarının tahsilini temini için iş bu davayı açtıklarını, davalıların haksız ve hukuka aykırı borca ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, davalıların takip konusu borcu ferileri niteliğinde olan faiz, avukatlık masrafları ve takip giderleri ile birlikte ödemeye ve dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … cevap dilekçesinde ve özetle;Dava konusu takibe ilişkin genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarının doğru olduğunu, kredi devrettiği şirket olan …. Ltd. Şti tarafından kullanıldığını, bu kredinin teminatı olarak da eski ortağı …’in verdiği ipotek mevcut olduğunu, bu şirketteki hisselerini ortağı …’e devrederek şirketten ayrıldığını, davacı bankanın kötüniyetli olarak onay olmadan bu ipoteği kullanılan işbu kredinin teminatı olmasına rağmen dava dışı …. Şti’nin kullandığı bir başka kredinin borcuna mahsup ederek, bu krediyi teminatsız bıraktığını, ve kefillerin sorumluluğunun doğmasına yol açtığını, yani verilen ipotek amacı dışında kullanıldığını ve borcun doğumuna ve tahsilatına da bu şekilde davacı yanca sebep olunduğu, bu husus banka kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, bu nedenle davacı bankanın iş bu kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin dava dışı Hartem şirketinin borcunu kapatmakta kullanıldığına ilişkin kayıtların özellikle nicelenmesini talep ettikleri, açıklanan nedenlerle davanın reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde ve özetle; Dava konusu takibe ilişkin genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarının doğru olduğunu, kredi eşinin devrettiği şirket olan …. Ltd. Şti tarafından kullanıldığını, bu kredinin teminatı olarak da eski ortağı …’in verdiği ipotek mevcut olduğunu, … bu şirketteki hissesini ortağı …’e devrederek şirketten ayrıldığını, davacı bankanın kötüniyetli olarak onay olmadan bu ipoteği kullanılan işbu kredinin teminatı olmasına rağmen dava dışı …. Şti’nin kullandığı bir başka kredinin borcuna mahsup ederek, bu krediyi teminatsız bıraktığını, ve kefillerin sorumluluğunun doğmasına yol açtığını, yani verilen ipotek amacı dışında kullanıldığını ve borcun doğumuna ve tahsilatına da bu şekilde davacı yanca sebep olunduğu, bu husus banka kayıtları incelendiğinde anlaşılacağını, bu nedenle davacı bankanın iş bu kredinin teminatı olarak verilen ipoteğin dava dışı Hartem şirketinin borcunu kapatmakta kullanıldığına ilişkin kayıtların özellikle nicelenmesini talep ettikleri, açıklanan nedenlerle davanın reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı- alacaklı; …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası ile davalı- borçlu- kefiller aleyhine aralarındaki bankacılık kredi ve kefalet sözleşmeleri uyarınca alacağının ( 256.415,88 TL asıl alacak + 12.230,70 TL temerrüt tarihi olan 06.09.2017- 18.10.2017 tarihleri arasında % 40 temerrüt faizi+ 611,54 TL BSMV+ 1.428,86 TL masraf + takip tarihinden yani 18.10.2017 tarihinden ödeme tarihine dek asıl alacağa işleyecek % 40 temerrüt faizi ve BSMV si üzerinden olmak üzere toplam 270.686,98 TL ‘ nin ) tahsili için ilamsız takip yapmıştır.
Davalı- borçlulara ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı- borçlular ödeme emrine 7 günlük yasal sürede itiraz etmiş ve takip durdurulmuştur.
Bunun üzerine davacı- alacaklı İİK m. 67 uyarınca 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını mahkememizde açmıştır.
Davalılar, genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar ile sorumlu olmadıklarından bahisle davanın reddini savunmuşlardır.
Dava; taraflar arasındaki bankacılık kredi ve kefalet sözleşmelerine ilişkin davalıların takip dosyasındaki itirazının iptaline, alacağın varlığına ve varsa miktarına ilişkindir.
İİK 67 ile TMK 6 ve 7 ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. HMK m.193 gereği davacı banka kayıtların münhasır delil olduğu konusunda tarafların mutabık olduğu hususuna dikkat edilmiştir (asıl sözleşme m. 76). HMK 222 gereğince ticari defterlerin ibrazı ve delil olma vasfına dikkat edilmiştir. …. İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası incelenmiştir. Taraflar arasında imzalanan kefalet sözleşmeleri ile dava dışı asıl borçlu ile davacı arasında imzalanan bankacılık kredi sözleşmeleri incelenmiştir. Davalıların nüfus kayıt örneği dosya arasında alınmıştır. Dava dışı asıl borçlu şirketin ticaret sicil kaydı incelenmiştir. Bilirkişi Emekli Banka Müdürü- Hesap Uzmanı Hatice Altıntaş tarafından hazırlanan 20/04/2020 tarihli bilirkişi teknik raporu incelenmiştir (Davacı bankanın 18/10/2017 takip tarihi itibariyle, tüm davalılardan 15028 nolu borçlu cari kredi ile ilgili 255.991,31 TL asıl alacak + 5.345,95 TL İşlenmiş Faiz + 267,30 TL BSMV olmak üzere toplam 261.604,56 TL banka toplam 270.686,98 TL olan takip talebinin tespitlerini aşan kısmının yerinde olmadığı, davacı bankanın takip tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar, davalıdan toplam 255.991,31 TL asıl alacak üzerinden %40,00 oranında temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenebileceği, davacı banka takip talebinde Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan 33.840,00 TL Çek Garanti bedelini bankaya da depo edilmesini talep etmiş olduğu ancak dava dosyasına hangi çeklerle ilgili talebinin olduğunu gösterir “Çek Ekran Görüntülerini ve Çek Ekstre” listelerini dava dosyasına sunmadığından 33.840,00 TL Çek Garanti bedeli depo talebi ile ilgili değerlendirmenin yapılmadığı teknik olarak değerlendirilmiştir.) . Dava tarihindeki haklılık esas alınmıştır. Davacı bankanın ticari kayıt ve defterleri incelenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme gereğince, davacının, davalı …’dan aşağıda hükümde belirlenen miktar kadar alacaklı olduğu görülmüştür. Aksine dair yani borcun dava tarihi öncesi ödendiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmamaktadır. Alacağın varlığı, miktarı ve faiz taraflar arasındaki sözleşme gereğince ve kayıtlar gereğince değerlendirilmiştir.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında;
Davalı … yönünden; dosya kapsamında bulunan davalı …’ un 29.03.1990 tarihinde evlendiği nüfus kaydından görülmektedir. 266.000,00 TL bedelli, dava dışı … … Ltd. Şti’ nin lehine kefil olarak imza attığı kefalet sözleşmesi ( asıl sözleşme sonrası beyanla kefil talimatı verilerek) incelendiğinde; sözleşmenin 03.07.2012 tarihli olduğu, TBK 584 kapsamında sözleşmenin kurulmasından önce ve en geç kurulması anında davalı …’ un eşinin rızasının bulunmadığı görülmüştür. Yine davalı …’ un dava dışı asıl borçlu şirket olan …. Ve Tic. Ltd. Şti’ nin ortağı da olmadığı ticaret sicil kayıtlarından görülmektedir. Aksine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu durumda davalı …’ un imzaladığı kefalet sözleşmesinin geçerli olduğundan bahsedilemez ve dava konusu çekişmeden kaynaklanan alacak ve borçtan sorumlu tutulması mümkün görülemez. Eş rızası bulunmayan, asıl borçlu şirketin ortağı da olunmayan bir kefalet sözleşmesi TBK m. 584 gereğince geçerli olmadığından davalı … yönünden davanın kanunen reddi gerekmiştir.
Davalı … yönünden; dava konusu davacı ile dava dışı … … Ltd. Şti arsında imzalanan kredi sözleşmelerine aynı zamanda sözleşmeler imzalanırken ortak olan davalı …’ un usule uygun olarak kefil olduğu, 766.000,00 TL bedel limitli kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu görülmüştür. Teknik hesaplama ve dosyaya sunulu bilgi ve belgeler incelendiğinde davacı bankanın ödenmeyen 255.991,31 TL asıl alacağının bulunduğu, temerrüt tarihi olan 06.09.2017- 18.10.2017 tarihleri arasında % 40 temerrüt faizinin 5.345,95 TL olduğu, 267,30 TL BSMV hesaplandığı + 1.428,86 TL masrafın belgelendiği + takip tarihinden yani 18.10.2017 tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar sözleşme gereği asıl alacağa işleyecek % 40 temerrüt faizi ve BSMV üzerinden devam edilebileceğine kanaat getirilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye dikkat edilerek TTK kapsamında bulunan aralarındaki ticari işin değerlendirilmesi sonucu; davalının genel kredi sözleşmesi vb. bankacılık sözleşmeleri gereğince hükümde belirtilen miktardan kefilin limit ile sınırlı müşterek ve müteselsil sorumlu olduğuna kefalet sözleşmesi gereğince davacı tarafa borçlu olduğuna, aksine ilişkin bilge ve belge bulunmadığına kanunen kanaat getirilmiştir. Sonuç olarak davacı alacağının aşağıda hükümde yazılan miktar kadar olduğu hesaplanmıştır. Davacı tarafın özel ve teknik olarak incelenen kayıtları gereğince aşağıda belirlendiği şekilde davalı …’dan mevzuat ve sözleşme gereğince alacağının bulunduğu, davalı tarafın yukarıda açıklamalar ışığında hesaplanan miktar kadar sorumlu olduğu, aşağıdaki miktar kadar davacının davasını ispatladığı, davacının fazlaya ilişkin talebinin yerinde olmadığı değerlendirilerek davalı tarafın itirazında aşağıdaki hükümde belirlenen miktar kadar haksız olduğu ve sorumlu olduğu, alacağın likit olduğu ve tazminata hükmolunması gerektiği, davacının kötü niyetli olmadığı aksi duruma dair kanaat oluşmadığı, davacının toplam talebi dikkate alındığında HMK m. 26 gereği davanın kısmen kabulünün gerektiğine kanaat getirilmiş, saptanan ve hukuksal durum karşısında aşağıdaki şekilde kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının davasının davalı … yönünden reddine,
2-Davacının davasının davalı … yönünden kısmen kabulü-kısmen reddi ile;Davalı …’un …. İcra Dairesinin … E. Sayılı takibe yapmış olduğu itirazın “255.991,31 TL asıl alacak + 5.345,95 TL işlemiş faiz + 267,30 TL BSMV + 1.428,86 TL masraf ile asıl alacağa takip tarihinden ödeme tarihine dek işletilecek %40 Temerrüt faizi ile %5’i oranında gider vergisi üzerinden” iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına davacı lehine 52.606,68 TL tazminata hükmolunmasına davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı …’un şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı olan 17.967,81TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.269,23 TL ile icraya yatan 1.353,43 TL olmak üzere toplam 4.622,66 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ ye gelir kaydına, bakiye 13.345,15TL daha harcın davalı …’dan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, mahsup edilen 3.269,23 TL peşin harcın davalı …’dan tahsili ile davacıya iadesine, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
4- 6100 S HMK gereğince davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti, tebligat gideri, posta masrafı olan 4.043,14 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul durumu nazara alınarak 3.928,82 TL sinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmının davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 26.862,34 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … vekil ile temsil edilmediğinden bu hususta vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince belirlenen 27.398,09 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
7- 6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilnini yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır