Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1007 E. 2021/225 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1007 Esas
KARAR NO:2021/225

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR:DAVANIN REDDİ
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM/ Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/09/2017 tarihli taşıma sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin konusunun müvekkili şirkete ait kargoların davalı şirket tarafından ve yine davalı şirket şubelerinin olduğu il ve ilçelere taşınması işi olduğu, davalı şirket yetkilileri ve çalışanlarının bir müddet sonra sözleşmeye aykırı şekilde hareket ettiğini, davalı şirketin haksız eylemlerinin olduğunu, taraflar arasında E fatura sistemine geçildikten sonra muhtelif şubelerden müvekkili şirkete kesilen faturaların iptal edildiği ancak yerine yeni fatura düzenlenip müvekkili şirkete gönderilmediğini, dolayısıyla iptal olan faturaların müvekkili şirketin muhasebesinde kayıt altına alınmadığını, bu durumun müvekkili şirkette KDV zararına, muhasebe ve maliye zararına yol açtığını, iş bu zararın tespiti ve tazminin gerektiğini, müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemeler müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemelerin şirketin güncel borcundan düşürüldüğü, davalı şirket tarafından geçmişe dönük borçların kapatılmadığı, netice olarak müvekkili şirketin vadesi geçmiş borcunun sürekli açık tuttuğu ve faiz işletilerek müvekkili şirketin yüklü borç altına bırakıldığını, iş bu zararın tespiti ve tazmini gerektiği, davalı şirket yetkilileri ve çalışanlarının müvekkili şirketten ödeme talep ederken her seferinde kargo alımlarını durdururuz tehdidini ileri sürdüklerini, davalı şirketin … Şubesinin 01/06/2018 tarihinde müvekkili şirkete haber vermeden kargo alımlarını durdurduğunu, müvekkili müşterilerini arayarak ödeme alamadığımız için alımları durdurduklarını söyleyerek müvekkilin ticari itibarını zedelediklerini, bu davranış neticesinde müvekkili şirketin bir çok müşterisini kaybettiğini, iş bu zararların tespiti ve tazmini gerektiğini, davalı şirket ile yapılan sözleşmede iade kargoların 3 günlük bekleme süresi olmasına rağmen davalı davalı şirket şubelerinin 1 günde kargoları iade ederek müvekkili şirketi zor durumda bıraktığını, sözleşme gereği ve davalı şirketin satış müdürü tarafından sözleşmenin 2. Ayından sonra iade edilecek kargolarda %50 indirimli fiyatlandırma olacaktır söylemlerine rağmen davalı bu sözünde de durmadığı ve müvekkili şirketin maddi zarara uğratıldığını, davalı … şubesinin müvekkili firma müşterilerine kötü ifadelerde bulunarak müvekkili firmanın ticari itibarını zedelediklerini, tüm bu olumsuzlukların davalı şirket genel müdürlüğüne mail ve sözlü olarak iletildiğini, buna rağmen olumlu sonuç alınamadığını, bu nedenlerle müvekkilinin maddi taleplerinin ileride tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminata ve 15.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 16.000 TL’nin davalıdan tahsiline, ücreti vekaletin ve dava masraflarının davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacıya ait kargolar Müvekkili şirket tarafından müvekkili şirket’in şubelerinin olduğu il ve ilçelere taşındığını, işbu sözleşme gereğince müvekkili şirketin ve davacının belli ifa yükümlülükleri olup her iki taraf da eksiksiz bir şekilde basiretli tacir gibi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan taşımaların karşılığında davacı taraf müvekkili şirket’e taşıma bedellerini tam ve vadesinde ödemekle yükümlü iken davacı bu yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmediğini, müvekkili şirket tarafından kargolar davacının belirttiği adrese taşınmasının ardından sözleşmenin 6. Maddesi gereğince her cuma faturalar düzenlenmiş ve davacıya teslim edildiğini, ancak davacı taraf taşıma hizmet bedellerini fatura tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödeme yapması gerekirken ödemelerini her zaman geciktirmiş ve müvekkili şirketi zarara uğrattığını, bu hususta yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle yasal her türlü haklarını saklı tuttuklarını, davacının huzurdaki davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmede hukuki yararı bulunmadığını, davanın HMK madde 107 uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacının fatura ile sabit bir uyuşmazlığa konu davayı belirsiz olarak açması hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ödemiş olduğu KDV miktarlarının da belli olduğunu, belirli bir alacağın belirsiz olarak gösterilemeyeceği ilgili mevzuat gereği aşikar olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddini talep ettiklerini, davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmesi gerektiğini ancak huzurdaki uyuşmazlıkta davacı iddialarını somutlaştırmadığını, her ne kadar davacının taraflar arasında e fatura sisteme geçildikten sonra müvekkili şirket tarafından davacıya kesilen faturalar iptal edildiğini ancak yerine yeni fatura gönderilmediğini ve bu sebepten dolayı zarara uğradığını iddia etmişse de davacının bu hususta beyanları gerçeği yansıtmadığını, davacının yapmış olduğu ödemelerin davacının güncel borcundan düşüldüğü ancak geçmişe dönük borçlarının kapatılmadığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, tüzel kişilerin insanlara özgü duyguları hissedebilmesi mümkün olmadığından manevi tazminat talep edemeyeceklerini, iş bu uyuşmazlık konusu teknik ve uzmanlık gerektiren hususlar içerdiğini, bu sebeple uzman bilirkişilerce incelenesi ve değerlendirilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığından esasa ilişkin diğer itiraz ve beyanların göz önünde bulundurularak davanın esastan reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR VE GEREKÇE / Tüm dosya kapsamı incelenip değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarından, anlaşamadıkları hususlar, anlaştıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler şu şekildedir:
Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 07/09/2017 tarihli taşıma sözleşmesi gereği, davalı tarafın yetkili ve çalışanlarının yapmış olduğu hukuka aykırı davranışları ve haksız eylemleri bulunduğu iddiasıyla uğramış oldukları maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı genel mahiyette iddia olunan vakıaları inkar etmiş, sorumlu olmadıklarından bahisle davanın reddini savunmuştur.
Dava; taraflar arasında imzalanan taşınma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
TMK 6 ve 7, KTK, TBK ile HMK 187- 293. maddeleri gereğince ispat hususuna ve ispat kurallarına dikkat edilmiştir. Haksız fiilin unsurları haksız/ hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olup bu unsurlar kümülatif yani birlikte aranır hükmüne dikkat edilmiştir. Ayrıca taraflar arasındaki akdolunan sözleşmenin varlığına ve tarafların sözleşmesel sorumluluğuna dikkat edilmiştir. Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, toplanan deliller ile taraflarca dosyaya ibraz edilen tüm deliller incelenmiştir.
Tanık … dinlenmiş, ” … Ben davacı … Şirketinde 2017 Eylül 2018 Eylül tarihleri arasında çalışıyordum şuanda çalışmıyorum … Kargo aracıdır … Şirketi ile birlikte çalışıyorduk müşterilerimizin kargolarını aracı şirket olarak … Şirketine taşıttırırdık, …’nin … şubesi vasıtasıyla imzaladık müşterilerimizin kargolarını …’nin muhtelif şubelerinden aldırtırdık, alınan kargoların faturalarını diğer şubeler … … Şubesine fatura ederdi onlarda bize tebliğ ederdi. Ama tebligat çift fatura olurdu mükerrer tahsilat yapmak isterlerdir sorun bundan kaynaklandı diye biliyorum bu durumu farkedince ihtar ettik bunun karşısında da tek fatura kesildi ancak cari hesaplarına iptal edilen faturaları da kayıt etmişler … … 2018 yılının başında şubeden bayiliğe çevrildi.şube iken ödemeleri şubeye yapardık bayi olduğunda ödemelerimizi bölge merkezine yapmaya başlamıştık bundan dolayı bayi sahibi rahatsız oldu ve tanıdığı şubelere bizim kargolarımızın alımını durdurttu, Farmasi firması gibi yoğun olarak çalıştığımız müşterilerimizi bizzat arayarak bizim kargolarımızın bedelini ödemediğimizi ve kargo alımını durdurduklarını iletmişler bu durum davacı şirketin maddi manevi zararına neden olmuştur çünkü duyumuma göre ciro yarıya düşmüştür bu durumdan bölge merkezinin haberinin olmadığına dair yazı gelmiştir. Haberleri olduğunda çözüm sağlanmıştır çözüm 2018 Haziran ayı gibi olmuştur bu tarihten sonra ticari ilişkimiz de son bulmuştur. … ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … dinlenmiş ” … ben şirket olarak davacı şirketi aracı kılarak taşıma işlemi yaptırmaktaydım davacı şirket davalı şirketle anlaşmalı olduğundan çalıştığımız dönemde yani 2017 yılında taşıma işlerini … Kargoya yaptırmaktaydı biz … Kargo’yu arardık … Kargo da … Kargoyu arar bunun üzerine düzenlenen taşıma faturası tarafımıza verilirdi.Zamanla her zaman yaptığımız şekilde … kargoyu aradığımızda eşyalarımızı taşımaya gelen olmamaya başladı … Kargo … Kargoyu aradığını bize iletti ancak taşıma işlerimizde aksama oldu bunun üzerine bizzat … Kargoyu biz aradık bize söylenilen merkez’den yani … ‘nin merkezinden … şubesine para gönderilmediği için bu yolu izlediklerini söylediler taşıma işlerimi halen … Kargo ile yapmaktayım ancak farklı kargo firmaları ile taşımaktayız bunun üzerine bu yaşanılan sıkıntılardan sonra davacı … kargo yetkililere muhasebe bölümüne gelip ilgili faturaları bizden teslim aldılar alacağa ilişkin ilgili işlemleri davacı şirket yapmaktadır bizim bilgimiz dahili dışındadır. … ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi SMMM … ve Lojistik ve Taşımacılık Uzmanı … tarafından hazırlanan 11/06/2020 tarihli teknik raporun incelenmiştir.
Davacı … … Hiz. Ltd. Şti tarafından incelemeye sunulan 2017-2018 yıllarına ait defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı … … A.Ş tarafından incelemeye sunulan 2017-2018 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre davalıya 31/12/2018 tarihi itibariyle 56.875,95-TL borçlu göründüğü, davalının incelenen ticari defterlerine göre davalıdan 31/12/2018 tarihi itibariyle 29.299,83TL alacaklı göründüğü, davacı yanın davalı yana yönelik iddiası, davalı yanın sözleşmeye aykırı şekilde hareketi, fiyat değişikliği ile artım yapılması, kargoların 3 gün bekleme süresinin uygulanmadan 1 günde iadesi, tehdit unsuru, ticari itibarın zedelenmesi vb. hususların ispata muhtaç olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi SMMM … ve Lojistik ve Taşımacılık Uzmanı … tarafından hazırlanan 17/12/2020 tarihli ek teknik raporu incelenmiştir.
Davalının 2017 yılında düzenlemiş olduğu faturaların davalı ve davacı ticari defterlerinde bulunduğu, iade faturaların davalı ticari defterlerine kaydedildiği, davacı ticari defterlerinde görülemediği, davacının incelenen ticari defterlerine göre davalıya 31/12/2018 tarihi tibariyle 56.875,95-TL borçlu göründüğü, 28.582,03-TL’lik ödemenin cari hesaplarına işlenmesi durumunda bakiyenin 28.293,92-TL olacağı, davalının incelenen ticari defterlerine göre davacıdan 31/12/2018 tarihi itibariyle 29.299,83-TL alacaklı göründüğü, 31/07/2018 tarihinden sonra düzenlenmiş faturaların ve ödemelerin ise davacı taraf da bulunmaması nedeniyle davacının bakiyesine eklenmesinin mümkün bulunmadığı taktir edilmiştir. Yine davacı yanın davalı yana yönelik iddiası, davalı yanın sözleşmeye aykırı şekilde hareketi, fiyat değişikliği ile artım yapılması, kargoların 3 gün bekleme süresinin uygulanmadan 1 günde iadesi, tehdit unsuru, ticari itibarın zedelenmesi vb. hususların ispata muhtaç olduğu anlaşılmıştır.
Saptanan ve hukuksal durum karşısında; maddi zarar açısından ticari kayıtların teknik değerlendirmeleri de dikkate alındığında; deliller kapsamında davacının maddi zararının oluştuğuna dair kanaat oluşmamış, faturanın hukuki niteliği düşünüldüğünde davalı tarafın itirazları ile ayıplı ifa savunmasına dikkat edildiğinde davacının davasını ispatlayamadığına kanaat getirilmiştir. Dosyaya sunulu bilgi ve belge ile aksine dair kanaat getirilmemiştir. Davacının davasında maddi zararı açısından haklılığına kanaat getirilememiş bu nedenle varlığına kanaat getirilmeyen maddi zararın tazmini davasının reddi gerekmiştir. Dava konusu maddi zarar tazmini istenen değer ve belge ile ispat kuralı dikkate alınarak yazılı delil ve belgeyle ispata değer verilmiştir. Davasını davacı ispat edememiştir. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde maddi zarar açısından kanunen, taktiren ve vicdanen karar vermek gerekmiştir. Manevi zararın ispatı noktasında da davacı manevi zararını ispat edememiştir. Tanık beyanları da manevi zararın varlığına kanaat getirmeye yetecek değerde bulunmamıştır. Şöyle ki maddi zararın ispatında davacı tarafından belirtilen davalı haksız fiillerine kanaat getirilmemekle ticari itibarın zedelendiği veya müşteri kaybı yaşandığına dair sonuç kanaat oluşmamıştır, aksine dair yani davacı tüzel kişiliğin manevi zararının varlığına dair de dosyada başkaca bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. İstenilen manevi tazminat para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır, çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinilmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir, aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaçlamaktadır. Bu nedenle tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır, bu nedenle bu tazminatın sınırı amacına göre belirlenmiş, manevi tazminat taktir edilmemiştir. Manevi tazminat, kusurlu tarafın fiili sonucu bozulan ruh huzurunun, duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından Mahkememizce T.M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkı kullanılarak, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı değerlendirilmiştir. Maddi ve hukuki olgular; hukuk- hak- nesafet- hakkaniyet- ülkenin ekonomik koşulları- tarafların ekonomik sosyal durumları- paranın satın alma gücü- tarafların kusur durumları- olayın ağırlığı- olay tarihi- gelişen hukukta tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oran- cezadan çok mağduru tatmin edici- manevi tazminatın bölünmezliği ile birlikte değerlendirilmiştir. Tüm dosya içeriğine göre vicdanen- takdiren ve kanunen aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Gerekçesi yukarıda izah olunduğu üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine,
2- 6100 S HMK gereğince ve Harçlar Kanunu uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre karar ve ilam harcı olan 59,30 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 273,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 213,94 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ ye gelir kaydına, başvuru ve vekalet suret harcının davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İşbu dava nedeni ile davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin davacı uhdesinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince maddi tazminat yönünden dava red edilmekle belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve 6100 S HMK gereğince manevi tazminat yönünden dava red edilmekle belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-6100 S HMK m. 333 uyarınca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen davacı gider avansının iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, mahkememize yazılı / sözlü başvuru ile zabıt katibince tutanağa geçirilmek suretiyle kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul BAM’a gönderilmek üzere istinaf yasa yolu açık olmak üzere yapılan tahkikat sonucunda karar verildi. Karar usulen açıklandı, okundu.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır