Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1005 E. 2021/544 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/964 Esas
KARAR NO : 2021/531

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ -İSTEM /
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin şirketlere takım çalışması ve motivasyon atölyeleri düzenleyen … Hizmetleri şirketlerinin kurucusu olduğunu, …, 2016 ve 2017’de üç yıl üst üste En İyi Etkinlik Sağlayıcısı (…) ödülünü … adına aldığını, davalıların müvekkil şirkette çalışmış olduğu dönemde ticari ahlak, teamül ve Türk Ticaret Kanunu ve İş Kanunu ilgili hükümlerince korunması esas iken edindiği ticari sırları müvekkil şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren başkaca şirket(ler)le paylaşmakta ve bu bilgiler doğrultusunda haksız kazanç elde ettiklerini, davalıların müvekkil şirketin faaliyeti ve ticari işletmesi ile iltibaslar (aldatıcı benzerlik) meydana getirmeye çalışarak haksız rekabette bulunduklarını, davalılardan …’ün iş akdinin müvekkilin şahıs işletmesi olan …’ta sigortalı olarak çalışmakta iken, müvekkil firma aleyhine tavır-davranışları, müvekkil aleyhine hareketleri ve konuşmaları sebebi ile müvekkil tarafından “Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranmasından dolayı” feshedildiğini(bu durumun müvekkil şirketin müşterilerinin müvekkilini uyarması neticesinde ortaya çıktığını), davalılardan … ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra bu sefer de, diğer davalı …’in istifa mektubunu yazarak adeta şüpheli bir şekilde iş yerinden uzaklaştığını, müvekkilinin müşteri portföyünün … ve diğer davalı ile birlikte ziyaret edildiğini, mailler atılarak fiyat kırma politikası izlendiğini, müvekkilinin iş teklifleri aldığı, mailleştiği, fiyat geçtiği firmaların iletişim bilgilerinin diğer davalı … tarafından, izinsiz olarak ele geçirildiğini ve müşterilere müvekkilinin itibarını sarsıcı beyanlarda bulunulduğunu, davalılardan …’in diğer davalı işten ayrıldıktan sonra kendisi halen şirketin içerisinde kaldığı için şirkete gelen tüm mailleri gizlice ele geçirmiş ve artık müvekkilin şirketi ile ilgisi kalmayan …’e ileterek müvekkilin işlerini engellediğini, bazı firmalara yeni fiyat teklifleri sunduğunu, bazılarına ise halen müvekkil bünyesinde çalışıyormuşcasına iş teklif ettiklerini, keza maillere gizlice girdiğinden ötürü ”Bilişim Sistemlerinin Kullanılması suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu”nu işlediğinden bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğu ve soruşturma aşamasının halen devam ettiğini, müvekkili arayan bir çok müşterinin ”… ve … geldi ve iş istedi, düşük fiyat teklif ettiler, işi senin adına teklif ettiler” diyerek şikayet telefonları ettiklerini, müvekkilinin müşterileri nazarındaki itibarının sarsılması, senelerce emek emek uğraşarak yaptığı ve bir servet harcadığı işletmesinin 1-2 tane kurnazın hazıra konma çabaları ile zedelendiğini, müşterilerinin gözünde çalışanlarına sahip çıkamayan, işine sahip çıkamayan bir işveren pozisyonuna düştüğünü, bu nedenle müvekkilin uğradığı manevi zararın da tazmini gerektiğini beyanla davanın kabulü ile Davalıların eylemleriyle haksız rekabet içerisinde olduğunun tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, müvekkilin uğramış olduğu zarardan dolayı şimdilik 1.000-TL maddi ve 20.000-TL manevi tazminatın haksız rekabetin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve bu hususların masrafı davalılar tarafından karşılanmak üzere kamuya ilanına, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılara yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın cevap dilekçesi sunmadığı, H.M.K nun 128. maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettikleri varsayılmıştır.
KANITLAR VE GEREKÇE /
Davacı şirketin İTO kayıtları, davalıların SGK kayıtları, savcılık dosyası ve taraflarca gösterilen diğer deliller toplanmıştır.
Mahkememizin 16/01/2020 tarihli celsesinde davacı tanıkları olan tanık … beyanında; “Ben halen abim olan davacının iş yerinde satın alma ve depo işlerine bakıyorum, davalıları tanırım, davalılar yaklaşık 5-6 ay kadar abimin iş yerinde çalıştılar, … organizasyon işleri için teklif veriyor, aynı zamanda alınan işler kapsamında düzenlenen organizasyonlara katılıyordu, … ise teknik elemandı, bilgisayar ve baskı işleriyle ilgileniyordu, … işten ayrıltıktan iki gün sonra sürekli çalıştığımız baskıcımız …isimli iş yerine gittiğimde bana …’ın abimin firması adına … ürünlerinin baskısını istediğini, ancak baskı yapılmasına rağmen …’ın ürünleri teslim almadığını, baskı ücretinin ödenmediğini söylediler, baskıları ben teslim aldım, baktığımda bunların abimin iş yeri arşivinde bulunan tasarımların kullanıldığını gördüm, abimin firmasında o tarihlerde … baskısını gerektirir herhangi bir iş yoktu, tedariği ben yaptığım için böyle bir ihtiyaç olmadığını bizzat biliyorum, bu nedenle …’ın bizim firma adına iş yapıyormuş gibi göstererek baskıcıdan bizim tasarımlarımızı aldığını ve bunları kullanarak başka firmalar ile iş yaptığını anladım. Ayrıca bizim iş yerinde dışarıdan ihtiyaç olduğunda gelip çalışan asistanlarımız vardır, bunlar part-time çalışırlar, bunların Kıbrıs’taki bir organizasyona gittiklerini, o organizasyonda organizasyonu düzenleyen olarak … ve …’ı gördüklerini biliyorum, zira bu asistanlar daha sonra bana gelip Kıbrıs’taki organizasyonun bizim firmamız tarafından düzenlendiğini zannettiklerini hatta neden orada olmadığımızı merak ettiklerini anlattılar, oradan … ve …’ın bizim firmamızda çalıştıkları dönemde Kıbrıs’taki organizasyon işi için bizim firmamız adına teklif verdiklerini fakat işten ayrıldıktan sonra bu organizasyon işini kendilerinin firmamızı dışarıda bırakarak alıp devam ettirtiklerini anladık. Ofis içindeki konuşmalardan organizasyonu yaptıran müşterinin, işin halen abimin firması tarafından yapıldığını zannettiklerini anladık, zaten bu durumu daha sonra davalıların sosyal medya hesaplarından tespit ettik, ayrıca … isimli çalışan iş yerinden ayrılacağı için teknik hususlarda davalı …’ı yetiştiriyordu ve bu nedenle …’in bilgisayarında bulunan firmaya ilişkin bütün bilgilere vakıftı, bu bilgisayarda çok fazla vakit geçirdiğini hatırlıyorum, Davalılar işten ayrıldıktan sonra bizim firmamızın müşterileri tarafından abime birtakım şikayetler gittiğini biliyorum, müşterilerin abime davalılar tarafından kendi adlarına fatura gönderdiklerini söylediklerini abim bana anlattı, müşteriler bizim firmamız ile iş yaptıklarını zannetmelerine rağmen aslında davalılar ile iş yapmışlar.” şeklinde, Tanık … beyanında; “Ben 6-7 yıldır davacının firmasında proje kordinatör olarak çalışıyorum, davalıları tanırım, aynı iş yerinde 6 ay kadar birlikte çalıştık, ben daha çok … ile birlikte çalışıyordum o da benimle aynı işi yapıyordu, ikimiz de organizasyon işleri için müşterilere teklif veriyorduk, Semih’in bizim iş yerimizden ayrıldıktan sonra bu iş yeri adına verdiği teklife konu organizasyonu daha sonra kendisinin tamamladığını, sosyal medya hesabındaki paylaşımlardan davacının bana göstermesi sonucu haberdar oldum, fakat işin detayına ilişkin bilgim yok. Bana gösterdiğiniz fotoğraflardan sadece üzerinde “Farkınla değer yarat” yazan 4 kişinin bulunduğu fotoğraftaki uzun kollu gömlek giymiş olan kişi Semih’tir onun dışındaki fotoğraflarda … ve … yok, bu fotoğraftaki …’ta yapılan iş için Semih’in bizim firmamızda çalıştığı dönemde firma adına verdiği tekliflerden biri olma olasılığı yüksektir, bunun dışında … ile ilgili somut bir bilgim yok, sadece ofiste konuşulan baskı meselesini hatırlıyorum ancak detayını bilmiyorum, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde, Tanık … beyanında ise; “Ben davacının iş yerinde 8 yıldır grafiker olarak çalışıyorum, davalılarla aynı iş yerinde 1,5 yıl kadar çalıştım, ben daha çok … ile birlikte çalışıyordum, o da grafikerdi, ben …’ın bizim baskıcımıza firmanın haberi olmadan ama firma adına baskı işi yaptırdığını öğrendim, bizim firmanın böyle tedarik ihtiyacı yoktu, dolasıyla bu baskının … tarafından iş yerinden ayrıldıktan sonra yapılacak organizasyon işi için kullanılmak üzere yaptırıldığını anladık, bu baskının ücretini de tedarikçi ödememiş bunu da biz ödemek zorunda kaldık, ayrıca davalı … işi sebebiyle firma çalışanları ve firma adına olan e-mail adreslerinin şifreleri dahil olmak üzere firmanın tasarımlarını, ayrıca müşterilerle yapılan mail yazışmalarını bilgisayardaki kayıtlara ulaşabilmesi sebebiyle görüyor ve biliyordu, bunları kullanarak firma müşterilerini … ve …’ın kendilerine çektiklerine dair benim somut bir bilgim yok, ayrıca …’taki bir organizasyon işi için bizim firmamızın part-time çalıştığı ekibi …’in …’a götürdüğünü, bu çalışanlara işin davacı firma adına yapıldığını söylediğini ancak işi kendi adına yaptığını biliyorum, başka bildiğim somut bir şey yoktur, ayrıca firma müşterilerinin davalılar ile ilgili davalılar işten ayrıldıktan sonra şikayet içerikli herhangi bir geri dönüşlerinin olup olmadığını bilmiyorum, bilgi ve görgüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanında bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 Sayılı TBK’nun 444.maddesinde (818 Sayılı BK’nın 348) düzenlenen işçinin rekabet yasağından ve işçi ile işveren arasında düzenlenen sözleşmeye aykırılık iddiasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır.
HMK’nun 320 maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının; davalıların davacıya yönelik, mahkemece tespiti ve men’i gereken, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ve davacının bu eylemler nedeniyle maddi ve manevi tazminat alacağının varlığı ve miktarı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça ”…davalıların müvekkil şirkette çalışmış olduğu dönemde ticari ahlak, teamül ve Türk Ticaret Kanunu ve İş Kanunu ilgili hükümlerince korunması esas iken edindiği ticari sırları müvekkil şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren başkaca şirket(ler)le paylaşmakta ve bu bilgiler doğrultusunda haksız kazanç elde ettiklerini…” belirttiği, yine ”…davalılardan …’ün iş akdinin müvekkilin şahıs işletmesi olan …’ta sigortalı olarak çalışmakta iken, müvekkil firma aleyhine tavır-davranışları, müvekkil aleyhine hareketleri ve konuşmaları sebebi ile müvekkil tarafından “Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranmasından dolayı” feshedildiğini(bu durumun müvekkil şirketin müşterilerinin müvekkilini uyarması neticesinde ortaya çıktığını)…” belirttiği ve son olarak yine ”…diğer davalı … tarafından, izinsiz olarak ele geçirildiğini ve müşterilere müvekkilinin itibarını sarsıcı beyanlarda bulunulduğunu, davalılardan …’in diğer davalı işten ayrıldıktan sonra kendisi halen şirketin içerisinde kaldığı için şirkete gelen tüm mailleri gizlice ele geçirmiş ve artık müvekkilin şirketi ile ilgisi kalmayan …’e ileterek müvekkilin işlerini engellediğini, bazı firmalara yeni fiyat teklifleri sunduğunu, bazılarına ise halen müvekkil bünyesinde çalışıyormuşcasına iş teklif ettiklerini, keza maillere gizlice girdiğinden ötürü ”Bilişim Sistemlerinin Kullanılması suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçu”nu işlediğinden bahisle … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunulduğu ve soruşturma aşamasının halen devam ettiğini…” şeklinde davalıların gerek iş akdinin devamı sırasında, gerekse sonrasında davacı şirketin ticari ilişkide bulunduğu şirketlerle ticari ilişkiye girmek suretiyle haksız rekabet hükümlerini ihlal ettiğini belirtilerek, davalılar aleyhine eldeki davayı yönelttiği anlaşılmaktadır.
HMK nun 1. Maddesi hükmüne göre; göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca, dava şartı olan bu husus, HMK nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinde araştırılır. Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle davalı işçilerin iddia edilen rekabet yasağına aykırı fiil/faaliyetlerinin iş akdi devam ederken başlayıp başlamadığı hususu tespit edilmelidir. Davacı tarafça, haksız rekabet teşkil ettiği belirtilen ve iddia edilen eylemlerin, davalı işçilerin iş akitlerinin devamı sırasında başladığı, iş akti sona erdikten sonra da devam ettiği ileri sürülmektedir. Bu hali ile, iş akti sona erdikten sonraki döneme ilişkin eylemler, aktin devamı sırasında başlayan eylemlerin devamı niteliğinde olup, iş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Bu haliyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın İş Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 07/02/2019 tarih, 2015/33389 Esas ve 2019/2979 Karar sayılı ilamı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesinin 26/11/2020 tarih, 2020/1610 Esas ve 2020/1370 Karar sayılı ilamı) Tüm bu nedenlerle Mahkememizce İş Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin, görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli İstanbul İş Mahkemesine tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip … ¸

Hakim … ¸